19. Bölüm

[19.BÖLÜM] I CAN SEE YOU... (Başlığın bölüm ile alakası yoktur.)

Nazire Sultan Doğan
toz_seker

Helllooo bebislerim yeni bölüm ile ekranlara geri döndüm PUHAHSHHAHA! Bu arada ayıp Yılmaz kavdeş. Biliyorum hayranımsın ama ben ne yapayım ya hık dedinmi yazılmıyo bi bölüm. Neyse bölüme geçellimm KAVDESLER!!!!!! 🇹🇷🐺

 

TOPRAK DENİZ'DEN DEVAM;

 

Neden olduğunu bilmiyordum ama açıkçası Belinay'a verilen zarfın içinde ne olduğunu ve veren kişinin kim olduğunu çok merak ediyordum.

 

Kapı açıldığında gelen kişiye baktım. Tarık'tı. Elini ensesine atıp başını uzattı.

 

Tarık:"Kapıyı çaldım ama duymadın sanırım. Gelebilir miyim?"

 

Toprak:"Tabi gel. "

 

Hızla gelip yatağa oturdu ve yanına oturmam için yatağa eli ile vurdu. Yanına geçince hızla konuşmaya başladı ama ne yapacağını sanki bilmiyormuş ve heyecanlı gibiydi.

 

Resmen eli ayağı birbirine dolanıyordu. Yanakları al aldı.

 

Tarık:"Toprak ben bir kızdan hoşlanıyorum. Ama annemlere söyleyemedim çünkü bizi destekleyeceklerini pek sanmıyorum. Sevdiğim kızı sadece Kumsal biliyordu ama senle de paylaşmak istedim.

 

Onun bu haline istemsizce yüzümde bir sırıtma oluşmuştu. Bana değerli hissettirmişti ve kimseye anlatmayıp bana anlatması açıkçası beni mutlu etmişti.

 

Toprak:"Eee! Kim bakalım yengemiz?(!)"

 

Tarık:"Üff! Dalga geçme. Hem zaten aramızda birşey yok. Karşılıksız birşey ama ne zaman yan yana gelsek elim ayağım birbirine dolanıyor. Heyecanlanıyorum ve sanki kalbim maraton koşuyor.

 

Çok değişik bir his. Sürekli yanında olmak, mutlu olduğunu görmek ve beraber gülmek istiyorum. Acılarımızı paylaşmayı, birbirimize merhem olalım istiyorum. Çok mu şey istiyorum?"

 

Toprak:"Evet çok şey istiyorsun ama kızı babasından isteyememişsin daha.(!)"

 

Diye kahkaha attığımda enseme vurdu.

 

Toprak:"Lan bak elini götüne sokarım uslu dur."

 

Tarık:"Hakettin."

 

Toprak:"Sende şu tavandaki avizenin götüne sokulmasını hakettin."

 

Ne ara birbirimize girdik anlamamıştım ama aşırı derecede eğleniyordum. Ve onunda aynı şeyleri hissettiği belliydi.

 

Tarık:"Sen kaostan besleniyorsun ha!"

 

Toprak:"Ben kaostan besleniyorsun sende ikizim olarak benle aynı besleniyor olman lazım!"

 

Bir yandan gülüyor bir yandan kavga ediyorduk. Küfürler,yumruklar havada uçuşuyordu.

 

Toprak:"AMMINNAKEEE!!!"

 

Kapının aniden açılması ile ikimizde oraya döndük. Gelen Belinay ve yanında biraz onu andıran bir kız vardı.

 

Omuzlarına kadar gelen dalgalı saçları ve perçemi vardı. Yüzünde ince çerçeveli bir gözlük vardı. Açıkçası yüzüne yakışıyordu. Güzel kızdı.

 

Tarık hızla benden ayrılıp üzerini düzeltti ve yüzüne çapkın bir sırıtış ekledi. Demek ki yengemiz buydu.

 

Farkındalık la bende sırıttım ama her yerim dağılmıştı. Hele hele saçlarım. Özenle şekil verdiğim saçlarımı karıştırmıştı it. Karnımın açık olduğunu fark edince hızla orayı kapattım.

 

Belinay ve yenge hanım ikimizi baştan aşağıya süzüp dik dik suratımıza baktılar.

 

Tarık:"Ne oldu kızlar kime bakmıştınız?"

 

Cansın(Belinay'ın yanındaki kız.):" Bilal Bey sesler duyunca size bakmamızı istedi. Bu olanları bildirmemiz gerekiyor mu?"

 

Diyerek Belinay'a döndü.

 

Belinay:"Bencede bildirelim. Saç baş girişmişler şunlara bak."

 

Belinay bu halimize gülmüştü ama gülünce yanağında ki minik gamzesi belli olmuştu.

 

Kızlar hızla odadan çıkıp gittiler. Tarık bir aşık edası ile kendini yatağa attı.

 

Toprak:"Yengemiz bu mu?"

 

Tarık:"Evet! Gördüğüm anda eriyorum kanka. Hele ki sesi. Bir insan bu kadar mı güzel, bu kadar mı naif, bu kadar mı sakin, bu kadar mı-"

 

Toprak:"He! Bu kadar. Lan yeter sayma bana. Ben Şeker'imi özlüyorum."

 

Hızla kandimi yatağın diğer tarafına atıp kollarımı ona doladım. O da bana dolayınca gözlerimi kapattım.

 

BELİNAY BEYAZEKİNCİ'DEN DEVAM;

 

Bilal Bey'in bizi çağırması ile yanına gelmiştik. Cansın ile göz göze geldik. Açıkçası mutluyduk. Bu gün haftalığımızı almıştık. Çardakta sarıldıktan sonra eve girmiştim. Maaşımı aldığım için mutluydum.

 

Şimdi ise Cansın ve beni Bilal Bey çağırmıştı ama açıkçası yüzümüz gülüyordu.

 

Bilal:"Kızlar yukarıdan sesler geliyor. Ne olduğuna bakar mısınız?"

 

Cansın:"Tabi efendim."

 

Beraber ses gelen odaya pat diye girdik. O an Toprak ile Tarık'ın saç baş giriştiğini görmem ile istemsizce kıkırdamıştım ama kimse duymuşa benzemiyordu.

 

Bize doğru döndüklerinde hızla birbirlerinden ayrılıp ikimize baktılar.

 

Tarık direkt üzerine çekidüzen verirken Toprak sadece açılan karnını kapatmakla yetinmişti.

 

(Mmmhhh baklava!~N)

 

(Çıkaradım belden 9luğu havaya dedim bana bişey diyenin koyarım amı- neyse ~R)

 

Tarık'ın Cansın'dan hoşlandığını biliyordum ama benim mal ikizim hâlâ anlayamamıştı.

 

Karınına baktığımı fark edince hızla gözlerimi kaçırdım.

 

Tarık:"Ne oldu kızlar kime bakmıştınız?"

 

Cansın:" Bilal Bey sesler duyunca size bakmamızı istedi. Bu olanları bildirmemiz gerekiyor mu?"

 

Diyerek bana döndü ama her halinden balliydi gülmemek için kendini zor tuttuğu.

 

Belinay:"Bencede bildirelim. Saç baş girişmişler şunlara bak."

 

Diyerek gülümsedim. Gözlerim istemsizce tekrar Toprak'a kaydı. Saçları dağınıktı ve bu ona ayrı bir hava katıyordu. Açıkçası hoş duruyordu.

 

Hızla odadan çıkınca ardımdan Cansın'da benimle beraber odadan çıkmıştı.

 

Belinay:"Bilal Bey'e bildiecek miyiz?"

 

Cansın:"Evet bildirelim."

 

(Cansın burda da az fena değil haa~R)

 

(Size sütümü helal etmiyem Rabia ve Nazire. ~Cansın)

 

(Cansın bu arada bizim gerçekten Rabia ile ortak arkadaşımız. Kitaba onu da ekledim. ~Nazire Kavdes)

 

(Sizin ebenizi kutsal suya yatırıp florasan lamba sokayım Nazire ve Rabiaaaa! ~Cansın Beyazıt.)

 

ŞEKER ÇELİKOĞLU'NDAN DEVAM;

 

Gözlerime sanki birisi baskı uyguluyormuş gibiydi ve açamamıştım. Ya yorgunluktandı ya da üzerime diri diri toprak atmışlardı.

 

Hakkaten toprak demişken benim Toprak'ım nerde?

 

Saçlarımda gezen eller ile kalp atışlarım hızlanmıştı istemsizce.

 

Ertuğrul:"Şeker kardeşim, aç o güzel ela rengi gözlerini. Bak ben geldim, yani beyaz atlı prensin geldiğğ!"

 

Duyduğum şaplak sesi ile Ertuğrul abimden bir inleme sesi geldi.

 

Demir:"Manyak bağırma öyle. Uyandıracaksın zaten yorgun. Elleme de biraz uyuyup dinlensin kız. Hadi kalk odana siktir olup git."

 

Ertuğrul abimi kovduktan sonra kapı kapanma sesi geldi. Sanırım abim gitmişti.

 

Demir:"Amma çok konuştu dangalak. Şeker güzel kardeşim, canımın içi. Bizi çok korkuttun. Sana şimdiye kadar ki yaptıklarım, söylediklerim hatta aklımdan geçen kötü düşünceler için bile senden çok özür dilerim.

 

Açıkçası sana karşı ön yargılıydım ama şu an eşekler gibi pişmanım. Biliyorum beni affetmeyeceksin.

 

Bunları senin yüzüne büyük ihtimalle asla söyleyemezdim. Şu an rahat rahat konuşmamın nedeni senin uyuyor olman ya da benim öyle sanmam.

 

Keşke her şeyi en başına sarıp doğduğun güne dönebilseydik. Karışmanı engeller ve bizim yanımızda büyümeni bu kadar acıya katlanmamanı sağlamaya çalışırdım.

 

Seninle abi kardeş olmak, yeri geldiğinde sevincimizi üzüntümüzü paylaşalım isterdim. Erkekler sana baktığında kıskanıp kavga çıkrayım sen ise boynuma atla isterdim açıkçası. Düşününce kötü bir fikir gibi gelmiyor.

 

Sana sevdiğim kızdan bahsederdim ama sen sevdiğinden bahsedince bir görümce edası ile sizi ayırmak isterdim. Aranızı bozup kavga çıkarmak o itin ağzına yumrupumu çakmak isterdim ama ben çok iyi bir abiyim ki asla öyle yapmam."

 

Sanki gerçekten sevgilim vermiş gibi sinirli konuşması ile istemsizce gülümseyince belli etmemeye çalıştım.

 

Rahatsızca yerimde kıpırdanınca saçımdaki eller hızla çekildi.

 

Gözlerimi hafif araladığımda saçı başı dağılmış bir Demir ile karşılaşmıştım ama bu haline bile eridim bittim hocam.

 

Boğazım acıyordu. Büyük ihtimalle kurumuştu ve doğru düzgün konuşamıyordum.

 

Şeker:"S-su."

 

Hızla yanımdan kalkıp kenardaki sürahiden su doldurup içirmeye çalıştı.

 

Şeker:"Ben k-kendim i-i-içerim."

 

Tam bardağı almak için elimi uzattığımda koluma sızı girmesi ile ağzımdan küçük bir inilti kaçtı.

 

Demir:"İtiraz yok bakem güccük hanım. "

 

Suyu içirmeden önce beni yavaşça yataktan doğrulttu ardından suyu yavaş yavaş içince boğazıma bir rahatlama geldi.

 

Şeker:"Abi Toprak nerde?"

 

Bir an duraksamıştı. Beni kendine çekip yavaş ve narin bir şekilde sarıldı. Ben de ona karşılık verdim ama şu an aşırı derecede boğma derecesinde sarılasım vardı.

 

Saçlarıma birkaç tane öpücük kondurdu.

 

(AYAYAYAYAYYS~R)

 

Açıkçası şu anda asla pişman değildim. Ne de olsa o benim abimdi.

 

Bir süre beraber sarıldık. O ise hiç bırakmadan kokumu içine çekti.

 

Hassiktir! Lan ben üç gündür duş almadım. Hatta her yanım bok gibi ama bu adam beni kokluyo narkotik köpekleri gibi amk.

 

Hızla kollarımı ondan çekince suratıma baktı. Ne oluyor dercesine.

 

Şeker:"Abi ben üç gündür duş almadım. Afedersin ama boktan farkım yok. Biraz da banyo yaptıktan sonra sarılırız."

 

Bunu demem ile kocaman bir kahkaha attı. Beni omuzlarından tutup tekrar sarıldı. Ama ben eririm hocam.

 

Demir:"Senden iğrenmem Şeker. Sen benim kardeşimsin ve kokmuyorsun. Yoksa da ben seni asla bırakmam. Utanmana gerek yok. Şuna bak yanakların salça gibi olmuş."

 

Bunu demesi ile kızardığımı anlayıp daha da utandığım için başımı göğsüne sakladım.

 

O ise elleri ile yanaklarımdan tutarak bana baktı. Dudaklarını alnıma bastırdı.

 

Şeker:"Artık helallin miyim abi?"

 

Demir:"Evet helallimsin Şeker'im ama benim sevdiğim var ve sana her an kuma gelebilir."

 

Demesi ile kaşlarımın çatılması bir oldu.

 

Şeker:"Kim o şanssız kişi? Çünkü çko iyi bir görümce olacağımı biliyorum."

 

Demir:"Hemen kıskanmaya başlamışsın ha! Belliydi zaten beni kıskandığın. "

 

Şeker:"Ben senin nereni kıskanayım be ebesini kutsal suya yatırıp gusül aldırdığım."

 

Bunu demem ile kaşlarını çatıp eli ile ağzıma yavaşça vurdu ama biraz acıtasyon yapmaktan zarar gelmez bence.

 

Hızlıca gözlerimi doldurdum.

 

Şeker:"Acıdı. Zaten yüzümde düzgün yer kalmamış. Birde sen vuruyon. Küstüm konuşma benle."

 

Demir abime götümü dönüp yatağa geri sokuldum.

 

Demir:"O kadar hızlı vurmadım abartma."

 

Şeker:"Acıdı ama. Bak sana her yerim yara."

 

Ben hızımı alamayıp hıçkıra hıçkıra ağlarken o ise bana uzaylı görmüş gibi bakıyordu.

 

Demir:"Özür dilerim abim. Canın cidden çok mu yandı?"

 

Küçük bir çocuk gibi dolu gözlerim ile başımı salladım.

 

Şeker:"Acıdı ama seni artık affetmeyecağam cağam cağam! "

 

Demir:"Hadi affet kurban olduğum. Ne istersen yaparım."

 

Şeker:"O zaman bana baklava al. "

 

Hızla kaşlarını çatıp itiraz etmaya başladı.

 

Demir:"Hayır Şeker. Olmaz abim. Başka bir şey iste."

 

Şeker:"O zaman sevdiğin kim?"

 

Deyince dudakları iki yana kıvrıldı.

 

Demir:"Açıkçası ben onu seviyorum ama o beni seviyor mu orasını bilmiyorum. Tanıyorsundur bizim hastanede Ayfer Bala Yılmaz diye birisi var doktor.

 

Açıkçası ondan hoşlanıyorum ama o benden hoşlanıyor mu onu bilmiyorum. Sert bir yapısı var ama bana o kadar naif geliyor ki cümlelere sığmaz."

 

Abimin bu haline sırıtmıştım.

 

Şeker:"İstersen bir çöpçatan olabilirim abicim. Ama karşılığında ücretini alırım."

 

Demir:" Ne sen ciddi misin? Ama ya benden daha da uzaklaşırsa. Beni sevmiyorsa, reddederse?"

 

Abimin bu hallerine gülmüştüm. Çok tatlı duruyordu. Hızla yanağını öpüp geri çekildim.

 

Şeker:"O iş bende abi hallederim. Karşında Eros var ama ücretimi vereceğine söz ver."

 

Demir:" Tamam o zaman anlaştık ama ücret olarak ne istiyorsun?"

 

Şeker:"Bir kutu çilekli süt ve bşe kutu hardallı gong. Yoksa yapmam."

 

Demir:"Çilekli süt senin köpeğin olsun be. Sen iste ben sana bir değil iki kutu alırım."

 

Kafamı hızla kendine çekip suratımın her yerini öpmeye başladı. Bu hâline kahkaha atmam ile odaya birisi girdi.

 

Ertuğrul:"Nayır olamaz! Aldatıldım a dostlar. Yetişin komşular.

 

Seni görenler varmış orda'

El ele tutuştun mu onla?'

Cevabını ver sallanma'

Doğru mu yoksa palavra'

Kelimeler anlatmıyorsa'

Gözlerinin içi söyler bana'

Kimleydin o gün aslında'

Telefonu açmadığında'

Aldattın mı beni?'

Bunu yaptın mı bana?'

Bişey söyle'

Durma öyleeee'

Sakladım mı benden?'

İhanetin neden?'

Birşey söyle durma öyleeee!' "

 

(Kimse DKTT sevgimi sorgulamasın. Eheheh. ~N)

 

Şeker:"Ohaaa ama. Bu evde niye herkes bana Dolu Kadehi Ters Tut şarkıları ile geliyo lan. Geçenlerde de Furkan 'Yapma N'olursun' söyledi."

 

Ertuğrul:"Şimdi ebeni kutsal suya yatırıp laciverte boyadım it Furkan. Sadece ben kardeşime Dolu Kadehi Ters Tut söyleyebilim."

 

Hızla odadan çıkıp kapıyı çarptı.

 

Onun bu haline istemsizce kahkaha attım.

 

Demir abimde bana bakıp kahkaha attı eminim maymun gibi gülüyorumdur.

 

Odanın kapısı tıklatıldı ve içeri Emre abim girdi.

 

Emre:"Kaçağımız nasıl abi?"

 

Şeker:"Aa-aa! İmdat diye bağıracam artık yeter ben kaçak değilim."

 

Emre:"Tamam bir daha demem kaçak kardeşimmm!"

 

Şeker:"Ananı huk onanorakbi."

 

Emre:"Abi sen çok okul okudun sne bilirsin ne dedi bu bana şimdi?"

 

Demir:"Sana büyü yaptı Emre."

 

Emre:"Ne! Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim Gul euzu bi rabbil felag. Min şerrima halaga ve min şerri ğasigiyn iza vegab. Ve min şerrin neffasati filugad. Ve min şerrin hasidin iza hased.

 

Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim Gul euzu bi rabbin nas melikin nas ilahin nas min şerril vesvasil han nas ellezi yüvesfisü fi sudururinnas minel cinneti vennas."

 

Tek nefeste Felak Nas okuyunca kahkahamı salmıştım. Demir abim ise dik dik Emre abime bakıyordu.

 

(helela emroş~R)

 

Şeker:"Şaka yapıyor. Büyü falan değil tövbe öyle işlerle aramız yok elhamdülillah."

 

Demir:"Ee! Emre sen neden geldin şimdi?"

 

Emre:"Kardeşim değil mi? Merak ettim durumunu."

 

Hızla yanıma gelip yanaklarımı sıktı.

 

Şeker:"Ama! Yapma yapma. Kavdeşim yapma diyom."

 

Emre:"Nasılsın kız minnak suratlı. "

 

Şimdi:"iyiyim de yanaklarımı burakırsan daha iyi olucam kavdeşşş!"

 

Emre:"Demek kavdeş ha! Ben senin abinim gel buraya."

 

Elleri bir anda karnıma gitti. Ama abicim benim tikim var yapmayın şöyle şeyler.

 

Şeker:"Ya-ahhajsldkd-ma lü-hdjfkckt- fen."

 

Gülmelerimin arasında ondan kurtulmaya çalışıyordum.

 

Emre:"Abi dersen bırakırım. Bak o kadar zor değil a bi a bi."

 

Şeker:"Tamam tamam Allah rızası için bırak âbe hğayran."

 

Ellerini andien çekince rahatlamıştım.

 

Emre:"Biliyordum. Kardeşimin bana hayran olduğunu biliyordum."

 

Şeker:"Demir abi. Birisinin ona gerçeği söylemesi lazım."

 

Demir:"Boş ver abim gariban sevindirmek sevaptır."

 

Demesiyle istemsizce kıkırdadım.

 

Emre:"Ben bir garibanım sen ise bir prensessin öyle mi ağ!"

 

Ellerimi birbirine vurup alkışlamaya başladığımda ikiside bana anlamazca baktı.

 

Şeker:"Bravoooo brrrravoo! Fevkalade bir performans. Yarın gelin Çelikoğlu şirketi ile sözleşme imzalayalım efendim."

 

Biraz Fransız aksanı yapmaya çalışmıştım.

 

İkiside kahkahalara boğulurken odaya birisinin aniden girmesi ile bakışlarımı oraya çevirdim.

 

Ertuğrul:"Aldatmak yada aldatılmak işte bütün mesele bu. Beni daha kaç kişi ile aldatacaksın?"

 

Demesi ile Gökhan arkasında belirdi.

 

Gökhan:"Kim kimi aldatıyor oğlum, mankyak mısın?"

 

Ertuğrul:"ÖlÜyOrUm AnLaSaNaĞğĞğ GöZlErİmİn ÖnÜnDe BiRbİrLeRiNi SeViyoRlarğğĞğR."

 

Diyerek Gökhan'ın ayaklarına bir Behlül edası ile kapanmıştı. Ama Pqueen dublaj.

 

Şeker:"Ertuğrul abi, Acun'un bir sözü vardır bilir misin?"

 

Ertuğrul:"nE!?"

 

Şeker:"HOAYY MAŞALLAH! Emre abim senin kadar iyi oyunculuk yapamıyor."

 

Ertuğrul:"Ne valla mı? Biliyorum canım zaten Emre yerine benim oyuncu olmam lazımdı ama ne yapalım yemek yemeyi seviyoz beya. Boşuna oyuncu olmak yerine aşçı olur evde karıma yemek yaparım. Bir dakika lan ikinci iş olarka oyunculuğa mı başlasam ki-"

 

Ertuğrul abimin sözünü kesen şey ise abi dediğimden beridir olmayan halının desenini izleyen Emre abimdi.

 

Emre:"Ne ne ne bir daha de?"

 

Şeker:"Ben bir kere söylerim kavdeş. İkinciyi anca ahirette duyarsın."

 

Gökhan:"Ahiret ne alaka?"

 

Şeker:"Bilmem. Laf sokacak söz bulamadım."

 

(Oeoeooe~R)

 

Ertuğrul:"Bir daha laf sokacağında bana haber ver canım kardeşim. Bu dünyada abin kadar iyi laf sokan birisi yoktur."

 

Demir ve Şeker:"Atma Bekir salavat getir."

 

Bir an Demir abim ile göz göze geldik. Gülmemek için kendimi zor tutmuştum.

 

Ertuğrul:"Şaka yapmıyorum. Ciddyiim çok iyi laf sokarım."

 

Şeker:"Peki sen olsan ne derdin abi?"

 

Ertuğrul:"Çok basit. Göt lalesi."

 

Diyerek havalı olduğunu sandığı bir bakış attı.

 

Biz gülüşürkenden içeriye annemler geldi.

 

Duygu:"Kızım nasılsın?"

 

Ulaş:"Kesin bu keratalar yormuştur kızımı. En çokta Ertuğrul. Sesi aşağı kata kadar geliyordu."

 

Babam Ertuğrul abime sert bakışlar atıyordu ama pek taktığı söylenemezdi.

 

Ulaş:"Şimdi hepiniz kızımın odasından si-seve seve gidin."

 

Annem babama onaylamaz bakışlar atıyordu. Ama ben bunları yeriğğiğiğiiim!

 

Abimler odadan çıkınca annem yanıma yaklaşıp yüzüme düşen saçlarımı kulaşımın arkasına sıkıştırdı?

 

Duygu:"Nasılsın kendini nasıl hissediyorsun güzel kızım?"

 

Ulaş:"Olanlardan sonra pek güzel sayılmazda neyse-"

 

Duygu:"ULAAAŞ!"

 

Babamın bu açık sözlüğünü çok seviyordum. Ben onların bu haline gülerken babam yaklaşıp alnından öptü.

 

Ulaş:"İyi misin kızım?"

 

Şeker:"İtiyim ama biraz yorgunum."

 

Gülümsediğimde babam sağ yanağımdaki minik gamzeye tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu.

 

Duygu:"Neyse kızım biz çıkalım sen ise dinlen tamam mı? Birşey olursa ara."

 

Şeker:"Tamam ararım."

 

Onlar odadan çıktıktan birkaç dakika sonra Buray geldi.

 

Buray:"Abla nasılsın güllllüüüüüm?"

 

Şeker:"İyim iyim de sen niye bu kadar geç geldin lan?"

 

Buray:"Abla valla abimler ve annemler izin vermedi girmeme. Şimdi de haberleri yok zaten. Bu arada sana çilekli süt getirdim ehehe."

 

Şeker:"Gel lan adamım alnından öpecem senin. "

 

Yanıma gelip çilekli sütü kucağıma bırakıp kafasını uzattı. Alımından öpünce kocaman sırıttı.

 

Şeker:"Buray, Toprak'ı hiç görmedim nerde o?"

 

Buray biraz düşünse de cevap verdi.

 

Buray:"Abla Toprak abinin ailesi ortaya çıktı. Şu an onların yanında. Senin yanına gelmek istedi ama anne ve babası salmadı."

 

Şeker:"Tamam kavdesim. Gel beraber yatalım ya."

 

Buray:"Yok abla sen yaralısın hem benim birkaç işim var. Sen dinlen. "

 

Diyerek odadan havli bir şekilde çıktı ergenekon.

 

Tam gözlerimi kapadım sırada sehpanın ğzerinde duran telefonum çaldı. Alıp baktığımda numaraydı. Biraz tereddüt etsemde açtım.

 

Kulaklarıma dolan Toprak'ımın sesi ile rahatlamıştım. Biraz onla konuştuktan sonra telefonu kapatmıştık.

 

Telefonu bırakıp sehpaya koydum. Tam o sırada duyduğum çığlık ile yerimden fırladım.

 

DEVAM EDECEK...

 

Nihahahahhaha.Biliyorum çko güzel bir yerde burkatım kavdeslerim ama ne yapayım canim ben böyle bir insanım. Şimdi bir hafta bölüm atmayacam ki merak edin. PLJXKCKCKC Neyse merak etmayin yazd

ığım en kısa sürede atarım ama bu hafta sınavlarım başlıyor o yüzden birkaç gün bölüm gelmeyebilir kavdeslerim. 🙂‍↕️🍬🤎🫠🤍. Al Rabia bu sana 🖕🏻 NİHAHAHAHAHHA.

 

ALTAYLARDAN TUNAYA' AUUUUUUUUUU 🇹🇷🐺🇹🇷🐺🇹🇷🐺🇹🇷🇹🇷🐺🇹🇷🐺

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(Nazire ı can see you ,babe...~R)

 

(Me too Rabia. Ama istemiyorum İch will nicht ~N)

 

(En büyük shipim xkckkvkck. ~Cansın Beyazıt)

 

Bölüm : 24.12.2024 16:35 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...