@tomtemm_floria3
|
☆☆☆☆☆☆☆ Aradan bir süre geçmişti. Ormandaki Hayvanları inceleme turunu yarın yapacağımız için şuan hepimiz serbest takılıyorduk. Bende cancağız Huysuzum Yaren ile ormanda geziyordum. Aslında ormanda tek başımıza gezmek yasaktı. Ama biz yinede geziyorduk. En fazla ne olabilirdi ki? "Yalnız buranın atmosferi çok iyi değil mi?" Dedim. Ben rahatken Yaren ise oldukça korkuyordu. "Ayılar bizi yerse görürüm 'güzel atmosferi'" Dedi Yaren. Omuz silktim. "Abartma canım Nurullahım. En fazla ne olabilirki?" Dedim. Yaren ise hiçbir şey demedi. Biz ikimiz normalce ormanda yürürken hava artık soğuyordu. "Bence artık geri dönelim. Zaten hava iyice soğudu" dedi Yaren. Onayladım. İkimizde bir an etrafa bakmaya başladık. "neredeydik Lan biz?" Dedi iç sesim. Siktir..kaybolduk.. Ben birden korkuyla gülerken Yarene "kanka şey..biz nereden gelmiştik?" Dedim. Yaren bana bakarken gözleri açıldı. "Bir dakika sende mi bilmiyorsun?!" Dedi Yaren. Onayladım. "Siktir.." dedi Yaren. cidden siktir. Yaren ile ikimiz öylece durmuş nereden geldiğimizi hatırlamaya çalışırken konuştum. "Acaba ağaçlardaki yosunlara falan bakarak mı bulsak? Çizgi filmlerde karakterler kaybolunca hep öyle yapıyolar." "Salak mısın Elif? Ben daha navigasyondan anlamıyorum. Birde Ağaçtan mı anlayacağım?" Dedi. Açıkçası bende anlamazdım ve bu fikir zaten oldukça saçmaydı. Böyle anlarda beynim durabiliyor.. " bu arada bizi Ayılar yemez değil mi?" Dedi Yaren korkuyla. "Ayıların insan eti yediğini sanmam." Dedim. Yaren sıkıntılı bir nefes verirken "Yirmi kere dedim sana 'tehlikeli. Gitmeleyim' Diye. Sen naptın?!" Dedi sonra taklidimi yaparak "konko gidelom ne olocokki?" Dedi. Hafifçe güldüm. Ben gülünce oda kendi yaptığı taklide hafifçe güldü. "Onu bunu bırakta..şimdi ne yapacağız?" Dedim. "Bence rastgele yürüyelim. Belki kamp alanını buluruz." Dedi Yaren. Açıkçası bu hem mantıklı, hemde mantıksız bir fikirdi. Daha uzaklara gitme ihtimalimiz vardı. Ama başka seçeneğimiz de yoktu.. Ben Yareni onaylarken ikimizde yürümeye başladık. Açıkçası ikimizde nereye gittiğimiz hakkında zerre birşey bilmiyorduk. Tek bildiğim şuan sadece yürüdüğümüzdü. "umarım soğuktan donarak ölmeyiz" dedi iç sesim. Aynen iç ses. Sanki kutuplarda kaybolduk. Benim olayları abartma seviyesi.. Yaren ile ikimiz yürürken Önümüzdeki duran çalılıklarda yatan bir kedi gördüm. Kedi kahverengi renginde ve oldukça gür tüylere sahipti. Yarene kediyi gösterirken. " baksana..çok tatlı değil mi?" Dedim. Yaren kediye bakarken. "Ormanda kedi olduğunu bilmiyordum" dedi. Açıkçası bende bilmiyordum. "Demekki varmış" dedim kediye yaklaşırken. Bir süre kediye yaklaşıp onun tüylerini sevmeye başladım. O sırada hiç beklemediğim bir şey oldu. Ananı sikim.. Bu bir kedi değildi..Bu bir ayıydı.. Ayı onu sevdiğimi anlayıp hızlıca dikilmişti. Korkunç gözleri ile Yarenle bize bakıyordu.. "Helvan neyli olsun?" Dedi iç sesim. Dondurmalı lütfen.. Senin şom ağzına tüküreyim Yaren. 'Ayılar bizi yiyecek' Diye diye gerçek ettin sözünü.. 'En fazla ne olabilirki?' Lafımı da geriye alıyorum. " senin seveceğin kedinin ben.." dedi Yaren. Çok doğruydu. ayı bize biz ise ayıya bakarken Ayı birden kükredi. Ayı kükreyince biz Yarenle çığlık attık. Tabii bizim çığlığımız ile Ayı daha çok sinirlenmiş olucakki beni kovalamaya başladı. Neden Ben? İlk beni kovalıyor..anlamadık sanki.. Ben ayıdan tüm gücümle kaçarken topuklarım resmen götüme vuruyordu. O derece hızlıydım. Beden hocaları bile bu koşuşumu görse beni 'Milli koşucu' seçerlerdi. Yalnız ayıda yavaş değildi.. Ayı beni kovalarken Benim salak arkadaşım Yaren ise Yerde yatıp ölü taklidi yapıyordu. Ben ise canımı dişime takmış bir şekilde koşuyordum. "Gelme be Ayı kardeş! Yemin ederim ki anlaşabiliriz! Ateşkes teklif ediyorum!" Diye bağırdım ayıya. Ayı ise daha çok kükredi. En sonunda Ayıdan kaçmak için önüme gelen ilk ağaca tırmanmaya başladım. Hızla ağacı tırmanırken ayıda peşimden tırmanıyordu. Ben hızla ağacı tırmanırken artık ağacın tepesine gelmiştim..tabii ayıda benimle gelmişti. Ayı dişlerini sıkmış bana bakarken ben bir ıslık sesi duydum. Başımı o tarafa çevirdiğimde bu kişi çok tanıdıktı. Koray.. Korayın gelmesine o kadar çok sevinmiştim ki resmen halay bile çekebilirdim. Ayıda Koraya dönmüşken Koray büyük bir dalı uzak bir yere atınca Ayı birden bizi bırakıp o yöne doğru koşmaya başladı..bir süre sonra gözden kayboldu. "bu kadar kolaymıymış lan?" Dedi iç sesim. Lan madem bu kadar kolaydı. Ben niye az önce 'all of us are dead' in Ayı versiyonunu yaşadım. All of us are dead ayı versiyon.. Ayının gitmesi ile tam ağaçtan aşağı baktığımda gözlerim far görmüş tavşan gibi açıldı. Esteuzubillah.. burası çok yüksekti... Yükseklik Fobisi olan biri olarak hızlıca ağacın gövdesine sarıldığımda Koray aşağıdan konuştu. "Elif sen napıyorsun orada!?" Dedi Koray. canım sıkıldı da..ondan çıktım buraya! "Aşağısı biraz sıkınca bende yukarıya çıkayım dedim. Sence napıyor olabilirim Koray!?" Dedim. Koray sıkıntılı bir nefes verdi. "İn oradan" dedi. Açıkçası bunu asla yapamazdım. Çok yüksekti. "Yapamam..çok yüksek.." dedim. "Madem çok yüksekti nasıl çıktın oraya?!" Dedi. O göt korkusuyla oldu canım.. "Ne dersen de! Ben buradan asla inemem!" Dediğimde Koray hava kaçıran balon gibi öfkeyle tekrar nefes verdi. "Kızım sen benim başıma Lanet misin ya!?" Dedi öfkeyle. "Neysem neyim!? Ama ben buradan ölsemde inemem.." "İyi! Sen gelmezsen ben gelir seni alırım!" Dedi Koray. Ne demek bu şimdi? Ben bu kelimeyi anlamazken Koray ağacı tırmanmaya başlamıştı. "Koray napıyorsun?" "Seni almaya geliyorum. Sakın hareket etme.." dedi. sanki bu küçücük dalda hareket etme gibi bir şansım vardı Ben dalda öylece Durarken Koray ise tırmanarak yanıma gelmişti. "Mekanın güzelmiş" dedi şakasına. Hafifçe güldüm. "Eyvallah" dediğimde bana sırtını döndü. "Şimdi sırtıma çık" dedi. What dedin gülüm? "Ne?" Dedim. "Elif sadece dediğimi yap." Dedi. Fazla üstelemeden onun sırtına çıktığımda beni Kucağına almıştı. Ben kollarımı onun boynuna, bacaklarımı ise beline sarmış bir şekilde şuan Korayın sırtında bir Kuala gibi dururken Koray yavaşça Ağaçtan inmeye başladı. "eğer istersen Korkmamak için gözlerini kapatabilirsin..merak etme ben yanındayım" dedi. Nedense bu kelimesi içime bir güven sokmuştu. Koray beni dikkatli bir şekilde indirirken ben ise ona sımsıkı sarılmış gözlerimi de kapatmıştım. O en sonunda indiğimizde konuştu. "Gözlerini açabilirsin.." dediğinde gözlerimi açtım. Gerçektende yere inmiştik. Yavaşça onun kucağından indim. "Teşekkür ederim Koray.." "Sen etme Elif..sen Teşekkür etme.." dedi. Bu dediği ile yüzümde hafif bir tebessüm oluştu. Koray bana bakarken konuştu. "Sizin burada ne işiniz var!?" Dedi "Ormanda gezerken Kaybolduk" "Ormanda gezmenin yasak olduğunu biliyorsun Elif! Ya ben senin kaybolduğunu anlamasaydım? Ayı yerdi seni!" Dedi. Koray bunu diyince milli savunmamı yaptım. "Ama yemedi ve yetiştin" "Yinede olabilirdi!" Dedi. Sonra sakinleşmek için gözlerini kapatıp derin bir nefes verdi. "Neden benim için bu kadar endişeleniyorsun ki? Annem değilsin babam değilsin. Bende küçük bir çocuk değilim. Beni böyle azarlayamazsın" dedim. O ise bana bakarken dudaklarını ısırdı. Öfkeyle. "Doğru..annen değilim baban değilim..cidden ya..niye seni önemsiyorum ki!? Niye seni korumak için deli oluyorum ki!?" Dedi ve birden bana bakmayarak öfkeyle yanımdan ayrıldı. Belli ki bu dediklerim onu kırmıştı veya sinirlendirmişti.. "Koray ben öyle demek istemedim.." derken o ise beni duymazdan geldi..Ve gözden kayboldu.. Neler oluyordu bana?..neden içimde büyük bir suçluluk hissi vardı? Neden boyleydim?.. Ben sadece Korayın gittiği yere bakarken aklıma birşey geldi.. Siktir.. Canım Nurullahım! O neredeydi!? panikle etrafıma bakarken hızlıca onu aramaya başladım. En son ölü taklidi yapıyordu. Allah'ım inşallah ölü taklidi yaparken gerçekten ölmemiştir..Amin. ben etrafta Yareni ararken onu yerde hala ölü taklidi yaparken buldum. Güldüm. "Kanka kalk Ayı gitti" dediğimde Yaren gözlerini açtı. "Gitti mi?" Dediğinde gülerek onayladım ve onu ayağa kaldırdım. Yaren rahat bir nefes alırken konuştu "Neydi ya o öyle? Resmen hayatımın en aksiyonlu günüydü" dedi. Sen bide bana sor.. ☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆ Aradan bir süre geçmişti. Akşamdı hepimiz kamp ateşinin yanına oturmuş sohbet ediyorduk. Koray ise benimle hiç konuşmuyordu bile. "Oğlum bir gitar olacak var ya" dedi Umut iç çekerek. "Evet yaa. Sanki filmlerdeki gibi" dedi Lara. "Benim dedemin gitarı vardı. Söyleseydiniz getirirdim onu" dedi Ömer. "Oğlum o kaç yıllıktır lan" dedi Ufuk. "Oğlum asıl ben dedemin kemanını buraya getireyim. Tarih eser kaçakçılığından beni şikayet edersiniz amk" dedi Yağız. Onlar aralarında konuşurken ben ise sadece onları dinliyordum. O sırada birinin beni izlediğini farkettim. O kişiye baktığımda bu kişi Koraydı. Beni izliyordu.. Koray ile gözlerimiz buluştuğunda ikimizde sadece birbirilerimizin gözlerinin içine bakıyorduk. Konuşmuyorduk. oysaki gözler neler anlatıyordu.. ☆☆☆☆☆☆☆☆ Aradan saatler geçmişti..Herkes çadırlarındaydı. Herkes çadırlarında uyurken ben ise çadırdan çıktım. Çadırdan çıktığımda Yerde çimlerin üzerine oturmuş yıldızları izleyen Korayı gördüm.. Onu görünce yavaşça ona yaklaştım ve yanına oturdum. Otururken konuştum. "selam.." dedim. "Selam" dedi. Onun yanına otururken ona baktım. İçimde Tuhaf bir his vardı..ama neydi bu his? Yavaşça çimlerin üzerine uzandım ve elimi sanki yıldızlara dokunmak istermiş gibi yukarı kaldırdım. "keşke yıldızlara dokunabilsek.." dedim ellerimi kaldırırken. O ise bana bakıyordu hafifce gülümsedi kurban olduğum..ne güzel gülüyorsun.. "Evet..bende isterdim." Dedi. "ama bu imkansız" "hiçbir şey imkansız değildir Elif..yeterki iste..ve kendine inan" dedi. Sonra aramızda kısa bir sessizlik oldu. İkimizde yıldızları izlerken konuştum. "Özür dilerim Koray..seni orada kırmak istememiştim.." "Sana kızgın değilim Elif. Hakta darılmadım bile..sadece o an fazla sinirliydim" dedi. Sonra aramızda tekrar sessizlik oldu..Ben ona bakarken birden tekrar yıldızlar hakkında konuşmaya başladım. "Her insanın bir yıldızı varmış..o yıldızlarda bizimle birlikte ölüp, bizimle yaşarlarmış.." "Benim yıldızım olmak ister misin?" Dediğinde şaşırmış bir şekilde ona baktım. Kafamı kaldırdım. "Ne demek bu?" "Sana uzun söylemek istediğim birşey var Elif.." "nedir bu?" Dedim. "aslında bunu sana önceden söylemem gerekiyordu ama..Ben sana aşığım Elif..Bu his..gerçekten çok tuhaf..sürekli aklımdasın, kalbimdesin. Sen benim hakkımda ne düşündüğünü bilmiyorum..ama..Ben seni seviyorum.." dedi. *beyniniz eror vermiştir. Lütfen tekrar denemeyeniz* içimdeki o hissin ismini bulmuştum..Aşk.. kalbim hızlandı, yüzüm kızardı. Ne diyeceğimi bilemiyordum. (Önemli NOOT: BU SAHNE SIZI RAHATSIZ EDEBILIR. O YÜZDEN RAHATSIZ OLABILECEK KIŞILER LUTFEN OKUMASIN💗 OKUYACAK OLANLARA IYI OKUMALAR BEBISLERIMM) Sadece Koraya bakarken kendimden de hiç beklemediğim bir şey yaptım. Birden dudaklarımı Korayınkilere yapıştırdım... işte bunu bende beklemiyordum.. "Napıyorsun sen!?" Dedi iç sesim. Evet iç ses. Delirdim. Koray ilk başta şaşırmısken sonra birden beni sımsıkı kavradı. Sonra dudaklarını benimkilere bastırmaya başladı...ikimizde şuan öpüşüyorduk.. "İşit beni yıldız bebeğim bebek yıldızım" "Esirgeme el uzatışını güçsüzlüğüme" "Seçilmiş olan eline" "Zor yaşayanın teslimine!" "Az bir sevgiyle al beni gökyüzüne, o görkemli" "Mabede yönetici çemberinin içine!" "Yıldız tutkunum ben sana..." (Şiirin yazarı ve ismi: Nilgün Marmara, Öte Işıklar) ☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆ |
0% |