@thvrely
|
Bu bölüm çok fenaa *** Yastık gibi gelen ama kesinlikle yastık olmayan şeye daha sıkı sarıldım. Bu neydi böyle? Dokuzlu kare tarzı şeyleri var hemde. Gözlerimi hafifçe aralayıp altımdaki şeye baktığımda bunun bir yastık olmadığını fark ettim. Ayrıca o kare kare şeyler de krem renginde baklavalardı. Kerem'in baklavaları. Bunlar bir ara altılı değil miydi ya? Fırsat bu fırsat düşüncesiyle kaslarıyla oynamaya başladım. Kendimi karnına daha çok gömerken hafifçe kıpırdandım. Kısık sesli bir gülüş kulağıma gelirken hızla hareketlerimi kestim. "Oynayabilirsin, sorun yok. Zaten annenler de bizi evlendirmek ister gibi izlemiyorlar." Hızlıca ayağa fırlayıp kapıya baktığımda annemin de babamın da kapının önünde dikilip bize baktıklarını fark ettim. Cafer... BU SEFER DE Mİ GELMEDİN ALLAH'IN CEZASI! Geçen sefer de gelmemişti ya, ondan şey ettim. "Erken evlilik ister misiniz, Sun-hee?" Dedi babam alaylı bir şekilde. Kerem'in gülüşü kulağıma geldi. "Hayır babacığım. Biz daha üniversite okuyacağız." Kerem... Korece... KEREM KORECE BİLİYOR! Cafer, GELSENE PİSLİK HERİF! (Yn: O değilde, ismi Cafer olan bir okurum var hatta bölümde ismi geçtiğinde ben buradayım demişti qwedfgbn) Aklıma Edis ve Serra ile yaptığım tüm o konuşmalar geldi. Kerem'i kıskandırma çabalarımız... Herşeyi duymuştu. Hemde herşeyi. "Anne?" Dedim çaresizce. Omuz silkti. "Korece bildiğini anlaman lazımdı." Göz ucuyla babamı işaret etti. "Babanın ona Korece öğretme çabalarını gördükten sonra onu yapmayacaktın." Türkçe meali: Eğer dikkat etseydin böyle ortada kalmazdın. Mü-kem-mel. Mezarımı kazma çabalarına başlayabilirsiniz, çekinmenize gerek yok. Kerem gülümseyerek bana baktı. "Çok güzel günlerdi. Senin beni kıskandırmaya çalışmana gülmemek için kendimi zor tutmuştum." İnledim. "Keşke Korece konuşmasaydık!" Başka şeyler yapabilirdik ama Edis ile fiziksel temas kusmama neden olurdu. Kendini beğenmiş budala herif. Aklıma geldikçe kusasım geliyordu zaten. "Korece konuşun! Sizi anlamakta zorlanıyorum." Öf baba. Ben ne derdindeyim sen ne derdindesin.
|
0% |