Yeni Üyelik
10.
Bölüm
@thvrely

Ece

Bu sabahın bu tarz bir şey olacağı, kesinlikle aklımın ucundan geçmezdi. Olanların boyutu ve daha öğrenemediğim onlarca şey, beni kesinlikle şoka sokmuştu.

Sabah saatlerinde telefonum çaldı. Arayan Doruk'tu.

Hadi ama. Açmayacaktım, değil mi?

Merakıma yenik düştüğümde, aramayı cevapladım. Doruk'un sesi biraz garip geliyordu.

"Alo, Ece? Sana bir şey anlatmam gerek. Özel bir konu ama sende ailemizden birisin."

Ailemizden biri.

Ablamın ve Gökalp abinin evlenmesi yüzünden, Doruk ile akrabaydım.

Akrabam ile öpüşmüştüm.

Yüzümü buruşturdum. Böyle bir gerçeğin yüzüme çarpması hiç hoş değildi. Kusmam için yeterli bir sebepti.

"Tamam. Konu ne?" Dedim sesimi yumuşatarak. Gökalp abiye veya ablama bir şey mi olmuştu?

"Babamın ve annemin... Aslında üç çocuğu daha varmış." Gözlerim pörtlerken şokla duvarla bakıştım. "Nasıl yani?" Diye fısıldadım zorlukla.

Doruk güçlükle içine bir nefes çekti.

"Garip bir durum, olaylar fazlasıyla karışık. Asya'ya olayları abim çoktan anlattı. Birlikte yaşayan kardeşimizin yanına gidip durumu açıklamaya çalışacağız. Asya ve abim senin de gelmeni istedi."

Sözlerine kısa bir aradan sonra devam etti.

"Seni de aileden sayıyorlar." Yüzümü garip bir gülümseme kapladı. Aslında bu bir nevi doğruydu ama yine de pek bir inanasım gelmiyordu.

Kısacası, gerçek gibi gelmiyordu bu şey.

"Tamam. Nerede ve ne zaman buluşacaksınız?" Diye sordum parmaklarımla oynayarak. Karşı taraftan hışırtı sesleri geldi.

"Birazdan seni almaya geleceğim. On dakikan var. Hazırlan."

Gözlerim kocaman açıldı. Bu kadar kısa sürede hazırlanmamı beklemiyordu, değil mi?

Olamaz.

Yataktan fırladıktan sonra gardolabıma doğru ilerledim. "Bu şimdi mi söylenir Allah'ın cezası?" Dedim tıslayarak. Kısık sesle güldü.

"Emin ol, söylemem gereken tonla şey var. Bu sadece aralarından bir tanesi." Gözlerimi devirerek kıyafetlerimde hızlıca göz attım.

Nihayet elime siyah, kare yaka crobum ve siyah kot, bol pantolonum geçti. Saçlarımı salıp taramaya başladıktan sonra aramayı kapattım.

Kıyafetlerimi hızlıca giydikten sonra siyah bir ceketi giydim. Zincirli siyah bir kol çantası aldıktan sonra siyah spor ayakkabılarımı giyerek dudaklarıma gloss sürdüm.

Kokusuz kremimi de sürdükten sonra aklım kokuma gitti. Cidden kötü mü kokuyordum?

Ceketi sıvayarak kolumun kokusuna baktım. Taze çilek gibi kokuyordum.

Ofladım. Bunları düşünmemem gerekiyordu.

Telefonumu, suyumu ve cüzdanımı çantama atarak evden çıktım. Doruk neden beni alıyordu? Kendi arabamla gelebilirdim.

Doruk villaya girmeden önce sistem onun plakasını tanıdı, Doruk villanın bahçesine girdiğinde ona doğru ilerledim.

Üstümdekiler siyahtı. Araba da siyahtı.

Aslında... Dorukta siyah giyinmişti.

Arabadan güneş gözlüğüyle indiğinde, onu yavaşça süzmeye başladım. Siyah spor ayakkabı, siyah kot pantolon ve beyaz gömlek giymişti.

Siyah, dağınık saçları ile garip bir havası vardı.

Saçları dağılmıştı. Güneş gözlükleri yüzünden koyu yeşil gözlerini göremiyordum.

"Nasıl hissediyorsun?" Diye sordum arabaya doğru ilerlerken. Güldü. "Bok gibi."

Bende güldüm. "Argo kelime kullanmaya bayılıyorsun." Dedim sıkıntıyla.

Sırıtarak bana baktı. "Alışkanlık diyelim. Hangi şerefsizin kanından geldiğimi fazla belli ediyorum."

Babasından söz ediyor olması canımı acıttı. Eğer benim babam böyle bir insan olsaydı ondan bu kadar rahat söz edemezdim.

Öte yandan, varlığından bile haberdar olmadığımız kız kardeşi ile tanışacak olmak garipti. Onu görecektik. Acaba Gökalp abi ve Doruk ile benziyor muydu?

Düşüncelerimden sıyrıldıktan sonra arabaya bindim. Telefonumu çıkarttıktan sonra günlerdir görmezden geldiğim hesabıma girdim.

O son postumdan sonra Instagram çalkalanmıştı. Büyük bir çoğunluk sevgili olduğumuz ve hatta nişanlandığımız konusunda teoriler üretiyordu.

Özellikle o dudağa buse kondurma işinden sonra teoriler sağlamlaşmıştı.

"Fotoğraf çekeceğim."

Başını salladığında, gülümseyerek yanına yaklaştım. Kıyafetlerimizi de çektikten sonra Doruk'a baktım.

"Bir tane daha çekeceğim."

Dedikten sonra kamerayı açıp kıyafetlerimizi de görüntüye sığdırarak iki yaptım. Üçten geriye sayma şeysini başlattım.

Son bir saniye kala Doruk bana doğru geliyordu, merakla ona döndüğümde dudaklarımız arasında birkaç santim vardı.

Ve fotoğraf çekildi.

Birbirimize öylece baktık. Aramızda bir elektrik var gibiydi.

Doruk boğazını temizleyip önüne döndü. Bende boğazımı temizleyerek çektiğimiz fotoğrafa baktım.

Ben şaşkındım. Doruk'un ise göz kapakları ağırlaşmıştı.

Hızlıca fotoğraftan çıktıktan sonra ilk çektiğim fotoğrafı Instagram'da paylaşmaya karar verdim.

ecelevy: Çift kombinimiz nasıl ama? Bence havalı oldu. Planlanmamıştı ama her neyse. :)

Hızla beğeni ve yorumlar gelirken telefonu kapatıp arkama yaslandım. Az önceki yakınlaşmanın getirdiği utangaçlık hâlâ üzerimizdeydi.

Camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Doruk'un yansıması oradaydı.

Elleri stresle direksiyondaydı. Bunu yapmak tehlikeli olsa da bir elini direksiyondan alıp kucağıma koydum. Bunu yaparken kararsızdım ama titreyen elini hissettiğimde kararsızlığım uçup gitti.

Elini iki elimin arasına aldıktan sonra ellerimle elini sardım. Sıcak eli elimi ısıtırken salak gibi ikimizi çift gibi hayal ettim.

Böyle şeyleri düşündüğümden kendime içimden sövdükten sonra Doruk'a baktım. Yaptığım şeye şaşırmıştı ama elini çekmemişti.

"Sakinleş. Bir DNA testi yaparsınız ve ona her şeyi anlatırsınız. Hem..." Duraksadım. Az sonra söyleyeceğim şeylerin onun içinde hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini fark ettiğimde susmayı tercih ettim.

"Seninle gitmeyi bilerek reddettim. Senin boğucu havan beni boğuyor." Dedim.

Gülümseyerek bacak bacak üstüne attı.

"Aynı hisleri paylaşıyor olmamıza sevindim." Yüzüme bir sırıtış yayıldı.

"Haklısın. Bu işin sonucu evliliğe bağlansa bile, benim nefretim aynı kalacak. Bunu unutma."

Bana baktı. Araba çoktan bir kafenin önünde durmuştu.

"Benim yanımdasın. Senin yanında sakinleşeceğime eminim."

İçine derin bir nefes çektikten sonra eğilerek yanağıma bir öpücük kondurdu.

"Seninle daha sonra konuşacağım, Ece. Ama şimdi sırası değil."

Sesinin çaresizliği içimi yaksa da başımı sallamakla yetindim. Elini elimden çektiğinde, bir şeyleri yadırgadığımı hissettim.

Ona alışmamam gerekiyordu çünkü ikimiz için de en iyisi buydu.

 

Loading...
0%