Yeni Üyelik
10.
Bölüm
@thvrely

Masanın üzerinde duran kitapları toparladıktan sonra hepsini sırayla bez çantaya yerleştirdim. Tuana ile kütüphanede dört saat aralıksız ders çalışmıştık.

"Pestilim çıktı!" Dedi Tuana sesini sadece benim duyabileceğim şekilde kısarak. "Bende," diye mırıldandıktan sonra kulaklıklarım ile telefon tutacağımı da bez çantama koydum.

"Biraz kafede oturalım mı?" Diye sordu Tuana. Başımı olumlu anlamda sallayıp "olur." dedim.

Tuana da eşyalarını toparlayınca sandalyeden kalktım. Tuana da ayaklanıp yanıma adımladığında yürümeye başladık.

Kütüphaneden çıktıktan sonra en yakınımızda olan kafeye girdik. Az sonra bir garson yanımıza gelmişti.

"Karamelli latte lütfen." Dedi Tuana telefonunu küçük çantasından çıkarırken. Kararsız bir insan olduğumdan "bana da aynısından olsun." dedim.

Garson uzaklaştığında bez çantamdan bu sıralar okuduğum amok koşucusu kitabını okumaya başladım. Kitap kısa olsa bile hoşuma gitmişti.

Stefan Zweig'in kitaplarından bazılarını okumuştum, en sonunda da tüm kitaplarını alıp okumaya karar vermiştim.

"Stefan Zweig?" Dedi Tuana sorarcasına. Başımı olumlu anlamda salladıktan sonra önümüze konulan kahvelere çevirdim bakışlarımı.

Tuana kendi önündeki kahveyi alıp bir yudum aldı. Dudaklarının kıvrıldığını fark ettiğimde kahveyi sevdiğini düşünmüştüm.

"Nasıl tadı?" Diye sorduğumda yüzünde şirin bir gülümseme oluşmuştu.

"Doğukanın zevki güzelmiş." Diye mırıldandığında gözlerimi devirip kendi kahvemden bir yudum aldım. Tadı güzeldi fakat abartılacak kadar da değildi.

"Eee, sen beğendin mi?" Diye sordu bana. "Eh işte." Dedikten sonra kitabımı okumaya devam ettim.

Kitabın sadece iki sayfası kaldığından üç dakikada bitirmiştim.

"Nasıldı?" Diye sordu Tuana. "Ne nasıldı?" Gözlerini kitaba çevirdikten sonra kaşlarıyla kitabı işaret etti.

"Hı, o mu? Güzeldi ama pek benim tarzım değildi." Diyerek kahvemden bir yudum aldım. Yerinde dikleştikten sonra "neymiş senin tarzın?" dedi.

"Wattpad." Verdiğim cevaba kaşlarını çattı. "Hep klasik okuduğun için Wattpad okuman tuhafıma gitti." Diyerek açıklama yaptı.

"Keşke watty kızı olsam." Dedim hayallere dalmadan önce. Sözlerime güldükten sonra kahvesini tek dikişte bitirdi.

"Hayatın tamda Wattpad kitap konusu gibi zaten, daha ne istiyorsun?"

•••

"Geldik, kapının önündeyiz." Lalinin söylediği sözlerle birlikte görmeyeceğini bilsem bile başımı salladım. "Açıyorum şimdi," diyerek kapıya yöneldim.

Kapıyı açtığımda tam karşımda duran Lalin ile Yasemin gülümsememe sebep olmuştu.

"Hoşgeldiniz!" Dedim kollarımı iki yana açıp. Sol tarafıma Lalin sarılırken sağ tarafıma da Yasemin sarılmıştı.

Lalin ile Yasemin ile sarılmayı bitirdikten sonra geri çekilip sırıttım. "Gece üçe kadar içeceğiz, annem evde değil zaten."

Üvey annen, dedi iç sesim. Bunu sık sık hatırlatması canımı sıksa da iç sesimi engelleyemiyordum.

Her ne kadar üvey annem olsa da, annem demek sanki gerçek annemmiş gibi hissettiriyordu bana.

Yasemin ile Lalin içeriye geçtiğinde Tuana arkadan koşturarak gelip ikisinin de omzuna asıldı.

"Çökerttin!" Diye bağırdı Yasemin. Onların bu haline gülüp L şeklindeki koltuğa doğru ilerledim.

"Geçin haydi, bende içkileri hazırlayayım." Dedim ikisine. Onlar L şeklindeki koltuğa doğru ilerlerken bende salon ile birleşik olan Amerikan mutfağa doğru ilerledim.

Dolaptan viski ile şarap çıkardıktan sonra içki bardaklarını çıkartıp cipsleri de bir tabağa yığdım.

Herşey hazır olduğunda kızların yanına gelip tabakları önümüzdeki dikdörtgen şeklindeki sehpaya koydum.

Herkes kendisine şarap doldururken ben ise tam tersini yapıp viski doldurmuştum.

Tuana bana ters bir bakış attığında sırıttım. Reşit olmasına sadece iki ay vardı.

"İçkiyi içmene tek bir şart ile izin veririm." Dedim Tuanaya. "Şartın ne?" Gelirken yanımda getirdiğim vişne suyunu bardağının yarısıyla doldururken ayağa kalkıp tekrardan mutfağa ilerledim.

Bir şişe bira aldıktan sonra tekrardan salona döndüm. Yerime oturduktan sonra Tuananın bardağının boş kalan kısmına birayla doldurup bardağı ona uzattım.

Tuana sesini çıkarmadan bir yudum aldığında yüzünü ekşitti. "İkisinin karşımı çok boktan olmuş." Dediğinde omuz silkip viskimden bir yudum aldım.

•••

"Parti! Disko disko!" Diye bağırdım koltuğun tepesinde zıplayarak.

İçkiyi biraz fazla kaçırmıştım.

Lalin, Yasemin ile bana ters bir bakış attıktan sonra cin görmüş gibi bize bakan Tuanaya çevirdi bakışlarını.

"Aklımda bir fikir var, yapalım mı?" Diye sordu sırıtarak. Tuana heyecanla başını olumlu anlamda salladığında Lalin yerinde dikleşip dudaklarını Tuananın kulağına yaklaştırdı.

Ne dediklerini anlamamıştım. Midemin bulandığını ve görüş açımın bulanıklaştığını hissedebiliyordum.

Yasemin beni iktirdiğinde koltuktan düşüp yere yuvarlanmıştım. Acıyla kıvrandığımda Yasemin beni tabiri caizse götüne takmayarak "parti disko!" diye bağırmaya devam etti.

Lalin ile Tuana aynı anda ayağa kalkıp yanıma geldiğinde beni kaldıracaklarını sanmıştım, oysaki onlar beni sürüklemeye başlamışlardı.

İçkiden dolayı güçsüz düştüğümden onları durdurmamış beni sürüklemelerine izin vermiştim.

Beni yukarıya kadar sürükleyip bıraktıklarında Tuana içine derin bir nefesler çekip "pestilim çıktı!" diye bağırdı.

Lalin beni odama sürükledikten sonra gardolabımdan göğüs dekolteli bir crop alıp üstümdeki tişörtü çıkartmaya başladı.

"Olsun, yaptığımıza değecek." Dediğinde karşılarında sütyen ile kalmıştım bile.

Lalin daha fazla oyalanmayarak üzerime crobu geçirdikten sonra gardolaptan kısacık bir mini etek çıkartıp eşofmanımı çıkarttı.

Eteği giydirdikten sonra beni ayağa kaldırdı. O esnada Tuana da telefonuyla uğraşmaya başlamıştı.

"Alo, Egemen abi? Bizim şu salak Sena alkolu fazla kaçırdı, zapt edemiyoruz. Sen gelip alırmısın şunu başımızdan?"

Sonraki bölüm olaaayyy

Loading...
0%