28. Bölüm

27- Ağlama Gecesi

Zei
thvrely

Şu hayatta canımı en çok ne yakmışsa, en sevdiğim şeyler yakmıştı.

Şu hayatta canımı en çok kim yakmışsa, en sevdiklerim yakmıştı.

Derin bir nefes aldım. Sude'nin özürleri, Atlas'ın vazgeçişleri ve en önemlisi, bu büyük hiçliğin ortasında çaresizce duran ve belki de bir sarılma bekleyen kırgınlığım vardı.

Ve bugün, bütün bu kırgınlıklarımı, vazgeçişleri, özürleri bir kenara bırakıp; bu odaya ve aynı zamanda da soğukluğa kilitleyip gidecektim.

Hayır, bunu ben istemiyordum. Zorundaydım.

Bir, hayır, iki ölüm beni buraya sürüklemişti ve şimdi ölüm yoktu, hiçbir şey yoktu.

Yine de gidiyorduk. Çünkü bugün, geride bıraktıklarımızın yeri dolmasa bile doğacak birisi vardı.

"Bak, Okyanus, senin burayı ne denli sevdiğini biliyoruz," abim asla ikna olmuşa benzemiyordu. Benim buraya ısınıp ısınmadığımı dahi bilmese bile söylediği o sözlerden sonra yüzümün düşmesinin sebebinin bu olduğunu düşünmüştü.

"Abi," diye mırıldandım artık dayanamayarak. "Ben kendi isteğimle sizinle geliyorum, biliyorsunuz. Sonuçta sizden ayrılamam."

Çünkü bir tek hayatımda siz kaldınız, abi. Sadece siz varsınız ve ben, tek bir kayıp daha verecek kadar ayakta duramıyorum.

Abimin yine de içine sinmemişti.

"Hem sizin ve minik bebeğinizin yanında olurum. Siz yokken ona bakarım, bebekleri sevdiğimi biliyorsun. Hem, ben hala olacağım. Minik yeğenime bakmak veya onu bir kez olsun gülümsetmek için sizinle gelmek bu kadar zor olmamalı."

Abimin karısının hamileliği ilerliyordu. Gerçi hamile olduğunu bile tamamen aklımdan çıkartmıştım çünkü şu son zamanlarda pek görüşememiştik.

Ah. Çünkü hiç kimse arayıp sormamıştı.

"Tamam. O zaman bana söz ver, eğer orada rahat olamazsan buraya geri döneceksin."

Abime gülümsedim. "Tamam. Söz veriyorum."

-*-

Şu son bir haftadır okula gitmeye tenezzül etmemiştim, çünkü toparlanma sürecindeydim. Pek tabii bu şekilde okula gidemezdim.

Gözlerim yine Gökyüzü'ne ve Pamuk'a döndü. Çok iyi anlaşıyorlardı, hatta gereğinden fazla iyi anlaşıyorlardı ama gerçekten de gitme vakti gelmişti.

Neredeyse Pamuk gibi gelişmiş ve genç bir erkek olmuş Gökyüzü'nü kucağıma aldım. Ondan ayrılmak oldukça zor olacak gibi geliyordu.

Ama artık onun da eve gitme vakti gelmişti. Daha doğrusu, gerçek evine gitme vakti gelmişti.

Burada bizimle duramazdı, hele ki onu asla İstanbul'dan Kocaeli'ne götüremezdim.

Derin bir nefes alıp kucağımdaki kedinin yumuşak tüylerini okşadım. Siyah tüylerinin arasında kaybolan parmaklarımın verdiği o yumuşak his gözkapaklarımın ağırlaşmasına sebebiyet verirken Pamuk da yanımıza gelip bacağıma sürtündü.

Acıktığını anladığım gibi gülerek Gökyüzü'nü kucağımdan indirdim. Buzdolabından daha bu sabah aldığım sütü çıkartıp ısıttıktan sonra içine ev yapımı ekmek doğrayıp mama kaplarına koydum. Kısa sürede yemeye başlamışlardı ama Pamuk el sürmüyordu bile.

Artık gerçekten kilo almaya başlamış bembeyaz tüyleri olan kedimi kucağıma alıp tüylerinde ellerimi gezdirdim. "Sana ne oluyor, güzelim?" diye mırıldandım. Bu sıralar hiç iştahı yoktu, eski iştahını kaybetmişti.

Elim yavaşça göbeğine doğru gitti ama daha önce hiç yapmadığı bir şey yapıp parmağımı tırmaladı. Bana tısladığını gördüğümde şok içerisinde ona baktım.

Normalde karnını sevmeme bayılırdı.

"Lan," dedim bir anda. "Hamile misin kızım sen? Ne ara?"

Pamuk bana anlamazca bakıyordu, muhtemelen bir anda yükseldiğim için benim salak falan olduğumu düşünüyordu.

"Ulan daha Gökyüzü yeni yeni büyüdü, ne ara yaptınız kızım? Bana bak, ne karıştırıyorsunuz siz?"

Bu kez tepkisini merak ettiğimden elimi yine karnına götürdüm ama hemen beni tırmalayıp kucağımdan atladı. Gülerek ona baktım ve gözlerim Gökyüzü'ne döndü.

"Ne o, Gökyüzü Efendi? Gebe bıraktığınız Kedi Hanım'ın karnındaki meteorları duyunca Karadeniz'deki gemileriniz suya mı düştü?"

Kedi ile dalga geçtiğime inanamıyordum ama artık onlarla samimiyeti ilerletmiştik, hem onlarda canlıydı canım.

"Meteor gibi de meteorlar doğacak ha. Yalnız merak ediyorum kaçar tane doğacak? Siz de ikişer üçer postalıyorsunuz ha!"

Deli divaneymiş gibi bu sözlerimin ardından bir kahkaha daha patlattıktan sonra bir anda ağlama moduna geçiş yaptım. Psikolojik olarak yenildiğim gece tam olarak bu geceydi sanırım.

Bu gece, ağlama gecesiydi.

Bölüm : 07.02.2025 16:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...