@toz_seker
|
Yemeğimizi yedikten sonra salonda otururken aniden Demir abimin telefonu çaldı. Demir:"Efendim Kevser hanım." Demir:"Tamam ben hemen geliyorum." Gökhan:"Ne oldu abi nereye?" Demir:"İki genç motor kazası geçirmiş şu an acile almışlar diğer doktorların da hastaları varmış. Beni çağırdılar." Abim hızlıca kalkıp ceketini giydikten sonra çıktı. DEMİR ÇELİKOĞLU'NDAN DEVAM; Hemen evden çıkıp motorumla hastanenin yolunu tuttum. İçerisi kaos alanıydı. Kevser'e gelen gençlerin yerini sordum. Demir:"Gençlerin kimliğini alabilir miyim?" Kumsal Barkın Tarık Deniz Demir:"Ailelerine haber verin." Ahh! Kumsal ne yaptınız? Hızlıca üzerimi değişip Tarık'ın ameliyatına girecektim ki atmayan nabzını fark ettim. Demir:"Hiç mi nabızlarını kontrol etmediniz? Çabuk şok cihazını ayarlayın!!!" Bir yandan kalp masajı yapıyordum bir yandan hemşirelerin şok cihazını getirmelerini bekliyordum. Hemşire:"150'ye ayarladım hocam." Demir:"Açılın şok veriyorum." Şok veriyorduk ama tepki yoktu. Demir:"200'e ayarlayın." Demir:"1,..2,..3" Hâlâ kalbi atmıyordu... Hadi Kumsal için yaşa... Demir:"Tekrar 200 ayarlayın." Demir:"1,..2,..3" Demir:"Evvvveertttt!" Hemşire:"Tebrikler kocam hadi başlayalım ameliyata." Ayfer ile ameliyata girdik. Tarık'ın üzerinde ki batık taş,cam, vs çıkarırken bir kaç kere kalbi durur gibi oldu. Demir:"Eylül (Hemşire) acil 0-RH kan bulun iki ünite. " Eylül:"Tamam hocam ama bulamayabiliriz. " Tam bu konuşma geçerken tekrar Tarık'ın kalbi durdu. Yaklaşık bir onbeş dakika hayatta tutmaya çalıştık. Kanda gelince işlem tamamlandı. Tarık'ı ameliyathaneden alıp yoğun bakıma koymuştuk. Kumsal'a bakmak için odasının önüne geldim. İçeriye girdiğimde yeni uyanan Kumsal ile göz göze geldim. Kumsal:"Demir abi T-tarık y-yaşıyor mu?" Demir:"Şu an yoğun bakımda ama hayati tehlikesi devam ediyor. Sen de dinlen bu süre zarfında. Odadan çıkıp Tarık'ın ailesinin yanına gittim. Feyza:"Oğlumuzun durumu ne doktor?" Demir:"Şu an hâlâ hayati tehlikesi devam ediyor. Bir süre yoğun bakımda durması gerekiyor. Hayati tehlikeyi atlatınca normal odaya alacağız. İyi günler Allah şifa versin." Bu günlük görevim bittiği için eve döndüm. Saat gece üç civarıydı. Eve girince ışıklar kapalıydı. Önce mutfağa su içmeye girdiğimde karanlıkta yerde oturan ve birşeyler yiyen biriyle karşılaştım. Hemen ayağa kalkınca korku ile tokadı yapıştırdım. Yere düşünce hemen ışığı açtım. Yerde uzanan ve bana kötü kötü dolu gözlerle bakan Şeker ile karşılaştım. Bir eli ile yanağını tutuyordu. ŞEKER ÇELİKOĞLU'NDAN DEVAM; Demir abim gittiğinden beridir uyuyamamıştım. Önce tuvalete sonra mutfağa su içmeye kalktım. Canım tatlı çektiği için az şekerli bir bitter çikolata aldım. Yerde otururken sanki bir gölge hisseder gibi olduğum için hızlıca ayağa kalkıp tam ışığı açacakken şak! Diye inen tokat ile yere afedersiniz ama amele sümüğü gibi yapıştım. Yanağım yanıyordu. İstemsiz sağ gözümden bir yaş düştü. Yanan yere elimi koyunca ışık açıldı. Amına kodumin Hurdacı'sı elini sikim çok ağır. Sanırım bu özelliğim ona çekmiş. Hemen yere eğilip bana yaklaşınca kendimi geriye attım. Bana yaklaştıkça aklıma üvey babam geliyordu. Şeker:"Dur! Yaklaşma" Elimle onu durdurdum. Demir:"Tamam sakin. Özür dilerim, aniden ayağa kalkınca korktum. İstemsiz oldu. Elini çekte vırduğum yere bakayım çok kızardı mı?" Sessizce söyleniyordum. Şeker:"Ben efeyi bu saate kadar bekleyeyim sen ne yap gel bana tokat at." Demir:"Ne! Sen beni bu vakite kadar bekledin mi?" Şeker:"Hayır. Nerden çıkardın?" Demir:"Öyle duydum da ondan dedim." Şeker:"Yo! Öyle demedim. Zaten kardeş olarak görmüyosun. Birde döv istetsen dedim." Demir:"Vurduğum için özür dilerim. O gün için de çok özür dilerim. Ben o gün başkası sandım seni. Yeni ameliyattan çıkmıştım ve midem çok bulanıyordu. Beni affet diyemem ama lütfen bir kere sarılayım olur mu?" Hızlıca ben daha ne olduğunu anlamadan kollarını bana doladı. Bende istemsizce ona dolamıştım. Şu anda kendimi güvende hissediyordum. Gözlerimi kapattım. En son hatırladığım şey yüzümde ki tokat izine narince dokunan parmaklardı... KUMSAL BARKIN'DAN DEVAM; Uyandığımda karşımda Demir abiyi gördüm direkt Tarık'ı sordum. Yaşıyormuş o an dünyalar benim olmuştu ... Kendimi yatağa attım yatağa atlayınca sırtımdaki morluklar acımıştı etrafa baktığımda ailemi göremedim. Sessiz sessiz ağlamıştım. Uyuya kalmışım... Ne kadar uyuduğumu hatırlamıyorum uyandığımda abim ve annem saçımı okşuyordu. Kumsal:"Anne." Tomris:"Kuzum annem uyandın mı? Seni çok merak ettik" Annem saçlarımı öpüyordu Karan:"Şeker'im nasılsın?" Elleriyle yüzümdeki saçları çekti Kumsal:"Babam yok mu?" Tomris:"Baban beş dakika önce çıktı, işe gitti. " Hiç halim yoktu doktor odaya girip çıkıyordu beni muayene ediyordu başımı çevirdiğimde kolumda yanlış saymadıysam 9 dikiş vardı Doktorun verdiği ilaçların etkisiyle tekrar kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım ama üşüyordum ve aklım hâlâ Tarık'taydı... FURKAN ÇELİKOĞLU'NDAN DEVAM; Sabah hemen uyanıp ikizimin odasına girdim. Elimde bir bardak su vardı ama Şeker odada yoktu. Diğer abilerim odasına girip baktığımda onların yanında da değildi. Demir abimde yoktu. Büyük ihtimalle hastaneden daha gelmemişti. Aşağıya salona inerken Ertuğrul abimin sesini duydum. Ertuğrul:"Nayırrr! Olamazzz! Aldatılıyorum a dostlar! Yetişin komşular." Hızlıca mutfağa girdiğimde Demir abim ve ikizim sarılarak uyuyordu. Furkan:"Ben daha uyuyamadım ikizimle." Elimde ki suyu ikisinin üzerine döktüm. İkiside aniden gözlerini açtılar. Ertuğrul:"Ölüyorum anla sana. Gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar üğüühüğühpğ." Ertuğrul abim Emre abimin ayaklarına bir Behlül edasıyla kapandı. Emre abim ise elini silah şekline getirip Ertuğrul abime doğrulttu. Emre:"Geber! NİHAHAHAHHAHAHAHA! DIKŞINNNNNN! PİUVVVV!" Ertuğrul abim kendini yere atıp ölü numarası yapıyordu ama Şeker ve Demir abim ise olayları anlamaya çalışıyordu. Demir:"Amına koyim. İki dakika uyuyalım dedik uyıtmadınız bir." Şeker ise uykulu bir sesle hepimizin güleceği şekilde konuşmaya başladı. Şeker:"Abi o dakika değil deeeekeee!" Demir abimin gözleri aniden birşey fark etmiş gibi açıldı. Hızlıca Şeker'e döndü. Demir:"Kız sen az önce bana abi mi dedin?" Şeker:"Ne abi mi? Yo demedim amına koyim." Demir:"Dedin dedin. Sen daha ayılamadın herhalde. Furkan, Şeker'in üzerine bir daha su dök sana ayılsın." Hızlıca elimde ki bardağa su doldurup gördüğüm bir videoda ki gibi bismillah diyerek elimle su atmaya başladım. Abilerim gülerken Şeker kaşlarını çatıp hızla ayağa kalktı ve beni kovalamaya başladı. ŞEKER ÇELİKOĞLU'NDAN DEVAM; Furkan üzerime sanki Şeytan kovar gibi su fırlatıyordu. Hızlıca kalkıp onu kovalamaya başladım. O kaçıyor ben kovalıyordum. Evdeki herkes sesimize kalkmıştı. O bahçeye çıkmıştı ben ise hâlâ onu kovalıyordum. Arka bahçeye geldiğimizde iki tane alman kurdu vardı. Beni yabancı bulmuş olacaklar ki kovalamaya başladılar. Ayaklarımı kıçıma vura vura kaçıyordum. Furkan ise eşekler gibi anırıyordu. Şeker:"Allah'ını seven bir müslüman beni kurtarsın arkama veriyor bunlaaaa- ananı.!" Az daha kasanın sol tarafını kaptırıyordum. Kasa sağlam ne yapalım korunması lazım. (Ayaklarını vura vura çok korusun sanki mk salağı skdkkcg.) Buray:"Ooo! Ablaaa! Brandon ve Stella ile tanışmışsın bakıyorumda." Şeker:"'Brondon ve Stollo olo tonoşmoşson.' Lan mal Buray gel beni kurtar velet. Yoksa kasa elden gidecek." Buray:" Brandon ve Stella bırakın kızı. Gelin mama vereyim size." Şeker:"Ne!!! Aç mı bunlar birde. Allah'ım sana bir kere daha teşekkür ederim. Bunlardan kaçamasaydım beni yerlerdi." *** Kahvaltıya oturduğumuz da annem sordu; Duygu:"Kızım yüzüne ne oldu? " Şeker:"Sert kayaya çarptım demek isterdim ama sert demir bana çarptı." Demem ile Demir abim piç gülüşü attı. Ulaş:"Demir sana vurdu mu?" Demir:"Vallaha yanlışlıkla oldu. Açıklayabilirim. " O sırada yanımda oturan abim o mistik repliği fısıldadı. Ertuğrul:"Neyi açıklayacaksın amına koyim?" Ulaş:"Sana ceza; Mardin'e gittiğimizde Şeker'e korumalık yapacaksın." Buray:"Gözlük ve takım elbisede giyecek mi?" Ulaş:"Giysin giysin. Sıcakta yakar adamı." Ertuğrul abimin yanında oturan Emre abimin fısıltısını duydum. Emre:" Demir adam mı be!?" İkisi gülüşüyordu. Ben ise halimden memnun değildim. Ne güzel Toprağm ile Mardin'de gezip, rahat rahat konuşacakken başıma bir bebek bakıcısı koymuşlardı. Ulaş:"Dün hastanedeki gençler iyi mi? Acil çıkmıştın ya?" Demir:"Kızın durumu iyi sadece birkaç dikiş ile kurtulmuş ama erkeğin durumu baya ciddi." *** Kahvaltımızı yaptıktan sonra okula gelmiştik. Hızlıca Toprağm'ın üzerine atlayıp boğarcasına sarıldım. Sınıfa geçtiğimizde yeşil gözlerin sahibini görememiştim. Birinci ders geçti ama daha gelmemişti. Ve bu gün müdür yoktu. Sadece midir yardımcıları vardı. Şeker:"Bu gün Karan ve Müdürü göremedim. Kumsal ve Koray'da ortalıklarda yoktu. Sizce ne olmuş olabilir?" Tuğba:"Bende yeni fark ettim sen deyince." Furkan:"Kumsal dün kaza geçirmiş onun yanındalar. Sabah Karan ile konuşurken anlattı." Toprak:"Bu arada kanka sen ünlü olmuşsun haberin var mı?" Tuğçe:"Evet böyle ünlü bir arkadaşım olduğu için çıko şanslıyıııım!" Şeker:"Ne saçmalıyonuz oğlum?" Furkan:"Oğlum konu ne ara Kumsal'dan Şeker'e geçti amına koyim?" Şeker:"Bende anlamadım hem nasıl ünlü olmuşum oğlum?" Toprak:"Cidden görmedin mi videoyu kanka?" Sıranın altından telefonunu çıkarıp bir video açtı instagramdan. Tuğba:"Vay piçevenk. Telefonunu koymadın mı?" Videoda benim üzerimde Spider-man'lı pijamalarım vardı ve arkamdan Brandon ve Stella kovalıyordu. Şeker:" Kim paylaşmış lan bunu?" Furkan:"Şeker valla ben değilim ikizim bak videoda da gözüküyor. Ve video bahçe dışından çekilmiş. Kesin başka birisi çekip paylaştı." Şeker:"Kullanıcı adına bakabilir miyim?" Yeşil_Gari Furkan:"Buse'nin yapma ihtimali kaç? Onun saçlarının arasında da yeşil boya vardı." Tuğba:"Beklenir o kızdan. " Şeker:"Cidden o ise elimden kurtulamayacak. " Tuğçe:"Şaka Maka da oğlum sen ciddi ciddi ünlü olmuşsun amına koyim. Paylaşılalı üç saat olmuş beş buçuk milyon beğenisi var." Toprak:"Kanka lütfen artık şu inadını kır da Instagram hesabı aç artık." Şeker:"Yeter Toprağm yeter! Tamam açıcam şu okul bitsin eve gitmek istiyorum." *** Okuldan eve geldiğimizde Toprak hemen telefonumu alıp Instagram hesabı açmıştı. İlk takipçilerim tabiki Toprak ve Furkan olmuştu. Hesabım gizliydi ve kabul etmediğim kimse takip edemiyordu. Furkan hemen elimden telefonumu alıp biyografiye kendini etiketlemişti. @Furkican İkizim, gülllümmm, balllııııım,diğer yarımmmm! 🍬💅🏻🤎 Yazıyordu. Bunu görmem ike kahkahayı bastım. Toprağm elimden telefonumu alıp güldüğüm şeye baktı. O da birşeyler yazdıktan sonra verdi. @Furkican Üvey İkizim. 🧔🏻♀️ @Toprağa_Kakala En sevdiğim ikizim, Ciğerimin Sol Köşesi 🤎💅🏻🍬🍭 Toprağm'ın yazdıkları ile sırıtırken üstten bildirimler geldi. @Toz_Seker adlı kullanıcı @Ertuğrul_Bey, @Tugcenizzz ve daha 2 kişi sizi takip etmek istiyor. Baktığımda diğer kişilerden birisi Tuğba diğeri ise sabah videomu paylaşan hesaptı. Kimseye söylemeden sadece istekleri kabul ettim. Merdivenlerden koşarak inen Ertuğrul abim ile çarpıştım. Ben götümün üzeri düşerken o dim dik ayaktaydı. Şeker:"Abi yavaş ya! Ayı mısın?" Ertuğrul:"Şişşşşt! Abiye ayı denir mi? Hem senin Instagram hesabını niye en son ben öğreniyorum he!!" Şeker:"Abi daha şimdi açtım." Ertuğrul:"Tamam bir dakika." Şeker:"Ne-?" Ertuğrul abim kendi telefonundan birkaç tuşa bastıktan sonra bildirim geldi. @Demir_Çelik, @Alparslan_Çlk, @Emre_Çelikoğlu, @Gökhan_Çlk sizi takip etmek istiyor. Şeker:"Abi bunu sen mi yaptın?" Telefonumu ona doğrultup sorduğumda başını salladı. Ertuğrul:"Şşşt! Sakın abilerime söyleme. Sırf mesajlarını okumak için hesaplarını çaldım." Bu dediği ile Furkan'ın gözleri fal taşı gibi açıldı. Furkan:"Abi ne olursun benimkine de girebildiğini söyleme." Ertuğrul:"Niye seninkine gireyim gereksiz velet?" Furkan rahatlıkla nefesini verince kendimi tutamayıp gülmüştüm. Birkaç dakika sonra tekrar bildirim gelmişti... @Eti_Karan... Yeşilli oğlanım istek atmış bağa. Bir deke lan! Ben niye sahiplenme eki kullanıyorum mal mıyım mk? Hemen isteği kabul edip telefonu kapattım. *** DEMİR ÇELİKOĞLU'NDAN DEVAM; Kumsal'a kontrol amaçlı odasına girdim. Karan, Tomris teyze,Ateş amca ve Koray odada oturuyordu. Benim gelmem ile Kumsal hızlıca yataktan kalkıp yanıma geldi. Kumsal:"T-Tarık nasıl? Onu görebilir miyim?" Demir:"Malesef göremezsin Kumsal." Kumsal:"N-neden?" Demir:"Üzgünüm ama Tarık'ı kaybettik.!!!" KUMSAL BARKIN'DAN DEVAM; Tarık... Ölmüştü. Beni bırakıp gitmişti. Aklımda Demir abimin dedikleri yankılanıyordu. Bu cümle her yankılandığında yüreğimden bir parça eksiliyordu. 'Üzgünüm Tarık'ı kaybettik.' Gözlerimden deli gibi yaş akıyordu. Kendimi tutamıyordum. Abim kollarını bana sıkı sıkı dolarken odanın kapısı aniden açılıp hemşire üzerime atladı. Ben daha ne olduğunu anlamadan abimin kolları arasında mayışmıştım. En son hatırladığım abimin alnımdan öpüp; Karan:"Korkma şekerim. Herşey geçecek." Deyişiydi... DEMİR ÇELİKOĞLU'NDAN DEVAM; Kumsal'ın yanından çıkınca Eylül hemen yanıma gelmişti. Yüzü endişeliydi. Eylül:"Tarık'ı kaybettik hocam." Demir:"Ne! Hay şom ağzıma sıçim." Eylül:"Hayır hocam öyle değil. Hangi odada olduğunu bulamıyoruz. Diğer hemşirelerden birisi odasını değiştirmiş ama sisteme girilmemiş." Demir:"Tamam Eyvallah bacim ben bulurum onu." Eylül'ün bana yürüdüğünü, benden hoşlandığını biliyordum ama en olmadık anlarda yanıma geliyordu. Yüz verip daha sonra kalbini de kırmak istemiyordum. O yüzden elimden geldiğince uzak davranmak en iyisiydi. Tam merdvenlere giderken cebimdeki telefonum çaldı. Furkan:"Alo!" Demir:"Alo!" Furkan:"Götün kaç kilo?" Demir:"Furkan gelirsem döverim. Ne diyeceksin çabuk söyle işim var benim." Furkan:"Şey abi- şey." Demir:"Ney oğlum adam akıllı anlat." Furkan:"Offf! Tamam Kumsal nasıl onu soracaktım." Demir:"İyi birşeyi yok. Sadece omzunda biraz ezik ve kolunda dikiş var. Normal odada. Sakinleştirici verdik uyuyor şu anda. K- Bir dakika. Sen niye Kumsal'ı soruyom bakim?" Furkan:"Sağol abim." Demir:"Furka-" Telefonu yüzüme kapatmıştı velet. *** 3GÜN SONRA... ŞEKER ÇELİKOĞLUN'DAN DEVAM; Yarın Mardin'e gidiyorduk ve ben aşırı heyecanlıydım. Ertuğrul abim evde bize kök söktürüyordu ama heyecanımıza değerdi. İlk defa şehir dışına çıkmakta ayrı bir havaydı. Açıkçası ömrümde ilk defa bu kadar heyecanlıydım. Hızlıca evden çıkıp okula geldiğimizde Toprağm yine Tuğba ile uğraşıyordu. Furkan ise Karan ile konuşuyordu. Tuğçe ve ben ise sınıfta oturuyorduk. Biz sohbet ederken hocanın sınıfa girdiğini fark etmediğimiz için hoca bize seslendi. Rüzgar:"Şeker ve Tuğçe ayağa kalkmak için davetiye mi bekliyorsunuz?" Şeker:"Kusura bakmayın hocam fark edememişiz." Rüzgar:"Siz bu ara çok konuşuyorsunuz. Sizi ayırmak lazım. Şeker çabuk öne Mustafa'nın yanına geç. Selim sen de Tuğçe'nin yanına geç." Tuğçe:"Hocam ben bu ayaklı gazetenin yanında oturmam ya!" Rüzgar:"Tuğçe'cim onu konuşmadan önce düşünecektin. Hem arkadaşına öyle seslenmen çok ayıp." Tuğçe'nin yanından kalkarken duyduğum son şey; Tuğçe:"Ayıbın yolları kayıp hocam." Bunu tabiki fısıldayarak söylemişti. Ben Mustafa'nın yanına Karan'ın önüne gelecek şekilde oturmuştum. Yanımda Mustafa hemen arkamda Karan vardı. Uslu uslu dersi dinlerken Mustafa bir anda sıranın üzerinde duran sol elimi tuttu. Elimi çekmeye çalıştığı da bırakmadı. Mustafa:"Şeker ben senden hoşlanıyo-" Diğer serbest olan sağ elimi yumruk yapıp yüzüne geçirmem ile sözü kesildi. (Gerçek bir hayat hikayesinden alınmıştır kskdkclvlov. Unutmadım seni Mıstık. Seni gördüğüm anda götü kolla.) O sırada hocaya 'Sıçtım' bakışı atmayı da umutmamıştım. Rüzgar:"Şeker ve Mustafa çabuk müdürün odasına!" Biz yan yana giderken ben bir anda hızlanıp öne geçtim. O da bana yetişip kolumdan tutup beni duvara yapıştırdı. Kolumu çektiğimde çıkmama izin vermedi. Hızlıca bacak arasına tekme atmaya çalıştığımda iki bacağı ile bacağımı tuttu. Ben kolum ve bacağımı asılmaya çalışırken o ise yüzünü bana yaklaştırmaya çalışıyordu. Aklıma gelen ani hareketle yüzüne kafalık geçirdim. Burnunu elleri ile tutunca kurtulmuştum. Hızlıca müdürün odasının kapısını çalıp girdim. O da burnunu tutarak geldi. Ateş:"Evet çocuklar sorun nedir?" Mustafa:"Hocam Şeker beni derste dövünce hoca yolladı." Ateş:"Oğlum 1,55 kızdan dayak yiyorsan bu benim sorunum değil." Ateş hoca gülmemek için kendimi tutarken kızarmıştı. Ateş:"Neyse oğlum sen hadi sınıfına gir. Ben ikinize de tutanak tutuyorum." Mustafa:"Hocam Şeker?" Şeker:"Sanane lan benden lolipop." Tabiki fısıldayarak dedim oğlum. Kos koca müdürün yanında söylemeye götüm yemez. Ateş:"Şeker'in babası aramıştı oğlum. Onu zaten yanıma çağıracaktım. Şimdi sen sınıfına git, ben de Şeker 'i birazdan yollarım." Mustafa odadan çıkınca müdür bana döndü; Ateş:"Şimdi anlat bakalım Şeker. Ne oldu?" Şeker:"Şimdi biz Tuğçe ile konuşurken lafa çok dalmışız. Hocanın geldiğini fark etmeyince hoca bize kızıp yerlerimizi değiştiridi. Beni Mustafa'nın yanına oturttu. Dersin ortasında elimi tutup bana ilanı aşk yaptı. Bende aniden olunca yumruğu geçirdim. Hoca da bizi buraya yolladı." Ateş:"Yumruk izini gördüm de burnuna ne oldu onun?" Şeker:"Hoca bizi beraber yollayınca yolda bana yanaşmaya çalıştı bende kafalık attım." Dedikten sonra başımı eğdim. Ateş hoca ise yarını yokmuş gibi gülüyordu. Ateş:"Aferim gız. Valla tek başına bir oğlanı devirmişin. Halal olsun." Şeker:"TDK ağladı." İkimizde gülüyorduk o sırada kapı çaldı. Bu sefer içeriye Karan ve Furkan gelmişti. Ateş:"Hayırdır oğlum? Sizi bana taksit taksit mi yolluyorlar?" Karan:" Baba Mustafa ve Şeker gittikten sonra Şeker gelmeyince Furkan merak etti. Onu kontrol etmek için geldik." Ateş:"Peki buraya gelmek için ne halt yediniz?" Karan ve Furkan birbirine bakıp kahkahayı bastılar. Furkan:"Onu söyleyemiyoruz malesef amca." Ateş:"Ben burda amcan değil müdürünüm. Şimdi dökülğn bakem." Karan:"Furkan ile çubuk kıraker yediğimiz için yolladı." Ateş:"Neyse hadi sınıfınıza gidin." Beraber müdürün odasından çıkıp sınıfa giderken sağımda Furkan solumda Karan vardı. Şeker:"Söyle bakkkaliiiim Furkicaaaaan! Neden Müdüre geldiniz? Daha doğrusu hoca niye sizide yolladı müdüre?" Furkan ve Karan'ın arasında yine kısa bir bakışma gerçekleşti. Furkan:"Alınma ama hiç merak ettiğim için gelmedim. Tutanaktan kurtulmak için yalan attım." Karan:"Sırf senin bu mal ikizin yüzünden oldu. Derste 'Ah Fadime! Fadime. Aşık oldum Fadime. ' diye şarkı söylerken arkamızda oturan Fadime diye kız var ya bizi hocaya şikayet etti. Bizde geldik işte." Bunu gülerek anlatmıştı ve gülüşü çok güzeldi... Anlattıklarına gülmemek için kendimi tutuyordum ki; Furkan:"Gül gül. İçinde kalmasın evlatlık." Şeker:"Hiçte bile ben evlatlık değilim. DNA testi ile kanıtlandı ama sen şüphelisin hihihiihihii." Dediğimde Furkan bir anda gözlerini açtı. Onun bu haline Karan ile gülmüştük. Gülerken bana bakıyordu hissediyordum ama ona dönmedim. KARAN BARKIN'DAN DEVAM; Mustafa'nın Şeker'e dediklerine istemsizce sinirlenmiştim. Okul çıkışıydı ve Mustafa'yı bekliyordum. Okuldan çıkması ile ensesinden tutup arkaya sürükledim. Karan:"Eğer bir daha Şeker'e yaklaşırsan bu kadar kibar olmam." Yüzüne arka arkaya yumruklarımı geçiriyordum o ise bana karşılık vermeye çalışıyordu. Son olarak kafalık indirdiğimde bırakıp motoruma bindim. *** FURKAN ÇELİKOĞLU'NDAN DEVAM; O oruspu çocuğunun Şeker'e ne dediğini duymuştum. Sinirlenmiştim ama belli etmemeye çalışıyordum. Şeker'e ve Buray'a işim olduğunu biraz geç geleceğimi söyleyip yolladıktan sonra Mustafa'nın evinin önüne gelip beklemeye başladım. Geldiğinde yüzü gözü yaraydı. Aferim ikizim. Dediğin gibi bir bu kadar da yerin altında var. Onu orada çevirip evin arkasına götürdüm. Furkan:"Bir daha seni ikizimin yanında görürsem hiç iyi olmaz." Yüzüne yumruğumu çakınca; Mustafa:"Bu ne arkadaş gelen vuruyo giden vuruyo. Ortada sıçan gibi oldum." Onunla işimi hallettikten sonra eve gelmiştim. Yemeğimizi yedikten sonra valizimi hazırlamak için odama çıktım. *** Kendi valizimi hazırladıktan sonra Şeker'in odasına girdim. Şeker:"Efendim Furkan." Furkan:"Valiz hazırlamana yardım etmek için geldim. " Şeker:"Gerek yoktu ben kendim hazırlardım." Furkan:"Olur mu ya? Getir valizi hazırlayalım sabah erken yola çıkıcaz." Valizini getirip içine hırka, buluz, pantolon dolduruyordu. Furkan:"Şeker, Mardin çok sıcak. Birkaç tane kısa kollu t-shirtte koy. " T-shirt koymuştu ama içine giymek için badilerde aldı. Elime dolaptaki şortlardan birkaçını koymuştum ama Şeker çıkarmaya çalışıyordu. Çıkarmasına engel olunca onun içine giymek için de tayt aldı. Furkan:"Şeker sen hiç açık giyinmez misin?" Şeker:"Hayır. Alışık değilim. Kendimi rahatsız hissediyorum. O yüzden hiç giymem." Furkan:"Anladım. Eğer t-shirt falan almak istersen alabilirsin dolabımdan." Beraber valizini hazırladıktan sonra odama gidecekken durdurdu. Şeker:"Furkan. Bu gün beraber uyuyalım mı?" Tabi ki de geri çevirmeyip kabul edince odama girip hızlıca Gumball'lı pijamalarımı giymiştim. Odaya gidince ise fark ettim ki o da Darwin'li pijama gitmişti. Beraber yatağa girince kollarımı ona doladım. O ise başını göğsüme koyup iyice yayıldı. Ne ara uyuduğumu bende bilmiyorum ama çok güzeldi...
DEVAM EDECEK... BÖLÜM NASILDI BALLARIIIIIM? Not;kkekwkwk |
0% |