Yeni Üyelik
51.
Bölüm

4.0 / Final

@thvrely

Bir son, bazılarının başlangıcı olabilirdi.

Birisine gelen kötü haber, başkasına göre iyi bir haber çıkabilirdi.

Her hikayenin sonu gelirdi hep, sen onlarla vedalaşmak istemesen de.

Oysaki bu hikayeye sonu olacağını bile bile başlardın her seferinde.

Arkadaşlıklar kurulurdu, ya ihanetle biterdi bunlar; ya da iki tarafın da saygıyla aralarındaki ilişkiyi bitirmesiyle.

Her dizinin sonu olacağını bile bile başlardık. Onlara bağlanacağımızı bile bile.

Bende buraya sizler ile vedalaşmak için için geldim.

Evet, insanlarla vedalaşmak zordu ama her insanın doğasında vardı vedalaşmak.

Aileniz öldüğünde, arkadaşlarınız sizi terk ettiğinde, sınıf değiştirdiğinizde...

Her zaman.

Öylesine tuttuğum günlüklerin de bir sonu geldi.

Benim defterimdeki sayfalar da sona erdi.

***
"Hazırlan. Bugün seni dışarıya çıkartacağım." Dedi Kerem, göz kırparak. Şaşkınlıkla ona baktım.

"Nereye gideceğiz?" Diye sordum ister istemez. Gülümsedikten sonra yanağıma ufak bir öpücük kondurdu.

"Bilemem."

Dudaklarımı büzdüm.

"Bana nereye gideceğimizi söylemeden nasıl hazırlanmamı bekliyorsun, Kerem?" Sırıttı.

"Üzerine bir randevu elbisesi giyebilirsin. Ama dikkat et, fazla açık olmasın." Kerem odadan çıktığında, bende hemen gardolabıma yöneldim.

Ellerim elbiselerimin üzerinde gezerken sıkıntıyla inledim.

Bu kadar gereksiz elbise alacağıma, daha işlevsel elbiseler alabilirdim.

En sonunda elim koyu kırmızı bir elbisede durdu. Elbisenin diz üstüne kadar yırtmacı vardı ve ayrıca göğüs dekoltesi de bulunuyordu.

Daha fazla düşünmeden elbiseyi giydim. Saçlarımı tarayıp salık bıraktıktan sonra parmaklarımla kabartıp perçemlerimi de ayarladım.

Dudaklarıma koyu kırmızı bir ruj sürdükten sonra peçeteyle rengini biraz soldurarak lip gloss ile üzerinden geçtim. Maskaram ile kirpiklerimi öne çıkarttıktan sonra yanaklarıma renk vermesi için pembe, hafif bir allık sürdüm.

Son zamanlarda kullandığım piyasada olmayan parfümü sıktıktan sonra boy aynasında kendime baktım.

Artık hazırdım.

"Kerem!" Odadan çıkmadan Kerem'e seslendiğimde, Kerem kısa süre sonra kapıda belirdi.

"Efendim?" Kendi etrafımda bir kez döndükten sonra gülümseyerek durdum. "Nasıl olmuşum?" Yanıma gelip kollarını hafifçe belime doladı.

Saçımın üstüne ufak bir buse kondurduktan sonra "Çok güzel olmuşsun." diye mırıldandı.

Belimdeki elinin üstüne elimi koyduktan sonra kafamı da hafifçe arkaya yatırdım.

"Gidecek miyiz artık?" Dediğimde gülümsedi. "Hazırsın. Bende hazırım.Öyleyse gidebiliriz."

Kafamı salladıktan sonra istemeyerek Kerem'in kollarından çıktım. Beraber aşağıya indikten sonra arabaya bindik.

Yol boyunca meraktan çatladıktan sonra, İnlfovs yazan büyük bir restoranın önünde durduk.

Arabadan indiğimizde Kerem elimi tutup beni ilerletti. İçeride duran adam bizi bir masaya götürdü.

Sarı ve hafif loş olan ışıkların altındaydık. Ayrıca restoranın çok güzel bir detayı vardı.

Tavanı da dahil olmak üzere restoran tamamen camlardan oluşuyordu. Tabii bu detayı dışarıdan fark edememiştim çünkü arabalarda olduğu gibi içeriyi göstermeyen o özel camlardan kullanılmıştı.

Bizde Kerem ile birlikte camların yanındaki bir masada duruyorduk.

Bir garson yanımıza gelip ne yemek istediğimizi sorduğunda, "Kırmızı et." diye cevap verdik. Kerem ile aynı anda cevap vermiş olmamız garsonu gülümsetti.

Yanına da bir bira sipariş ettikten sonra beklemeye başladık. Kerem gülümseyerek yüzümü inceledi.

"Yüzüne ay vuruyor." Dediğinde bende gülümsedim.

Dolunayın ışığı bana vuruyordu.

"Ay aydınlatacağı kişiyi doğru seçmiş diyeceğim ama sen tek başına da fazlasıyla parlıyorsun." Bir gülümseme dudaklarımda peyda oldu.

Garson az sonra iki tabak kırmızı et ve iki bardak bira ile yanımıza geldi. Ben bıçak ile kırmızı eti kesmeye girişirken Kerem elimden bıçağı alıp hızlıca kırmızı eti dilimledi.

Ona teşekkür ettikten sonra kırmızı et parçalarından birini ağzıma attım.

Kerem aynı bana yaptığı gibi kendi kırmızı etini de dilimledikten sonra yemeye başladı. Hemen ardından ise konuşmaya başladı:

"Her şeyin başladığı o günü hatırlıyor musun?" Kaşlarım çatıldı.

"Hangi gün? Flörtleşmeye başladığımız gün mü?" Diye sordum. Gülümsedi.

"Evet. O gün." Başımı salladım. "Hatırlıyorum."

"O gün zaten sana âşıktım."

Gözlerim büyürken şaşkınlıkla Kerem'e baktım. "Nasıl yani?"

"Bugünü planlayarak sana böyle bir teklif sundum. Yani şuanki hâlimiz önceden planlanmıştı."

Kalbim deli gibi hızlanırken dudaklarımı birbirine bastırarak Kerem'e baktım.

"Yani... Sen bana onca yıldır âşık mıydın?" Kısık sesle güldü.

"Daha öncesi de var. Sana uzun yıllardır âşığım, Elisa."

Son kırmızı et parçasını da ağzına attıktan sonra gülümsedi.

"Onca yıldır kalbim tek bir kişi için attı. Senin için. Bizim için."

Kalbim daha da hızlanırken düşmek üzere olan gözyaşımı durdurdum.

Maskara sürmüştüm o kadar.

"'Bir ay boyunca şakasına flört edelim, ilk âşık olan ise yemek ısmarlasın.' O yemek bu yemek mi Kerem?" Diye sordum fısıltıyla.

Başını olumlu anlamda salladı.

"O yemek bu yemek, Elisa. Tüm hayatımızı şekillendirecek yemek."

Ben daha farkına varamadan bir dizinin üstüne çöktükten sonra elini şıklattı. Sarı ışık iyice loşlaşırken tüm herkesin dikkati de bize dönmüştü.

"Benimle evlenir misin, Elisa Lena Hong? Ömrümün tamamında yanımda olur musun?"

Hiç düşünmeden öylece başımı olumlu anlamda salladım.

"Ömrün boyunca seninleydim. Ömrün boyunca da seninle olmaya devam edeceğim." Diye fısıldadım.

Kerem büyük bir gülümsemeyle yüzüğü sağ parmağıma taktı.

Bağımızı simgeleyen o mor-mavi yüzüğün üstüne.

Mor ve mavi renkte olan havaii fişekler patlamaya başladığında, yüzümdeki gülümsemeyle birlikte patlayan havaii fişekleri izlemeye başladım.

"Seni seviyorum, Elisa."

Dudaklarımız birleşmeden hemen önce duyduğum son ses bu oldu.

SON.

Her birinize çok teşekkür ederim. Kurgu boyunca beni sarıp sarmaladınız, bana destek çıktınız.

Buradan her birinize teşekkür etmeye kalksam liste fazlasıyla uzar ama kısaca bir teşekkür etmek istiyorum sizlere.

İsminiz yoksa da üzülmeyin. Ben her birinizi seviyorum.

Öncelikle Beyza ve Lalina'dan başlamak istiyorum. İkiniz de benim için çok değerlisiniz. Kurgum boyunca yanımdaydınız.

Aslında tüm kurgularımda yanımdaydınız.

Merilda ve Eftal. İkiniz ile de sık sık konuştum, sizlere destek oldum veya siz bana destek oldunuz. Şu kısa sürede bile bana böyle destek çıkmanız beni fazlasıyla duygulandırıyor.

Aydan ve Elif Filiz. İkinizin değerini anlatamam. Birinizle Kerem'i çekiştirdim, diğeriniz ile de sık sık konuştum.

Ve Zehra. Tüm kitaplarımı okuyup yorum yaptın. Sana da teşekkürler.

Sena. Sende benim tüm kitaplarımı okudun ve bana destek çıktın. Senin bende ölçülemez bir değerin var.

Irmak... Bana destek olan kişilerden birisi de sensin. Kitaplarımın müptelası olduğunu söylediğinde, evde turladığımı söylerken ciddiydim.

Yağmur... Benden kat kat büyük olmana rağmen yaşımı umursamayarak benimle konuşman ve bana destek çıkman paha biçilemezdi.

Ve durumgomencigkofte. Hesap adını, profilini hatırlıyorum. Gerçekten bir konuşmamız olmadı ama tüm kitaplarımı okumaya başladın. Seni yorumlarda gördükçe gülümsememe engel olamadım.

Daha da bir sürü kişi var teşekkür etmek istediğim. Ama isimleriniz buraya sığamayacak.

Hepinize teşekkürler.

Kerem'in sebebi Elisa'yken benim sebebim sizlersiniz.

Hoşçakalın.

19.10.2024

 

Loading...
0%