Leyal

Seyran dakikalardır Kuzey'e cilve yapıyordu ve Kuzey onu umursamak yerine karşıdaki palmiyeyi sanki dünyanın en önemli şeyiymiş gibi inceliyordu.

"Sevgilim seninle konuşmak istemiyor işte, anlasana." Dedim bıkkınca nefesimi üflerken.

"O senin sevgilin değil, Leyal. İstediğim gibi cilveleşebilirim de fingirdeşebilirim de." Duyduğum -daha doğrusu duyduğumuz- kelimeler beni dehşete sokarken şaşkınlıkla Seyran'a baktık.

Kuzey de aynı benim gibi dehşete düşmüştü ki haklıydı.

"Yok artık, Seyran." Dedi Kuzey. Seyran omuz silkti.

"Madem gerçekten sevgilisiniz, öpüşün de göreyim. Kuzey şuana kadar hiç birisiyle öpüşmedi ve ilk öpücüğünü de âşık olduğu birisine saklamak istiyordu." Tek kaşım havaya kalktı.

"Birincisi, benimle öpüşüp öpüşmediğini nereden biliyorsun? İkincisi, Kuzey'in ilk öpücüğünü âşık olduğu birisine saklamak istediğini nereden biliyorsun?" Bana dik dik baktı.

"İnstagram'da soru/cevap yaptığında bu soruyu görmüştüm." Kuzey böyle sorulara asla cevap vermezdi.

"Doğru söyle, Seyran. Bunu sana kim söyledi?" Sinirlerim zıplarken kafamdan kimlerin söyleyebileceğini düşünüyordum.

"Doğruyu söylüyorum." Tek kaşım havaya kalktığı esnada Kuzey yanıma gelip elimi sıktı. "Yeter bu kadar, Seyran. Artık git."

"Ben doğruları söylüyorum!" Seyran sinirle bağırınca o tiz sesini duymak yüzümü buruşturmama neden oldu.

"Sesine de, sana! Defol!" Seyran hâlâ olduğu yerde dikilmeye devam ediyordu.

Kuzey sanki Seyran'a saldırcağımı sezmiş gibi kollarımı tutup yüzümüzü hizaladı.

"Bana bak, Leyal. Sakin ol, tamam mı?" Sakin ol cümlelerinden nefret etsem de Kuzey deyince biraz sakinleşmiştim.

Ama biraz.

Aniden Kuzey'in kolları arasından kurtulup Seyran'ın göğsüne tekme attığımda tiz sesi etraftaki villardan yankılanıp tekrardan bize döndü.

"Uçan sinekle fingirdeşmeye kalkışan götü kalkık pislik geberesice çakma sarı saçlı ebesiz gözü lensli götünde bokla dolaşan salak mal beyni geriden giden ve hatta beyni bile olmayan hayvana benzer ama hayvan bile olamayan götümün kılı!"

Sonu gelmeyen cümlemi tamamladığımda ikisi de transa girmiş gibi bana bakıyordu.

Hıncımı çıkartmış bir şekilde küfür etmeden küfür görevini yerine getiren lafımı ortaya koyduktan sonra onların olduğu yerden uzaklaştım.
Öteden bir alkış sesi geldi.

"Babasının gururu!"