(Bu kitapta bir bölüm eksik. Normalde buraya aktarırken bir bölümüm daha vardı fakat bulamadım. Mantık hatası bulursanız eğer bölümüyle birlikte bana haberdar edin lütfen.)

İyi okumalar.

Egemen: şey

Egemen: Yasemin

Egemen: senden birşey rica edebilir miyim

Yasemin: et bakalım

Yasemin: bizim kızla ilgili dimi

Egemen: şey evet

Yasemin: söyle bakalım ne istiyorsun

Egemen: senayı oyalar mısın?

Yasemin: nasıl yani

Egemen: yani senanın eve gitmesini engeller misin

Egemen: biraz daha sizinle kalsın

Yasemin: engellerim engellerim de

Yasemin: neden?

Egemen: görürsün zaten

Egemen: siz saat üçte gelin anlarsınız

Yasemin: tamaammm

Yasemin: bb hadi

Egemen: bb

Egemen'den

Elimdeki son balonu da şişirdikten sonra ipe bağlayıp merdivenlerden indim.

"Bitti," dedim rahatlayarak. Bugün Senaya açılacaktım, bu yüzden de hazırlık yapmıştık.

"Benim de bitti." Dedi Tuana pastanın üzerine kremşantiyi sıkıp çilekleri dizerken.

Çeşmeye yaklaşıp elimi de yıkadıktan sonra üst kata çıkıp beyaz kot pantolonum ile açık mavi gömleğimi giydim.

Üstten birkaç düğmeyi açık bırakıp parfümü de üstüme bocaladıktan sonra odadan çıkıp aşağı Tuananın yanına indim.

"Herşey hazır mı?" Diye sorduğumda gülümseyerek ağzıma bir kurabiyeyi tıkıştırdı.

"Herşey hazır enişte." Dediğinde bende gülümsedim. Sonda söylediği 'enişte' kelimesi hoşuma gitmişti çünkü.

Saatin üçe geldiğini fark eden Tuana yukarıya koştur koştur çıktı. Bende üzerime çeki düzen verip boğazımı temizledim.

Beş dakika içerisinde tuana aşağıya inmişti. Üzerinde lila yazlık bir elbise vardı.

Kapının çaldığını duyduğumda kalbim deli gibi atmaya başlamıştı bile.

"Ben açarım," diyerek kapının önüne geldikten sonra kapıyı açtım. Karşımda Senayı değilde Lalini görmem bana ufak çaplı bir şok yaşatmıştı.

"Hoşgeldin!" Dedi Tuana Lalinin yanına zıplayarak ulaşıp. Lalinde "hoşbuldum," diyerek içeri girdi.

"Ben çağırdım Lalini, Serkan abi de birazdan gelir." Dediği anda tekrardan kapı çalmıştı.

Tuana kapıyı açtığında tam karşısında Doğukanı görmesiyle şoka uğradı. Kekeleyerek, "D-doğukan?" Dediğinde Doğukan gülümseyerek kollarını ona sardı.

Doğukanı da ben çağırmıştım.

Doğukan dudaklarını Tuananın kulağına yaklaştırıp gülümsedi. "Bugün aşıklar kavuşuyordu değil mi? Madem öyle, biz de kavuşalım Tuana. Seni seviyorum."

Doğukan kollarını Tuanadan çektiğinde Tuana afallamıştı. Böyle birşey beklemediğini biliyordum.

Arkadan Serkan seke seke içeri girdiğinde Tuana boğazını temizleyerek bakışlarını kaçırdı.

Onun gülümsediğini gördüğümde bende gülümsedim. Sena'nın kardeşi gerçekten çok tatlı birisiydi, ayrıca kardeşi üvey bile olsa ona gerçekten çok bağlıydı.

Onların ilişkisini gerçekten kıskanıyordum.

Kapının tekrardan çalmasıyla birlikte Tuana kapıya ilerleyip açtı.

Sena içeriye şaşkın bir şekilde girerken gülümseyerek Senanın önüne geçip diz çektim.

"Seni seviyorum, Sena. Hemde herşeyden çok seviyorum. Evet, belki kötü davrandım, seni üzdüm ama herşeyi geride bırakıp benimle sevgili olur musun?" Dedim. Sena afallamış bir şekilde bana bakarken gülümsedim.

Gözleri dolu dolu dudaklarını aralasa bile bir cevap veremeden ağzını kapattı.

En sonunda başını olumlu anlamda sallayıp "olur..." Dedi. "Seninle çıkarım."

ෆ

Bitti :')

Bu kitabı zaten kısa birşey yapacaktım, bu yüzden de 20 bölümde bitti.

Kitap hakkındaki düşünceleriniz neler?

En sevdiğiniz karakter kimdi?

Kitapta en sevdiğiniz bölüm hangisiydi?

Özel bölümler gelecek bebislerim, bu yüzden kitabı kütüphanenizden çıkarmayın.

Final bölümünü yazarken cok ruhsuzdum ama sizi daha fazla bekletmeden atayım dedim.

Bir sonraki kitaplarda görüşmek üzere!

Bitirme tarihlerinizi buraya bırakabilirsiniz >>>

ෆ