@topraktan_gelen
|
MELİK 'DEN...
Ayşem şirkete girdikten sonra bende eve gidip üzerimi değiştirip kendi şirketime doğru yol aldım. Odama girdiğimde peşimden Hasan da geldi.
- Melik bey dünkü depoya getirdiğimiz adam öttü. Bizde gereğini yaptık.
- Tamam Hasan Ece hanımı yolla yeni ihalenin dosyalarını getirsin
- Başka bir isteğiniz var mı Melik bey
- Bi acı kahve yolla Hasan gece boyu uyumadım avukatı da ara gelsin
- Tamam efendim
Diyip odadan çıktı.
Evet uyumamıştım. Ayşem'in yanındayken nasıl uyuya bilirdim ki onun mis kokan tenini öpmek varken yumuşacık saçlarını okşayıp uyurken ki o masum savunmasız duruşunu izlemek varken uyuyamazdım elbette.
Beş dakika sonra Ece elinde kahve ve dosyalarla odaya geldi.
- Melik beyciğim kendi ellerimle size mis gibi bi kahve hazırladım buyrun afiyet olsun.
Ece cilveli zannettiği iğrenç sesiyle konuşurken yüzümü buruşturdum. Kahve içesimde kalmamıştı. Kimse bi Ayşem olamaz haşin kızım benim çok seviyorum onu ama o benim takıntılı bi piskopat olduğumu düşünüyor. Olsun sıkıntı değil zamanı gelince herşeyi anlayacak zaten.
Ben Ayşe'mi düşünürken Ece iğrenç sesiyle;
- Melik beyciğim dosyalar bunlar isteseniz beraber inceleyelim?
Diyip masama doğru eğildi. Yine elbisesinden taşan g*ğüsleriyle beni etkilemeye çalışıyordu anlaşılan bu şirketten gitme vakti gelmişti.
- Çık odamdan !
- Ama Melik be-
- SANA ÇIK DEDİM !
Bir anda bağırmamla irkilip korksada arkasını dönüp aceleyle çıktı odadan Şirketimde böyle şeylere izin vermiyor tahammül edemiyordum neyse canımı sıkmaya değmez diyip Hasanı aradım.
- Hasan
- Buyrun Melik bey.
- Ece hanımın çıkış işlemlerini hallet şirketimde birdaha onu görmek istemiyorum. Birde yerine yeni birini bul.
- Tamam efendim.
- Hasan avukatı aradın mı ?
- Aradım efendim bir saate kadar ancak gelebilirmiş.
- Tamam Hasan.
Diyip kapadım telefonu. Avukat gelene kadar diğer işlerimi halledebilirim.
Aradan bir saat geçtikten sonra avukat gelmişti konuşmamız gerekenleri konuşup onu da yollamıştım. Sırada toplantılar vardı biran önce bitirip Ayşe'me gitmek istiyordum onu gördükten sonra tüm yorgunluğum uçup gidiyordu.
Bir süre sonra...
Şükür toplantılarda bitmişti. Ayşe'min çıkmasına az kalmıştı. Acele etmezsem yetişemeyecektim. Arabama binip hızla yola koyuldum. Gittikçe hızımı arttırıyordum. Yaklaşmıştım. Şirketin yakınına geldiğimde birden direksiyon hakimiyetimi kaybettim. O hızla toparlayamadım ve ağaca çarparak zor bela durdum. Çevredekiler başıma toplanırken sesler boğuk boğuk geliyordu en son bi ses;
- MELİK AÇ GÖZLERİNİ NE OLUR
Diye bağırdığını duymuştum...
AYŞE'DEN...
Tam şirketten yeni çıkmış yolda yürümeye başlamıştım. Ardımdan acı bi fren sesi duyuldu ve arabanın gözlerimin önünde ağaca çarpış ânı herşey bir anda olmuştu. Şok içinde bakarken o tanıdık arabanın sahibinin kim olduğunu anlamam kısa sürdü. Dudaklarımdan bir mırıltı döküldü;
- Hayır Melik hayır!
Koşarak arabaya yaklaştım. Çevredeki insanlar toplanmıştı bile. Hızla insanların arasından geçip Melik'e ulaştım. Yüzünü avuçlarımın arasına alıp başını kaldırıp kendime doğru çevirdim.
- MELİK AÇ GÖZLERİNİ NE OLUR!
Diye haykırmaya başladım.
İnsanlar ise hep bir ağızdan konuşuyordu sesler kulağıma uğultu gibi geliyordu. Birileri akıl edip;
- ambulansı arayın çabuk!
demişti. Ben hala sözlerimi tekrarlamaktan başka birşey yapamıyordum. Bir süre sonra ambulansta gelmişti. Melik'i arabadan çıkarıp sedyeye yerleştirip ambulansa yerleştirmişlerdi. Bende hemen atılıp;
-Ben arkadaşıyım yanında gelebilir miyim?
Diye sordum aceleyle. Ambulans hemşiresi;
- Tabi buyrun acele edin lütfen.
Demesiyle hemen araca binip yola koyulduk. Hemşire önce muayene edip yaralarını kontrol ettikten sonra pansuman etti daha sonra ağlayarak bekleyen bana dönüp sakince gülümsedi ve
- Hanımefendi sakin olun ciddi birşeyi yok kafasını çarptığı için bayılmış. Vücudunda da ufak tefek kesikler var biz pansuman edip yaralarını sardık. Muhtemelen bu gece tedbir amaçlı hastanede kalır.
Dedi. Demesiyle de sanki omuzlarımdan bi yük kalkmış gibi hissettim. İçimi rahatlatmıştı.
Hastaneye geldiğimizde hemen müşade odasına alıp tekrak kontrol ve muayene edip tomografi falan çekildi. Damar yolu açılıp serum takıldı. Şükür ki ciddi bir durum yoktu. Uyanana kadar başucunda bekledim. Zaten çok uzun sürmemiş uyanmıştı kendisi.
Gözlerini açar açmaz
- Ayşe'm
Deyince hemen ayaklanıp
- Melik burdayım bak bana iyi misin ? Bir yerin ağrıyor mu ? Birşey ister misin? Hemşire çağırayım mı? Su ister misin?
- Kızım bi dur motorun soğusun tek tek söyle başım ağrıyor zaten. Ne oldu bana?
Telaşla;
- Ayy özür dilerim. İyi misin?
- Gözlerimi açar açmaz seni gördüm ya çok iyiyim.
(Beni utandırıyor ya yüzüm kızarıcak şimdi ama bozuntuya vermeyeyim. Anlarsa üstüme gelir.)
- ııı şey arabayla ağaca vurdun başını çarptığın için de bayılmışsın ufak tefekte yaraların var bu gece burada kalacaksın. Tedbir amaçlı.
(Hiç belli olmadı aferin devam.)
Cebimden telefonumu çıkarıp ona doğru uzattım. Ne yapacağım bununla der gibi bir bakış attı.
-Al şunu da gece yanında kim kalacak ise ara gelsin.
- Yok artık seni görebilmek için hız yaptım. Yani sen kalırsın gece yanımda.
diyip bana vicdan yaptırmaya çalıştı. (Resmen senin yüzünden bu haldeyim bana bakmak zorundasın demeye getirdi lafı. Sanki ben dedim hergün gel beni takip et diye.) İçimden ona saydırmayı bırakıp odadan çıktım hastanenin kantinine inip atıştırmalık birşeyler ve su aldıp onun odasına gittim. İçeri girmemle
- Nerdesin gözüm yollarda kaldı ?
Diye sordu. Dur be adam bi içeri gireyim önce.
- Kantine gittim açsındır diye suda aldım.
- Gözlerimi yaşartıyorsun sen beni düşünürmüydün hiç.
Diyip gülümsedi.
- iş çıkışı oldu ya kaza eve gitmediğim için ben acıktım sende öyle acıkmışsındır heralde diye fazladan aldım.
- Teşekkür ederim Herşey için yanımda olduğun için.
- Mecburiyetten Melik mecburiyetten hani benim yüzümden yaptın ya kazayı.
Yüzü asılsa da kırgın gözlerle bana baksa da umursamadım Bana yaptıklarının yanında hiçbir şeydi.
- Tahmini ne zaman seveceksin beni daha ne kadar peşinde köpek yapacaksın deli gibi ulan deli gibi seviyorum seni.
- Tahmini hiçbir zaman Melik Hayatımda katil birine yer yok.
- Ben seni ölecek kadar severken senin bana boş boş bakman hiç adil değil pişman olacaksın bu dediklerin için.
- Hiç zannetmiyorum.
Diyip odadaki tekli koltuğa oturdum aldığım yiyeceklerin paketlerini açtım
- Kalk hadi ye şunlardan biraz.
- İstemez.
- Hadi ama nazlanma Melik ye ve hızlıca toparlan.
- İştah mı bıraktın.
- Şuan tartışmanın sırası değil iyileşmen gerek.
- Tam sırası. Sende biliyorsun herşeyi yaptım başıma böyle şeyler geldiği için acıyor musun bana? Ha acıdığın için mi söylüyorsun bana bunları ?
- Ne alakası var ben sana niye âcim ki ben senin için kaygılanıyorum .
- Çok sağol ama sen benim için kaygılanma.
- Ama be-
Tam konuşacakken sözümü kesip
- hemşireyi çağır çıkış işlemlerimi yapsın
Deyince şaşkınlıkla
- Ne! saçmalama Melik hastanede kalman gerek ya birşey olursa evde sana.
(Dedim ama nafile inat herif dönmez ki sözünden)
- Benim ne yaptığım veya bana ne olduğu seni ilgilendirmez hatta bana birşey olursa kurtulursun benden o yüzden endişelenmiş gibi yapmana gerek yok şimdi git ve hemşireyi çağır.
- Ama ben gerçekt- (Endişelenmiştim)
- HEMŞİREE DOKTOOR KİMSE YOK MUU GELSENİZE ŞU LANET ODAYA!
Bağırmasıyla anında odaya birkaç hemşire girdi içlerinden biri
- Melik bey iyi misiniz ?
Diye sordu ve serumunu kontrol etti Diğer bir hemşire başındaki yarayı bir başkası ise vücudundaki yaraları kontrol etti
- İyiyim çıkarın beni hemen.
Aynı hemşire birdaha konuştu;
- Ama Melik bey bu gece burda kalmanız gerek
- Tedavime evde devam edebilirim.
- Peki Melik bey ben eşinize yapması gerekenleri anlatırım eğer ciddi bir durum olursa hemen hastaneye geri gelin lütfen.
Ben hemşirenin dediğini duymamla şaşkınca bakakalsam da Melik;
- Eşim değil burda olmaması gereken biri.
Demişti. Bu söylediği beni daha çok şaşırtsada onun bana kırıldığından dolayı yaptığının farkındaydım yoksa bu fırsatı asla kaçırmazdı. Hemen kendimi toparladım hemşire Melik 'in dediğiyle Otuz iki diş sırıtmıştı o sırada diğer iki hemşire odadan çıktı.
- Yaa öylemi ben yanlış anlamışım demek ki ( Kısık sesle) Çok sevindim
Dedi. Tabiki duymuştum yılışık şey hemende nasıl cıvıdı birde cilve yapıyor.
- İsterseniz evinizde size hemşirelik yapabilirim ?
- İSTEMEZ ! yani ben hallederim siz gidip çıkış işlemlerini yapın hemşire hanım.
Melik' in yerine cevap vermiştim. Hemşireyse beni takmayıp ona döndü Melik ten bir cevap bekliyordu anlaşılan ben bu kızı yolardım da neyse bende ona döndüm ne diyeceğini bekliyordum ona göre hareket edecektim.
- Siz çıkabilirsiniz hemşire hanım gece birşey olursa ilk sizin yanınıza geleceğimden hiç şüpheniz olmasın
Diyip göz kırptı. Ne göz mü kırptı senin gözlerini oyacağım Melik.
Hemşire biraz üzülür gibi olsada hemen toparlandı.
- o zaman size numaramı bırakayım istediğiniz zaman araya bilirsiniz saatin önemi yok.
Diyip sırıttı. Resmen gözümün önünde flörtleşiyorlar ya. Hemşire numarasını yazıp Melik e uzattı tabiki ben aldım elinden bana pis pis bakıp;
- görüşürüz Melik bey geçmiş olsun diyip odadan çıktı
Bense arkasından ona hayali bıçaklar fırlatıyordum.
- Hemşireyi öldürme planların bittiyse bana telefonunu ver malum benimki arabada kaldı Hasan'ı arayacağım beni alması için sonrada gidebilirsin.
- Hâla saçmalıyorsun Melik bu halde seni nasıl bırakırım.
- Yeter veriyor musun telefonunu vermiyor musun? yoksa hemşire hanımdan isteyeceğim
- AL!
(Hâla hemşire diyor ya )
Melik Hasan abiyle konuştuktan sonra telefonu bana geri uzattı.
- Al gidebilirsin .
Telefonu alıp cebime koydum sonrada koltuğa geçip oturdum.
- Ne yapıyorsun sen ben sana git demedim mi ?
- Ordan bakınca ne yapıyor gibi duruyorum ayrıca seni bırakmayacağımı söylemiştim.
- Mecburiyetten de demiştin hatırlatırım.
Melik sessizce homurdandı
- bir de bana diyor dengesiz diye.
- Ne dedin sen ?
- Birazdan diyorum Hasan gelir ve ben giderim sen de ister şimdi ister benden sonra git diyorum.
- Aa yo bende sizinle geleceğim .
- Bak kızım benim ayarlarımla oynama bitti anladın mı ? bu beni son görüşün takip falan da yok mesaj da kurtuluyorsun anlayacağın .
- Ne?
- Ne anladıysan o .
O sırada hemşire geri gelmişti.
Hemşire Melik le konuşuyor ama sesler bana son duyduklarımdan sonra uğultu gibi geliyordu başıma keskin sancılar girmeye başladı ayakta duruyor olsaydım galiba bacaklarım bedenimi kaldıramaz yere yığılırdım ne olmuştu bana birden neydi bu şimdi neden kötü hissediyorum.
MELİK 'DEN...
- Melik beeyy çıkış işlemlerini hallettim serumunuzu çıkardıktan sonra gidebilirsiniz.
- İsim neydi ?
- Feza
- Feza hanım teşekkür ederim ilgilendiğiniz için
- Ah çok incesiniz Melik bey ne demek görevim
- Sizde çok zarifsiniz Feza hanım
- Teşekkür ederim Melik bey ne zaman ihtiyacınız olursa hiç çekinmeyin ben burdayım tekrar geçmiş olsun.
Diyip odadan çıktı.
İlk başta kırıldığım için sinirle bitti desemde aklıma bir plan gelmişti. Kumar oynayacaktım. Kaçan kovalanır hesabı ya bana gelecekti yada bitecek gelirse onu asla gözümün önünden bile ayırmayacaktım gelmezse zaten hiç benim olmamış demektir.
Ayşeme bitti dediğimden beri bana şoka girmiş gibi dolu gözlerle bakıyor hemşireyle konuşmamı duymuşa benzemiyordu bense hem korkuyor hemde heyecanla ne yapacağını bekliyordum ya hep mutlu olacaktık yada bir ölüden farkım kalmayacaktı bir süre sonra Hasan geldi
- Melik bey geçmiş olsun iyi misiniz
- İyiyim Hasan birşeyim yok ufak sıyrıklar işte
Hasan anladım dercesine başını salladı
- araba hazır gidelim isterseniz
- Gidelim Hasan gidelim
- Melik bey yenge bizle mi gelecek yoksa evine mi bırakalım
- O senin yengen değil Hasan sor istiyorsa evine bırakın
Dememle Ayşemin güzel gözlerinden birer damla yaş aktı hemen başımı çevirdim biraz daha bakarsam dayanamaz göz yaşlarını silip sarılırdım.
- Abi sen ne diyorsun bunca yıl az mı koştun peşinden
- HASAN NE DİYORSAM O BENİ SORGULAMAK SANA DÜŞMEZ!
- Afedersiniz Melik bey , hanımefendi götürelim mi sizi de?
- İstemez.
Diyip hızla çıktı odadan oynadığım oyun onu kırsada beni paramparça etmişti ama buna mecburdum beni sevdiğini elbette biliyordum anlıyordum bakışlarından ama önemli olan onun anlamasıydı daha kendine itiraf edemiyordu bana nasıl söylesin.
- Hadi Hasan bizde çıkalım.
- Melik bey Ayşe hanımı takip edecek miyiz?
- Eve sür Hasan.
Bir ay sonra...
Odamda uzanmış hâla Ayşem gelirmi acaba diye düşünüyordum gerçi bir ay dile kolay bana bir ömür gibi gelen bir ay geçmişti. Onsuz dağılmıştım. Arama mesaj atma takip etme evine gitme gibi yaptığım şeylerin hiçbirini yapmamıştım artık gelmez diyordum ama içimden bir umut belki gelir bekle diyordu o sırada odanın kapısı tıklatıldı.
> BÖLÜM SONU <
|
0% |