Yeni Üyelik
32.
Bölüm
@thvrely

İkra

Sorun değil, birşey olmaz, kırılmadım, güzel şakaydı.

Beklediğim sözler bunlardı.

"Neden böyle bir şaka yaptın?" Sağ gözümden bir damla yaş aktığında Deniz ayağa kalktı.

Eski Deniz ağlamamamı ve geçtiğini söyler, gözyaşımı silerek bana sarılırdı.

Ama Deniz bunu yapmak yerine buz gibi baktı bana.

"Neden bunu yaptın?" Gözlerinde binbir türlü duygu geçerken anlayabildiğim tek duygu, buz gibi bir duyguydu.

Kalbime hançer bile saplayabilecek bir duygu.

Gözyaşlarım hızlandı ve yanaklarımı ıslattı. Ama Deniz hareket edip yanıma gelmek yerine beni uzaktan izlemeyi tercih etti.

O komik, eğlenceli ve çapkın Deniz'in yerini bambaşka birisi almıştı.

"Şakalardan nefret ettiğimi biliyorsun."

Bana doğru yaklaştı ama gözlerinde bana olan aşkın tek bir kırıntısı dâhi yoktu.

"Aynı zamanda bir şakanın neredeyse ailemi öldüreceğini de."

Deniz'in ailesi altı yıl önce ölümden dönmüşlerdi. Bunun sebebi ise Deniz'in en yakın arkadaşlarının ailesini arayıp "Deniz trafik kazası geçirdi, durumu kritik." demesiydi. Ailesi hız yaparak buraya gelirken kaza gerçekleşmiş, Elvan Teyze'nin bir yıllığına yürüme yetisini kaybetmesine sebep olmuştu.

Sadece bununla kalmamış, Deniz'in anneannesini de öldürmüştü.

Gözlerimi sıkıca yumdum.

Sessizlik kulaklarımı sağır ederken duyduğum tek şey Deniz'in kendisini sakinleştirmek için aldığı derin nefeslerdi.

Nefesleri sıklaşınca hızla geriye doğru birkaç adım attım. Kalçam tezgaha değdiğinde sertçe yutkundum.

"Birşey demek istemiyorum, kızıp bağırıp çağırmanın sadece seni kıracağını ve şuanda senin deli gibi korktuğunu da biliyorum ama..." Deniz ellerini saçlarına daldırıp tutamlarını çekiştirmeye başladı.

"Kalbinin atmadığını işaret eden o tiz sesi duyduğum an kulağıma her geldiğinde sağır olacakmış gibi hissediyorum."

Altı yıldır dolduğunu bir kez olsun görmediğim gözlerini dolu dolu gördüğümde, kendimden nefret ettim.

"Sevdiğim kadını kırmak istemiyorum... Ama bana böyle bir şaka yaptığını hatırladıkça bok gibi hissediyorum!" Sesi sonlara doğru yükselince nefeslerim sıklaştı.

Nefes alamıyormuş gibi hissettim.

Gerçi, almak istemiyordum da.

"Onca yılın çöp olmasını da istemiyorum ama... Bunu nasıl yaptın bana, İkra?" Son cümlesi oldukça kısıktı ve gözlerindeki çaresizliği görmek kendimden daha çok nefret etmemi sağladı.

Yavaşça çöktüm.

Kalbime ağrılar girdiğinden elimi kalbime koyup yumruk yaptım.

"Geçecek, bu an gidecek." Diye mırıldandım kendi kendime.

Deniz sinirle tırnaklarını etine geçirdiğinde, kan, hilal şeklini almış yerden hafifçe akmaya başladı ve en sonunda yere damlamaya başladı.

Tik. Tak. Zaman doldu.

Deniz ellerini kulaklarına koyup sıklaşan nefeslerle çöktü.

Bağırıp bir yeri yumruklamamak için kendisini zor tutuyordu.

Geçmiş anıların hepsini kovmak istiyordu.

Kalbinin durduğunu gösteren o makinenin sesini kulaklarını kapatarak engellemeye çalışıyordu.

Benim ona yaptığım şaka ve anılar silsilesini yok etmek istiyordu.

Hayır.

Belki de beni hayatından silmek istiyordu.

 

Loading...
0%