@thvrely
|
Saat sabahın altısı ve bilin bakalım kim beni bu saatte uykumdan uyandırıp koşuya zorluyor? "Ben bu gün gelmesem?" Dedim uykulu bir ses ile. Kerem'in beni dinlemeyeceğini veya zorla götüreceğini düşünürken, Kerem'in yorganı yatağın boş kısmından çekip hemen yanıma yatacağını tahmin edememiştim elbette. Kerem hemen solumda, bir elini karnıma koymuş bir şekilde yatıyordu. "Bugün maç var zaten, sekize kadar dinlenelim." Duyan da ikimiz maça gireceğiz sanır! Ben sağıma dönmüş bir şekilde hemen arkamda yatan ve eli karnımda olan Kerem'i düşünürken, Kerem'in tek yaptığı şeyin gayet huzurlu bir şekilde uyumak olduğunu fark ettiğimde kaşlarımı çattım. Bir süre öylece sessiz kalmış, yerimden hareket etmemiştim fakat Kerem kıpırdanıp "İyi uyudun mu?" sorusuyla nihayet kıpırdayıp arkama dönmüştüm. Kerem ile göz göze geldiğimizde cıkladım. "Yok, uyanınca bir kere daha uyanamıyorum ben." Yalan! Sen geldin diye uyuyamadım işte. 'emin misin' adlı bakışlara maruz kalırken, aklıma tek birşey gelmişti. Kerem'in kalbi benim gibi atıyor muydu, yoksa atmıyor muydu? *** Kerem'in üzerinde kırmızı, dizlerinin hemen üstünde biten bir şort, kolsuz kırmızı-siyah bir forma vardı. Kerem oldukça heyecanlıydı ve durmadan sağa sola yürüyordu. Yutkundum. Sanki yürek yemiş gibi ayağa kalktıktan sonra Kerem'i iki kolundan tutup durmasını sağladım. Şans öpücüğünü nereden öpüp verecektim? İçime derin bir nefes çektim. Bu ilk öpücüğüm değildi, ayrıca Kerem'in de ilki değildi. Çünkü eskiden "Öpüşünce çocuk olur." gibisinden cümlelerin doğruluğunu kanıtlamak için bir kere, sekiz yaşındayken dudaklarımızı birbirine değdirip geri çekilmiştik. O zamandan bu zamana kimseye öptürmemiştim kendimi. İzi silinir diye düşünmüştüm çünkü. Kerem ne yapacağımı kavramak için yüzüme bakarken, bir elimi ensesine atıp yüzünü yüzüme yaklaştırdım. Kerem'in afallamış suratını gördüğümde dudaklarımı birbirine bastırdım. "Şans öpücüğün." Dedim içime kaçmış sesim ile birlikte. Gözlerimi sıkıca yumup açtıktan sonra yerime oturup parmaklarımla oynamaya başladım. Bunu yapmadan önce pişman olacağımı düşünüyordum fakat hiç pişman olmamıştım. Serra beni heyecanla dürttü, "Onu öptün! Hemde dudaktan! Maçtan sonra doğruca nikah masasına ışınlanıyoruz şekerim, değil mi kızlar!" diğerleri de şaşkın şaşkın bize bakıp kafalarını olumlu anlamda salladılar. Keremler çoktan sahadalardı. Ateş, Kerem'in boş boş yere baktığını fark ettiğinde ensesine bir tane geçiriverdi. *** Sonraki bölüm bana saydırmayın olur mu?
|
0% |