@topraktan_gelen
|
Tanışma hikayesi... Geçmiş... O Zamanlar Ayşe ile Melik aynı üniversite de okuyorlardı. Üçüncü sınıfa kadar birbirlerini ne görmüş nede duymuşlardı. Tâki Hocaları onlara aynı projede yer verene dek.
Melik proje arkadaşını bulmak için listeden kim olduğunu kontrol etti. Sonunda bulmuştu. Ayşe adında bir kızdı. Sınıfını da bulup kızın yanına gitti. Ama kız sınıfta yoktu. Başka bir kız onu görünce
- Buyrun kime bakmıştınız.
Dedi cilveli bir şekilde. Melik ise kızların bu hallerinden oldukça usanmıştı. Kızlar bir türlü peşini bırakmıyor kendisiyse onlardan neredeyse tiksiniyordu. Bu yaşına kadar kimseyi sevmemiş gönül kapısını kimselere açmamıştı. Bunun olması için karşısına öyle biri çıkmalıydı ki Melik donup kalmak onsuz yapamamak istiyordu kısaca büyülenmek istiyordu ama onu büyüleyecek kimse çıkmamıştı karşısına. Umursamaz yüz ifadesiyle kıza bakıp
- Ayşe ye bakmıştım.
- Ha o mu sınıfta değil şuan proje arkadaşının kim olduğuna bakmak için aşağı indi. İstersen sana ben yardımcı olabilirim.
Diyince Melik kıza küçümsermiş gibi bir bakış atıp cevap bile vermeden arkasını dönüp gitti. Yetişmesi gereken bir kız vardı. Hızlıca merdivenlerden aşağı inip panonun önüne geldi. Orada birkaç kişi daha vardı. Melik biraz sesini yükselterek
- Aranızda Ayşe diye biri var mı?
Diye sordu. Bir kız kaşlarını çatmış Melik'e dönerek sert sesiyle
- Benim siz kimsiniz?
Diye sordu. çocuğa bakar bakmaz afallamıştı. Buda kimdi böyle onu ilk defa görüyordu. Neden sormuştu ki kendisini. Acaba bir şey mi olmuştu Ayşe bunları düşünürken Melik'in ise karşısına öyle bir kız çıkmıştı ki duru güzelliğiyle karşısındaki insanı büyüleyebilirdi. Kaldı ki Melik'i zaten büyülemişti. Melik birkaç saniye kızın gözlerine bakakaldı. Ayşe'nin de ondan bir farkı yoktu. Ama bunu pek belli etmeye niyeti yoktu. Çünkü o oldu olası erkeklerden uzak duran bir kızdı. Keskin kırmızı çizgileri prensipleri vardı. Bir Süre sonra Melik başını iki yana sallayarak kendine gelmeye çalıştı. Biraz toparlandıktan sonra elini uzatıp
- Merhaba ben Melik proje arkadaşın
Dedi. Ayşe de bu sözlerle kendine gelerek elini uzatıp Melik'in elini nazikçe tutup geri çekti.
- Merhaba
Diyebildi sadece. Bu kısa dokunuş ikisininde kalbini titretmişti. Melik ne yapacağını bilmez bir şekilde elini ensesine götürdü hafifçe sıktı. İlk defa bir kız karşısında bu kadar afallamış eli ayağına dolanmıştı. İkisi arasındaki elektrik resmen etrafa enerji saçıyordu. Daha fazla ayakta dikilmek istemeyen Ayşe
- istersen projeyi konuşmak için kampüsün ilerisindeki kafelerden birine gidebiliriz.
Dedi. Melik hâla büyülenmiş gibi kıza bakıyordu. Dili tutulmuş bir şekilde sadece başını aşağı yukarı sallamakla yetindi. Kız Melik'in başını sallamasıyla arkasını dönüp kampüsün çıkışına doğru ilerledi. Melik arkasından bakakaldı. Bu da neydi şimdi. Melik gerçekten bir kızdan mı etkilenmişti. Hayır hayır bu gerçek olamazdı. Böyle bir kız olamazdı. Bu kız bu dünyadan olamazdı. O tam bir meleğe benziyordu. Kızın kendinden emin yürüyüşü bakışları sesi saçları dünyanın sekizinci harikası gibiydi. Biraz daha baktı arkasından. kız gözden uzaklaşıyordu. Peşinden ilerlemeye başladı. O sırada Ayşe ise "bana neden öyle baktı acaba yüzümde bir şey mi var"diye düşünüp eliyle yüzünü yokladı sonra telefonunu çantasından çıkarıp yüzüne tuttu. Birşey yoktu. Peki ne demeye öyle garip garip bakmıştı ki. Çok tuhaf hissetmişti. Ne olmuştu kendisine. Düşün düşün neyse dedi kendi kendine zaten oturacakları kafeyede varmıştı. Hızlı adımlarla kafeden içeri girdi. Boş masa var mı diye bakındı. Cam kenarında bir masanın boş olduğunu gördü ve oraya doğru ilerledi. Tam oturacağı sırada karşısındaki sandalye çekildi. Uygar oturunca Ayşe oturmaktan vazgeçip ayakta dikildi. Ve
- Ne istiyorsun Uygar çabuk söyle ve git arkadaşım gelecek seninle uğraşamam
- çok kabasın güzelim
Ayşe gözlerini devirdi.
- git başımdan Uygar seni çekemeyeceğim şuan
- güzelim ba-
Uygar Lafını bitiremeden yüzünde hissettiği acıyla hem inleyip hemde yeri boylamıştı. Melik Uygara korku salan bir ses tonuyla
- Beni iyi dinle ilk ve son kez söylüyorum birdaha bu kızla konuşmayı geç yüzüne bile bakmayacaksın aynı yolda bile yürümeyeceksin gördüğün an yolunu değiştireceksin duydun mu beni yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim.
Dedi. Uygar korkudan titrerken hızlıca başını sallayarak
- ta- ta- tamam
- Şimdi s*ktir git lan burdan birdaha görmeyeyim seni yoksa bu kadar insaflı olmam
demesiyle bir yumruk daha yemişti yüzüne. Uygar Sendeleyerek ayağa kalkıp hızlıca oradan uzaklaştı. Daha sonra Ayşe tıslayarak
- Ne yapıyorsun sen.
Diyince Melik de
- Ee seni rahatsız ediyordu bende haddini bildirdim.
- Had bildirmek sana mı kaldı sen kimsin ki benim işlerime burnunu sokuyorsun birdaha sakın anlamadan dinlemeden hareket edip benim işlerime karışma
- seni rahatsız eden birine vurduğum için hiç pişman değilim ayrıca kızman gereken kişi ben değilim onun yerine bir teşekkür alırım evet seni dinliyorum
Ayşe içinden "ukala şey" diye geçirdi
- Ondan kendimde kurtulabilirdim neyse fazla uzatmayalım biran önce şu projeyi konuşup burdan gitmek istiyorum.
- Pekâlâ dediğin gibi olsun otur konuşalım birşeyler yiyip içmek ister misin?
- Sütlü kahve yeterli
- Peki.
Melik elini kaldırarak
- BAKAR MISINIZ
Diye seslendi garsona
- Buyrun efendim hoşgeldiniz siparişiniz nedir?
- Hanımefendiye bi sütlü kahve banada demli çay
- Peki efendim siparişiniz birazdan hazır olur.
- Eyvallah
Diyip Ayşeye döndü. Oda Melik'e bakıyordu. Göz göze geldiklerinde sanki dünya dönmeyi bırakmış etraftaki insanlar yokmuş gibi hayat durmuş. Birbirlerinin gözlerinde kaybolmuşlardı. Bu muhteşem anı malesef garsonun sesi bozdu
- Buyrun efendim siparişleriniz. Afiyet olsun
İkiside şaşkın şaşkın garsona bakıp başlarını aşağı yukarı hareket ettirdiler. Garson arkasını dönüp gittikten sonra Ayşe kendine gelmiş bir şekilde
- Proje
Dedi. Melik ne diyorsun der gibi baktı belliki neden burada olduğunu hatırlamıyordu. Karşısındaki bu güzel kız onda akıl bırakmamıştı. Kız tekrar etti.
- Proje diyorum konuşsak mı artık.
- Ha evet tabii konuşalım...
İki saat sonra...
- O zaman haftaya bu gün aynı yerde aynı saatte diyelim mi?
- Diyelim...
Böylelikle Melik ile Ayşe'nin ilk karşılaşması gerçekleşmişti.
Bir hafta sonra proje için tekrar buluşmuşlardı. Bu sefer Melik kızın telefon numarasını da almayı başarmıştı. İlk defa bir kızdan etkilendiği için onu kolay kolay bırakmak ta istemiyordu onunla Hem proje için hazırlık yapıyorlar hemde güzel vakit geçiriyorlardı. Bu güzel anların bitmesini hiç istemiyordu. Aslında İkiside birbirinden hoşlanmıştı ama sadece Melik hoşlandığını belli ediyor Ayşe ise bu konulardan uzak durmayı yani kırmızı çizgisini aşmamayı tercih ediyordu. Önce okulunu bitirmek ve işe girmek istiyor erkek arkadaşsa onun için istediği en son şeydi. Yinede kalbine söz geçiremiyor Kendisini Melik ile konuşurken buluyordu. Gel zaman git zaman bu konuşmalar da ilerlemişti. Taki Meliğin ailesi kaza süsü verilip öldürülene kadardı. O gece Melik kendinden geçmiş intikam ateşiyle yanıp tutuşmuştu. Ayşe onu sadece bir gece zapt edebilmişti. O kadar zor geçmişti ki hem çok korkmuş hemde onu o halde bırakıp gidememiş. Doktoru aramış Melik'e sakinleştirici yapılmasını istemişti. Bir süre sonra doktor gelmiş Melik'e sakinleştiriciyi yapıp gitmişti. Melik iğnenin etkisiyle uykuya dalmıştı. Ayşe ise rahat bir nefes almıştı. Ertesi sabah Melik uyanır uyanmaz. Ailesine bunu yapanları bulmak için yola koyulmuştu. Ayşe bu sefer onu zapt edememişti. Babasının eli kolu uzundu. Mafyaydı sonuçta. Kendisi de babasının irtibatlarıyla iletişime geçip onlardan destek alıp ailesine bunu yapanları en kısa sürede bulmuştu. Adamları depoya kapatmıştı. Önce adamları kendinden geçene kadar bir güzel dövmüş sinirini alamayıp kollarını bacaklarını kırmıştı. İçi bir türlü soğumuyordu. Yanındaki korumadan silah alıp adamalara doğru tuttu. O gün orada bir yemin etmişti." Size yemin olsun bu saatten sonra babamın işlerinin başına geçip önce şirketin pisliklerini temizleyeceğim sonra da bu şehrin bütün pisliklerini ilk başta da sizden başlayacağım" diyip. Elindeki silahı havaya doğru kaldırıp birkaç el ateş etti daha sonra Yanındaki korumaya baş işareti yapıp depodan çıkmıştı. Ayşe Melik'in o adamları öldürdüğünü zannetmişti. Melikte inkar etmemişti üstüne birde babasının işlerinin başına geçeceğini öğrenince hepten ondan uzaklaşmak konuşup görüşmeyi kesmek istemişti. Ama Melik'in Ayşe den başka kimsesi kalmamıştı. Onuda kaybetmeye hiç niyeti yoktu. Yapıp yapmadığını da zamanı geldiğinde elbbette öğrenecekti ancak şuan herşeyin gizli kalması daha iyiydi. > BÖLÜM SONU < Evet güzel insanlar bu bölüm hem tanışma hikayesini hemde Ayşe'nin Melik ten uzak durma sebebini kısaca anlatıyor. Ayrıca hiç yorum yapmıyorsunuz üzülüyorum ve esen kalın seviliyorsunuz 😘 |
0% |