@thvrely
|
Tekrardan mirhabaaa Nasılsınız diye sordum mu hatırlamıyorum o yüzden sordum varsayın Neyse, bu bölüm erkek karakterdenn *** Doruk Ece'nin açık mavi gözleri şokla bana döndü. Gözlerini birkaç kez kırpıştırdıktan sonra sarhoş gibi etrafa bakmaya başladı. "Hayır, hayır, hayır. Her şey bir şaka, değil mi? Bir şaka?" Omuz silktim. "Sana bir çocuk gibi şaka yapmak ilgimi çekmiyor, Ece." Ciddi ve resmi oluşumdan asla ödün vermiyordum. İçine derin nefesler çekti. "Asla inanmam. Hem, abim beni arkadaşına vermez." Aslında bu çoğu abide böyleydi ama söz konusu Barlas olduğunda, normalden uzak bir düşünceyle düşünmeniz gerekirdi. "Abin çoktan kabul etti." Elini kalbine götürdü. "Aman Allah'ım. Şaka gibi! İlla evlenmek zorunda mıyım ben?" Son cümlesini oldukça kısık söylemişti. Korunu ateşlemeye bayıldığımdan, bir sözü de ben söyledim. "Çocukta yapmak zorundasın, unutma." Alayla güldü. Bu halde bile gülebiliyorsa, o zaman sorun yok demekti. "O çocuğu birlikte yapacağız, biliyorsun, değil mi?" Üstüne üstüne ilerledim. Geriye giderek arabama tosladı. Canı acıdığından suratını buruştursa da, benim için pek bir şeyi değiştirmedi. Onun canının acısı beni gram ilgilendirmiyordu. "Ne zaman lanet olası evlenme olasılığımızı kabullendin?" Diye sordum kısık bir sesle. Nefeslerimin yüzünü ısıttığını biliyordum çünkü yanakları al al olmuştu. "Hayır. Kabullenmedim." Beni omzumdan ittirdi. "Çekil. Nefes almamı zorlaştırıyorsun." Üstüne daha fazla giderdim ama nefes darlığının olduğunu biliyordum. Bu yüzden de pek üstüne gitmek yerine bir adım geri çekilmiştim. "Nefes almanı mı zorlaştırıyorum?" Güldüm. "Yakında asıl nefesin ben olacağım, Ece Karahan." Histerikli bir kahkaha attı. "Asıl nefesim olmayı mı hedefliyorsun? Gerçekten mi?" Bir histerikli kahkaha attıktan sonra ciddileşti. "Bırak nefesim olmayı, hayatımda bir yerinin olacağı bile şüpheli." Aradan çekilip ilerlemeye başladı. Hava çoktan kararmıştı. Bu şekilde nasıl gitmeyi hedefliyordu. "Son zamanlarda bir sürü suç işlenirken kız başına nereye gideceksin?" Dedim. Kız işini katarak cinsiyet ayrımı yapmaktan nefret ediyordum ama zaten kızların canını yakan erkeklerdi. Bu yüzden de cinsiyet ayrımı yapmak durumunda kalıyordum. Ece cinsiyet ayrımından kesinlikle nefret eden bir insandı. Zaten az önce fazlasıyla sinirliydi, şimdi daha da delirmişti. "Kız başına mı? Ben seni bile deviririm!" 1.55 boyuyla bakıştım. Kısa ve minyondu. Liseli kızlara benziyordu. "Gel de devir. Tabii aramızda kırk santim olduğunu hatırlatırım." Gözlerini devirdi. "Yuvarlama yapma." Üstüne doğru gelsem de bu kez geriye doğru değil, ileriye, yani bana doğru gelmeye başladı. Göğüslerimiz birbirine çarptığında, o sert bakışlarına maruz kaldım. Minyon falandı ama bakışları fazlasıyla deliciydi. Dizi setlerinde bile şoka giriyordum çünkü rolünü çok iyi yapıyordu. "Yuvarlama yapmıyorum. Boyum 1.95." Gözleri faltaşı gibi açıldı. "Ne? Bir..." Sustu. "Cidden mi? 1.95? Nesin sen? İki metrelik herif mi?" Güldüm. "Ne yaşıyorsun Allah aşkına? Garip garip şeyler. Liseli olduğun konusunda cidden endişelenmeye başlıyorum." Elimi tutup sertçe büktü. "Bana bak, moruk. Sen benim neler neler yaptığını görmedin." Moruk mu? Doruk ve moruk. Oha. Hayal gücüne bak. "Ben daha seni göremiyorum kızım, neler yaptığını nasıl göre-" Mideme sert bir yumruk indiğinde, nefes alma yetimi kaybettim sandım. Bu nasıl acıydı? Ayrıca bu kız nasıl bu kadar güçlüydü? "Sus, Doruk. Seni cidden burada nefessiz bırakırım." Güldüm. Bu halde bile gülmeyi becerebiliyordum. Ne mutlu bana. "Seni gördüğümde zaten nefessiz kalıyorum kızım, birazcık acımalı ol." Dedim ona. Söylediklerimin taşıdığı anlamı fark ettiğimde kahkaha attım. Şaşırmıştı. "Hemen üstüne alınıyorsun ama, böyle olmaz ki. Senin o çöp kovası gibi kokan kokun yüzünden hep nefessiz kalıyorum." Her kokusunu aldığımda nefessiz kalıyordum ama az önce söylediğim şekilde değildi. Çilekli kokusu beni mest ediyordu. Kokusunu daha yakından duyabilmek istiyordum ama bunu yapamazdım. Durumu kurtarmak içinse onu kırmıştım. Yüzünü buruşturdu. Şuanda ağlamak istediğini biliyordum çünkü çocukken ne zaman ona bu tarz şeyler söylense, gün boyu ağlardı veya gözleri sık sık dolardı. Yine de, o bir oyuncuydu. Duygularını saklamada ustaydı. Ayrıca bende bir oyuncuydum. İkimizde duygularımızı saklamayı oldukça iyi öğrenmiştik. Yıllar boyu ona bir duygu beslediğimi de asla öğrenememişti. *** Doruk diye bir çocuk vardı, kendisini bir halt zannediyordu. Bende ona kendi içimden moruk diyordum, bu moruk şeysi buradan geldi yani werftghj
|
0% |