Yeni Üyelik
22.
Bölüm
@thvrely

(Oy sınırı dolmadı ama yine de atıyorum oy vermeyip okuyan 26 kişiye aşk olsun.)

Bu bölüm Serra ile Elisa dertleşiyor ^^

Serra ile Elisa'ya cidden çok özeniyorum. Kendi arkadaşım beni bir erkek için yüz üstü bırakıp gitti ve arkadaşlığımız beş yıllıktı :')

Herneyse, eskiler eskide kalmış. Bize güzel anıları anımsayıp gülümsemek yakışır.

Bu arada Kerem ile Elisa'nın bu bölümlerdeki halini yansıtan kısımlara bir söz buldumm

Elisa korktu, tekrar arkadaşlıklarına lanet eder diye.
Kerem pes etti, artık o beni tamamen sildi diye.

***

"Bitti mi şimdi?" Dedi Serra. Onu başımla onayladıktan sonra burnumu çekip camdan dışarıya doğru bakmaya başladım.

Olanların ardından sadece dört saat geçmişti.

Kerem ile o esnada barışmak istiyordum fakat herşey bambaşka yollara sapmıştı. O lanet olsun deyince korkmuştum yine arkadaşlığımıza lanet eder diye.

Onun tarafından defalarca kırılmıştım.

Bir kez daha kırılırsam dayanacak gücüm yoktu. Bu yüzden herşeyi bitirmeyi tercih etmiştim.

Bana zarar verdin demiştim ona.

Bir daha konuşmayalım diye bitirmiştim herşeyi.

Geriye sadece bir enkaz kalmıştı.

Birde o enkazın altında kalan iki ruh.

İki kalp.

Her ikisi de kırık.

Tamir edilmesi zor, iki kalp ve iki beden.

Biri herşeyi içine gömüp yaşamış, diğeri ise yaptıklarından pişman.

Peki ya hangisinin yükü daha ağır?

Yaptıklarından pişman olan mı daha çok acı çekiyor yoksa yıllardır herşeyi içine gömen mi?

Aşk mıdır insanı mutlu eden?

Yoksa aşk, insanları kırıp döken midir?

Kendi sessizliğine bürünüp onu düşünmek midir aşk yoksa onun sana yaşattıklarını görmezden gelmek mi?

Aşk gerçektir der bazıları. Diğerleri ise aşka inanmaz çünkü bu düşünceyi oluşturan âşık olduklarını sandıkları kişilerdir. Sana âşığım diyen kişilerin aslında kendilerine âşık olmadıklarını öğrenirler kalpleri kırılınca.

O enkazın bir kez altında kalınca bir daha çıkamazsın. Kalbinin kırıklığı kalır orada.

Aşk seni bitirendir. Aşk senin enerjini alıp götüren birşeydir.

Kitaplardaki aşklar ve filmlerdeki âşıklar, hepsi yalan. Sevdiği kadına şarkı yazdığını söyleyen kişi aslında onu aldatan kişiydi.

Romeo da Juliet'i kullandı. Rosaline'e dönüyor Romeo da.

Yalansa yalan deyin.

"Acı çekiyorsun, anlıyorum ama bence biraz ağır olmuş." Histerikli bir kahkaha attım.

"Peki ya onun bana yaşattıkları? Onlar ağır değil miydi Serra?" Hafifçe başını eğip gözlerini kaçırdı.

"İkimiz de berbat durumdayız." Dedikten sonra ayağa kalktı.

"Annem ile konuşalım mı? Ne de olsa tüm bu olanları annem de biliyor, ona danışmış oluruz." Başımı sallayıp ayağa kalktım. Üstümü başımı düzeltip odadan çıktığımda Serra da benimle beraber odadan çıktı.

Ezgi Teyze koltuğa uzanmış, televizyon seyrediyordu. Ayrıca baya yorguna benziyordu.

Ezgi Teyze Serra'yı görünce gülümsedi. "Bana bir su getirir misin kızım?" Serra başını sallayıp mutfağa gittiğinde Ezgi teyze'nin yanındaki sandalyeye oturdum.

Serra elindeki su ile birlikte içeri girdiğinde Ezgi Teyze koltukta doğruldu.

Serra'nın elindeki suyu alıp üç yudumda içtikten sonra suyun bardağını Serra'ya uzattı.

Serra annesinin bardağını alıp tekrardan mutfağa gittiğinde Ezgi Teyze tekrardan koltuğa uzanıp bana baktı.

"Kızıma iyi bak, olur mu Elisa? Ben yokken yalnız kalmasın." Şaşkın bir şekilde Ezgi teyze'ye baktığımda Ezgi Teyze yavaşça gözlerini kapattı.

“Eşhedü en lâ ilâhe illâllâh ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh.” Sonlara doğru sesi tamamen kısıldığında şokla Ezgi Teyze'ye baktım.

"E-Ezgi Teyze?" Diye mırıldandım güçlükle. Serra salona girdiğinde gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile.

Bunu ona nasıl söyleyecektim?

Titrek bir nefes alıp ayağa kalktıktan sonra Serra'nın yanına gidip kollarımı onun beline sardım. Serra bir anda hıçkırıklara boğulup kollarını aynı benim gibi bana sardı.

Ezgi Teyze ölmüştü.

***

Hiç beklemediğiniz bir anda Ezgi Teyzesinin ölmesini istedim :')

Neyse, oy sınırımızı verip gideceğim.

Oy sınırı: 25

Yorum sınırı: 50

 

Loading...
0%