Yeni Üyelik
44.
Bölüm
@thvrely

Özel bölümümüzü @canimsenhayirdir'a ithaf ediyorum, o zorlamasaydı bu kadar erken atmazdım bölümü.

Bu arada, bir özel bölümümüz daha var. Daha yarısına kadar gelebildim ama cidden uzun bir bölüm.

***

"Eğer onu geri vermezsen-"

Arel çarpık bir gülümseme ile bana baktı. "Geri vermezsem, ne?"

İçime derin bir nefes çektim.

"Seni aşk sarhoşu yaparım." Kısık sesle güldü.

"Üzgünüm, bebeğim. Tamı tamına dört yıldır aşk sarhoşuyum zaten." Yanaklarıma sıcaklık hücum ederken İnci Sira sevinçle el çırptı.

Minik bebeğimin mutlu çığlıklarını duyduğumda, suratımdaki kızarıklık biraz olsun gitti. "Pekâlâ, tamam." Dedim kollarımı göğsümde kavuşturarak.

"Bende bir kez daha anne olup olmadığımı öğrenmem o halde."

Dudaklarımı büzdüm. Az önce sevinçle eczaneye gidip bir test almıştım ve sonucunu beklemeye başlamıştım. Arel ise bunu kabul etmemiş, ilk önce kendisinin bakmak istediğini söylemişti.

Yine de merak ediyordum işte.

Dudaklarımı büzdüğümden dolayı gözlerim dolduğunda, bu duygusallığıma neredeyse sövüyordum. Evet, fazla duygusal birisiydim ama hiç bu kadar olmamıştı.

Yoksa...

Derince yutkundum.

Ben hamile miydim?

Düşüncesi bile içimde garip bir salgı salgılarken Arel'e baktım.

"Testi verir misin, Arel?" Diye sordum. İçine titrek bir nefes çekti.

"Tebrikler, Flora Alaca. Bir kez daha anne oluyorsunuz." Elinin ve sesinin titrediğini fark ettiğimde, resmen bayılacak gibi oldum. İçime bir heyecan doluşurken nefes bile alamadım.

Bu anın gerçekliğini sorguladığım esnada, Arel bana sarıldı. Öylece bizi izleyen İnci Sira'yı gördüğünde gülümsedi.

Arel ağlıyordu.

Onu ikinci defa ağlarken görüyordum. Birincisi İnci Sira'nın, yani çocuğumuzun olacağını öğrendiğindeydi. İkincisi ise şuandı.

İnci Sira...

Normalde kızımızın adı için Sira'da karar kılmıştık fakat Arel kimlik çıkartırken yanına İnci'yi de eklemişti. Annemin hatırası her zaman benimle olsun istemişti.

Bir de bunun için ağladım. Ağlayışım hıçkırıklara dönüşürken beyaz koltuğa oturdum.

Arel kucağında İnci Sira ile geldi. "Ne oldu, bebeğim?" Diye sorduğunda ona sarıldım. "Yok bir şey. Duygulandım sadece."

Elleri saçlarımda dolaştı.

"Bak, yine anne oluyorsun. Hemde genç bir annesin."

Gülümsedim. Daha yirmi iki yaşındaydım ama bir yaşında kızım vardı.

Gerçi Arel'de genç bir babaydı.

Baba...

Eskiden savurduğum tehditler aklıma geldi. Güldüm. Nikahımızda evet/hayır sorusu sorulurken nikahı durdurmuştum.

"Eğer bir çocuğumuz olacağı zaman doğru dürüst bir baba olmazsan, seni anında boşarım."

Hemen ardından ayağına sivri topuğumu geçirmiş, sanki az önce bir şeytan gibi bakmıyormuşum gibi gülümseyerek "Evet!" demiştim. Herkes kahkahalara boğulmuştu.

Nikahı ve düğünü aynı anda gerçekleştirdiğimizden, işi fırınlamıştık. Cidden...

Mayıs o gün tüm bunları söylerken haklıydı. Daha 19. yaşıma gireli çok geçmemişken hemen evlenmiş, o gecede de her şeyi halletmiştik.

Sadece Arel yanılmıştı. Üniversitedeyken değil, üniversiteyi bitirdikten hemen sonra evlenmiştik-

Tamam. Biraz manyadığımız doğru.

Özellikle de ciddili götümde diş izi kaldığı o zaman fazlasıyla manyadığımıza kalıbımı basarım.

Çok fazla konuştum, biliyorum ama sözü Mayıs'a çevirmem gerekiyor. Onun gibi bir k-pop fanının bu ülkede barınması zaten mümkün değildi.

Bunun yerine üniversitesini bitirip, düğünümüze katıldıktan ve benim hamilelik sürecimde her gün yanımda olduktan sonra gitti.

Yani doğumdan birkaç ay sonra.

Şimdi ise çıkış yapmak üzere olan bir grubun üyesinin menajeri. Televizyonlarda görümcemi izlemek garip hissettiriyor.

Ben ise ne işi yapıyorum, biliyor musunuz? Bir yazar oldum. Gitgide dünyaya kök saldım. Kısacası Mayıs ile ben resmen dünyada adımızı duyurduk.

Kitaplarım tamı tamına 17 DİLE ÇEVİRİLDİ.

Biliyorum, bu çok dudak uçuklatan bir rakam değil ama kendim ile gurur duyuyorum.

Yaralı kızlar ve yaralı erkekler yazmak biraz kötü olsa kitap karakterlerime kendimden birçok şey ekledim. Sırf bu yüzden kaçınılmaz bir şekilde her birine bağlandım ve her cümlemde hissederek yazıyorum.

Aynı acıları tattığım için pek bir sıkıntı olmuyor ama size söyleyeyim, anlaşmalı evlilik konulu kitabımda asla ama asla berbat bir koca yazamadım.

(Yn: Daha çok seksi kocalar yazdı.)

Niye mi?

Çünkü mükemmel bir kocam var, bu yüzden bu duyguyu tatmadım. Gökten bu duyguyu tatma hissiyatı da uçarak bana düşmeyeceğine göre HEP mükemmel koca yazmak zorunda kaldım.

Bir de, sırf babam yüzünden pek iyi bir baba yazamadım. Babam rüyalarımda bile beni döverken iyi bir baba yazmam açıkçası zorlardı.

Bence her yazar bir şeyleri yaşayarak yazıyor. Bence okuduğunuz kitaplarda özellikle buna dikkat edin.

Bazen şu tarz yorumlar alıyorum, "Benim derdim bunun yanında ne ki?" lütfen kendinizi düşürmeyin.

"O dövülüyor, ben ise dövülmüyorum. Kendi kendime dert yaratmışım haberim yok." Bu sözleri de kendinize söylemeyin.

Unutmayın, bazılarının silahları elleri iken bazılarının silahları da sözleri oluyor.

Aman, geçtik yine bu konulara. Canınızı çok sıkmak istemiyorum, zaten belli ki gerçek hayat yoruyor sizi.

"Genç bir anne olmama sevinmeli miyim?" Kısık sesli gülüşü kulaklarıma doldu.

"Anne!" Bir şoka daha girdiğim esnada kafamı kaldırıp İnci Sira'ya baktım. Yüzündeki büyük gülümseme ile ellerini çırparak bana bakıyordu.

İlk kelimesi anne olmuştu.

Gözyaşlarım daha hızlı boşalırken yutkundum. Hıçkırıklarımı önleyemiyordum.

Bu nasıl bir andı böyle? Tüm güzel şeyler üst üste geliyordu.

Özel Bölüm Sonu.

 

Loading...
0%