@thvrely
|
(Taslaktaki son bölüm. Başka yedek bölüm yok mecburen yazacam.) Tamamlanmış bir kitabımda ana karakter kız ile erkeğin ufak bir yakınlaşma sahnesi var. "Sevdiğin kızı siktir et, benimle ol." Diyor kız. Elif diye bir okurum (aynı zamanda da arkadaşım) demişki "Siktir git o zaman askm." GÜLMEKTEN GEBERECEKTİM AZ KALSIN (Kitap: Sarmaşık. 11. Bölüm, son sahne.) *** Kerem'i bir şekilde ikna ettikten sonra yatağıma -ay pardon, yatağımıza- uzanmış bir şekilde telefon bakıyordum. Bir mesaj üstten gelerek kendini belli ettiğinde mesajın Serra'dan geldiğini fark ettim. Serra: Benim iş tamam. Serra: Dora'yı ikna ettim. Sen Kerem'i ikna edebildin mi? Elisa: Güzel bir öpücükten sonra ikna oldu. Serra: Ay kusacağım sanırım. Elisa: wefghgfd Elisa: Neden? Serra: Kulağa iğrenç geliyor da ondan! Serra: Ağız sıvılarınız karışıyor... Serra: Birde sabah saati öpücükleri... Serra: Hemde ağzındaki o metalik tat ile! Serra: Ay midem bulandı. Elisa: Dora'yla göreceğim ben seni. Elisa: Bakalım o zamanda bu sözleri söyleyebilecek misin. Serra: Ay neyse Serra: Açık saçık birşeyler mi giyeceğiz yoksa kapalı mı? Elisa: Tabii ki açık! Elisa: Kıskançlıkları tutsun istiyorum. Serra: Şeytan. Elisa: Bana diyene bak! Elisa: Kendi yaptığın şeytanlıkları ne ara unuttun Serra Hanım? Serra: Yaa boşver o zamanları. Serra: O zamanlar çok şeytan değildim. Serra: Şimdi şeytanlaştım. Elisa: Kesin Kerem'in yüzünden! Serra: Yine başlıyoruz... Elisa: Eğer Kerem ile akraba olmasaydın böyle olmazdı. Elisa: Bak onun genleri sende de var. Elisa: Ama en azından Kerem sarı âşığı değil. Serra: qwedfgh Serra: Ne giyeceksin sen? Elisa: Göğüslerimin taşacağı, dar, ince askılı ve kalçamın hemen altında biten, taşlı siyah bir elbise. Elisa: Sen ne giyeceksin? Serra: Hmm. Serra: Boşver. Serra çevrimdışı. Gözlerimi devirdikten sonra telefonumu kapattım. Bu kız niye böyleydi? Kerem ile ortak olan dolabımızdan bahsettiğim kriterlere uygun elbiseyi çıkartıp giydim. Boy aynasının karşısında kendimi incelediğim esnada sırıttım. "Bu elbiseye tamda istediğim gibi. Kerem'i kıs-" "Bu elbiseyle ne yapmayı düşünüyorsun?" Kerem kapının pervazına yaslanmış, kollarını göğsüne birleştirmiş bir şekilde bana bakıyordu. "Giymeyi düşünüyorum?" Kısık sesle güldü. "Birincisi, zaten giymişsin." Olduğu yerden bana doğru gelmeye başladı. "İkincisi, bu elbiseyle dışarı çıkamazsın. Göğüslerin taşıyor ve elbise hemen kalçanın altında bitiyor." Omuz silktim. "Bu şekilde gideceğim. Bana karışamazsın." Bıkkın bir nefes alıp ellerimi tuttu. "Elisa... Yapma. Bu şekilde dışarı çıkma." Birkaç saniyeliğine gözleri vücudumda gezindi. "Ben bile sana dayanamıyorken dışarıdakilerin kalkışacağı şeyleri düşünmek istemiyorum bile." Cıkladım. "Olmaz. Ayrıca gel, seninle birşey yapmam lazım." Kerem kollarını göğsünde birleştirerek benimle birlikte makyaj masama doğru ilerledi. "Hazır üstünü değiştirmemişken," Kırmızı rujumu alıp dudaklarıma sürmeye başladım. Sırıttım. Kerem'in gömleğinin düğmelerini bir bir çıkartırken ellerimi de göğsünde dolaştırdım. Meleğe uymaktan zarar gelmezdi. Dudaklarımla ilk önce onun dudağının kenarına bir iz bıraktım. Yanaklarına, alnına, gözünün kenarına ve boynuna. Ruju bir kez daha dudaklarımda gezdirerek bu sefer göğsünün üst kısımlarına imzamı bıraktım. Saçlarını karıştırıp tutamlarını öne doğru bıraktıktan sonra yatağın üstündeki telefonumu alıp İnstagram'a girdim. Kerem'in siyah gömleğinin üst kısımlarını ilikledikten sonra birkaç düğmeyi bıraktım. Fotoğrafını çekip incelediğim esnada gözüme birşey çarptı. Kerem'in gözleri ve bana olan bakışları. Fotoğrafı hikaye olarak paylaşmaktan vazgeçip birkaç uyumlu fotoğraf ile eşleştirdikten sonra post olarak attım. Kerem gülümseyerek bana baktı. "Gece o elbiseyi üzerinden çıkartırım yalnız." Sırıttım. "İstediğini yap." (Yn: Bunlara cidden bir haller oldu ama neyse.)
|
0% |