Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Şeytana pabucu ters giydirmek (Top)

@tomtemm_floria3

☆☆☆☆☆☆☆

Annemin bu dediği üzerine konuştum "Ne oldu sana bugün? Ters tarafından falan mı kalktın?" Dedim. Açıkçası aslında Annemin bazen sert davranma huyları oluyordu.

"Endişelendim! Aklıma bin bir türlü şey geldi! Insan arar değil mi?!" Dedi.

aramayı unutmuştum..

Özür dilerim. Ben kısa süreli hafıza kaybı sorunu yaşıyorum..

"Unuttum." Dedim.

"Neyse..en azından iyisin" dedi Annem. Ben ise birşey demeyerek odama geçip üzerimi değiştirip pijamalarımı giydim. Sonra kendimi yatağıma attım..

☆☆☆☆☆☆☆☆

"Elif sen beni dinliyor musun?" Dedi Yaren elini şıklatırken. Ona döndüm. Kafam iyice dağınıktı.

Aradan bir gün geçmişti ve ben her zamanki olduğum yer olan okuldaydım. Annem ise bugün evine gitmişti. Yanii eskisi gibi evde yalnız olucaktım. Tabii gitmeden önce neredeyse yüz kere bana 'dikkat et' vb. Şeyler demişti

Ah canım anam..

Aslında kafam öyle dağınık değildi. Sadece üzerimde aşırı mallık ve halsizlik vardı.sanırım hasta olucaktım.

"AA pardon..biraz dalgınım da.." dedim.

"Sen niye bugün böylesin? Bir şey mi oldu?" Dedi.

"Hayır.. Bilmiyorum yanii biraz dalgın ve halsizim. Sanırım hasta olucam." Dedim.

"Neyse..Ben öğle arasında eve gideceğim. O yüzden bahçeye seninle gelemem."

Ne demek 'gelemem' lan Nurullah? Sen benim kankam değil misin?

"Neden gidiyorsun?"

"Dedem yoğun bakımda. Aslında okul çıkışı gidecektim ama. Ne kadar erken ziyaret edersem bir o kadar iyi" dedi.

Durum sağlık olduğu için bir şey demeyerek önüme döndüm. Belli ki bugün öğle arasında yalnızdım.

Hay böyle işin..

Yetmemiş gibi Korayda okula gelmemişti. Acaba ona ne olmuştu? İyi miydi? Hasta mıydı? Sanırım okul çıkışı ona da bakmam gerek..

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Saatler Sonra:

Aradan saatler geçmişti ve öğle arasındaydık. Herkes bahçede birşeylerle uğraşırken ben ise sadece bahçede dolaşıyor ve etrafı izliyordum.

Ben etrafta gezerken birden gözüme bir grup top oynayan çocuk çarptı. Genelde bizim okulda ne kadar Lise olsakta Top oynayanlar çok oluyordu. Hakta birbirilerinin toplarını alıp havaya dikenler bile oluyordu.

Kabul etmeliyim..bende o topu dikenlerdendim..

Bu havaya top dikme olayı özellikle çok oluyordu. Bu top dikme yüzünden Allah bilir kaç kere toplar okul dışına çıkıp arabalara zarar vermişti.Bu yüzden müdür okula top getirmeyi yasaklamıştı. Hakta bizi tehdid bile etmişi.

tabii kimsenin umru değil..sadece müdür bahçeyi dolaşırken oynamıyormuş gibi yapıyorlar..

Ben o çocukları izlerken aklıma bir fikir geldi. Toplarını dikse miydim? Yüzümde bir şerefsiz sırıtışı oldu.

"Sakın bana yapacağını söyleme" dedi iç sesim.Buda soru mu iç ses? Tabii ki yapacaktım.

Kurallar çiğnenmek içindir...

Yüzümdeki sırıtış hala dururken onların top oynadığı yere yaklaştım. Toplarını alan dışına kaçmasını beklerken beklediğim oldu..

Hızlıca topu alıp ayağım ile havaya diktim. Benim bunu yapmam ile top havaya doğru yükseldi ve çatıya gitti.

Siktir..top çatıda kalmıştı..

Topun çatıda kaldığını gören çocuklar bana yaklaştılar. Maşallah hepsi ayrı bir Çin seddiydi.

işte şimdi sıçmıştım.

"O topu nasıl diktiysen geri alacaksın" dedi çocukların arasından sarışın ve uzun olan.

"sarışın. Filiz adında bir yıldız geliyor.." ah canım beynim..bir kerede olmadık anlarda saçmalamasan?

(Şarkı ismi: Filiz kemal. Sarışın yıldız geliyor)

Çocuğun bunu demesi ile sanki hiç birşey bilmiyormuş gibi yaparak Oscar ve Flash TV oyunculuğum ile konuştum.

"Top mu? Hangi Top?" Dedim. Çocuklardan en iri olanı bana yaklaştı ve önümde duvar gibi durdu. İnsanların görünüşleri ile dalga geçmekten nefret ederim ama...çocuk 'Madagaskar 2' deki 'Moto moto' nun gerçek haliydi.

"sen bizi mal mı sanıyorsun?" Dedi Moto moto.

Ben öyle demedim..

"O topu nasıl diktiysen getireceksin" dedi çocuk.

"Oldu paşam. Başka bir isteğiniz var mı? Çay? Kahve? Banane be sizin topunuzdan" dedim.

"O top Mehmet Hocanın oğlunun topuydu." Dediğinde birden gözlerim büyüdü. Mehmet hoca size dediğim. 'Dracula' olan İngilizce hocasıydı.

"Sonuçta okula top getirmek yasak" dedim.

"Mehmet hoca müdür ile konuşup oğlu için izin aldı. Ayrıca oğluna duyduğum kadarıyla 'biri topunu dikerse bana söyle ben hallederim' demiş" dedi

işte şimdi sıçmıştım.

"kusura bakmayın ama..ingilizce hocası bizi.." dedi iç sesim. Haklıydı.

"O yüzden hem kendin için hemde bizim için o topu getir" dedi çocuk..sıkıntılı bir nefes verdim. Anlaşılan o ki topu almam gerekiyordu yoksa İngilizce hocası beni top yapar, oynardı.

Ben ne yapacağımı düşünürken aklıma mükemmel bir plan gelmişti..

"Tamam..madem öyle..sizden sadece bir şey isteyeceğim." Dedim çocuklara.

"Ne istiyorsun?" Dedi sarışın olan.

"Aranızda yanında bisiklet kilidi taşıyan var mı?" Dedim.

Evet. Şuan bu istediğim çok saçma ve tuhaf geliyordu ama planım için bana gerekiyordu.

Planına gelirsek. Okulumuzun en üst katında,tavanında çatıya açılan bir kapak gibi bir kapı vardı. Bu kapı çok kolay açılıyordu. Bu yüzden öğrenciler o kapağı açmasın veya çatıya çıkmasın diye en üst katta duran bir nöbetçi öğretmen vardı.

O nöbetçi öğretmen aynı zamanda benim sınıfımım olduğu kata. Yanii 2. Kata da bakıyordu. Benim amacım 2. Katta kavga çıkarıp nöbetçi hocayı 2. Kata getirmekti. Nöbetçi hoca 2. Kattayken ben gizlice kapağı açıp çatıya girecek sonra ise kimse kapağı tekrar açıp beni yakalamasın diye kapağı bisiklet kilidi ile kilitleyecektim..Sonra ise topu alıp hiç birşey olmamış gibi çıkacaktım..

"yemin ederim bu planı 'James Bond' bile yapamaz.." dedi iç sesim.Tabii. Sen beni ne sandın iç ses?

Keşke bu zekamı matematikte de kullansam..en az il 3. Olmuştum..

Çocuklar bana anlamaz gözlerle bakarken aralarından esmer olan bir çocuk "ben okula bisiklet ile geliyorum. Kilidini verebilirim" dedi.

Helal lan Yusufi..

Ben onaylarken hızlıca o çocuk ile bisiklet alanına koştuk. Çocuğun bisikleti siyahtı. Çocuk kilidi çıkardı ve bana verdi.

Ben kilidi alırken "topunuzu en erken öğle arası sonu alabilirsiniz" dedim kendimden emin bir şekilde. Sonra planımı uygulamak için yanlarından ayrıldım.

Eğer bu planı gerçekten başarırsam yemin ederim ki kendime özel bir 'ninja' veya 'ajan' dizisi falan çıkaracaktım.

"İnşallah müdür bizi yakalamaz" dedi iç sesim. Amin.

Ben hızlıca okula ilerledim ve ilk plan için kendi sınıfıma girdim. Bir şekilde kavga çıkarmam gerekiyordu ama nasıl? O sırada aklıma bir şey geldi..

Duru..

Duru eşyalarının alınmasını, hakta dokunulmasını hiç sevmiyordu. Böyle birşey olduğunda hemen olay çıkarıyordu. Gözlerim onun masasına gittiğinde masasının üstünde duran ve daha geçen övmekten bitiremediği o silgiyi gördüm..

işte şimdi bulmuştum...

sınıf boştu. Sadece Ufuk ve Ege vardı. Hızlıca yanlarına giderek onlara olanları ve yapacaklarımı anlattım. Hakta onlardan benim için kavgayı biraz daha alevlendirmelerini istedim.

Ufuk'un en sevdiği şey zaten kavga izlemekti. Ege ise oda tabii ki bana yardım ederdi. Bu ikili beni satmayacak kadar güvendiğim tek erkek dostlarımdı.

"Sen rahat ol Elo..o iş bizde" dedi Ufuk

"Yalnız çatıya çıkmak tehlikeli değil mi? Ya düşersen?" Dedi Ege. Aslında. Bu olabilirdi. Ama..olsa bile yapacak birşey yoktu.

İngilizce hocasının çenesinden iyidir..

"Eminim ki birşey olmaz. Zaten sadece topu alıcam" dedim. Sonra tekrar Durunun masasına gidip Durunun silgisini Durunun en nefret ettiği kişinin sırasına koydum.

Ece'nin..

Üzgünüm Ece..

Ecenin sırasına silgiyi koyduktan sonra beklemeye başladım..

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

(Bölüm sonuuuuuu bunun tabiki devamı gelecek🫶 Bu bölüm pek romantik olmadı ama birazda elif başını belaya soksun dimi :) bu aralar maalesefki doğru düzgün bölüm atamıyorum. Bunun için gerçekten kusura bakmayın. Bu hafta sonu atabildiğim kadar atıcam. Haftaya sınavlarım başlıyor (ölüm time) o yüzden yine gecikebilir. Bu arada sınav olucak herkese başarılar diliyorum. Veeeeeeeeee son söz olarak görüşürüzzzz diyoreeeemmm🫶❤️)

Loading...
0%