@thvrely
|
Bu bölüm şu medyaya eklediğim şarkıyı dinleyin lütfen. Daha doğrusu dinleyerek okuyun. Bölüm ile şarkı o kadar uyumlu ki, ben bile kendimi kaptırıyordum az kalsın. Bu bölüm Arel'e sövenleri engelliyomusum *** Sessizliğin ortasında kitapları yerleştirmeye başladım. Daha sabah saatleri olduğundan kütüphanede neredeyse hiç kimse yoktu. Ben vardım. Barlas ve Ekin vardı. Birde Arel vardı. Beyaz sweatlerinden birisini giymişti. Test kitabına doğru eğildiğinden dolayı siyah, dalgalı tutamları alnına dökülüyordu. Onu seyretmeyi bıraktıktan sonra kitapları alfabeye göre dizmeye devam ettim. "Flora!" Bir erkek sesi kulaklarıma ulaştığında, elimdeki kitabı da rafa koyduktan sonra sesin geldiği yöne baktım. Mete. Arel de dahil herkesin kafası Mete'nin bulunduğu yere döndü. Kaşlarımı çatarak ona baktım. "Biraz daha kısık sesle konuşamaz mısın?" Diye fısıldadığımda eliyle dudaklarını örttü. "Değil mi? Burası bir kütüphane." Kıkırdayarak yanına gittikten sonra kollarımı beline doladım. "Hoş geldin." Dediğimde kısık sesle güldü. "Beni hiç özlemiyorsun galiba. En son geçen hafta bana yazdın." Görmeyeceğini bilsem de dudaklarımı büzdüm. "Haklısın. Seni unutmuşum." Dediğimde sırtıma bir tane patlatıverdi. "Ne demek seni unutmuşum? Ha bu arada, beyaz sweatli bir erkek bana dik dik bakıyor." Sırıttım. "O sadece arkadaşımın abisi. Ona aldırma." Dedim kollarımı Mete'nin belinden ayırırken. Güldü. "Bana aranızda daha başka bir şey varmış gibi geldi ama neyse." Göz kırptıktan sonra sağ kolundaki bez çantayı gösterdi. "Malum sınavlar başlıyor. Biraz çalışmam lazım." "Bence de çalış. Birde yine yks olursun falan." Dedim sırtına vurarak. Kıkırdayarak boş olan masalardan birine oturdu. Bez çantasından defterini ve kitabını çıkartıp kalemliğini de çıkarttıktan sonra kablosuz kulağını kulağına takıp ders çalışmaya başladı. Gözlerimi Mete'den çektim. Bu sefer gözlerimin durağı Arel'di. Bana ve Mete'ye kaşlarını çatarak bakıyordu. Tek kaşım havaya kalktı. "Ne oluyor?" Dedim dudaklarımı oynatarak. Kaşları daha da çatıldı. Ayağa kalktıktan sonra birkaç hızlı adımda yanımda ulaştı. "Benimle beraber personel odasına gelir misin, Flora?" Dedi resmen dişleri gıcırdarken. Dudaklarımı birbirine bastırdıktan sonra gülümsedim. "Peki." Arel hızlı hızlı personel odasına doğru ilerlerken sırıtışımı gizleyerek bende arkasından personel odasına girdim. Odaya girdiğim gibi kapıya kıstırılmam bir oldu tabii. Arel bir elini sağ omzumun üstüne koymuş, yüzüme doğru eğilmişti. "O çocuk kim?" Dediğinde kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. "Mete." Sinirle soluğunu verdi. "Kim lan bu Mete?" Diye sorduğunda, yanaklarımın iç kısmını dişledim. "Arkadaşım." "Sikerim arkadaşını, sana sarılamaz." Arel'in küfretmesi beni şoka sokarken şaşkınlıkla ona baktım. Resmen deliye dönmüştü. "Bir daha o herif senin yakınına yaklaşırsa onu öldürürüm." Bana sertçe baktı. İçine derin bir nefes çektikten sonra bana daha da yaklaştı. "Sikerim şimdi yaşlarımızın küçük olmasını ve yeni tanışmamızı. Sana benden başkası dokunamaz." Ve dudakları dudaklarıma değdi.
|
0% |