@thvrely
|
Babam maç izliyor ve her golde bir bağırıyor ki, resmen havaya sıçrıyorum (Çok şükür gebermeden bölümü atabildim.) *** Ece
Gülümsedim. "Bunu bildiğim iyi oldu. En azından artık seni rahatsız etmemek için senden uzakta dururum." Havanın tamamen kapandığını ve çoğu sokağın -özellikle de evime doğru giden sokakların- ıssız olduğunu biliyordum. Yine de o sözleri duyduktan sonra onun arabasına binemezdim. Doruk'un bulunduğu sokaktan çıktıktan sonra, az önce midesine attığım yumruğu düşündüm. Onun benim mideme attığı yumruk çok daha güçlüydü. Ben ona fiziksel bir yumruk atmıştım. Onunkisi geçerdi elbet ama benim ruhuma attığı o yumruk asla geçmezdi. Kahkahalarla gülmeye başladım. Issız sokakta benim kahkaham yankılanıyordu. "Cidden mükemmeldi! Ailemin bana layık gördüğü damat adaylarına bayıldım!" Damat adayları. Birisi pislik, diğeri daha da pislik. En azından birincisi daha iyiydi. Çapkındı ve beni yatağa atmak istediği çok belli oluyordu ama en azından bana bu tarz bir söz söylememişti. Hayatım boyunca neredeyse hiç parfüm sıkmamıştım. Kokuların çoğu beni rahatsız ediyordu. Sırf bu yüzden doğal bir çilek özlü duş jeli ile onun şampuanını kullanıyordum. Otuzlu yaşlarına gelmiş moruk. Seni bir de yaşlandığında göreceğim. Artık boyun benden de kısa olur. *** Bugün yine ve yine çekimlerimiz vardı. "Çıkmaz Sokak" Adlı ismi gayet sıradan olan ama oldukça popüler olan bir dizide oynuyordum. Dizinin ana karakter kızını ben, ana karakter erkeğini de Doruk oynatıyordu. Şuana kadar bu iki karakterin arasında olanlar çok normaldi, bir anormallik yoktu. İkisi de eski lise arkadaşlarıydı, sonra da bir kafede denk gelip konuşuyorlardı. Sonra konuşmaları fazlasıyla sardığından, birbirlerinin numaralarını alıyorlardı. Tabii şuana kadar. "Ne demek depoda öpüşmeniz gerekiyor? Bu nasıl senaryo?" Dedim yüksek sesle. Bu tarz bir senaryoda yazanları gerçekleştirmemi mi istiyorlardı cidden? İnleyerek ellerimi saçlarıma daldırdım. "Benden bunu yapmamı istiyor olamazsınız..." Dedim. Aslında, hiç ikna etmiyordu. "Bak, Ece. Bunu istemediğini biliyorum ama sevgilin ile öpüşmenin sorun olmayacağını düşündük." Gözlerim pörtledi. Ya, öyle mi? Benim neden haberim yok? "Ayrıca, düğününüz tamda güzel bir ilkbahar ayına denk gelecek. Mayıs ayı!" İnleyerek yüzümü avuçlar arasına aldım. Allah aşkına, annem neden benim söylediklerimi hiç takmıyordu? Burada evlenecek olan bendim! "Hemen öyle bakma bana. Hem Doruk'un ailesi de istiyor bu evliliği." "Ben bunu kabul edemem, anne. Özellikle de bazı şeylerden sonra." "Ay, daraldım vallahi! Susun artık, zaten şu kısa sürede bu sahnelere çalışmanız lazım. Öpüşme denemeleri de yapmanız gerekiyor zaten." Abimin sözleri beni şoka sokarken abim rahatça arkasına yaslanıp sırıttı. İki yaşındaki kızını kucağında zıplattıktan sonra bana baktı. Ellerimi yüzüme bastırdım. İş arkadaşlarımın yanımda olmaması benim için bir artıydı çünkü bu rezil anı görmelerini istemiyordum. Bir dakika, ne? Ben ne ara bu öpücük işine sıcak bakmaya başladım? Kesinlikle delirmiş olmalıyım. "Ece. Bir an önce senaryoya göz atmamız lazım, malum, bir öpücük sahnesi olacak." Suratıma bakmak yerine senaryoyu inceleyerek konuşuyordu. Sinirden delirmemek için kendimi zor tuttum. Önceki sahnelerde bir kıskandırma operasyonu gerçekleşmişti. Şimdi ise o kıskandırma sahnelerinin devamı vardı. Doruk beni depoya sürüklüyordu. Onu kıskandırdığım için beni tatlı bir şekilde cezalandıracağını söyleyerek, daha ben cevap veremeden beni öpmeye başlıyordu. Öpücük bir de uzun sürecekmiş. Yirmi saniye boyunca, ıslak ıslak. İnledim. "Buna inanamıyorum." Diye mırıldandım. İşin içine sürtünmeler de girince gözlerim sanki mümkünmüşçesine daha da pörtledi. "Bu ne be? Sanki şu şey yıldızları gibi şey mi yapacağız?" Doruk güldü. "Utangaçlığın bu kadarı." Dedi. "Sadece olay bu değil. Bu bölüm iki hafta sonra yayında olacak. O kısa sürede acilen sizi sevgili gibi göstermemiz lazım yoksa her şeyin bu öpücükten kaynaklandığını düşünecekler." Annem bana dik dik baktı. 11. Bölüm. Başıma bir lanet gibi düşeceğine o kadar eminim ki.
|
0% |