Yeni Üyelik
4.
Bölüm
@thvrely

Babam maç izliyor ve her golde bir bağırıyor ki, resmen havaya sıçrıyorum

(Çok şükür gebermeden bölümü atabildim.)

***

Ece


Resmen mideme yumruk yemiş gibiydim. Az önce söyledikleri...
Çocukluk hislerime bir kez daha bu öküzü işaret ettim. "Bunu mu sevdin sen? Cidden bunu her gördüğünde mi kalbin delicesine hızlandı?" Dedim çocukluk hislerime.

Gülümsedim.

"Bunu bildiğim iyi oldu. En azından artık seni rahatsız etmemek için senden uzakta dururum."

Havanın tamamen kapandığını ve çoğu sokağın -özellikle de evime doğru giden sokakların- ıssız olduğunu biliyordum. Yine de o sözleri duyduktan sonra onun arabasına binemezdim.

Doruk'un bulunduğu sokaktan çıktıktan sonra, az önce midesine attığım yumruğu düşündüm. Onun benim mideme attığı yumruk çok daha güçlüydü.

Ben ona fiziksel bir yumruk atmıştım. Onunkisi geçerdi elbet ama benim ruhuma attığı o yumruk asla geçmezdi.

Kahkahalarla gülmeye başladım. Issız sokakta benim kahkaham yankılanıyordu.

"Cidden mükemmeldi! Ailemin bana layık gördüğü damat adaylarına bayıldım!"

Damat adayları. Birisi pislik, diğeri daha da pislik.

En azından birincisi daha iyiydi. Çapkındı ve beni yatağa atmak istediği çok belli oluyordu ama en azından bana bu tarz bir söz söylememişti.

Hayatım boyunca neredeyse hiç parfüm sıkmamıştım. Kokuların çoğu beni rahatsız ediyordu. Sırf bu yüzden doğal bir çilek özlü duş jeli ile onun şampuanını kullanıyordum.
Yutkundum. Yarın Doruk'u bir kez daha görecektim.

Otuzlu yaşlarına gelmiş moruk. Seni bir de yaşlandığında göreceğim. Artık boyun benden de kısa olur.

***

Bugün yine ve yine çekimlerimiz vardı. "Çıkmaz Sokak" Adlı ismi gayet sıradan olan ama oldukça popüler olan bir dizide oynuyordum. Dizinin ana karakter kızını ben, ana karakter erkeğini de Doruk oynatıyordu.

Şuana kadar bu iki karakterin arasında olanlar çok normaldi, bir anormallik yoktu. İkisi de eski lise arkadaşlarıydı, sonra da bir kafede denk gelip konuşuyorlardı. Sonra konuşmaları fazlasıyla sardığından, birbirlerinin numaralarını alıyorlardı.
Bu diziyi Netflix'in satın alacağı kesinlikle aklımın ucundan bile geçmemişti ama şuanda hem Netflix'te hemde televizyonlardaydık. Kesinlikle bu mükemmel, tarif edilemeyecek bir histi.

Tabii şuana kadar.

"Ne demek depoda öpüşmeniz gerekiyor? Bu nasıl senaryo?" Dedim yüksek sesle. Bu tarz bir senaryoda yazanları gerçekleştirmemi mi istiyorlardı cidden?

İnleyerek ellerimi saçlarıma daldırdım. "Benden bunu yapmamı istiyor olamazsınız..." Dedim.
Normalde bir öpücük sahnesinin olmayacağına dair anlaşmıştık. Tabii bu resmiyete, yani anlaşma kağıdımıza dökülmediğinden söylediğim sözler pek bir ikna etmiyordu.

Aslında, hiç ikna etmiyordu.

"Bak, Ece. Bunu istemediğini biliyorum ama sevgilin ile öpüşmenin sorun olmayacağını düşündük." Gözlerim pörtledi.
"Ne sevgilisi? Ben ne ara sevgili yapmışım? Biz Doruk ile özellikle birbirimizden uzak duruyoruz!"
Kenarıda oturan annem sırıttı. "Bu işe el atmamız lazımdı. Sevgili olmayabilirsiniz ama yakında evleneceksiniz."

Ya, öyle mi? Benim neden haberim yok?

"Ayrıca, düğününüz tamda güzel bir ilkbahar ayına denk gelecek. Mayıs ayı!" İnleyerek yüzümü avuçlar arasına aldım.

Allah aşkına, annem neden benim söylediklerimi hiç takmıyordu? Burada evlenecek olan bendim!

"Hemen öyle bakma bana. Hem Doruk'un ailesi de istiyor bu evliliği."
Doruk'a baktım. Bana bakmayı reddediyordu. Bilerek ona bakmaya, özellikle de gözlerine bakmaya devam ettim.

"Ben bunu kabul edemem, anne. Özellikle de bazı şeylerden sonra."
Bazı şeylerden kastım söylediği o sözlerdi.

"Ay, daraldım vallahi! Susun artık, zaten şu kısa sürede bu sahnelere çalışmanız lazım. Öpüşme denemeleri de yapmanız gerekiyor zaten."

Abimin sözleri beni şoka sokarken abim rahatça arkasına yaslanıp sırıttı. İki yaşındaki kızını kucağında zıplattıktan sonra bana baktı.
"Evlenmenize asla karşı değilim. Tamam, gözümün önünde dudaklarınızın temas etmesi eşittir bilmem kaç tane yumruk demek ama çocukta yapacağınızı düşündüğüm için öpücük bunun yanında çok sönük kalıyor."

Ellerimi yüzüme bastırdım. İş arkadaşlarımın yanımda olmaması benim için bir artıydı çünkü bu rezil anı görmelerini istemiyordum.
İyiki bu sahne için özel olarak bir buluşma ayarlanmıştı. Zaten sadece ben ve Doruk'un bulunduğu bir sahne olacaktı bu.

Bir dakika, ne?

Ben ne ara bu öpücük işine sıcak bakmaya başladım?

Kesinlikle delirmiş olmalıyım.

"Ece. Bir an önce senaryoya göz atmamız lazım, malum, bir öpücük sahnesi olacak."

Suratıma bakmak yerine senaryoyu inceleyerek konuşuyordu. Sinirden delirmemek için kendimi zor tuttum.
Senaryonun diğer kopyasını alıp okumaya başladığımda, daha da delirdim.

Önceki sahnelerde bir kıskandırma operasyonu gerçekleşmişti. Şimdi ise o kıskandırma sahnelerinin devamı vardı.

Doruk beni depoya sürüklüyordu. Onu kıskandırdığım için beni tatlı bir şekilde cezalandıracağını söyleyerek, daha ben cevap veremeden beni öpmeye başlıyordu.
Tabii bu klişe kızımız da anında öpücüğe karşılık veriyordu.

Öpücük bir de uzun sürecekmiş. Yirmi saniye boyunca, ıslak ıslak.
Tabii arkaya şarkı konulup bu öpüşme sesleri tamamen kapatılacağından insanlar o iğrenç sesleri duymayacaktı.

İnledim.

"Buna inanamıyorum." Diye mırıldandım. İşin içine sürtünmeler de girince gözlerim sanki mümkünmüşçesine daha da pörtledi.

"Bu ne be? Sanki şu şey yıldızları gibi şey mi yapacağız?" Doruk güldü.

"Utangaçlığın bu kadarı." Dedi.
Kızarmaya başladım. Birazdan olacaklar resmen beni delirtiyordu.
Öpücükten sonra olacaklar bir sonraki bölümdeydi. Kısacası, insanların sadece iki saat izlediği o dizi bölümlerini biz günlerce çekiyorduk. Bölüm bittiğinden rahatlamam gerekirdi ama rahatlayamadım.

"Sadece olay bu değil. Bu bölüm iki hafta sonra yayında olacak. O kısa sürede acilen sizi sevgili gibi göstermemiz lazım yoksa her şeyin bu öpücükten kaynaklandığını düşünecekler."

Annem bana dik dik baktı.
"O öpücüklerde sanki büyük bir duygu yoğunluğu varmış gibi istiyorum, ona göre." Doruk'a da bakarak söyledi bu sözleri.
Sonraki dakikalarda, bize verilmiş kısıtlı süre bitene kadar senaryoyu okuduk. Bir saat sonra ise dizinin izleyicilerinin delireceği öpücük olacaktı.

11. Bölüm. Başıma bir lanet gibi düşeceğine o kadar eminim ki.

 

Loading...
0%