@thvrely
|
OY VERSENE NE BAKIYORSUN KARDİŞİM *** "Şuraya imza atın lütfen." Dedi tam karşımda duran hemşire. Elindeki kalemi aldıktan sonra gereken yere imza atıp adını bir türlü öğrenemediğim o kişiye baktım. İhtiyacım varken yanımda olmayan o kişiye. O da imza attığında kağıdı ve kalemi hemşireye uzattım. "Taburcu işlemleriniz bitti hanımefendi, gidebilirsiniz." Dedi hemşire. Başımı sallayarak yanımda put gibi dikilen kişiye bakıp "hadi," diye mırıldandım. "Gidelim artık." Yerde duran küçük çantayı aldıktan sonra bir elini sırtıma koyup beni yürütmeye başladı. "Yürümeyi unutmadım herhalde, elini çek sırtımdan." Dedim buz gibi bir ses ile. Her ne kadar beni oradan kurtarsa bile ona kırgındım. Aslında bir yerde haklıydı, neler yaşadığımı bilmiyordu ve polisi aramam fikrini öne sürmüştü. Yine de ona karşı soğuk davranmaya karar vermiştim. "Şimdi nereye gideceğiz?" Diye sordum arabanın kilitlerini açmasını beklerken. Bir anda suratında bir gülümseme oluştu. "Sürpriz," dedi gülümsemesi genişlerken. Daha fazla soru sormak yerine kilidi açmasıyla birlikte arka koltuğa oturup beklemeye başladım. O da arabaya bindiğinde arkama yaslandım. Normalde insanlara bu kadar çabuk güvenmezdim fakat onu bana çeken birşeyler vardı. İşte o şeyleri bilmiyordum. "Adım Yiğit bu arada." Dedi elini bana uzatıp. Elini sıkıp tekrardan elimi önüme çektiğimde kucağıma bir telefon bıraktı. Son marka iPhone'dan başka birşey değildi bu. "Telefonun kırılmıştı, bende yenisini alayım dedim." Tam telefonu ona verecekken iki eliyle de elimi tutup beni durdurdu. "Bu telefon artık senin, Alina. Bana geri vermeye çalışma." İtiraz etmeye kalkacağım esnada elini ağzıma örtüp cıkladı. "Az söz dinle, birazdan hayatının şokunu yaşayıp büyük bir karar vereceksin zaten." Açıkçası şu büyük kararı gram merak etmiyordum, ne yaparsa yapsındı. Arabayı çalıştırıp bana baktıktan sonra gülümsedi. "İyi yolculuklar Alina Hanım." Hastaneden çıkıp anayola girdiğimizde Yiğit tek eliyle bir yeri işaret etti. "Şurada siyah bir güneş gözlüğü var, takar mısın?" Gözlüğü alıp Yiğite biraz yaklaştım. Kendisi yerine neden bana taktırıyordu hiç anlam verememiştim. Daha fazla sorgulamadan gözlüğü takıp tekrardan önüme döndüm. Yiğit ise bana aynadan bakıp gülümsedi. Bu niye bana bakıp duruyordu yahu? Bir nikah dairesinin önünde durduğumuzda kaşlarımı çattım. "Ne işimiz var bizim burada?" "Nikah dairesinde ne yapılır Alina?" "Nikah kıyılır?" "Hoşgeldin o zaman, birazdan nikahımız kıyılacak çünkü." *** Siz çatlayın diye bugün başka bölüm atmayacağım (bol bol yorum ve oy gelirse atarım ama) |
0% |