Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Ölürüm.

@tomtemm_floria3

☆☆☆☆☆☆☆☆

Aradan birgün geçmişti ve ben hala dün yaptıklarımın şokundaydım. Gerçekten bendede nasıl bir rahatlık varsa..

Allah herkese nasip etsin. Amin.

Birazdan Ormandaki Hayvanları inceleme turunu yapacaktık. O yüzden hepimiz küçük bir tur aracına binmiştik. Bizi hocalar oturttuğu için ben Ömer ile oturuyordum. Biz otururken bir adam geldi. Arabanın içinde, herkesin önünde dururken.

"Evet. Hoşgeldiniz çocuklar. Ben Tur rehberiniz Orkun Uzay." Dedi adam. Kafasında tuhaf bir şapka vardı ve yeşil bir yelek giyiyordu. Devam etti "öncelikle buradaki hayvanlar oldukça tehlikeli. O yüzden sakın onlara dokunmayın." Dedi.

"Hocam hayvanları yiyebilir miyiz?" Dedi Kaan. Bazılarımız hafifçe güldü.

"Yeriz kardeşim. Hakta fil falan görürsek onun hortumunu şiş kebap falan yaparız" dedi Ömer şakayla. Bazılarımız hala gülerken.

"Saçmalamayın gençler. Hayvanlara dokunmak yok" dedi Tur rehberi. Sonra aracın şoför koltuğuna geçip aracı sürmeye başladı..

Tur rehberi araba ile ormanın açık alanlarına geçip kamp alanından uzaklaşırken ağaçların üstlerinde birkaç maymun vardı.

"Bak Ege. İkizlerin." dedi Ufuk Egeye Maymunları gösterirken. Ege ise Ufukun ensesine silke vurdu. Ufuk kıkırdadı.

Ufukun bu hayattaki en sevdiği şey Ege ile uğraşmak olabilirdi...

"Yalnız maymunlar çok tatlı değil mi?" Dedi Ceren.

Ben ise dallardan dallara zıplayan. Yaprakları kemiren maymunları izliyordum. 4 tane falan maymun vardı ve bencede çok tatlılardı.

Tur aracı ilerlemeye devam ederken Maymunlardan yavaşça uzaklaşmıştık. Bu orman gerçektende çok büyüktü. Tıpkı belgesellerdeki gibiydi.

Tur aracı ilerlerken hepimiz sessizdik. Sadece etrafı izliyorduk.

Biz etrafı izlerken birden Arkadaki kaanın çığlığı duyuldu. Hepimiz arkaya döndüğümüzde şok olduk.

Bir geyik Kaanın elini ısırıyordu...

Kaan geyiği uzaklaştırmaya çalısırken "Hocam ben hayvanları yiyecektim, Hayvanlar beni değil!!" Dedi yuksek sesle ve acıyla. Tur rehberi ise hızlıca yanlarına gidip Geyiği uzaklaştırmaya çalışıyordu.

"Hocam arkadaş yemekleri manifestliye manifestliye yemek olucak" dedi Ufuk. Bazılarımız kıkırdadı.

Ben hala olayı izlerken ortalıkta çok komik ve bir o kadarda tuhaf bir görüntü vardı. Gerçekten bunu beklemiyordum.

Ne tuhaf bir gün..

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Bu olaydan sonra Tur iptal edilmişti ve biz otobüs ile tekrar okula dönecektik. Kaanın elinide sargıya almışlardı.

"Oğlum kuduz olmam dimi lan?" Dedi Kaan sargıya alınmış ve hafif şişmiş elini gösterirken.

"Olmazsın bence" dedi Lara

"Oğlum o nasıl görüntüydü lan öyle" dedi Umut ve devam etti. "Hayatımda yaşadığım en tuhaf andı resmen"

"Sen birde bana sor" dedi Kaan.

Biz otobüsü beklerken otobüs sonunda gelmişti. Hepimiz otobüse binerken bende en arka koltuklardan birine oturacakken Korayı gördüm. Hızla onun yanına ilerleyip yanına oturdum. Beni görünce gülümsedi.

"Selam" dedi.

"Selam.." diyerek karşılık verdim. Açıkçası dün yaptıklarımdan dolayı oldukça utanıyor olsamda o oldukça rahat gözüküyordu.

İkimizde bir süre sessiz kaldık. O eline bir kitap almış okurken gözlerim onun okuduğu kitaba takıldı. "Romeo ve Juliet" okuyordu..Hangi sayfada olduğuna bakmaya çalışırken birden beni belimden kavrayıp kendisine yapıştırdı. Böylece okuduğu sayfayı hem görebiliyor hemde okuyabiliyordum..

Ben bu yaptığını beklemezken o ise hiçbir şey demeyerek kitabı okumaya devam ediyordu. Bende onun yaptığı gibi kitaba bakmaya başladım..

"Kölen olmuşum senin, elden başka ne gelir, el pençe divanım ben arzuna, buyruğuna; geçirdiğim saatler baştan başa bir hiçtir, sen istemezsen eğer hizmetlerim boşuna." İşte bunlar yazıyordu satırlarda..

"Sence aşk insanı köle eder mi?" Diye sordum Koray'a. O ise bakışlarını bana çevirdi.

"Eder...Aşk insanı herşey eder..insan bazen öyle aşık olur ki..köleyi bırak ölü bile olur sevdiği kişinin bir gülümsemesi için.." dedi. O sırada aklıma Korayın dün bana aşık olduğunu söylemesi aklıma geldi.

"Sen benim için ölür müsün?" Dedim.

Tamam. Bu soru 'solucan olsamda beni sever misin?" Sorusu kadar klişeydi.

"yavaş ol Elif..çocuk daha aşkını dün itiraf etti" dedi İç sesim. Sanırım haklıydı.

Yavaş yavaş Abe Hayran..

Koray sorduğum bu soru üzerine hafif gülümsedi. Beni kendisine yaklaştırırken konuştu.

"Ölüm tehlikesine girmene izin vermeyeceğim için bu soruyu sormana gerek yok." Dedi emin ve kararlı sözlerle.

"Elon Musk şirketini kurarken bu kadar emin değildi kendinden" dedi iç sesim..

"Nasıl bu kadar eminsin?"

"çünkü sen öldüğünde bende ölürüm. O yüzden buna izin vermem." Dedi..bu sözu kalbimin yerinden fırlamasına sebep olmuştu..

ne düşmesi ya? Yerleri siliyordum.

"Koray Hava yolları resmen uçuyor" dedi İç sesim.

"o derece aşık mıydın sen bana? bunu neden peki önceden bana söylemedin?"

"İlk başta kabullenmedim. Saçmalık olduğunu düşündüm..ama sen ayrıydın.." dedi.

Vay be..

Birşey diyemedim Sadece ona bakarken otobüsün sürekli savrulduğunu ve tam hızla gittiğini hissettim.Resmen savruluyorduk.

"Noluyor Lan?" Dedi Koray. O sırada Herkes savrulurken şoför konuştu.

"Gençler Fren çalışmıyor!" Dedi Panikle.

Anlamadım Yurdagül?

Siktir...

​​​"Allahın bir gününüde olaysız geçirsek şaşarım" dedi iç ses. Bende.

şoförun bunu demesi ile çogu kişi panik yapmış bağırırken Hocalar bile panik yapmıştı. Kaza yapmamız an meselesiydi.

yetmezmiş gibi uçurum kenarındaydık..

O sırada Koray'a baktım. O pek korkmuyor gibi duruyordu. Hızlıca kemerini cıkartıp kendi kemerinide bana takarken bir araba Bize yandan çarptı..Bu çarpıntıyla camlar kırılırken Korayın hızlıca beni sararak koruduğunu gördüm. Sırtı cama dönüktü. O sırada cam kırıklarından biri kafasına gelmesin diye elimi onun kafasına koydum.

Birbirimizi koruyorduk..

otobus ise arabanın çarpması ile savrulup uçurumdan aşağıya düştü..

son hatırladığım bunlardı...

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Yazarın anlatımıyla..

Hastane odasındaki yatağında kolundaki yarım kalmış serum ile yatarken gözlerini açtı Koray. Başı zonkluyordu. Koray neler olduğunu yavaş yavaş hatırlarken doktor konuştu.

"Günaydın Koray bey..kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" Dedi Doktor. Koray etrafına baktı. Elif neredeydi? O iyi miydi? Koray doktora döndü.

"Elif nerede? O iyi mi?" Dedi Koray.

"Elif Akel adlı hastadan mı bahsediyorsunuz?" Dedi Doktor. Koray onayladı. Doktor gülümseme ile

"Açıkçası Elifinde tıpkı diğer arkadaşlarının gibi hiç bir şeyi yok. Sadece şuan baygın...ama oldukca şanslı bir sinıf olduğunuzu soyleyebilirim. Hepiniz bu kazayı ölmeden, ufak sıyrıklarla atlatmışsınız." Dedi. Koray yatakta doğrulup ayağa kalkmaya çalıştı. Bu biraz zordu ama Elifi görmeliydi.

Koray ayağa kalkarken doktor "Koray bey. Biraz dinlenmelisiniz. İnanın bana Elif hanım gayet iyi."

Koray ise bunu umursamayarak serumu ile hastane odasından çıktı. Elifin kaldığı hastane odasını ararken bir odanın camından onu gördü..

Koray hızlıca Odaya girdi..Elif içeride baygın bir şekilde yatıyordu. Rengi biraz soluktu. Koray Elife doğru yaklaştı.

O sırada Elif gözlerini yavaşça açtı. Korayı görünce konuştu..

"Koray?"

Koray yavaşça yatağa oturdu Elife hafif bir gülümsedi.

"Nasılsın? Bir yerin acıyor mu?" Dedi Koray. Elif yatakta doğrulurken

"İyiyim...Sen?" Dedi.

"Bende iyiyim..merak etme.."

Korayın sırtı biraz yaralıydı. Koray bunu hissediyordu ama pekte önemli değildi.

Elif ve Koray birbirilerine bakarken Elif birden Koray'a yaklaşıp ona sarıldı..

"Teşekkürler Koray..Beni gerçekten koruduğun için.." dedi Elif.

Koray nazikçe kolları ile Elifi sararken cevap verdi..

"Her zaman Elif..Ayrıca..sen Teşekkür etme.." dedi.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Bölüm sonuu★ umarım sevmişsinizdir. Bu aralar biraz rahatsız olduğum için bu bölüm biraz sarmayabilir ve bölümler biraz geç gelebilir. Umarım anlamışsınızdır<33

Loading...
0%