Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9.Bölüm bırakın beni

@tomrisharun

Buradaki taam 3 ayım evet,koskoca üç ayım .

Asker olayının üstünden ise tam 1 ay geçti

Şu 1 ay içinde Alp ile pek görüşmedik ,yani daha doğrusu o rezillikten sonra onu görsem bile kaçtım

 

Geçen seferinde tam 3 saat boyunca hastanedeki tuvaletin önünde bekledi,ve bende çıkmadım.

Sonuç yine görüşmedik.

Allahtan çarpılmadın

Şu 10 gündür de ortalarda yok o yüzden benim için sıkıntı yok.

Düşünürken yanıma bir hasta geldi tabi ki de düşüncelerimden ayrılıp ona döndüm

Geçmiş olsun Teyzecim neyiniz vardı...

.

.

.

.

.

Alp Demir Arslan


Tuğrul ben işaret verinceye kadar oradan ayrılma Metanı yakalamanın tek yolu adamlarını pusuya düşürüp tutsak etmemiz olur.

 

Metan o peşine düştüğümüz yıllardır bulamadığımız ve sonunda birkaç ipucuyla 3 ay önce izine vardığımız pislik ,soysuz.

Gerçek adı Metan değil .

Bu görevle ilgilenen yani tim Metan diyor.

Onun kod adı

 

"Komutanım ben çok yoruldum "tabikide tek sorun çıkaran Keremdi.

"Kerem sinir etme zaten sinirliyim"

Sustu .

"Tuğrul şimdi"

Evet atağa geçip kulübenin etrafını sardık herkes girmek için bir yer bulmuşken yine isyan eden Keremdi

"Komutanım herkes pencere ,kapı ,geçit buldu ben nerden inicem bacadan mı"

"Kerem!eğer daha fazla mızlarsan keşke ışınlansaydım demeni sağlarım"

Herkes yerini alınca baskın yaptık ve tahminlerimiz gibi 5 adamını bulduk .Bunları paketleyip bizim mekana görürdük.

40 dk sonra:

"Şimdi söylüyormusun senin patronunun yerini yoksa zorla söyleyelim mi ! "

"Gülizin işkencelerin bayılıyorum" diyen Kermeme baktım.

"Kadınlardan korkulur "diyen Alim e göz devirecekken kendimi zor tuttum .

Gülüz yarım saattir birbirine türlü işkenceler yaptı adamlara hepsinin ağzı bantlı oldukları için de kolay kolay haykıramadıkları için acıları içlerinde kaldı.

En son kızgın demirle vücutlarına resim çiziyordu galiba oraya pek bakamadım o esnada Keremi öldürmeye çalışıyordum ve Tuğrul beni tutuyordu

göt Kerem


en sonunda Güliz 4 adım geri gitti ve bana bıraktı.

Ben ise başlarının yanına gittim ve ağzını açtım.

"Şimdi söyle patronun nerede"

"Bil-bilmiyorum"

"O zaman burada ne işiniz vardı!" diye gürledim.

"Ben sadece Patron ne derse onu yapıyoruz ama"sustu ,birşeyker bıkıyor.

Elime aldığım kızgın demiri karna bastırdım büyük bir acıyla haykırdı "ama ne"

"Ama tabii birinin peşinde olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor ama bu siz değilsiniz timiniz de değil askerler de değil"

Sonra pis bir sırıtışla bana

Baktı

"Biz Belki de şu an sizi oyalamak için onun yanından uzak tutmak için görevlendirilmişizdir .belki hepimizin birçok ölümcül Hastalığı olduğu için öleceğimizi biliyoruzdur .O yüzden bu tür yolu seçmişizdir"

Evet kimse bunu planlamıyordu tuğrul'a döndüm o da beklemiyordu gözleri kocaman olmuştu timde kaskatı kesilmiş Biz de bakıyorlardı.

"O kişi k-"

"Senin hakkında en çok bilgiyi bilen kimse o şimdi durma öldür beni Çünkü artık işine yaramayacağım"

"A-açelya?"

Kerem'in ve Ümit'in aynı anda söyledikleri tenimden soğuk bir ürperti geçmesini sağlamıştır Ama aynısı o Yolsuz pislik için söylemezdi Çünkü aynı anda gülmüştü

Kahretsin Açelya'yı tutsak alıp işkence çektirmeyi ve ismimi öğrenmeyi planlıyorlardı.

Işin iğrenç tarafı Eğer ismim alınırsa işim biter ama Açelyanın da işkence çekeceği anlamına geliyor.

O kadar hırslanmış ve sinirlenmiştim ki bütün mermimi adamın karnına bacağını yüzüne her yerine savurdum.

Sonra ise diğerlerini öldürdüm.

 

Bugün arabaya çabuk kız almadan Açelyanın yanına gitmeliyiz.

 

 

Açelya :

"Evet baba İyiyim Evet baba baba sorun yok ... şu an mı Baba sanki buraya biliyorsun ne anlayacaksın."

Allahımm

"Of tamam Sen en iyisini bilirsin hastanenin yakınlarındayım hani şu simit evinin olduğu yerdeyim yok önü değil arkası hafif ormanlık tarafındayım Hayır baba tehlikede olmam Orada oradan çıkamam kestin mi ol Çünkü burası,of baba tamam hadi bayyy"

Deli ediyor beni Sanki her gün tehlikeli bir günmüş gibi sınırlarda olabiliriz ama yine de ne bileyim askeriyede yakın yani Buraya da şey yapmaya göz alamazlar

 

İşte tam o anda çıtırdı duydum.

Irkilerek arkamı döndüm baba Allah seni ne yapmasın Senin yüzünden aklımdan bin bir türlü senaryo geçiyor şimdi.

 

Etrafta tok bir ses çıktı.İşte o anda Karnımda bir şey hissettim baktığımda ucu sivri garip bir iğneydi... vurulmuş muydum Hayır iğne değildi mermi miydi bu da neydi böyle etraf karardı ve sert bir şekilde yere düştüm.

Bu da ne böyle Alp ,yardım et

 

Alp Demir Arslan:


"Zehra Açelya'nın geldiğini söyle"

Sadece ağlayan kıza sinir olmamak elde değildi.

Hediye isesus pus oturmuş gözleri şaşkın bir şekilde etrafa bakıyordu muhtemelen şoktaydı.

"Açelya Açelya Açelya" diye haykırmaktan ve ağlamaktan başka bir şey yapmıyor,salya sümük ağlıyordu.

İşte o anda benim bile beklemediğim bir şey oldu Tuğrul Zehra'nın yanına gidip dizinin üstüne çöktü ve Zehra'ya bakıp "Ağlamak bir şey yolunu çözmez şu an Açelyaya ne olduğunu, bilmiyorsan bile neler olması gerektiğini ne zamandan beri ortada olmadığını söyle" dedi

Uzun bir cümle mi kurdu o demin.

Zehra Birkaç saniye Tuğrul'un gözüne baktı "Normalde dün akşam konuştuk Sonra Bugün sabah mesaj attım Mesajıma cevap verdi tam yarım saat önce gelmiş olması lazımdı ama yoktu Bir terslik olduğunu fark ettim Mesaj attım ama geri dönmedi .Hatta dönmemek bile değil. mesaj ona da ulaşmadı."

kahretsin onu almışlardı.

Ama ben sizi bulurum ben sizi bulurum ve yaşatmam

Açelya:


Burası neresi Zihnim yavaş yavaş açılırken gözlerimi açamadığımı fark ettim ve vücudum kaskatı kesilmişti Soğuktu bir yerde yatıyordum Muhtemelen yatak değildi minder hiç değildi koltuk da değildi burası betondu.

Gözlerimi yavaş yavaş açtım ve başımda bekleyen 3 adam gördüm.

Biri başka bir yere baktı ve "kız uyandı" diye bağırdı.

Ayağa kalkmaya çalıştım ama izin vermediler kollarımdan tutup zorla havaya kaldırdılar Ayakta duracak gücüm bile yoktu zorla bakışlarımı netleştirdim ve Karşımda Duran adama baktım "bana bana ne" yaptınız zorlukla da olsa bu cümleyi kurabilmiştim

 

Adam tabay bir mutsuz sesle "Aaaa Beyaz Tanrıça sana bir şey yapar mıyız hiç ,yani şu anlık"

Yüzümü buruşturdum Bu da ne demek

Kafam aşağı indiğimde beyaz tişörtümün kanla kaplandığını gördüm.

Gözlerim irileşti ve "bana ne yaptınız"

Dedim

Adam ise dudaklarını büzerek "seni buraya kolayca getirmenin tek yolu uyuşturucu bir iğneydi tabii iğnenin en acı vereceği yerde karın boşluğu, tüh sana mı geldi o karın kısmı"

adam da çok tipsiz ve yaşlı bir bunak .


" beni neden aldınız ne istiyorsunuz ne kadar para istiyorsanız söyleyin ödeyebilirim"

"Sen parayla değer bile değilsin"

Adamın bu söyledikleri midemi iyice bulandırmaya başladı.

"Yani ...bana bak emmi ne demeye çalışıyorsun bilmiyorum Tamam mı Doğruca O dolaştığın yollardan doğru yola sap"

Adamın o merhametli ve alaycı ifadesi inip ciddi ve sinirli bir ifade yerleşti yüzüne

 

"Tabii ki de seni o Alkan bozuntusunun adını öğrenmek için getirttik"

Gerçekten bunun için miydi Şimdiden söyleyeyim asla ve asla söylemem

"Iyi misiniz o asker asla kimseye adını söylemez"

"Ama sen biliyorsun "

"Evet onun kardeşi de biliyor Niye benim yerime onu almadınız"

Şu an bencillik falan kabul etmiyorum zor bir durumdayım ve ben kadınım yani işkence çekeceğim önemli değil ama tecavüze uğramak en büyük korkularım Bütün kadınların öyle.

 

"Ah güzel kızım benim ne kadar da safsın Sence Alkan komutan adını bilen birinin güvensiz tutulmasına izin verir mi seni hesaba katmamış olmalı Alkan'ın kardeşi olacak aptalda çip var yani alken kolayca Onun yerini tespit edebilir işimiz biz sizin istemezsin değil mi"

 

Bu güzel kızım dedikçe midem bulanıyor ve kusacağım az kaldı.

"Ya ne istiyorsunuz adını mı söyleyeyim "

"Aynen onu istiyorum"

"Peki beni bırakacak mısın"

"hiç şüphen olmasın"

(...)

 

 

 

Karnıma Bilmem kaçıncı darbeyi yemiştim ve artık ayağa kalkacak halim bile yoktu ağzındaki kanı tükürdüm ve kusmaya başladım normal kusmuyordum yarı kan kusuyordum.

"Söylemeyecek misin Güzel kızım söylesene güzel kızım"

Gitgide kalınlaşan sesi daha çok korkutuyordu beni

"Ben vatan haini değildim tamam mı isterseniz şuracıkta öldürün beni hiç umrumda olmaz"

"Hiç öyle olur mu seni neden öldürelim Sen benim işimize yarayacaksın Eğer adını Söylemezsen de seni kullanırız "

Sesindeki manidarlık beni bitirdi Daha çok Titredim

 

Iki tane adama komut verip beni tutmalarını söyledi İki adam da biri bir elimden biri elimden tuttu

Ve beni geldiler işin korkunç tarafı burası değil buradan sonrası başlıyor meşaleden çıkardığı kızgın demiri koruyucu eldivenle aldı ve tam bacağıma bastırdı sanki öldürüyorlarmış gibi çiyakladım burnuma yarım pişmiş et kokusu geliyordu.

Ve bu midemi daha çok bulandırdı.

lütfen öleyim


sonra ise aynı işlemi koluma bacağıma Karnıma boynuma devam etti her çığlığın her seferinde daha güçlü oluyordu Ama bir müddet sonra sesim de kısılmaya başladı.

"Küçük kızım şimdi söyleyecek misin"

Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama gözlerimi açtım yere yığılmıştım ve kimse beni En azından doğru düzgün bir yere bile koymamıştı dudaklarımı oynatıyordum ama sesim çıkmıyordu.

 

"Efendim galiba kız bir şey söylemek istiyor"

Diyen adama Hadi ya demek istedim ama tabii ki de diyemedim.

Beni yine ayağa kaldırdılar zaten dikence kalemim yoktu bu sefer 4 adam beni kollarımdan ve bacaklarımdan tutup dik hale getirdi birisi boynundan tutup karşımdaki pisliğe bakmamı sağladı.

Acımdan inim inim inliyordum.

"Şimdi söyle güzel kızım."

"B -ben "

Güçlükle çıkan sesimi ben bile zorlukla duydum

"Ne zamandır baygınım"

Adam hafif bir gülümsemeyle "Ne zamandır mı daha doğrusu kaç gündür demen gerekiyor tam İki gecedir Bugün 3 gün baygınsın ve o geceler hatırlamazsan bile sana yine işkenceler yaptık Ne kadar zevkli değil mi tam film havasında" Nasıl yani 2 gece olmuş muydu vücuduma bakmaya çalıştım Evet yeni yara izleri bacaklarımda bıçak izleri morluklar ve tekme izleri görülüyordu.

Üstümde sadece siyah sütyen altında ise Mini bir şort vardı.

Tir tir titreyip,iniyordum.

Hayatımda bu kadar acı çekmemişimdir.

İşte o anda bir darbe daha geldi yine bilincim kapandı.

 

Kerem:

​​​​​​
2 gece 3 gündür Açelya ortada yok benim sevdiğim o kız kardeşim ortada yok

Kimse yansıtmasam da gerçekten çok fenasınliyim o kadar sinirliyim ki karşıma çıkan her şeyi yıkmak istiyorum günlerdir izni sürüyorum O şerefsiz yoksun bunu ödeyecek Ama ilk önce Açelya bulmam lazım çektiği acıları düşünemiyorum bile bilgisayarımla şu an onun izini bulmaya çalışıyorum bir şekilde bir şekilde onu bulmam lazım.

Açelya:


gözlerimi yavaşça açtım o adam yoktu ya da onun pislik korumaları yoktu.

Birisi gözüme çarptı daha önce görmemiştim burada tam 4 gündür buradayım ve gözümü açacak enerjiyi bile en sonki yumruktan sonra daha yeni alıyorum 4 gündür ne yemek yedim sadece iki gün önce ve bugün sabah su içtim o da sınırlı.

Vücudum yerde titriyordu.

Vücuduma yeni kızgın demir izleri eklendi.

canım yanıyor anne
o adama baktım Adam denemeyecek kadar küçük çocuk denemeyecek kadar büyüktü bodyguardlara benzemiyordu Çünkü çelimsizdi muhtemel onun ayak işlerini yapan bir çocuktu ya da genç

Onun gelmesine elimi kaldırarak İşaret ettim Hayır ölmek istiyorum.


yanıma geldi ve çömeldi

"Sen kimsin"

(...)

Karşımdaki çocuğun adı Enes O da zamana tutsak olarak getirilmiş sonra ise köle yapılmış biri anlayacağınız Eğer Alpin adını söyleseydim Ben de onun gibi Arada sırada yemek verilen ayak işleri yaptırılan cesetleri saklayan bir köle olacakmışım Tabii o anlattı ben dinledim şu an kimse bulunduğumuz yerde değil her neredeysek Çünkü bir işleri çıkmış bunu söylemedi

 

Anladığım kadarıyla çok işkence çekmiş ve en sonunda pes etmiş.Zorlukla

" ikimiz de aynı kaderi paylaşıyoruz lütfen yardım et yanında telefon ya da bir şeyler dediğim numarayı ara lütfen Sadece ara ben bir cümle kuracağım ve geri kapat sadece lütfen Seni de kurtarabilirler lütfen elimden gelen her şeyi yapacağım seni kurtarmaları için "

Enes uzun zaman düşürdü, "ama beni öldürürler Eğer fark edilirse tek kurşunla sıkarlar kafama"

Haykırarak ağlamaya başladım son enerjimi de ağlayarak sarf ediyordum.

Bembeyaz saçlarım kanlıydı yüzümü bilmiyorum vücudum morluklar yanık izleriyle Çırçır titreyip acı çekiyordum inliyordum sürekli.

"Lütfen ağlama Yapabileceğim bir şey yok yani Var ama"

Sonra koşarak gitti bıraktı beni, ölmek istemiyorum Köle olmak istemiyorum acı çekmek istemiyorum anne yanına gelmek istiyorum

 

Ve yine yanıma koşarak geldi Çabuk o numarayı söyle hızlı olacağız Çünkü gelebilirler

Gözlerim doldu Evet gerçekten gözlerim doldu

Ama mutluluktan.

Hızlıca numarayı söyledim O da girdi.

Titreyerek telefona uzandım tek ben değil o da titriyordu.

Hayır Alkan'ı aramadım onun numarasını bilmiyordum Kerem'i aradım o bana beraber geçirdiğimiz vakitlerde ne olur ne olmaz kaybolurum diye kendi numarasını zorla ezberletmişti Teşekkür ederim Kerem

 

"Alo" endişede bir o kadar da sert bir ses çıkmıştı Mutluluktan ağlayabilirdim Hıçkırdım.

Bu sefer daha endişeli bir ses çıkmıştı "Alo alo Açelya!"

Arka fonda hareketlenmeler oldu muhtemelen tim duydu.

Alkan Acaba alkan'la beni merak etmiş midir.


"Kerem" güçlükle bu kelimeyi telaffuz ettim "Lütfen bu numaradan Yerimi bul zamanım yok "hıçkırarak ağlamaya başladım ve telefon kapandı

Enes kapamıştı

Hayır onu suçlamıyorum çünkü elinden gelini yaptı.

Ve İşte o an tekrardan Onlar geldi Bir de ensemden vurarak beni yine bayılttı bir kez de mutluluktan bayıldım ölür müyüm


ilahi bakış açısı:

Kerem duyduklarından sonra şoka girmişti aynı zamanda etrafınındaki timde
birbirlerine bakışıyordu Sessizlik ilk dağıtan Alkan oldu


"ne bekliyorsun Kerem hemen yerlerini bul!"

Sesi bir o kadar kızgın ve bir o kadar da aceleci çıkmıştı kendine yediremiyordu ama Alkan Açelya'yı özlemişti.

Kerem damarlarında gezinden siniri hissediyordu

Güliz ile Ümit aynı anda yumruklarını sıkıp Sanki her an çatışma çıkacakmış gibi tetikte durdular.

Alim ile Akif aynı anda bakışıp tebessüm ettiler Ama onların içinde de sinirin tohumları vardı Tuğrul ise direk Alkan'a baktı Çünkü biliyordu ki bu sakinlik hayra alamet değildi Çok büyük bir olay onu bekliyordu aynı anda Tuğrul da mutluydu Çünkü sonuçta neden mutlu olmasın ki Ayşe ile hepsinin kalbini kazanmayı başarmıştı Şu kısacık 3 ayda

 

 

İşin komik tarafı ise Açelya Çok yakında olan bir köy kasabasının mağarasındaydı mağara mı

 

Oraya gittiklerinde kim şaşkınlıkla ağızlarını açtılar Çünkü mağara dedikleri yerde gizli bir Geçit vardı ve farklı bir yere gidiyorlardı Sanki omara'nın gizli gecesinde birisi evde de barınak yapmıştı bir yerde barınmak için ...

Hepsi silahlarını Kuşanıp içeriye girdiler Herkes birbirine komut verip tetiktelerdi o sırada bir çığlık sesi duyuldu bu Açelya'nın çığlıydı arka arkaya inlemeler..

 

Kerem tam yerinden fırlayacaktı ki Ümit onu tutup sakinleştirdi ve kulağını birkaç şey fısıldadı Ne fısıldasıysa Kerem aniden sakinleşti ama siniri asla gitmedi Alkan ise farklı bir yerdeydi.

Ümit ve Kerem'in gözleri dolmuştu çünkü Kerem ile Ümit Aynı kaderi paylaşıyorlardı aslında küçük yaştayken ablasını kaybetmişti ikisi de Kerem ablasının hastalıktan Ümit ise bir kaza sonucu Ablalarını kaybetmişlerdi.

İşte bu yüzden hassaslardı.

Normalde açelya'dan 1-2 yaş büyük olsalar bile Açelya'yı ablası yerine koymuştu Bu ikisi.

Tuğrul ise Alkan'ı sakinleştirmeye çalışıyordu Alkan fark etmese bile içi gidiyordu.

 

İşte o an Açelyanın inlemeleri kesildi.

Alim ile Akif birbirlerine bakıştılar sonra ise Alkan komutanlarına baktılar.

Alkan ise İlk defa bu kadar kontrolsüz görünüyordu en kontrollü kişi ise gülizde güliz'in çoktan gözleri dolmuş ve ilk defa elleri titriyordu Çünkü ilk defa bir kıza bir kız arkadaşıyla bu kadar açılmış Onunla kendini kız gibi hissetmişti.

 

Ama kontrolü kaybedemezlerdi tam o anda dışarıya çıkan bodyguardları indirdiler.

Ve içeriye daldılar İşte o Alkan gözlerini çıkartmak istedi çünkü gördüğü görüntü görüntü değildi.

Açelya ise bambaşkaydı bacağına saplanmış bıçağı tutmuş bağırmaya başlamıştı.

 

Açelya'nın vücudu yanık izleri ile doldurdu etleri çok kötü durumdaydı bembeyaz saç ı kanlarlardı üstü çıplaktı siyah sütyen vardı altında denemeyecek bir şort vardı.

Bembeyaz vücudunda mor olmayan yer kalmamıştı

Kerem açelya'ya doğru koştuğunda Açelya Onlar daha yeni fark etmiş olacak ki ağlamaya başlamıştı hem de haykırarak ama konuşamıyordu neden konuşmuyordu

Içeridekiler onları indirirken Alkan ile Kerem Açelya'ya koştu Ümit ise koşmak istedi ama adam yetersiz olacağından dolu gözleriyle adamlara indirmeye başladı.

Kerem'in gözünden bir damla yaş aktı Evet,dağ gibi adamı yıkmıştı Açelya.

Bateri sanki onlara güveniyormuşçasına kendini yere bırakmıştı ve bayılmıştı Ama sorun acelenin yaraları enfeksiyon kapmak üzereydi Tuğrul Güliz Ümit Akif Alim içeri girip tam adamların hepsini indirip ,başlarını yani Açelya ya acı çektiren pezsvegi rehin aldıklarını ve geri kalanlarını öldürdüklerini söyleyecekti ki Açelya'yı görünce dilleri tutuldu.

Bir toparlayan Tuğrul olmuştu o alışıktı ama uzun süre sonra ilk defa kalbini bu derecede acıtan kadını görmeye alışık değildi.

Açelya timinin göz bebeği olmuştu kız kardeşi olmuştu onlar aceleyi kaybetmek üzereyken anlamıştı bunu

Tam o anda Kerem bağırdı nöbet geçiriyor diye Açelya Tir tir titriyor atak geçiriyordu.

Alkan Bir saniye düşünmeden kızı kolların arasına aldı ve arabaya koştu Tuğrul ise rehineyi aldı ve diğer arabaya koştu Alim Akif ve Ümit'i diğer arabaya Rehine ile beraber bindirip askeriye gitmesini söyledi ve Tuğrul Güliz Kerem Alkan Açelya'nın olduğu arabaya binip şoför koltuğuna oturdu.

Açelya ya gözlerini açtı Birkaç saniye boyunca etrafına baktı ve titremeleri devam ediyoruz ama Hafif Buruk bir gülümseme ile onlara baktı ama inlemeye devam ediyordu

 

Açelya:

Evet şu an onun kucağındayım Evet Normalde utanırdım
Ama şu durumda gerçek anlamda ona o kadar ihtiyacım var ki Alp alp alp Kerem Tuğrul Güliz Akif âlem beni kurtardılar Peki Enes Enes'e ne oldu sonradan Hatırladıklarım gözlerimin dolmasına neden oldu aramaları fark edip Enes'i öldürmüşlerdi O benim için kendini feda etmişti Dudağımdan bile hiç görüp koptuğunda Alkan bana döndü ve benim uyandığımı gördü başını eğip yüzüme dikkatlice baktı ama ben hıçkırıklarla ağlamaya başladım Her şey sanki daha yeni oturuyordu aklımda.

Inlemelerin devam ediyor ve canım Canım çok acıyor her yerinde demir demir alevler çıkıyor Sanki acıyor yanıyor.

Bir şey söylemeye çalıştım dudaklarımı açtım kapadım açtım kapadım sanki bunun anlamış olacakmış gibi Alp eğilebildiği kadar eğildi Sanki bana konuş dercesine ona dediğim ilk şey şu oldu

"Sö-söylemedim,Adını söylemedim"

Bana Öyle bir baktı ki sanki Keşke söyleseydin keşke bu acıları çekeceğine söyleseydin dermişçesine.

"Hemen şu çeşmede Dur hemen Çeşme dur"

Alkan'ın dediklerini anlayamadım hangi çeşmeden bahsediyor ve neden can çekişirken

Büyük bir çeşmenin altına gelmişiz bunu Akın'ın kucağından arabada indirilirken gördüm Evet hala Hakan'ın kucağındaydım ve hiç zorluk çekmeden koşuyor Hatta yürüyordu.

Ben çeşmenin altına ...ellerini uzattı, Şu an tam çeşmenin altında duruyordum.

"Açelya bu yapacağım için Senden gerçekten özür dilerim"

Evet Alkan benden özür dilemişti ama yapacağını anladığım için büyük bir inleme ile ona baktım vücuduma soğuk su tutacaktı zaten yanık olan yerlerin daha çok acıyacak daha da buram buram acı dolacaktı.

Kerem gözünden bir damla yaşatarak musluğu açtı ve benim çığlığım koptu feryat çığlığı.

Güliz ağzını kapayıp dolu gözlerle bana baktı Tuğrul ise arabadan getirdiği havlu ile Böylece bekliyordu en son Alkan'a Baktım hala çığlık atıyor inliyordum,O da bana acı çekiyormuşcasına bakıyordu.

O benim yüzünden acı çekiyor.

Ve bunu saklama çabasında bulunmuyordu.

 

Her yer karanlık

 

 

 

 

 

Canlarım bölüm bu kadar,💖nasıldı çok eğlenceliydi değil mi🤪 yorumlarınızı alayım❤️🎀❤️ yıldız bırakıp önermeyi unutmayın 😘

 

Loading...
0%