Leyal

Saat gecenin üçüydü ve İkra ve ben, abilerimizin üstüne atlayarak onları uyandırmayı tercih etmiştik.

Abim uyanmak yerine beni kendine çekip ahtapot gibi kollarını bana sardığında bu duruma alışkın olduğumdan tepki vermedim.

"Ben senin rüyanda gördüğüm bikinili kızlar değilim, abi." Dediğimde abim tek gözünü açıp yüzümü inceledi. Hemen ardından kollarını çekti.

"Tüh, bu seferde olmadı." Gözleri kocaman açılan İkra'ya 'her zamanki hali' bakışı attım.

Dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini kaçırdı.

Sanki ben anlamıyormuşum gibi bunu benden saklaması çok ironikti. Abim gerizekâlı olduğundan İkra'nın ondan hoşlandığını anlamasa da ben anlamıştım.

Yedi yıllık arkadaşımın abime nasıl baktığını anlamayacak kadar saf değilim ne de olsa.

Abim yatakta doğrulduktan sonra uykulu gözlerle bana ve İkra'ya baktı. "Gecenin bir saati ne haltlar karıştırıyorsunuz siz?" Telefonumu cebimden çıkarttıktan sonra fake hesabıma giriş yapıp abime Seyran'ın hikayesini gösterdim.

İki gün sonra Çeşme'deyim!

Fotoğrafta sırıtıyordu ve Allah'ım... Cidden zargana gibiydi ve dişleri ise sapsarıydı.

Abim yüzünü elleriyle kapattı. "Birisi şuna diş macunu ile diş fırçasının icat edildiğini söyleyebilir mi?" Güldüm.

"Yorumlarında söylüyorlar zaten." Abim ellerini yüzünden çekip tek kaşını kaldırarak bana baktı. "Onu mu stalklıyorsun kızım sen?" İkra ile birbirimize bakıp sırıttık.

"Hayır. Sadece her postunun altına fake hesaptan yazıyoruz. Bizden başka on kişi daha yazıyor tabii." Abim 'herneyse' der gibi elini salladı.

"Söyleyeceğiniz başka birşey yoksa uyuyacağım ben." Dakikalardır konuya fransız kalan Kuzey Abi yatağından kalkıp abimin yatağına oturdu.

"Dur Deniz, başka birşey daha söylemeyi düşünüyorlar, baksana." Bir anda aklıma 'alsana' geldiğinde kıkır kıkır güldüm.

Abim bana dik dik baktıktan sonra İkra'ya döndü. "Şu salak belli ki gülmekten anlatamayacak. Sen anlat bakalım."

Aklıma bu sefer Sen Anlat Karadeniz dizisinin bir sahnesi geldiğinde kahkaha atmaya başladım.

Kuzey Abi sırıtıp beni kolumdan çektiği gibi kendi yatağına fırlattı. Şokla ona bakarken o bacaklarımın üstüne oturup kalkmamı engelledi.

Oturma pozisyonu alıp Kuzey Abi'ye dik dik baktıktan sonra dili tutulmuş bir şekilde abime bakan İkra'ya döndüm.

Bu kadar belli ediyorsun ama abim o kadar mal ki anlamıyor.

İkra konuşamayınca abim bıkkın bir nefes alıp bana döndü.

"Tövbe bismillah, bu ne biçim pozisyon?!" Dedi geriye sıçrayıp. Kuzey Abi kıkırdadı.

"Kardeşini rehin aldım." Abim omuz silktikten sonra kendisini koltuğuna attı.

"Rehin alabilirsin ve hatta onu kaçırabilirsin de. Yeter ki kurtulayım şu yellozdan." Abime öldürücü bakışlarımı fırlatıp kalkmaya çalıştım ama

Kuzey Abi iki elini omzuma koyup beni yatar pozisyona getirdi.

Hızla oturma pozisyonuna geçtiğimde abim gülerken Kuzey Abi gözlerini devirdi.

"Sizi shiplemeye başladım sanırım." Kuzey Abi bana dönüp muzipçe sırıttı. "Evlenelim mi kız?" Kusarmış gibi yaptığım esnada abim koltuğundan

fırladı.

"Bırak evlenmeyi, sevgili bile olamazsınız. Sadece seninle değil kimseyle olamaz." Kıskançlık modu açıldı yine.

"Allah Allah, turşusunu mu kuracaksın kızın?" Kuzey Abi ters ters abime baktığında abim yanımıza geldi.

"Evet, bacağını kırıp otursun evinde. ne işi var elin yanında?"

"Kıza karışmayı bırak artık, Deniz. Evlenme yaşına geldi. Sen evli değilsin diye kardeşin evlenemez diye birşey yok." Bana baktı.

"Hem, bizim de evlenme yaşımız geldi de geçiyor bile."

***

Kuzey'in son dediğini anlayın ağağağa

Neyse, ben kaçaarr