İkra

Elimdeki süsleme malzemelerini asıp balonları şişirdiğim esnada Liva gülümseyerek yanıma geldi.

"Balonların birini ben şişirebilir miyim?" Gülümseyerek başım ile onu onayladım. "Tabii ki."

Dişlerini çıkartarak gülümsedi.

"Teşekkürler, hala."

Mavi balonu alıp şişirmeye başladığında onu seyrettim.

Balon Deniz'in gözleriyle aynı renkteydi.

Aradan altı yıl geçmişti. Deniz o gün hiçbir şekilde gelmemişti.

Neredeyse on yıldır o aranın aralıktan çıkacağını beklemiştim.

Deniz şuan tam karşımda, yiğenini seyrederek gülümsüyordu.

"Dayı, halamı neden sevmiyorsun?" Deniz şaşkınlıkla yiğenine baktı.

"Halanı neden mi sevmiyorum? Bu soru nasıl bir anlam taşıyor?" Liva balonu şişirip bağladıktan sonra dayısının yanına oturdu.

"Birbirinize bakıyorsunuz ve annem birbirinizi sevdiğinizi söyledi. Ama neden evlenmediniz?" Burukça gülümsedim.

"On yıl önce ara verdik, tatlım." Evet, sonu gelmeyecek bir ara.

"On yıl mı?" Göz bebekleri büyüdü.

"Bu çok uzun bir süre!"

"Evet." Dedim.

"Dayı, halamı tekrar sever misin?" Kısık sesle güldüm. Gülüşüm buruklaştı.

"Merak etme, tatlım. Ben onun beni sevmemesine alıştım artık."

***

Leyal

Gözüm bir süre İkra'ya takıldı.

Dudaklarındaki burukluk ve gözlerindeki özlem herşeyi ifade etse de, ne abim ne de İkra herhangi bir adım atmıyordu.

Hoş... Her ikisinin de yaşı fazlasıyla büyümüştü.

"İyiki doğdun Liva, iyiki doğdun Liva!" Ellerimizle alkışlayıp kafamızı yavaşça salladığımız esnada Liva gülümseyerek mumları üfledi.

Alkışlarımız hızlanırken abim ıslık çaldı.

Herkes sırayla hediyelerini verirken sıra abimdeydi.

Liva'ya bir kutu verdiğinde Liva, heyecanla paketini yırttı.

Ona barbie'nin bir mutfak setini almıştı.

İkisi sarıldıktan sonra herkes diğer hediyeleri vermeye başladı.

Deniz, elindeki küçük bir kutuyu İkra'nın kucağına bıraktığında İkra'nın şaşkın yüz ifadesi gülümsememe neden oldu.

Abimin vermek istediği aranın ardından neredeyse on yıl geçmişti.

Ne abim ne de İkra başkalarıyla görüşmemişti.

Bizim aramızda en iyi anısı olan onlardı. Örneğin biz Kuzey ile birbirimize açıldığımızda aman amanlık bir yerde değildik fakat Deniz ile İkra uçurumun kenarında güneş tamda kendilerine vurarken birbirlerine açılmışlardı.

Ayrıca Kuzey benim öpücüğüme karşılık vermemişti.

Kuzey... Bunu hatırladığıma göre sana dargınmış yapabilirim.

Çünkü tonla çikolata aldırmanın en iyi yolu bu.

İkra şaşkın bir şekilde paketi açtı. Minik kutunun içinden bir kolye ve bir not çıktığında meraklansam da bekledim.

Dudaklarını birbirine bastırıp dolu gözlerle Deniz'e baktı.

Gözleri çok şey anlatırken onları gülümseyerek izledim. Abimin şakalardan nefret ettiğini biliyordum. Ama o gün yapılan şaka ile İkra'nın yaptığı şakanın tek ortak kısmı "şaka" olmalarıydı.

Abimin verdiği tepki yaşadığı travmadan dolayı ağır olsa da İkra'yı on yıl bekletmesi normal değildi.

Sadece İkra'yı değil, kendisini de yıllarca bekletip ızdırap çekmesini sağlamıştı.

Yıllar boyunca gelişen olaylar her ne kadar inişli çıkışlı olsa da sonuçta Deniz ve İkra beraberdi.

Önemli olan da bu değil miydi zaten?

***

Bitti :')

Bitse bile, ufak bir haberim var sizlere. Kitap seri olacak.

Dört kitaplık bir seri hemde.

Sonraki kitabı buradan paylaşırım ama anlatım Liva'dan olacak.

Görüşmek üzere!