Yeni Üyelik
22.
Bölüm
@thvrely

Tüm kitaplarımda taslaklarda bölüm kalmadı. Mecburen yazmam gerekiyor ama iki kitabımda tıkandım, geriye kalan altı kitabıma da hiçbir şey yazasım yok.

Ama bu akşam hem bu kitaba, hem Sensin Sebebim'e ve vakit kalırsa da Andromeda ile Sevmesin Kimse Seni'ye yazmayı düşünüyorum. En azından taslakta birkaç bölümüm olmuş olur.

Birde eğer yapabilirsem bölüm biriktireceğim... İşim zor bayaa

***

Siz: Bak, biliyorum seninle konuşmamam gerekiyor

Siz: Ama..

Siz: Yani şey

Siz: Eski konuşmalarımızı özledim

Siz: Eski samimiyetimizi özledim

Siz: Arkadaşımın abisi olman bir engel, biliyorum

Siz: Ama sana mesaj atmaktan kendimi alıkoyamıyorum

Siz: Şuanda sana yazmam hiçbir şey değiştirmeyecek

Siz: Bunu da biliyorum

Siz: Bir zavallı gibi eski mesajlarımızı okumakta istemiyorum

Kedy: Zavallı mı?

Kedy: Ne zaman kendine hakaret etmeyi bırakacaksın?

Görüldü.

Kedy: Kendine hakaret etmeyi bırak Flora.

Kedy: Sen zavallı değilsin.

Kedy: Babanın seni bu şekilde görmesi bir şeyi değiştirmiyor.

Kedy: Ayrıca hiçbir erkeği kendine yaklaştırmadığını anlayabiliyorum gözlerinden.

Kedy: Babanın o gün sana söylediği sözleri unut.

Siz: Unutmak istediğimde unutabilecek miyim?

Siz: Eğer unutabilseydim emin ol gecelerimi panik ataklarıma harcamazdım.

Kedy: Anlıyorum seni.

Siz: Nasıl anlıyorsun?

Siz: Empati kurarak mı?

Kedy: Bir dakika.

Kedy: Bu konuşma bana fazla tanıdık geliyor.

Siz: Tanıdık gelir tabii.

Siz: Arel. Sen benim yaşadığım hiçbir şeyi bilmiyorsun.

Kedy: Emin ol bunun farkına geçen günlerde vardım.

Kedy: Sandığımdan daha kötü bir geçmişin var.

Siz: Sadece geçmiş?

Siz: Sadece geçmiş ile mi kaldı dersin?

Siz: Sence geçti ve bitti mi bu olanlar?

Kedy: Ben bundan mı bahsediyorum, Flora?

Siz: Bilemiyorum artık.

Kedy: Neden sana her yaklaştığımda ters tepki veriyorsun?

Siz: İnsanların neler yaşadığını bilmeden yargılıyorsun.

Siz: Senin yüzüme vurduğun onlarca şeyin ağırlığını tahmin edebiliyor musun?

Siz: Senin ablan mı öldü Arel?

Siz: Peki ya senin ablan, gözlerinin önünde baban tarafından öldürüldü mü Arel?

Görüldü.

Siz: Emin ol bu iki şey arasında büyük bir fark var.

Siz: Bana kemik torbası diyorlardı.

Siz: Neden? Kilom düşük olduğundan.

Siz: Neden? Bacaklarım ve kollarım incecik olduğundan.

Siz: Sen et, peynir, zeytin gibi şeyler tüketirken sordun mu hiç sen ne tükettin diye?

Siz: Aç kaldın mı sen günlerce?

Siz: Bir kuru ekmek ya, bir kuru ekmek.

Siz: Ömrüm boyunca sadece buna layık görüldüm ben.

Siz: Peki ya neden?

Siz: Bir hiç için.

Siz: Herkesin kendine göre ağır dertleri veya yaşanmışlıkları olabilir.

Siz: Ve sen bunu "empati" olarak adlandıramazsın.

Siz: Empati mı kurdum? Evet. O gün eğer ablam trafik kazasında ölse ne hissederdim diye düşündüm.

Siz: En azından babam bana da bunları yapar diye tedirgince uyumadın Arel.

Siz: Şuan dert yarıştırmıyorum.

Siz: Yanlış anlama.

Kedy: Yaşadıklarının ağırlığını bilmeden konuştuğum için özür dilerim ama her şeyi açıklayabilirdin bana.

Kedy: Sana bir omuz olabilirdim böylece.

Siz: Açıklasam ne değişecekti?

Siz: Unutturabilecek miydin bana tüm bu yaşananları?

Kedy: Unutturamasam da seni bir süreliğine onlardan kurtarabilirdim.

Siz: Nasıl yapacaktın bunu?

Kedy: Aklını başından alarak.

Siz: Aklımı başımdan alarak, ha?

Siz: Aklımı başımdan alarak.

Siz: Tekrar soracağım, nasıl yapacaktın bunu?

Kedy: Belki de götünü ısırırdım, kim bilir?

Siz: Şakanın hiç sırası değil, Arel.

Kedy: Şaka yapmıyorum.

Kedy: Aramızdaki ince duvar buna engel değil.

Kedy: Ayrıca gecenin bir saati olduğunu ve Mayıs'ın evde olmadığını hatırlatmıyorum bile.

Siz: Ya, öyle mi?

Siz: Travma mı eklemek istiyorsun bana?

Kedy: Travma olacağımı sanmam.

Kedy: Yine travma gibi aklından çıkmam ve hatırladıkça bir garip olursun ama farklı şekillerde.

Siz: Buyur gel o zaman.

Kedy: Sen kaşındın.

Siz: Ben mi kaşındım? *mesaj iletilmedi

Siz: Ne yapacağımı bilmeden bu kadar rahat konuşman güldürücü. *mesaj iletilmedi

***

Ayağa kalkıp kapıya ilerledikten sonra sessizce kilitleyerek sırıttım.

Gelsin de ısırsın şimdi.

Küçük delikten Arel'in gelip gelmeyeceğini gözetlediğim esnada arkamdan kısık sesli bir gülüş geldi.

"Götünü bana dönmüşsün. Isırayım diye bu kadar zahmete gireceğine direkt söyleyebilirdin."

Eyvah.

Üç odayı birbirine bağlayan o terası hesaba katmadım.

 

Loading...
0%