@thvrely
|
Oy Sınırı: 20 Annemle pazardan dönüyorduk, karşımızda da bir bank vardı. Bankta da üç tane teyze. Neyse geçiyoruz işte, o esnada da kafalar bende, hepsi beni süzüyor. Ben yürüdükçe kafaları da beni takip ediyor .d Biri de yanındakine dedi ki "Kız güzelmiş, benim oğlana alsam mı?" tövbe estağfurullah teyze ben okuyorum aa *** Kararımı vermiştim. Her şeyi Arel'e söyleyecektim. Ayrıca zamanı çoktan gelmişti ve hatta geçiyordu bile. O gün dudakları dudaklarımı bulmuştu. Bu günün üstünden tamı tamına iki hafta geçmişti. Şuana kadar adını koymadığımız ilişkinin adını koyacaktık. Zamanı gelmişti bunun. Kalbim deli gibi atarken heyecanla masa başına oturdum. Ona özel bir mektup yazmak istiyordum. Tüm hislerimi anlatacaktım o kağıda. Hissederek yazacaktım tüm satırlarımı. Kalemimi ve kağıdımı önüme koyduktan sonra sevdiğim bir şarkıyı açtım. Arka planda şarkı çalarken yüzümdeki büyük gülümsemeyle yazmaya başladım mektubumu. Nasıl yazarım, nasıl başlarım bilmiyorum. Sana nasıl hitap edeceğimi de bilmiyorum. Bu yüzden hitap edeceğim kısımı boş bıraktım. Orayı bu mektubu doldurduktan sonra sen doldur istiyorum. Sen koy bu ilişkinin adını istiyorum. Ben böyle deyince neyin diye düşünüyorsundur. Beni o gün o personel odasında öptüğünde, resmen kalbim deli gibi attı. Kısa süredir birbirimizi tanısakta sanki yıllardır tanıyormuş gibi hissettim seni. Aldığım o vanilya tadını asla bırakamayacağımı anladım. Bunu anlamak ne kadar zor, biliyor musun? Çünkü her önümden geçtiğinde aklıma o gün geliyor, utanç verici olsa da seni öpmek istiyorum. Saplantılı gibi gözükmekten nefret etsem de, cidden aynen bu şekilde hissediyorum. Kalbim seni her gördüğünde hızlanıyor, sanki senin geldiğini haber vermek istermiş gibi. Bir şey de demiyorum kalbime. Keten vurulmuyor ki ona. Seni her gördüğünde bana seni hatırlatıyor. Hoş, seni her zaman hatırlıyorum. Asla aklımdan çıkmıyorsun. Bu kadar kısa sürede seni sevmem ve sana bağlanmam akıl alır gibi değil ama oldu işte. Normalde bu satırları yazmak yerine sana söylemeye kalksaydım, kıpkırmızı olur öylece otururdum. Veya buraya gelmeden önce sana söyleyemezsem eğer geldiğim için ne bahane bulabilirim diye düşünürdüm. Bunun yerine son çareyi mektupta aldım. Tüm bu satırları bitirdikten sonra sana vereceğim bu mektubu. Yine kütüphanedesin... Kütüphane uzak ama yürümeme değer. Sonuçta çok uzak bir yer değil. Hem ben bu heyecan ile kısa sürede gelirim yanına. Bu satırları sen okurken yanında olmayacağım. Evde olacağım. Aramızdaki ilişkinin adını sen koy istiyorum. Senin isteğinle koyalım bu ilişkiyi. Bana sorarsan eğer, ben yanındayım. Hep yanında olacağım. Şimdi, en baştaki hitap kısmına benim neyim olduğunu yaz. Lütfen. Öyleyse gidiyorum ben artık. Eve geldiğinde odama gel ve mektubu masama bırak. Böylece bende anlayayım senin istediğin şeyi. Bu satırları sonlandırmak istemiyorum ama mecburen sonlandırmalıyım. Görüşmek üzere! Heyecanımı biraz olsun dindirebildiğimde, mektubu bir zarfa koydum. Kırmızı mumu üstüne akıttıktan sonra hızlıca ayağa kalkıp gardolaba doğru ilerledim. Üstüme beyaz bir sweat ile siyah, salaş bir pantolon giyerek saçlarımı da tarayıp saldım. Evden elimdeki mektup ile çıktığımda kalbim deli gibi atıyordu. İnşallah mektubu eline verebilirdim. Korka korka yürüdükten sonra saate baktım. Dördü çeyrek geçiyordu. Adımlarımı biraz daha hızlandırdıktan sonra nihayet kütüphanenin bir kısmını uzaktan gördüm. Kütüphane oradaydı, sokağın sonunda. Birkaç adım attıktan sonra telefonuma bir mesaj geldiğinde mecburen durdum. Mesaj bilinmeyen bir numaradan gelmişti, ayrıca bir fotoğraf vardı. O bayıldığım fotoğraf kartları. Bilinmeyen Numara: Bak, görüyor musun? Bilinmeyen Numara: Her şey senin sonunu getiriyor. Bilinmeyen Numara: Öpüştüğün çocuğun seni öldrmek için seninle birlikte olduğunu biliyor muydun, Flora'm? Bilinmeyen Numara: Öyleyse şimdi öğrenmiş oldun. Kalbim şokla hızlanırken fotoğrafa baktım. Fotoğrafta benim bir resmim vardı. Resmimde vücudum çeşitli parçlara ayrılmıştı. Şok tüm vücudumu kaplarken aklıma Arel ile olan tüm anılarım geldi. Yaşanan her şey, konuşmalarımız, beni öpüşü... Her şey yalan mıydı yani? Tiz bir lastik sesi ve bacaklarımdaki uyuşukluk bilincimi kapatırken son düşündüğüm şeyler Arel'in yaptıkları oldu. En son düşündüğüm kişi oydu. *** Oy Sınırı: 20 (Geçmezseniz bölüm atmam, ona göre.) Evimi basmayınız ha. Bu arada, Mantra adlı bir kitap ve Kiraz Çiçeği adlı bir kitap yayınladım bugün. Aşk Sarhoşu okurlarını Mantra'ya davet edeyim eheheh. Neden mi? Mantra'da Flora'nın ailesiyle alakalı çok büyük bilgiler var. Aynı zamanda Arel ile Flora'yı Mantra'da çok sık göreceğiz. Hemde ne olarak, biliyor musunuz? Okuyun da görün nihahahaha
|
0% |