Leyal

Manyak çifti Kuzey ile izlediğimiz esnada İkra da gülmeye başlayınca bende kıkır kıkır güldüm.

"O değilde, cidden ne hormonu bu anlamadım gitti!" Abimin sözlerinden sonra İkra kızarmaya başladı.

"Allah seni bildiği gibi yapsın!" Diye bağırdığı gibi gitti uçuruma doğru.

Bunlar cidden manyaktı.

Kuzey boynuma ufak bir öpücük kondurunca kolunu cimcirdim.

"Annelerimiz varken sen ne yaşıyorsun acaba?" Diye fısıldadığım esnada güldü.

"Her olaya şahit olup duruyorlar zaten, buna şahit olsalar ne olacak?" Diye sordu kısık sesle. Güldüm.

Garip bir şekilde, abim ve İkra uçurumda öpüşürken Ahsa Teyze onları görmüş ve basmıştı.

İkra'nın deli danalar gibi herkesten kaçıp ta Amerika'ya gitmesinin sebebi buydu.

Biz basıldığımızda bile böyle tepki vermedik ama yani.

"Senin yüzünden evlenemiyoruz." Kuzey'in sıcak nefesi beni huylandırırken güldüm.

"İlkbaharda vişne ağaçlarının çiçek açmasını çok seviyorum. O ağaçların altında yapmayalım mı düğünümüzü?" Kuzey de güldü.

"Kabul. Ama gecesinden işi fırına verelim." Gözlerim faltaşı gibi açılırken Kuzey'i cimcirdim.

"Nasıl konuşuyorsun sen ya?" Dediğimde güldü tekrardan.

"Yaşlanıyorum artık. İyice dede olmadan çocuğum olsun istiyorum."

"Alt tarafı otuz yaşındasın, duyan da kırk sanır."

"Evlenene kadar otuz bir yaşında olacağım, Leyal. Kırk yaşında ak sakalımla birlikte küçük bir çocuğumun olmasını istemiyorum." Güldüm.

"Hadi gel, gidip evlenelim." Gülerek gözlerini devirdi.

"Şaka sevmiyorum, biliyorsun." Habire gülüp durmaktan kaslarım ağrıyordu.

"Bende şaka yapmıyorum. Düğünü ilkbaharda yaparız ve bir hafta içerisinde nikahı kıyıp dini nikahı da kıyarız." Kuzey'in gözlerindeki parıltıları gördüğümde gülümsedim.

"Bu fikri son bir aydır düşünüyorum aslında. Hem evi de satın aldık, dekore de etmeye başlarız." Kuzey içten ve büyük bir şekilde gülümsedi.

"Eğer burada annemler ve babamlar olmasaydı seni öpebilirdim." Kıkırdayıp dudağına kaçamak bir öpücük kondurdum.

Annemlerin bakışları anında bize kaydı.

Yuh, cidden yuh.