Önceki bölüm çok güzeldi ehehehe. Umarım benle aynı fikirdesinizdir. Skkdlflvlgllh neyse fazla abartmadan yeni bölüme geçellliiimmmmmmm!!! 💅🏻😎🧔🏻♀️🍭🍯🍬🤎
Yatakta ne kadar dönersem döneyim yine de uyku tutmamıştı. Kapım yavaşça açılınca gözlerimi kapattım.
Gelen kişi yatağın ucuna oturdu. Saçlarımı okşuyordu.
Furkan:"Şeker'im ikizim. Bunları yüzüne söylemek isterdim ama cesaret edemedim ikizim.
Her ne kadar sen ilk geldiğinde seni istemesem de istemsiz olarak sana bağlandım. Artık kabul ediyorum. Sen benim tek kız kardeşim, ikizim, benim diğer yarımsın.
Biliyorum ilk geldiğinde bir eşeklik ettim. Senden çok özgür diliyorum kardeşim.
İlk gördüğümde seni dedim ruhumun ikizi. Sandım aynı parmaklarımızın izi seni gördüğümde vurdu bir kalp krizi inan ki. "
Yanağıma hafif bir öpücük kondurdu. Aynı şekilde saçıma da arka arkaya birkaç öpücük kondurdu.
Daha sonra odadan çıktı. Gözümü açtığımda yandaki sehpaya bitter çikolata koyduğunu gördüm ve birde ağrı kesici.
Bir anda sevgi pıtırcığı olduğumu hissettim. Gözlerimi kapattım.
***
Sabah erkenden kalkıp üzerimi giyinmiştim. Bir yandan Furkan'a karşı içimde bir umut oluşmuştu.
Hemen seke seke kahvaltıya inerken ayağım takıldı.
Şeker:"Hassiktir, ananı-"
Yere kapaklanmıştım.
Furkan:"Salak."
Derken kahkaha atarak gitti. Demir abim gelip beni kaldırdı. Dizim kanıyordu. Çorabıma bulaşmıştı. Tekrar odama çıkıp çoraplarımı çıkardım.
Dizime yarabandı yapıştırdım. Başka çorap giymiştim ama biraz önce çıkardıklarıma göre daha kısaydı. Dizlerimin hemen altında bitiyordu.
Aşağıya indim tekrar. Ama bu sefer daha yavaş.
Şeker:"Beklettiğim için özür dilerim."
Furkan ve Alparslan'ın arasına oturmuştum. İnadına ona bakmıyordum.
Furkan kulağıma eğilip;
Furkan:"Küs müyüz?"
Şeker:"Biz senle neyiz ki küseyim?"
Furkan:"Beni dün akşamdan sonra affedersin diye düşünmüştüm."
Şeker:"Pardon?"
Furkan:"Dün akşam yanına geldiğimde uyumadığını biliyordum."
Ona bakmadan kahvaltımı yaptım. Hızlıca kalkıp çantamı aldım. Dışarıya çıkıp evin önündeki arabaya bindim.
Alparslan gelip sürücü koltuğuna oturdu. Furkan ise arkaya yanıma oturdu. Buray'ı da öne yollamıştı.
Kolunun birisini asker arkadaşıymışım gibi omzuma attı. Eline vuruyordum ama çekmiyordu.
Okula geldiğimizde kolu hâlâ omzumdaydı. Aramızda 25cm'den fazla boy farkı vardı.
Ben 1,58 isem o 1,90 vardı.
Kolunu hâlâ atmaya çalışıyordum ama yanında küçücük kaldığım için yapmıyordum.
Şeker:"Furkkaaaaan! Kolunu çekkk. Çekmezsen kırarım kolunu çocuk!"
Furkan:"Bu minnak boyun ile mi kırcan kız?"
Şeker:"Bir bu kadarda yerin altında var."
Beraber sınıfa girdiğimizde Toprağm'a yardım isteyen bakışlar atıyordum. Yoksa bu beni gittiği her yere bu şekil sürükleyecekti.
Şeker:"Senin arkadaşlığını sikeyim ben Toprak. Furkan'cım bırakır mısın artık? Bak dizim de acıyor ya! Sen beni bir saattir sürüklüyorsun."
Sonunda bırakmıştı. Yerime geçmiştim.
Tuğba:"Dizine ne oldu Şekko?"
Şeker:"Sabah merdivenden yuvarlandım."
Tuğçe:" Furkan ile siz ne iş?"
Şeker:"Ayyyy! Akşam bu yanıma geldi özür falan diledi. Sabahta beni bir bırakmadı."
O sırada çatlak platin üçlünün başı Hilal denen götü poklu geldi.
Hilal:"Ağağağğağa Furki'm gelmişşş!!!"
Furkan:"Hilal sana kaç kere dedim sevgilim var benden uzak dur diye."
Hilal:"Hani sevgilini hiç görmedim nerde?"
Furkan:"Bak orda."
Diyerek işaret parmağı ile beni işaret etti. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı.
Hilal:"Göz zevkini hiç sevmedim. Benim gibi güzel bir kız dururken niye böyle çirkin bir kızı seversin ki?"
Kendimi tutamamıştım ve cevap vermiştim. Bir yandan da Furkan'ı istemsiz kıskanıyordum.
Şeker:"En azından çirkin olmak senin gibi sahte olmaktan iyidir."
O an kulağıma Toprağm fısıldadı;
Toprak:"Hava kötü kolla götü Şekko'm. Bu kız seni döver zaten minnak bir şeysin."
Şeker:"Toprağm ben minnaksam seni nasıl dövüyorum?"
Toprak:"Kadına el kaldırmadığımız için bizde de böyle aslanim."
O sırada Hilal dediklerime bozulmuş gibiydi. Saçını savurup trip atarcasına sınıftan çıktı.
Onun çıkması ile Abdullah girdi sınıfa.
Abdullah:"Aboooovvvv! Hilal'i kim sinirlendirdi lan? Yüz ifadesi çok güzeldi."
Koca bir kahkaha atmasıyla bende güldüm.
Şeker:"Abdullah sen de mi bu okuldaydın?"
Abdullah:"Ne oldu kız Şekko beğenemedin mi?"
Şeker:"Yok ondan değil de seni hiç görmedim. Birde bizden büyüksün ya. Ondan şey- şey ettim."
Abdullah:"Ney ettin? Neyse benim sınav senem olduğu için ful dikkat ders çalışıyoruz. Ondan görmemişsindir."
Yanıma gelip beni ayağa kaldırdı.
Abdullah:"Kalk bakim ayağa, boyun uzamış mı?"
Şeker:"Üfffff! Ya! Sizin boyumla alıp veremediği biz ne kardeşim? Daha düne kadar birşey yokt-"
Abdullah:"Dizine ne oldu lan?"
O sırada Furkan'a dönüp 'Sen şindi naneyi yimedin mi?' bakışımı attım. Tam gözlerimi doldurup tekrar Abdullah'a bakacakken yeşiller ile karşılaştım.
Hemen gözlerimi kaçırdım.
Şeker:"Abdullah abişğğğğğğ! Furkan beni dövdüğüğüğü! Sonra merdivenden aşağıya attı beniğiğiğiği!"
Furkan'a dönüp göz kırpıp ardından piç gülüşü attım.
Abdullah:"Tamam abim ben döverim onu. Gel lan Furkican sen niye benim biricik kardeşimi dövüyorsun lan piçevenk!?"
Yanımdan uzaklaşarak Furkan'a doğru gitti. Furkan ondan kaçarken kapıdan çıkar çıkmaz birisi ile çarpıştı.
Kim olduğuna bakmaya gittiğimde Kumsal olduğunu gördüm. Yerden kaldırınca bana tutunarak doğruldu.
Kumsal:"Önüne bak lan göt lalesi. "
Yerden lacivert bir kalemliği alıp uzaklaştı. İnsan bir teşekkür eder ruhsuz gari.
Tam sırama giderken birinin kolumdan tutulması ile tutan kişiye döndüm. Yeşilleri sahibiydi...
Başımı hemen indirip kolumu çektim. Ama bırakmadı.
Karan:"Dizine ne oldu?"
Şeker:"Sabah merdivenden yuvarlandım abi."
Karan:"Sende alışmışsın abi demeye. Ne abisi ben senden gencim bir kere."
Şeker:"Hadi lan ordan it!"
Karan:"İt mi? Bana mı dedin?"
Tam o sırada Toprak koluma dokunarak piç gülüşü atıp gitti. O an bir aydınlanma yaşadım. Lan oğlum bu Toprağm değil ki niye böyle konuşuyorum. Tanımadığın birine de it demezsin be Şeker.
Yerin dibine girmek istiyoruuuuuum!!!
Şeker:" Pardon bir an Toprak sandım."
Suçlu bir çocuk gülümsemesi kondurdum yüzüme.
O ise dudaklarını yalayıp bana güldü ağğsğağğağa.
Dur lan ben niye seviniyorum amk.
Karan:"Önce sağını solunu karıştırıyorsun şimdi de insanları mı?"
Şeker:"Yeter artık ya! Oturup ağlicam. Bırak ta yerime geçeyim."
Karan:"Tutmuyorum ki!"
Koluma baktığımda elini göremedim. Çektiğini hiç fark etmemiştim.
Tekrar yerin dibine girmeyi dileyerek ayaklarımı sürüye sürüye sırama oturdum.
***
Zil çalmıştı dersimiz bedendi. Hemen soyunma odasına girip hızlıca üzerimi değiştirip çıktım. Daha sonra erkekler soyunma odasının önünde Toprak 'ı beklemeye başladım. Herkes çıkmıştı bir o kalmıştı.
İçeride olup olmadığını kontrol etmek için içeriye girdiğimde direkt bir el ağzımı kapayıp beni tek kolu ile kaldırıp götürmeye başladı.
Çırpınıyordum ama salmamıştı. Ağzımdaki elini ısırdığımda yine bırakmamıştı. Bende son kozum eline türkürdüm.
Hızlıca beni yere fırlattı.
Karan:"Iyyyyyy! İğrenç."
Sesle beni tutan kişiye baktım.
Şeker:"Ya korktum insan hiç kaçırır gibi götürülür mü?"
Karan:"Ne yapsaydım? Ayaklı gazete Selim'e dedikodumuzu mu çıkartsaydım?"
Şeker:"Ben onu görmedim."
Karan:"Peki sana bir soru ne arıyorsun burda?"
Şeker:"Toprak'a bakmaya geldim."
O sırada gözüm üzerine kaydı fark etmemiştim ama daha üzerini giyinmemişti. Tekrar yere bakmaya başladım.
Şeker:"Neyse ben Selim gittiğine göre Toprak'a bakayım."
Hızlıca yanından ayrılıp dışarıya çıktım.
Toprak kapının önündeydi.
Şeker:"Bööööoooohhhh!"
Toprak:"Ananın amına konanın oknim!"
Şeker:"Oğlum korktun mu büyü mü yaptın anlamadım amına koyim."
Toprak:"Korkudan küfürü unuttum oğlum neyse yürü spor salonuna."
Salona geldiğimizde Hoca kızları bir sıra, erkekleri bir sıra olacak şekilde sıraladı.
Hoca:"Gençler şimdi reflekseliriniz ölçmek için yakartop oynayacaksınız. Kazanan takımın sözlüleri yüz olacak. Kızlar bir erkekler bir."
Furkan:"Hocam, canım hocam, bal hocam. Ben ikizimle aynı takımda olabilri miyiyiiyiyişyiyim?"
Hoca:"Senin ikizin kim oğlum?"
Furkan:"Şeker benim ikizim hocam. Onla aynı takımda olmak istiyorum. Lütfen takımları ona göre kurar mısınız?"
Hoca:"Tamam o zaman iki tane kaptan seçiyorum. Sırayla takım arkadaşlarını seçsinler. Karan ve Toprak gelin."
Karan:"Şeker'i seçiyorum.
Toprak:"Tuğba."
Karan:"Furkan."
Toprak:"Tuğçe."
Karan:" Selim."
Toprak:"Gel lan buraya Yusufi."
Toprak ve Karan bütün kişileri seçtikten sonra yerlerimizi aldık.
Toprak:"Kahrolsun hain arkadaşlar. Pühhhhhh!"
Şeker:"Oğlum ben ne yapayım? Ben mi dedim bu altılı masada yer alacağım diye?"
Toprak:"Altılı masa derken?"
Şeker:"Boş ver siktir et."
Hocanın düdüğü ile Toprak topu bana attı. Çok hızlı geldiği için tutmak yerine kaçmayı seçtim.
Kalede Yusuf vardı. Topu atınca Açelya vurulmuştu.
Toprak:"Helal lan sana helal lan Yusufi."
Şeker:"Sırf bu cümleyi kurabilmek için aldın dimi lan Yusuf'u?!"
Toprak:"Tabi oğlum ne sandın?"
Tuğba topu yavaş attınca Furkan tuttu. Direk topu fırlattı. Tuğba'nın daha kaçmaya vakti olmadan vurulmuştu.
Furkan:"Bebeleri pistten alalım Tuğçe'cim."
Tuğba:"Tuğçe değil Tuğba adım Tuğğpğbaaaaa!"
Furkan:"Ha Tuğba ha Tuğçe ne fark eder?"
Toprak inadına bana oynuyordu.
Attığı toptan tam kaçamayacakken Karan topu tuttu.
Karan:"Al bismillah!"
Karan topu hızlıca atıp Eren'i vurdu.
Maç böyle devam ederken top onlara geçti. Toprak yine bana atınca Karan topu tutmaya çalışırken kıçıyla bana çarptı ve ikimizde yeri boyladık.
Şeker:"Üfff! Ben kaçardım o toptan senin koca kıçın yüzünden ikimizde yere düştük."
Karan:"Teessüf ederim hanımefendi. Hadi kalk oyun devam ediyor vurulmayalım."
Elimden tutup beni kaldırdı.
Çoğu kişi vurulmuştu sona ben, Karan, Toprak, Furkan,Tuğçe ve Selim kalmıştık.
Tuğçe'nin topu atması ile hemen kapıp tekrar attım. Tuğçe kafasından vurulmuştu.
Tuğçe:"Ahh! Kafam. Şu kıza top attırmayın ya! Eli çok ağır."
Şeker:"İşte bu yüzden benim atmam lazım gülllüm."
Toprak beni vuracakken hemen kendimi geri çektim. Bu sefer topu Furkan tutmuştu. Hızlıca topu Toprak'a attı.
Furkan:"Benim ikizimi vuracak adam anasının karnından doğmadı."
Toprak vurulmuştu. Ona kimseye çaktırmadan kapak çektim.
O ise sadece dil çıkarmıştı. Tekrar önüme döndüğümde top Selim'deydi. Selim topu bana atarken Furkan mal gibi siper olmuştu.
O vurulunca topu ben aldım. O ise kaleye geçti.
Topu hızlıca atmaya çalıştım ama ne yaparsam yapayım yine de Furkan gibi hızlı atamıyordum.
Furkan ile Selim'i vurmaya çalışıyorduk.
Furkan:"Selim sek sek sekerek Selimmmmm!"
Tam o sırada elimdeki topu Karan'a verdim.
Şeker:"Ben hızlı atamıyorum sen at."
Tek atışta Selim'i vurdu.
Biz kazanmıştık.
Şeker:"Aferin lan koca götlü iyi işti."
Elimi uzatınca elime bakıp güldü. Benden uzaklaşınca herkes oraya toplanmaya başladı.
Takım kucaklaşması yapıyorlardı ve benide zorla soktular. Kısa boylu olunca arada kaldım. Omzumda iki tane kol vardı. Birisi Furkan'a diğeri Karan'a aitti.
Kucaklaşma bitince hepimiz soyunma odasına girip üzerimizi değiştirdik. Ders zaten bitmişti.
Soyunma odasına girip tekrar üzerimi değiştirdim. Çok terlediğim için duş almıştım. Bu yüzden kimse yoktu. Hızlıca üzerimi giyip tam çıkacakken. Platin Filiz Üçlüsü geldi. İkisi yine kollarımdan tutmuştu.
Hilal:"Vay vay vay bakın kimler burdaymış? Furkan'ın sevgilisi. "
Şeker:"Ne sevgilisi ya ben kimsenin sevgilisi değilim salın beni."
Hilal:"Furkan'dan çabuk ayrılacaksın. Yoksa sonuçlarına katlanırsın."
Şeker:"İstesem de ayrılamam bu bir ikincisi-"
Yanağımdaki sızı ile sözüm kesildi.
Hilal:"Ne demek ayrılamam. Ayrılacaksın dediysem ayrılacaksın kızım."
Tam o sırada bağıran Furkan ve Karan'ın sesini duydum.
Furkan:"Ne yapıyorsunuz siz kardeşime? Salın çabuk ikizimi."
Karan da gelince beni salmışlardı.
Furkan:"Belanızı sikerim bir daha ikizimle bulaşırsanız!"
Kızlar hızlıca kaçmıştı o sırada içeriye Kumsal girdi.
Kumsal:"Sen anca belalarını miyavlatırsın."
Furkan:"Ya sende bir git zaten sinirliyim birinize patlamayayım şimdi."
Benim gözlerim doluydu. Bir yandan tokat yemem bir yandan reglin verdiği duygu çorbası ve bağırışmalar. Hepsi önceki ailemi hatırlatıyordu.
İstemsizce sağ gözümden bir yaş düştü.
Furkan gelip kollarını bana sıkıca doladı.
Bende hemen kollarımı sımsıkı ona doladım. Hiç bırakmak istemiyordum.
Furkan bir eliyle saçlarımı okşuyor diğer eliyle de bana sarılıyordu.
Furkan:"İyi misin? Sana bir şey yaptılar mı?"
Şeker:"İyiyim. Teşekkür ederim."
Furkan:"Hadi gidelim artık. Bu gün bizi Karan bırakıcak. Evde ben, sen ,Buray ve Ertuğrul abim var. Birşeyler yapalım demiştik. "
Şeker:"Tamam."
Furkan kolunun birini omzuma atıp beni kendisine yalayarak yürümeye başladı.
Okulun önüne geldiğimizde siyah bir Mercedes vardı. Karan sürücü koltuğuna, Furkan ön koltuğa, arka koltuğa ise ben ve Kumsal oturduk.
Yeşil gözleri arada üzerimde hissediyordum. İçimde ki hisse yenik düşerek ondan tarafa baktım. Dikiz aynasından bana bakıyordu.
Hemen önüme dönmem ile Furkan telefonunu arabaya bağladı.
Furkan:"Şeker bana bir şarkı ismi söyle."
Şeker:"Hacerül Esvede."
Furkan:"Niye o lan?"
Şeker:"Bilmem bir an o geldi aklıma." ( Bu ara -Hemen hemen üç gündür.- aklımdan çıkmıyor.)
Arabanın içinde son ses Hacerül Esvede çalıyordu. Yolu bu şekilde bitirmiştik. Jxkckkvlv
Eve gelince başımı bile kaldırmadan teşekkür ederek eve girdim.
Önce çantamı odama daha sonra direkt kendimi yatağa attım. Tam gözümü kapatmıştım ki kapım çok yavaş bir şekilde aşıldı.
Gelen kişi de diğer boş tarafıma yatıp kolunu bana sardı. Saçlarımı okşuyordu. Ben gittikçe mayışırken o saçlarımın arasına öpücük konduruyordu.
***
Gözlerimi açtığımda beni izleyen Furkan ile göz göze geldim. İlk başta rüya olduğunu düşündüm.
Gözlerimi bir kaç kez kıtpıştırıp tekrar baktım. Eve t oydu ve bana sarılıyordu.
Furkan:"Hadi kalk uykucu. Yemek yiyelim. Ben kurt gibi acıktım."
Yanımdan kalkıp odadan çıktı.
Onun çıkması ile işlerimi hallettim. Eğer uyumasaydım beraber birşeyler yapardık ama ben uyuduğum için herkes gelmişti.
Yemek masasına geçip oturdum. Yemeğe başladığımızda babam konuşmaya başladı;
Ulaş:"Ara tatil ne zaman?"
Buray:"Bir hafta var baba."
Ulaş:"Öyleyse bir hafta sonra Mardin'e gidiyoruz yoksa onlar buraya gelecek. Sana da uygun mu Şeke'im"
Şeker:"Bana fark etmez. Ana tarafı gibi olmasın da."
Furkan:"Yok yok ana tarafı gibi olsalar ben tövbe gitmem. Baba tarafımız iyi çok severim. Bir kişi dışında."
Şeker:"Kim?"
Furkan:"Büyük babannem."
Şeker:"Sen sevmiyorsan ben kesin çok severim."
Bu dediğim ile herkes gülmüştü.
KUMSAL BARKIN'DAN DEVAM;
Yine her zaman ki gibi Tarık ile motora binmiş şehri turluyorduk.
Kumsal:"Tarık biraz yavaşla sana trafik yoğunlaştı."
Tarık:"Tamam. - Bir dakika fren tutmuyor. Tamam tamam panik yapmayalım."
Kumsal:"Sakın panik yapma Tarık yavaş yavaş yavaşlamaya çalı-"
Sözüm önümüze çıkan küçük kız çocuğu ile bölünmüştü. Tarık kıza çarpmamak için gidonu biraz hızlı kırmıştı.
Biz duvara toslamıştık. Tarık bana siper olmaya çalışmıştı.
Bilincim hâlâ açıktı canım yanıyordu ama elimden geldiğince Tarık'a doğru süründüm. Bileğini tutunca hafif hafif atan nabzını hissedebiliyordum. En son hatırladığım şey hissedemediğim kadar az atan Tarık'ın nabzı ve ambulansın gelip bizi almasıydı...
İvit bir bölümün daha sonuna geldik. Öhöm! Öhöm! Umarım bölüm geç geldiği için kızmamışsınızdır. Neyse bir daha ki bölümde görüşmek üzere bai bai.
Sizce Tarık kim? (Hiç beklenmedik birisi.😎👍🏻)
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
17.24k Okunma |
1.53k Oy |
0 Takip |
22 Bölümlü Kitap |