TUGAYdan

-LAAAAANNN SADIKKK

diye bağırmasıyla uyandım buğranın

-lan ne oldu lan

-ÇIKARIN BENİ BURDAN GİTMEME LAZIM ACİLLL LANNNN

-Lan sus biri duyucak diye kapıyı açmak uzere olan buğranın kolundan çekiştirdim o arada odaya görevliler geldi

-abi ne oluyo

-bende bilmiyorum bian bağırmaya başladı

-LANN BIRAKIN BENİ YETİŞMEM LAZIMM buğra bağarınca bende bağırmaya başladım ama buğranın duracak hali yoktu

-LLANN BUĞRA NE OLUYO DURSANA

-ASKE-ASKERİYEYE GİTMEME LAZIM

-LAN DELİRDİNMİ BİZ HEREYERDE ARANIYORUZ bir anda sakinleşti ve normalce konuşmaya başladı

-bayıldı

-kim bayıldı

-güzelim kılık değiştirip giderim lutfen lutfen beni bırakın

herkez birbirine boş boş bakarken emir verdim

-bırakın ama eğer yakalanırsa bu dünyayı başına yıkalım anlaşıldı gülümsedi

-anlaşıldı

hemen hızlıca odadan çıktı ve hazırlanmaya başladı

-abi buğranın sevgilisimi var diye sordu çalışanlardan biri gülümsedim çünkü bünü bir tek biz ve sadık biliyodu buğraya gitmeden bağırdım

-lan buğra gelirken girayın yanınada gi tamam

-tamam

-abi......

-yok daha sevgilisi ama geçen bizi yakalayan bordo bereli asker kıza tutulmuş ama kız yüz vermiyo

hep beraber güldük

MİHRİBANDAN

en son başımı sert bir zemindeydi şimdi yumuşak yastık olduğunu tahmin ettiğim yerdeydim gözlerimi zarzor araladım ve başımda bekleyen doktor ,albay,askerler ve siyah swetisort olan bir çocuk vardı bu herkimse gerçekten yakışıklıydı bunları düşünürken albayın sesini dudum ve bir durtukleme hissetim beni durtukleyen albaydı

-şiit gürdal sana iyom iyimisin

-kan değeri ,şekerin ve tansiyonun düşmüş o yüzden bayılmışsın

arkadan bir askerin konuştuğunu duydum

-komutanım konuşmayı unumadınız değilmi yanlışlıkla albayı unutup

-saçmalama deli diye söylendim ama albay aklıma gelince bir pişmanlıkla albaya döndüm kaşlarını çatmış bana bakıyodu çok korkunçtu yutkundum

-özür dilerim komutanım bilerek olmadı vllaha ağzımdan kaçtı size demedim

gülümsedi

-bir şey olmaz bu seferlik affettim

içli bir nefes verdim o arada doktorun konuştuğunu duydum

-lütfen hastayı yanlız bırakalım lütfen nefes alsın

o arada başımdaki o çuçuk konuşmaya başladı

-özel olarak konuşma iznimiz varmı

o bunları derken albayın sinirli ve kaşları çatık halini görünce bana baktı

-gürdal bu kim

-bilmiyorum komutanım

-ben mihribanın eski bir arkadaşıyım belki hatırlamaz kendisi beni ama belki az sonra hatırlar

lan düşün mihro düşün egemi ama ege olamaz o maraşta yusufmu yusuf hiç olmaz kürşatmı o zerre bile lamaz ismimi bile unutmuştu şerefsiz lan bu bir yerden tanıdık geliyo ama nerden

-tamam siz konuşun

albay odadan çıkınca sorduğum ilk soru şuydu

-sen kimsin lan kürşatmısın ege misin yusufmusun

-ben onlar kim bilmiyorum ama sana kendimi başka bir yerde tanıtıcam eğer beni tanımak istiyosan geliceksin

ne yapbilirki en fazla o farketmeden silahlrımı kontrol ettim ama odamdaydı

-tamam ama başta odama gidip birkaç eşyamı alamam gerek olurmu

çapkın bir gülüş attı

-tamam emrin bize amade

aslında iyi birine benziyodu

revineden çıktıktan sonra odama gittik odam şuan bok içindeydi ama olsun odaya girinc direkt masamın başına varıp gizlice silahlarımı yanıma aldım ben alırken kendisi yerdeki parçaladığım güllerle uğraşıyodu

-senden hoşlanan biri varda sen ondan hoşlanmıyomusun ters bir bakış attım

-evet ne olmuş ne yapıcan

-sana benden bir tavsiye eğer san yürüyn bir yakışıklı bir rkek ise kaçırma derim demek senin için bu zor bulunan bu siyah güllerden yolluyosa yani senin için her şeye razı demekki

-ya sen kimsinde bana bunları diyosun

-dedim ya eğer benimle gelirsen öğrenirsin hadi çıkalım

kapıya doğru ilerledim ve kime benzediğini çıkardım bu geçenki yakalayıp elimizden kaçan buğraya benziyodu arabaya doğru yol aldık

-gel benim arabamla gidelim

-yok saol sen mekanı söyle ben bulurum

-hayır bu gideceğimiz yer yeni açıldı benimle gel kim olduğumu öğren

-tamam dedim teredüt ederek yolu yarısına kadar ikizde sezziz kaldık ama bu geldiğimiz yer biraz şehire uzaktı açıkçası korktum ve bu ölüm sessizliğini ben bozdum

-ya sen kimsinya allah aşkına araba durdu ve bana döndü

-ben kimmiyim aslında sen beni çok iyi tanıyosun

-egemisin

-hayır

-kürşatmısın

-hayır

-yusufmu

-hayır

-lan buğramısın yoksa

-ta kendisi dedi ve ustundeki çeketi ve güzlüğü çıkarırken hemen telefonumu alıp olduğumuz yerlerin kordinatını attım ve bu kordinatlar nerde olursa olsun görünüyödü bana döndü tam silahıma uzanıp alacakken ağzıma tutulan bir bez parası ve gerisi karanlık ve buğranın sesi

-ben sana her defasında seni bulacağımı ve benim olacağını demiştim dedi inşallah daha deminki attığım kordinatları albay görmüştür yoksa ben....