@tomtemm_floria3
|
☆☆☆☆☆☆ "Kalkın lan üstümden!" Diye bağırdım. Resmen böcek gibi eziliyordum.. "Altta kalanın canı çıksın" kelimesi şuan bu sahne için geçerliydi ve şansa o altta kalanda bendim. Ben bağırınca Koray hepsini tek tek üstümden kaldırdı. Hala gülüyordu. Benide yavaşça kaldırırken konuştu "iyi misin?" Dedi. Az önce az kalsın bağırsaklarımın müsait bir yerlerimden çıkacak olması dışında evet. İyiydim. Ben onaylarken Ufuk; "Neydi lan o öyle?" Dedi. "Domino gibi devrildik amk" dedi Ömer. "Az kalsın sizin yüzünüzden pekmezim çıkıyordu" dedim. Hepsi kıkırdadı. "Bu ortamda Egemde olucaktı be.." diye iç geçirdi Ufuk. Ah be Ufuk.. Gerçi Ege burada olsaydı Ufuk yine onu zorbalar, saçma şakalarını yapardı. Bazen Egeye gerçekten üzülüyordum. "Neyse beyler, hadi devam" dedi Koray. O öyle diyince hepimiz tekrar paspaslarımızı aldık ve tekrar yerleri silmeye başladık. 9/C sınıfını çok şükürki bitirdiğimiz için koridora çıkmıştık. Koridor uzundu. "Bakın napıcam." Dedi Umut ve eline bir kova su alarak koşarak koridorun diğer ucuna geçti. "Sayın beyler!" dedi Umut. "Napıyor bu mal?" Dedi Ömer. Biz anlamamış bir şekilde üçe kadar saydığımızda Umut kovadaki suyu döktü.. su bizim tarafımıza gelirken Umut elindeki paspası ile suya koştu ve suda kaydı.. Umut sanki İlkokul çocuğuymuş gibi suda kayarken Ufuk bunu sevmiş gibi gülerek "Bende yapıcam lan!" Dedi ve oda koşarak koridorun ucuna geçerek suda kaydı.. Yemin ediyorum İlkokul çocukları bile bizden daha olgundu.. Ben hala anlamamış bir şekilde onlara bakarken onlar ise eğleniyorlardı. Onların bu yaptıklarını izlerken yüzümde bir gülümseme oluştu. Bu gülümsememi gören Koray "Sakın 'bende suda kayıcam' deme" dedi Alayla. "Aslında eğlenceli duruyor" dedim. "Klasik bizimkiler. Her yerde bir eğlence buluyorlar" dediğinde Onayladım. Gerçektende öyleydi. Onlar suda kaymayı sonunda bitirip yanımıza geri geldiklerinde ben ise acıkmaya başlamıştım. "Ben acıktım ya" dedim. "Vallah bende" dedi Umut. "Kantin kapalıdır ama" dedi Koray. O sırada Ufuk araya girerek. "Bir dakika bir dakika. Benim çantamda harika kurabiyeleri dururken kantinde kimmiş?" Dedi Ufuk. "Kurabiye mi getirdin?" Dedim. Onayladı. Sonra koşarak 9/C sınıfına çantasını almak için gitti. Çantaları oraya bırakmıştık. Ufuk bir süre sonra döndüğünde elinde bir kap vardı ve içinde kurabiyeler vardı. "Yaşa be Ufuk!" Dedi Ömer sevinçle. Rızzık zamanı.. Ufuk kurabiye kabını açtığında hepimiz bir tane kurabiye alıp ağzımıza attık.. ☆☆☆☆☆☆☆☆ "Senin yapacağın Kurabiyenin ben amk Ufuk!" Diye haykırdı Umut. "Ben nereden bilebilirdim hepimizin zehirleneceğini? Hem hemen kurabiyelerimi suçlamayın!" "Ufuk varya..birdaha senin verdiğin suyu bile içersem..Banada Koray demesinler" dedi Koray. Ufukun verdiği Kurabiyelerden yedikten sonra hepimizin midesi iyice bulanmış hakta birkaç kere kusmuştuk. Şuan hepimiz hastanede,aynı odada sedyede yatıyor, kolumuza bağlanmış serumların bitmesini bekliyorduk. Ufuk artık kurabiyeyi neyden yaptıysa..midemizi bile yıkamışlardı. Onlar aralarında tartışırken ben ise tavanı izliyordum. Konuşasım yoktu. Midem hala biraz bulanıyordu. Gerçektende senin vereceğin Kurabiyeyi Ufuk.. "Elo kurabiye senin diline de vurdu galiba? Konuş kız" dedi Ömer. Ona baktım. "Şuan konuşursam Özellikle de Ufuk'a ağır söverim. O yüzden susuyorum" Dedim. Ben bunu dediğimde hepsi güldü. "Niye böyle diyorsunuz şimdi? Kurabiyelerimi midenize gömerken hiç şikayetçi değildiniz!" dedi Ufuk. Kıkırdadım.... ☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆ Aradan bir süre geçti. Hepimiz uyuyorduk. Doktor bazı kontroller için bu geceyi hastanede geçirmemiz gerektiğini söylemişti.. Gecenin saat kaçıydı bilmiyordum ben sakince hastane yatağında uyurken bir ses duydum "Lan elo!" Evet. Bu Ömerdi. Sesi fısıltı şeklindeydi. Yavaşça gözlerimi açtım. Ben gözlerimi ovuştururken "Sonunda uyandın. Vallah daha uyanmasaydın 'öldü' Diye haber verecektim" dedi Ömer. Ben ise hala kendime gelmeye çalışıyordum. "Ne oldu Ömer?" Dedim fısıldayarak. "Benim tuvaletim geldi" dedi. Harika bilgi canım arkadaşım. Pekii napmamı bekliyorsun? "Eee?" "Tuvalete tek gidemem. Benimle gelsene" Anlamadım Yurdagül? Açıkçası tam da adamını seçmişti.. "Ömer saçmalama ben napıcam seninle?" "Bekle işte!" "Ya diğerlerine söyle. Niye ben?" "Onlar kış uykusuna yatmış Ayı gibi uyanmıyorlar. Hadi Elo." Dedi Ömer. Sıkıntılı bir nefes verdim ve yataktan indim. Evet. Onunla gidecektim. "Helal lan Elo! Hadi gidelim" dedi Ömer ve kaldığımız hastane odasından çıktı. ben ise önce esnedim sonra gözlerim uyuyan Korayı gördü..çok masum duruyordu. Yüzümde istemeden bir tebessüm oluşurken ona yaklaştım. Sessiz adımlarla ona yaklaşırken battaniyesini alıp onu iyice örttüm. Tam yüzüne yaklaşıcaktım ki dışarıdan gelen bir ses ile durdum. "Elo Hadi altıma yapıcam!" Hay Allah senin belanı vermesin Ömer.. Bizimkilerin bazen bugünler gibi iyice çocuklaştığı günler oluyordu. Oflayarak ve "geliyorum be!" Diyerek Korayın yanından ayrılıp Odadan çıktım. Odadan çıkıp Ömerin yanına geldiğimde ikimizde yürümeye başladık. Yalan söylemeyeceğim. Şuan çocuğunu tuvalete götüren bir anne gibi hissediyordum. "Yalnız burada Lavabo nerede ki?" Dedim. "Bilmem" dedi Ömer. İkimizde boş boş yürüyüp Lavaboyu ararken hastane boştu ve Karanlıktı. Korku filmlerine benziyordu. "Bizi burada Ruhlar ısırmaz dimi?" Dedim. Açıkçası çocukluğumdan beri saçma sapan korku videoları veya filmleri izlediğim için böyle yerlerden biraz korkuyordum. "Ruhlar köpek değil ya. Birşey olmaz herhalde. Ayrıca..burası hastane değil mi oğlum? Niye burası boş?" "Saat gecenin geç saatleri olduğu için olabilir mi?" Dedim. "Yinede biraz tuhaf..genelde hastanede nöbetçi doktorlar olur." dedi. İkimizde birlikte yürürken ve Lavaboyu ararken bir kapı gördük. Kapı diğer kapıların aksine metaldi ve Penceresi yoktu. "Bence Lavabo burada" diyip Ömer Kapıyı açtığında belli ki yanlış odaydı.. Cancağız arkadaşım Ömer beni Lavabo yerine Morga getirmişti. Ömer ve ben içeriye bakarken Ömer kapıyı geri kapattı. "Tamam. Demekki değilmiş" dedi. İkimiz odanın yanından ayrılıp hastanenin içinde dolanmaya devam ettik.. Ömerle kafamıza göre ilerlerken sonunda lavaboyu bulmuştuk. Şükür.. "Şükürler olsun" dedi Ömer sonra bana dönerek "Elo burada bekle ben gidip geliyorum" dediğinde onayladım. Benim onaylamam ile o Lavaboya girdi. Ben ise sanki Bodygard'mış gibi etrafı inceliyordum. O sırada Ömer lavabodan çıktı. "Hadi gidelim" dediğinde ikimizde yürümeye başladık. İkimizde Hastane koridorlarında ilerlerken bazı odalarda yatan hastaları görebiliyordum. Mesela 345 numaralı odada yatan küçük bir çocuk vardı. Onunda kolunda serum vardı. Acaba ona ne olmuştu? Ben bir yandan odalara bakıp, bir yandan ilerlerken yanlışlıkla ayakkabı bağcığıma bastım. Ben dengemi kaybedip düşerken destek almak için Ömeri tuttuğumda Ömerde dengesini kaybedip duvara doğru düştüğünde kolu yangın butonuna değdi.. Ömerin yangın tuşuna değmesi ile birden yangın alarmı ötmeye ve yukarıdan sanki yağmur yağıyormuş gibi su gelmeye başladı. Senin ben Ömer... "Hassiktir" dedi Ömer. İkimizde ayağa kalkarken hastaların hepsi kalkmış bazıları bağırıyordu. Hakta ağlayan bebek sesleri bile duyuluyordu. Resmen felaket yapmıştik.. O sırada Nöbetçi doktorlardan biri yanımıza geldi "Neler oluyor?" Dedi Doktor. Genç bir kadındı. Ama uykusuzluktan gözleri hafif kızarmıştı. Ben tam konuşacakken "Bilmiyoruz. Sanırım birileri yanlışlıkla tuşa bastı" dedi Ömer. Evet. O tuşa basan bizdik ama Ömer yalan söylüyordu. Ömerin yalanına ortak olarak başımı salladım ve Ömerle birlikte sanki az önce yangın butonuna basıp ortalığı karıştırmamış gibi doktorun yanından ayrıldık. Yok canım...biz hiç öyle şeyler yapar mıyız? Biz Ömerle kaldığımız hastane odasına doğru ilerlerken bir ses duydum. "Elif!" Diye bağırdı Koray. Onun sesi ile o tarafa döndüm. Yanında Umut ve Ufukta vardı. Biz onlara doğru ilerleyip yanlarına gittiğimizde "Neler oluyor oğlum?" Dedi Umut. "Yanlışlıkla butona bastık. Ama merak etmeyin bir şey yok" dedim. "Elif sizin bu saatte koridorda ne işiniz var?" Dedi Koray. "Tuvaletim gelmişti. Tek gidemediğim için Elifi çağırdım. Malum siz Ayı gibi bir türlü uyanmadığınız için" diye araya girdi Ömer. Biz konuşurken sonunda alarm ve sulama işlemi durmuştu. Tabii hepimiz ıslanmıştık. Yetmiyormuş gibi havada soğuktu. Yanii tam hasta olucak ortamdı. Koray sıkıntılı bir nefes vererek ıslak saçlarını karıştırdı. Yalan söylemeyeceğim. Bu haraketi yaparken oldukça çekici durmuştu. Sonra ise üstündeki siyah sweatshirt'ü çıkardı sonra ise sweatshirtin altına giydiği kazağı çıkardı. Kazağı çıkarması ile kasları görünürken nefesim tutuldu. Baklava tepsisi mübarek.. "Napıyor şuan?" Dedi iç sesim. Gerçekten bende anlamamıştım. Niye soyunuyordu? Koray sonra ıslak siyah sweatshirti geri giydi. Elindeki beyaz boğazlı kazağı bana yaklaştırdı ve ben daha konuşamadan kazağı bana giydirdi. Şimdi anlamıştım. Kazağı bana giydirmek için çıkarmıştı. "Hasta olacaksın..en azından bu seni daha sıcak tutar" dedi Koray. "Sende o ıslak Sweatshirt ile hasta olacaksın ama.." dedim. O ise omuz silkti. "Birşey olmaz." Dedi.. Kendi sağlığından önce beni mi düşünüyordu? "Koray bence kazağı geri al yoksa sende hasta ol-" diyip kazağı çıkaracakken Koray elimi tuttu ve Lafımı böldü. "Çıkarma onu Elif.." dedi. ☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆ (BÖLÜM SONUUUUU NORMALDE BU BOLUMU HASTA OLDUGUM ICIN CUMA GUNU YOLLAYACAKTIM AMA ERKEN BITTI. NEYSEE SONRAKI BOLUM GORUSURUUZZZ🫶🏻) |
0% |