@thvrely
|
İkra Evden çıkıp kendimi dışarı attığımda, buz gibi hava yüzüme çarptı. Ağladığımdan dolayı soğuk yanaklarımı yakıp geçiyordu. Koşarak Deniz ile herşeyin başladığı o uçuruma gittim. Ne zaman kendimi kötü hissetsem kendimi orada buluyordum. Öpüştüğümüz an gözlerimin önünden geçerken kendime işkence etmeye başladım. "En başından anonimlik işini ortaya atıp Leyal'i gaza getirmemeliydim." Dedim hıçkırıklarımın arasından. "Şimdi Deniz'i de, her dakika gülümseyen ruhumu da kaybettim." Başka bir anı gözlerimin önünde oynamaya başladı. Evlenme teklifi ediyormuş gibi yaptığı için ona kızıyordum. "İlerlediğimiz duruma dert yanıp daha fazlasını isterken şimdi herşeyi kaybettim." Dedim dudaklarımı birbirine bastırıp. "Aradan yıllar geçti." Gözlerimi sıkıca yumdum. "Onca güzel anının üzerinden onca yıl geçti." Farkındalık hissi tüm benliğimi sarmaladı. "Yönümü kaybettim." Sesim, içimdeki kargaşaya göre fazlasıyla sakindi. Az önceki halime göre daha durgundum. "Gerçekleşmesi imkansız hayallerini kendine sakla." Duyduğum kalın ses beni afallatırken hızlıca arkamı döndüm. "Sen kimsin?" Kulağımın dibinden bir gülme sesi geldiğinde hızla ayağa kalkıp korkuyla etrafıma baktım. "Ben senin iç sesinim canım. Sana defalarca bağırdım ama anlamadın. Bende en iyi çareyi kulağına fısıldamak olarak düşündüm." Sinirle tepindim. "Sende mi beni delirtmeye geldin Allah'ın cezası?" Diye bağırdığımda iç ses olduğunu iddia eden şey güldü. "Deniz de seni seviyor ama birbirinizi kırdığınızı düşünüp bir adım atmıyorsunuz." Gözlerimi devirdim. Deniz geri dönmek isteseydi çoktan dönerdi. "O zaman neden sana kaçamak bakışlar atıp burukça gülümsüyor?" İrkildim. Bu benim neler düşündüğümü de mi anlıyordu? Tövbe tövbe. "Yanına git ve onu öp. Karşılık verirse seni özlemiştir. Vermezse -kesinlikle verecek- de seni özlememiştir." Aman çok rahatladım! Güldü. "Eğer yanına gitmeyeceksen uçağı bir saat içerisinde kalkıyor. İstersen yetiş ama eğer istemiyorsan onun Amerika'ya gidişini seyret."
|
0% |