Yeni Üyelik
2.
Bölüm

SOBE 2. BÖLÜM

@topraktan_gelen

 

 

 

Keyifli okumalar

 

Melik den ...

 

- Melik bey adamı depoya getirdik efendim ne yapmamızı istersiniz ?

 

- Arabayı hazırla Ayşe'me gidicem o şerefsiz biraz daha bekleyebilir .

 

-Tamam efendim.

 

Hasan çıktıktan sonra kabanımı giyip bende çıktım odadan. Asansöre binip aşağı indim.Şirketin önünde arabam hazır bekliyordu. Arabama binip yol aldım.

Meleğim bir türlü aklımdan çıkmıyordu.

Onu çok sevdiğimi görmek istemiyor görmediği gibi benide yanına yaklaştırmıyordu.

Bunu sinir bi şekilde deneyimlemiştim.

 

Geçmiş...

 

-Ayşe'm

 

- Yine mi sen ne işin var burda?

 

- Seni görmek istedim.

 

- Defol git yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim.

 

- Ne yaparsın?

 

- İMDAAAAT YARDIM EDİN !

 

Diye bağırmaya başlayınca telaşla hemen ağzını kapattım ama nafile çevredeki birkaç kişi yanımıza gelmişti bile. Hemen geri elimi indirdim. İnsanlar art arda birşeyler söylüyorlardı.

 

- Ne oluyor burada ?

 

- Hanımefendi sizi rahatsız mı ediyor?

 

İçlerinden biri

- Polisi arayın kadını taciz ediyor galiba.

 

deyince Şok olmuştum resmen. Kadına dokunan elleri kırardım ben birde sevdiğim kadına mı zarar verecektim.

Sinirle

- YOK ARTIK !

Ne saçmalıyorsunuz siz? Ne taciz etmesi. Dağılın. Birşey olduğu yok. Kız arkadaşımla tartışıyorduk sadece.

Dedim.

 

- Hanımefendi doğru mu söylüyor bu adam ?

 

Ayşe'min gözlerinin içine ne olur yapma diye yalvarırcasına baktım. Oda biliyordu kesinlikle böyle bir şey yapmayacağımı. Ayşem oflayıp adama döndü ve sesizce

 

-Doğru söylüyor

dedi.

 

-Bacım kafa mı buluyorsun bizle rahatsız ediyor sandık!.

 

- Kes lan sesini düzgün konuş onunla!.

 

Ayşe'm

-Tamam Melik yeter.

Sizde kusura bakmayın.

 

diyip gitmişti.

 

Günümüz...

 

Yolu onu düşünerek bitirdim. Arabamı Ayşe'min çalıştığı şirketin az ilerisine park ettim. Çıkış saatiydi. Uzaktan da olsa görebilmek ve onu korumak için her gün evinden şirkete, şirketten evine kadar takip ediyordum. Biraz bekledikten sonra saate baktım beş dakika gecikmişti. Hemen telefonumu açıp mesaj attım.

 

SİZ

Neredesin niye çıkmadın hâla

 

AYŞE'MM

SANANEE !

 

SİZ

Söylemiyorsan yanına geliyorum.

 

AYŞE 'MM

Off şirkette işim uzadı.

 

SİZ

Ne zaman çıkarsın?

 

AYŞE'MM

On dakkikaya kadar çıkarım.

 

SİZ

Güzel yüzünü görmek için sabırsızlıkla bekliyorum.

 

AYŞE'MM

Git başımdan be adam!

 

SİZ

Bende seni seviyorum.❤️

 

 

Ayşe'den

Geçmiş...

 

( Meliğin anlattığı geçmişin devamı.)

 

Oradan uzaklaşıp evime geldikten sonra bir mesaj almıştım. Mesaj Meliktendi. Açıp bakmamla dayak yemiş kaşı gözü darbe almış bi adam görmemle bir an irkilmiştim. Ben bu adamı daha önce görmüştüm. Bu adam Melik ile karşılaştığımızda benim bağırmamla yanımıza gelenlerden biriydi.

 

Melik iti

 

 

Beğendin mi ?

 

Melik iti

Gerçi biraz az oldu ama idare et işim çıktı birdaha kine daha güzel resim çizerim ;)

 

SİZ

Ne yaptın be adam? Niye yaptın? Yazık adama ya.

 

Melik iti

Ne yazığı be adam dediğin lavuk seninle ne biçim konuştu unuttun heralde?

 

SİZ

Bu tanımadığın birini dövmek için bi sebep mi gerçekten? Sana inanamıyorum.

 

SİZ

Sen delirmişsin.

 

Melik iti

Delirtene bakacaksın önce.

 

SİZ

Ne! Ben mi seni delirtiyorum ?

 

Melik iti

Evet aşkından deliriyorum.😘

 

SİZ

Bende senden nefret ediyorum. 😡

 

Melik iti

Bende seni seviyorum. ❤️

 

Günümüz...

 

Düşüncelere dalmış bi şekilde asansörle aşağı indim.

Asansör durunca hemen kendimi dışarı attım. Biran önce eve gitmek istiyordum. Melik yine peşimde.

Ne yaparsam yapayım kurtulamamıştım.

İlk zamanlar ben onun için bi heves olduğumu düşünmüştüm hatta sonradan gerçekten sevdiğini ama o beni takıntı haline getirmişti. Zamanla bende ona karşı tepkisiz kalamamıştım ama onun mafya yani katil olduğunu öğrenene kadardı. Ondan uzak durmaya çalıştıkça beni bırakmak yerine takıntı yapıp piskopatça takip etmeye başlamıştı. Kaçmıştım. Ev değiştirdim iş değiştirdim ama yine sobelemişti beni. Bende kaçmaktan vazgeçmiştim. Kurtuluşum yoktu. Onun deyimiyle ölene kadar. Benim sakin monotonlaşmış hayatımda böyle şeylere yer yoktu. O ise bunu anlamıyor ısrarla hareketli hayatına benide dahil etmek istiyordu. Düşünmekten kendimi alamıyordum. Neyseki eve yaklaşmıştım. Ben eve girince giderdi nasıl olsa. En azından bana yaklaşmıyor. Buna şükür ediyorum. Eve girer girmez üstümdekileri çıkardım.

Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim. Karnım çok acıkmıştı. Atıştırmalık birşeyler hazırlayayım derken telefonum çalmaya başladı. Numara. Kimdi bu diye düşünürken açtım telefonu.

 

- Alo kimsiniz

 

- Dün mesaj atmıştım kaydetmedin mi beni?

 

( Melik! Ah nasıl anlamadım. )

 

- Ne var Melik ne istiyorsun?

 

- Seni.

 

- Melik git başımdan işim var.

 

- Ne işi ?

 

(Sanane be adam)

 

- Acıktım Melik zıkkımlanacağım izin verirsen.

 

- Beraber zıkkımlanalım.

 

Bıkkınlık la

 

- Off git başımdan.

 

Dedim.

 

- Kapıyı aç

 

Diyince şaşkınlıkla

 

- NE ! gitmedin mi sen?

 

Avuç içimi anlıma yavaşça vurup içimden

(Ah şom ağzım daha az önce bana yaklaşmıyor diye şükür ediyordum. ) dedim.

 

- Gidemedim. Sıkıldım uzaktan izlemekten izin ver yanında durayım biraz.

 

Sinirle

 

- Melik defol burdan!

Belinde silah elinde masumların kanıyla yanıma mı geleceksin?

 

- Sen bana tamam de, gel de ben belimdekini de çıkarırım elimi de temizlerim yeter ki bana gel de ne olur Ayşem.

 

- Sen bıraksan onlar senin peşini bırakmaz Melik.

 

Birkaç saniye sessizlikten sonra konuştu.

 

- Kapıyı açana kadar bekleyeceğim.

 

Diyip telefonu kapattı.

 

(Yaa tabi susarsın işte öyle haklıyım çünkü. )

 

Konuşmamızın üzerinden tam iki saat geçti bende o sırada yemeğimi hazırlamış soframı kurup sandalyeme oturmuş tabağımdaki yemekle bakışıyordum. Düşünmekten de kendimi alamıyordum arada da kapıya gidip kapı deliğinden gidip gitmediğine bakıyordum. Yine dayanamayıp sandalyemi geriye doğru çekip ayağa kalktım. Yavaş ve sessiz adımlarla tekrar kapıya doğru yürüdüm ve önünde durdum. Gözümün birini kapatıp kapı deliğinden baktım.

(hala orada bekliyor off ondan kurtuluşum yok gitmeyecek belli. En iyisi biran önce gelip gitsin.)

Daha fazla düşünmeden

kapı deliğinden geriye doğru uzaklaşıp elimi kapı koluna uzattım ve kapıyı açtım. Kapıyı açmama şaşırsada çabuk toparlandı. Sonrası yüzünde bir sırıtış.

 

- Şaşırtıyorsun beni .

 

Diyip yanağımdan bir makas alıp içeri geçti. Anında kapıyı açtığıma pişman oldum.

(Gıcık herif sanki kendi evi insan bi müsade ister.)

Ben düşünceler aleminde gezerken birden kendimi duvarla onun arasında buldum. Ne kadar daldıysam artık yaklaştığını fark etmemiştim. Şaşkınca yüzüne baktım. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Nefesi nefesime karışırken sessizce konuştu.

 

- Kabul et sende bana alıştın.

 

Anın etkisiyle benimde sesim içine kaçtı. Zar zor ;

 

- Melik uzak dur benden

 

diyebildim. Ellerimi göğsüne koyup yitmeye çalıştım. Tabiki işe yaramadı her zaman olduğu gibi.

 

- Boş çabaların beni sadece güldürüyor .

 

Diyip başını yukarı doğru kaldırıp kıkırdadı.

 

Bir iki saniye adem elmasıyla bakıştım. Bu durum benim yutkunmama neden oldu. Hemen kendimi toparladım ve sert çıkmasına özen gösterdiğim sesimle ;

 

- Sıkıldıysan git başkasına Melik. Senden kurtulmuş olurum.

 

Dememle kafasını tekrar eğip bi gözlerime bi dudaklarıma derince baktı ve etkileyici çıkan erkeksi sesiyle;

 

- Bu imkansız birini geç varlıklar bile dikkatimi çekmiyor sadece sen.

 

Dedi. Bir an öyle bakınca öpecek zannettim ve hemen başımı yana doğru çevirdim. Hıh diye bir mırıltı döküldü dudaklarımdan.

 

- her gün başka kadının koynundan çıkıp yanıma gelen Melik mi söylüyor bunu? Seni bilmesem bu dediklerine inanabilirdim belki.

 

Deyince çenemden tutup yüzümü yüzüne çevirdi dudaklarında hayecanlı bir gülümsemeyle

 

- kıskandın mı beni ?

 

Diye hevesle sordu.

 

Gözlerim gülüşünde takılı kaldı ama hemen kaşlarımı çatıp gözlerimi gözlerine diktim. Sinirle;

 

- insan sevmediği kişiyi kıskanmaz Melik bunu aklına sok senin sevgine inanmıyorum sen sadece takıntılı bi piskopatsın eğer gerçekten sevseydin başkalarıyla gönül eğlendirmezdin.

 

Sanki bu sözleri onu değil de kendimi inandırmak için söylemiş gibiydim.

 

- Kimse bir sen etmez ayrıca başkası falanda yok yıllardır senden başkasını gözüm görmedi. Seviyorum ki senin bana gelmeni ve gitmemeni bekliyorum... Yıllardır.

 

( Bak hala inkar ediyor ya.)

 

- Yok mu yok öyle mi peki ya o sekreter kız ?

 

Melik bıkkınlıkla ;

 

-Ne sekerteri Allah aşkına. Kız yanaştı bana. O an senin görmen bi tesadüftü. Senden sonra kovdum hemen .

 

- Eminim öyledir Melik.

 

- Öyle öyle.

 

Diyip dudaklarıma küçük bir buse kondurup ardından şaşkın bir ben bırakıp mutfağa geçti. Ellerim hemen dudaklarıma gitti. Bu adamın bende bıraktığı etkiden gerçekten korkuyordum. Birkaç dakika sonra seslendi ;

 

- Ee hadi gel de zıkkımlanalım daha ne kadar bekleyeceksin orada ?

 

(Boğazında kalır inşallah Melik)

 

> BÖLÜM SONU <

Loading...
0%