Helllüüüüüü merebe ben geldim biricik Şekerinyonuzzzz!!!!!! Çok uzatmadan bölüme geçelim.
Bebbek gibi uyumuştum. Gözlerimi açmadan önce esnemek için ellerimi ve kollarımı gerdirirken acı dolu bir inleme duymam ile gözlerimi hafif hafif aralamıştım.
Karan:"Ahhh! Belim gitti. Furkan senin yedi ceddini sikecem çocuk."
Etraf bulanıktı ve gözlerimi arka arkaya kırpıştırırken bir anda altımdaki örtünün çekilmesi ile yere kapaklanmıştım. Düşmenin etkisi ile gözlerimi sıkı sıkıya kapatmıştım.
Düşündüğüm gibi sert bir düşüş olmamıştı. Canım fazla yanmamıştı. Gözümü açtığımda Karan ile burun burunaydık. İstemsizce çığlık attığımda bir eli ile hızla ağzımı kapattı.
Karan:"Şeker, şu anda bizi bu hâlde basmalarını mı istiyorsun?"
O an olduğumuz durumu yeni fark etmiş gibi sıçak basmıştı. Yüzümü eğip saçlarım ile kapamaya çalışmıştım.
Ellerim ile üzerinden kalkmaya çalıştığında belimden sıkıca tutup ikimizi beraber oturur pozisyona getirmişti.
Şu an belimden tutuyordu ve aklımı yitirecektim resmen.
Boşta olan eli ile yüzümün önüne düşen saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı ve kahküllerimi eli ile düzeltmişti.
Şu an berbat bir haldeydim kesin. Tahmin edebiliyordum. Yüzüm ve dudaklarım şişmiş, gözlerim hafif ıslak, saçlarım kuş yuvası ve kesin şu an utancımdan domates gibi olmuştum.
Karan:"Çok güzelsin."
Ne!
Kalbim bir anlığına teklemişti ve hâlâ göğüs kafesimi kıracak gibi hızlı hızlı atmaya devam ederken kapının aniden açılması ile paniklemiştim.
Buray ve Koray:" OHAA! ÇÜŞŞ! EBESİNİN NİKAHI HOCAM."
Karan hızla doğrulup beni kucağına alınca düşmemek için kollarımı boşnuna doladım.
Buray:" Abla burda ne oluyor? Söyleyecek misiniz yoksa annemlere söylemem gerekiyo mu?"
İstemsizce dudağımı ısırmıştım. Karan'ın bana baktığı hissi ile seslice yutkundum.
Şeker:"Yataktan düştük."
Gözlerimi hızla kaçırınca Kumsal ile göz göze geldik. Abisine pis pis bakıp sırıtıyordu.
O an aklıma dank eden şeyle üzerime baktım. Ben etek giymiştim ve hırka ile birlikte etekte baya yukarıya sıyrılmıştı.
Gözlerimin fal taşı gibi açıldığını biliyordum ve şu anda ne yapacağımı bile bilmiyordum. Umarım bana gerek kalmadan Karan halleder.
Karan:"Buray, senin bu manyak ablan var ya uyurken beni tekmeleyip düşürdü. Üzerine birde kendisi düştü. Alın şu manyağı başımdan."
Kaşlarım hızla çatıldı. Biliyorum manyak bir ruh hastasıydım ama daha yeni bana 'Çok güzelsin." Derken şimdi manyak demesi saçmaydı.
Şeker:"Sensin manyak ruh hastası. Senin yüzünden düştüm ben. Çarşafı o kadar asılırsan tabi düşerim. Karan, insan değil ki hayvan mübarek o güç ne?"
Bana 'Öyle mi?' der gibi tek kaşını kaldırıp alınmış gibi bir bakış attı.
Karan:"Öyle mi? "
Şeker:"Öyle. Şimdi bırak beni ben kendim giderim."
Karan, beni hızla dağınık yatağın üzerine fırlatmıştı, Motto Motto mübarek.
(Motto Motto senden hoşlandı galiba djkdkfkgkgk ~N)
(Aklıma çok yanlış şeyler geliyo. Sjjfjf ~R)
(FESSAATTTT ALARMIII!! ! ~N)
Şeker:"Ah! Ananı sikim öyle atılır mı?"
Omuz silkip;
Karan:"Sen istedin bırak diye."
Şeker:"Bırak dedim de fırlat mı dedim hayvan!"
Karan:"Hayvan mı?"
Yavaş adımlarla bana yaklaşmaya başladığında ellerimi kaldırıp durdurmaya çalıştım. Tam ellerimi tutmuşken sanki aklına birşey gelmiş gibi Buray ve Koray'a baktı.
Karan:"Hadi biz uyudukta siz ne arıyorsunuz bu odada? Bildiğime göre bu oda boş."
Karan'ın dedikleri ile birbirlerine bakıp 'Sıçtık Cafer bez getir.' bakışları atmışlardı.
Aynı anda başlarını sallayıp yatağa doğru adımladılar.
Buray, yatağın altına eğilip büyük yassı bir kutu çıkarttı. Açınca içinde çeşit çeşit çikolata, şeker, vs. aburcuburlar vardı.
Kimseye belli etmemeye çalışarak içinde gördüğüm karamı aldım. Çünkü, tatlı olarak sadece bitter çikolata yiyordum ve görünce canım çekmişti.
Hızla çaktırmadan cebime attığımda Karan beni tekrar kucağına alıp salona götürmüştü. Kumsal'da tabiki peşimizden gelmişti.
Salon boştu ve sadece üçümüz vardık.
Karan:"Biz uyuduktan sonra bizi niye kaldırmadınuz Kumsal hanım?"
Kumsal mahçup bir şekilde elleri ile oynamaya başlamıştı.
Kumsal:"Abi, şimdi siz oyunu kazandınız ya. Uyandırırsak bize işkence çektirirsiniz diye uyandırmadık."
Şu anda tek istediğim saatlerce Toprak ile konuşup olanları unutmaktı ama unutabileceğimi pek sanmıyorum.
Tam ayağa kalkmam ve havalanmam bir oldu. Kollarımı hızla boynuna doladım.
Karan:"Nereye kaçak?"
Şeker:"Bıkmadın değil mi bana kaçak demekten?"
Karan:"Cık! Bıkmadım Şekerinyo. Şimdi söyle nereye?"
Şeker:"Odama gidecektim."
Odaya geldiğimizde beni yatağa oturtup çıkmıştı.
Onun gitmesi ile elimi cebime atıp çikolatayı alacağımda bulamamıştım. Üzerimi yokladığımda yoktu.
Tam düşürdüm mü ki diye düşünürken Karan kapıyı açıp elindeki yarım karamı gösterdi ve sırıttı.
Karan:"Sağol Şekercik!"
Şeker:"Çikolatam!"
Üzülmüşçesine dudaklarımı büzmüştüm. Üzüldüğümü görünce cebinden başka bir karam çıkarıp bana uzattı. Küsmüştüm. O yüzden almadım.
Karan:"Küstün mü kız zilli?"
Şeker:"Zilli mi? Sen kime zilli diyon ayı?"
Karan:"İşte benim sevdiğim Şeker. Atarlı giderli."
Dedikleri ile istemsizce utanmıştım ve yüzüm yanmaya başlamıştı.
Şeker:"Benim ne atarımı gördün öküz."
Elini ağzına götürüp waow çekti.
Karan:"Waoaw! Yeni kelime kilidi açıldı."
Dediği ile sanki çok komikmiş gibi bacağına vura vura gülmeye başladığında göz devirdim.
Karan:"Tamam teslim oluyorum. Ne yaparsam beni affedersin kaçak zilli."
Şeker:"Ben ne kaçak ne zilliyim. Ben Şekerinyoyum."
Karan:"Hımm! Şekerinyo güzel."
Bir an istemsizce ağzımdan Şekerinyo diye çıkmıştı kahretsin. Yerin dibine girmek istiyorum.
Şeker:"Şekerinyo demedim Şeker dedim manyak."
Karan:"Olsun ben Şekerinyo demeyi çok sevdim şimdi ne yaparsam beni affedersin söyle bakem."
Biraz düşündüm. Benim çikolatamı yemişti ve süründürmem lazımdı.
Şeker:"Hadi alışverişe gidelim. Hem ihtiyaçlarımızı hemde aburcubur alırız."
Sen öyle san bok alışverişi ben şimdi sana yapacağımı bilmiyorum beyefendi.
Karan:"Tamam o zaman ben gidip üzerimi değiştireyim. Sende ben gelinceye kadar giyin."
Onaylayıp odadan yolladığımda bacağımdaki yaranın hava alması için dizimin iki karış üzerinde kahverengi bir şort etek ve askılı krem bir badi giydim.
Badi askılı ve çok açık olduğu için üzerime açık kahve tonlarında bol sade bir hırka giymiştim.
Kazır olunca elimi yüzümü yıkayıp tipini düzelttim. Tam saçlarımı tararken kapı çaldı.
Şeker:"Gel!"
Karan odaya girip yanıma geldi.
Karan:"Hazır mısın?"
Şeker:"Şu saçlarımı öreyim hazırım."
Karan:"Örmene gerek yok hem sana böyle daha çok yakışıyor. "
Ateş mi bastı ne.
Şeker:"Tamam o zaman tarayayım hazırım."
Karan, elimden tarağı alıp saçlarımı nazikçe taramaya başladı.
Şeker:"Ne yapıyosun? Ben tarardım."
Mızmızlandığımda tarağın düz kısmı ile kafama vurdu.
Karan:"Sus kız. Seni bekleyecek olursak daha üç gün çıkamayız."
Saçlarımı tarayınca ona döndüm. Saçlarını yapmuştı ve banada bozmak düşerdi dimi ama yağğ! Yapmazsam çok ayıp olur.
Ellerimi daha ne olduğunu anlamasına izin vermeden saçlarına atıp karıştırdım.
Karan:"Kızım dur ne yapıyorsun?!"
Şeker:"Hiç sana böyle daha çok yakışıyor."
Yüzündeki sırıtmayı gördüğümde pot kırdığımı anladım. Birşeyler demek istedim. Hayır öyle demek istemedim sen yanlış anladın diye ama şimdi sıçtım konuşamazsam suvayacağımı bildiğim için sustum.
Saçlarına baktığımda cidden böyle daha güzel duruyordu.
Şeker:"Neyse hadi kalk gidelim. Bunaldım evde."
Karan, beni hızla kucağına alınca kollarımı boynuna doladım. Nefesi az daha yüzüme geliyordu.
Aşağı kata indiğimizfe annemlerin yanına geldik.
Şeker:"Anneeemmm! Benim evde canım çok sıkıldı. Karan ile dışarıya çıkabilir miyiz?"
Annem, yumuşak bir yüz ifadesi ile bana gülümsedi.
Duygu:" Tamam kızım gidin ama çok geç kalmayın. Telefonunuz açık olsun."
Şeker:"Uyyy! Annelerin birtanesii."
Tam anneme kollarımı uzatıp yanağından öpecekken ona ulaşamadığımı fark ettim.
Şeker:"Karan, biraz daha anneme yaklaş pilis."
Anneme biraz daha yaklaşınca yanaklarını sulu sulu öptüm. Annem bu halime kahkaha atmıştı.
Onlardan ayrılınca dışarıya çıktık. Evde klima olunca içerisi serindi ama dışarı çıkar çıkmaz sıçak basmıştı. Arabayla gidecektik. Yürüyerek gitmeyi çok isterdim ama malum Uzay denen götveren yüzünden ayağım pertti.
Karan beni arabanın ön yolcu koltuğuna oturunca kendiside yanıma sürücü koltuğuna oturdu.
Yol sessiz sakin geçmişti. Ama sessizlik rahatsız etmiyordu.
Marketin önünde geldiğimizde Karan benş tekrar kucağına aldı.
Şeker:"İşte şimdi başlıyoruz Karan efendi."
Karan:"Efendim bana mı dedin?"
Şeker:"Yok yok sana demedim."
Beraber markete girdiğimizde market arabasına kollarımı uzattım.
Şeker:"Karan, beni buna bindir sene. Drift atalım reyonların arasında."
Karan:"Bindiririm ama drift atmayı unut Şeker."
Şeker:"Tamam."
Şimdi manipülasyon zamanıydı hihihi. Etrafa yavru köpek bakışlarımı atıyor, gözlerimi doldurmuş ve dudaklarımı büzmüştüm.
Karan:"Öff! Tamam Şeker."
Şeker:"Ne oldu ne yaptım ben yine? Zaten hepiniz bana bağırın. Ne yapsın bu Şeker. Toprak boşuna demiyormuş 'Toz Şeker' diye. Kırıldı kalbim binmem artık ona."
Ben daha ne olduğunu anlamadan Karan beni arabaya fırlatırcasına bırkamıştı ama canım yanmamıştı.
Karan:"Diyorum ki alacaklarımızı aldıktan sonra drift atarız."
Şeker:"Timam."
Beraber birçok çeşit aburcubur almıştık. Daha sonra orda çocuk tokaları görmem ile işaret parmağım ile orayı gösterdim.
Şeker:"Bana toka alalım mı? Çok güzeller."
Rafa geldiğimizde taçlardan birisini alıp Karan'ın kafasına taktım. Birisinide kandime takınca çok güzel olmuştuk.
Karan:"Kızım karizmayı çizdin oldu mu şimdi?"
Şeker:"Oldu oldu. Hemde çok güzel oldu. Mükemmel yakıştı."
İkimizde gülerken küçük bir kız yanımıza gelip Karan'ın kolunu tuttu.
Kız:"Abi, tokayı bana verir misin? Çok güzel ve ondan sadece bir tane kalmış."
Karan, tokayı başından çıkarıp kıza verdi.
Karan:"Al bakalım bücür."
Karan bana pis pis sırıtmaya başlayınca hayırdır dercesine başımı salladım.
Arabayı tutup hızla sürmeye başladı. Ciddeen çok hızlı sürüyordu ve ben arabadan uçmamak için sıkı sıkıya tutunuyordum.
Hızla marketi turlarken karşımıza aniden kumral, mavi gözlü, uzun boylu yaklaşık benden birkaç yaş büyük birisi çıkmıştı.
Biz ona çarpıp üçümüz beraber deterjan reyonlarında girmiştik.
Sıkı sıkı tutunmama rağmen arabadan uçmuştum ve deterjan yığınının ortasında kalmıştım.
Kafamı zar zor çıkarıp kahkahalarla gülmeye başladığımda Karan ve adını bilmediğimiz abimiz de yeni yeni olayları idrak etmeye başlamışlardı.
Şeker:"Ya Karan! Arabayı ne biçim sürüyosun? Sıkı sıkı tutunmama rağmen uçtum arabadan. Tipime bak."
Kafamdaki taç yüzüme düşmüştü ve gözümün birisini kapatıyordu.
Yanıma gelip saçlarımı elleri ile düzeltip ardından tacı tekrar kafama taktı.
Beni alıp arabaya bindirince adama döndü.
Karan:"Kusura bakma kardeş. Çocuk sevindirelim derken sana çarptım."
Adam:"Sorun değil birader. Çok tatlış tipi zaten. Allah sahibine bağışlasın."
Adam bana bakıyordu ama daha doğrusu bana değil uçmanın etkisi ile açılan hırkanın çıplak bıraktığı gerdanıma ve bacaklarıma bakıyordu sapıııık!
Aşırı derecede dik dik bakması rahatsız etmişti. İstemsizce tırsmıştım.
Şeker:"Karan, hadi burdan çıkalım artık. Alacaklarımızı aldık. Daha evde işim var benim."
Karan niye aniden böyle tepki verdiğini anlamamış gibiydi.
Karan:"Tamam gidelim. Sende tekrar kusura bakma kardeş. "
Biz ordan ayrılırken adam hâlâ dik dik bana bakıyordu gözleri oyulasıca, götüne giresice, Furkan'a sokup çıkardığım florasan götüne girsin, oruspu evladı, piç.
Aldıklarımızı ödedikten sonra arabaya gelmiştik. Karan önce beni sonra eşylasrı yerleştirip arabaya bindi.
Karan:"Şeker, niye aniden öyle davrandın az önce içeride?"
Şeker:"Adam dik dik bakınca rahatsız olum başka bir nedeni yok."
Karan tam kapının kolunu tutmuşken onu tuttum.
Şeker:"Gitme boş ver. "
Karan:"Tamam ama bir daha böyle bir durumda bana söylüyorsun tamam mı?"
Kaşları çatık bir şekilde sormuştu. Suçlu bir çocuk gibi başımı salladığımda kollarını bana dolamış ve beni iyice kendine çekmişti.
Çok geçmeden bende ona kollarımı doladım. Bir süre sarıldıktan sonra ayrılmıştık.
Şeker:"Karan parka gidelim mi?"
Karan:"Gidelim de niye?"
Şeker:"Niyezi mi var. Oyun oynayan çocukları görmek istiyorum."
Karan:"Tamam gidelim."
Bana gülümsemişti ve kalbim yine her zamanki gibi teklemişti.
Sıcağa daha fazla dayanamadığım için üzerimdeki hırkayı çıkarınca Karan'ın bakışlarını bir an üzerimde hissetmem ile daha çok sıcak basmıştı.
Karan bana dönüp;
Karan:"Kızardın mı sen?"
Şeker:"Hava çok sıcak ya ondandır."
Onaylarca başını salladığında parka gelmiştik. Resmen hiç çocuk yoktu.
Karan beni kucaklayıp salıncağa oturtup kemeri bağlamıştı. Şu an içimdeki kız çocuğu güle oynaya bağırıyordu.
Karan beni sallamaya başladığında çok mutluydum. Bir elimi gökyüzüne uzatmıştım.
Karan beni durdurup kendiside diğer salıncağa oturmuştu. Birkaç dakika sonra gelen pamuk şekerci ile Karan'a baktım.
Şeker:"Karan bana pamuk şeker alır mısın?"
Karan:"Şeker hastası olduğunu biliyorsun değil mi?"
Şeker:"Evet ama cidden çok merak ettim hem az yerim kalanı senin olur olmaz mı?"
Sonunda ikna ettiğimde elindeki pamuk şeker ile yanıma gelmişti. Tadı cidden çok güzeldi. Elimle bir parça koparıp Karan'a uzattığımda bir elime birde yüzüme bakıyordu.
Şeker:"Ne bakıyon öyle ye sene!"
Şekeri yediğinde kocaman bir sırıtma oluşmuştu yüzümde. Taki biz öylece oturup pamuk şeker yerken parka benim yaşıtlarımda bir çocuk gelmesi ile yüzüm asılmıştı.
Çocuk:"O güzellim merhaba."
Şeker:"Güzel mi hani nerde?"
Çocuk:"Sensin işte."
Şeker:"Ben güzelim? Güldürme beni ya."
Çocuk:"Ne dedim ki sanki güzelim. Tanışalım diye gelmiştim."
Şeker:"Özür dilerim ama erkekler dikkatimi çekmiyor. "
Çocuk:"Nasıl yani?"
Şeker:"Lezbiyenim ben. Ve sevgilim var o yüzden rahat bırakırsan sevinirim."
Karan' baktığımda boynundaki damarları belirginleşmiş ve yüzü kızarmıştı. Buna ne oluyor amına koyim?
Çocuk:"Lezbiyen olsanda fark etmez. Biraz konuşalım işte. Belki erkekleri seversin."
Bana birkaç adım atması ile Karan'ın ona yumruk atması bir olmuştu. Ben ise istemsizce çığlık atmıştım. Korkuyordum.
Karan:"Yeter amına koyim. Bırak kızı. "
Karan yerde yatan çocuğu yumruklu yordu. Yüzü gözü dağılmıştı. Korkuyordum ve ellerim titriyordu.
Karan beni fark edince çocuğu bırakıp yanıma gelmişti. O yanıma gelince çocuk eli ile patlayan dudağını siliyordu.
Bana sıkı sıkı sarılmıştı.
Karan:"Özür dilerim kendimi tutamadım."
Kollarımı ona dolayıp göz yaşlarımı serbest bırakmıştım. Bir süre öylece oturup ağlamamın dinmesini beklemişti.
Ben tam olarak sakinleşince, beni arbaya bindirmiş daha sonra eve gelmiştik.
Gelir gelmez beni direkt odama çıkarmıştı.
Karan:"Daha iyi misin?"
Şeker:"İyiyim. Sadece aniden birbirinize girince korktum."
O an yüzüne müzip bir ifade kondurdu.
Karan:"Yoksa benim için mi korktun şaşpik şey seni?"
Şeker:"Manyak mısın sen? Tabiki kendim için korktum. Mazallah hızını alamayıp benide döversin diye."
Dediklerim ile suratını ekşitmişti.
Karan:"Tabi tabi."
Bir anda bakışlarım istemsizce ellerine düşmüştü. Hep soyulmuş yara olmuştu.
Şeker:"Karan, banyodaki ilk yarsım kutusunu getirir misin?"
Karan:"Getireyim getireyim de bir yerine bir şey mi oldu? "
Şeker:"Benim bir şeyim yok. Senin ellerin çok kötü duruyor onlara bakalım diyecektim."
Karan:"Gerek yok ben kendim bakarım birazdan."
Şeker:"Karan! Ben dediysem bakıcam. Şimdi git getir kutuyu."
Karan:"Getirmezsem burakmazsın değil mi?"
Şeker:"Evet."
Başımı sallayıp sırıttığımda yanağımda bir makas alarak oflayıp banyoya girdi.
Elimde kutu ile gelip yanıma oturunca ona dönüp çantayı açtım.
Pamuğa ilaç döküp yara olan yerlere bilerek ellerini hemen çekti.
Karan:"Acıdı yavaş ol sana!"
Şeker:"Hıh! Götüm."
Karan:"Kıçım!"
Daha nazik bir şekilde sürüp üflediğimde istemsizce yüzümde bir tebessüm oluştu.
Bu arada abicim eller gerçek mi çok yakışıklı. Damarlara bak damarlara. Yaralar ellerini daha karizmatik gösteriyor aq.
Ellerini temizledikten sonra krem sürüp sargı bezi ile sarmıştım.
Şeker:"Geçmiş olsun efenim."
Karan:"Ama hâlâ acıyorgeçmedi. Arttı acısı."
Şeker:"Yanlış bir şey mi yaptım?"
Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda eli ile yanağını gösterdi.
Karan:"Yanağımı öpersen acısı gidermiş."
Şeker:"Atma Karan hadi kara kara yaylan."
Karan:"Vallaha şurdan şura gitmem."
Şeker:"Böyle nasıl öpim Allah aşkına. Boya bak. Bide bana bak. Yetişemem ki amına koyim!"
Karan:"Sen kızınca daha da tatlı oluyosun ya!"
Kafasını eğip dibine girince ne yapacağımı şaşırmıştım. Kesin fözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
Kendimi hemen toplayıp yanağını öpünce elimle kapıyı gösterdim.
Şeker:"Öptüm artık git hadiiiiiğğğ!"
Bağırınca hızla kalkıp gidince sırtımı yatağa yaslayıp uzanan bir pozisyona geldiğimde kapı aniden açıldı.
Karan:"Oo! Kızgın ve kırmızı şeker çok severim."
Şeker:Karaaaan!"
Yanda duran yastığı hızla fırlattım. Yastık yüzüne gelince öylece dikilip kaldı. Gözlerini kırpıştırıyordu. Sanırım böyle bir atak beklemiyordu.
Karan:"Nerenin havası bu güzelim'
Ah hint kumaşı mı kalmış şu devirde'
Sana benden bir tavsiye gel'
İnceldiği yerden kopalım biz."
Hızla yastığı bana fırlatmıştı. Ben daha ne olduğunu anlamadan dibinde birmil ve karnından gıdıklamaya başlamıştı.
Karan:"Güzel günler geçti çabucak'
Yakında büyük fırtına kopacak!'"
Şeker:"Zaten kopuyor şimdi."
Bir yandan ellerinden kurtulmaya bir yandan da ona cevap vermeye çalışıyordum.
Karan:"Bana cevap verme.
Güvendiğin dağlar önce seni yutacak'
Kendini prenses mi sanıyosun'
Sarayına soytarı mı arıyorsun '
Ben taktım sana o ismi çok yanılıyosun'"
Bende dayanamayıp ona eşlik ettiğinde bir an şaşırmış ama daha sonra yüz ifadesini değiştirmişti.
Şeker:"Seni kimler doldurmuş'
Kimler senden medet ummuş'
Hiç dönüp arkama baktın mı '
Dal kabukta doluşmuş"
Beni kimler hor görmüş'
Kimler benden üstünmüş'"
Sonunu değiştirip bize yerine ben yapmıştım.
Şeker:"Sonunda olan bana olmuş!' PUAHSHDJ VALLA YETER SAL ARTIK ÇATLİCAM!"
Ellerini çekince rahat bir nefes almıştım. Kapının önüne gidince bana baktı.
Karan:"Neyse ben gidiyorum sende biraz dinlen."
Tebessüm edip başım ile onayladım. Tabikide üşengeç bir insan olarak üzerimi değiştirmedim.
Telefonumu alıp gelen bildirimlere bakarken bir anda ekrana kayıtlı olmayan bir numara düştü.
*0546 ### ## ##: Npyon guddük.
*0546 ### ## ##: İyi misin?
*0546 ### ## ##: Karan ile siz ne iş 😉?
*0546 ### ## ##: Neyse benim işim çıktı sonra yine görüşürüz Şeker hanım 🍬🎀🧕🏻.
İstemsizce kahkaha atmıştım. Neye güldüğümü bende bilmiyordum. Attığı emojilere mi yoksa korkudan mı bende anlamamıştım.
Mal gibi gülüyordum. En son sakinleşebildiğimde gözlerimdeki yaşı silip tekrar ekrana döndüm. Bir şey yazmalı ya da babamlara söylemeli miydim?
Numaraya sadece görüldü atmıştım. Tam ayağa kalkıp babamların yanına gidecekken aklıma Furkan ve bir sürü abim olduğu geldi.
Ertuğrul abimi aramıştım. İlk çalışta açmıştı.
Ertuğrul:"Efendim füzelim?!"
Şeker:"Füze mi? Ne diyon abi benim beren füze?"
Ertuğrul:"Klavye hatası olmuş. Güzelim olacaktı. Şimdi ne oldu neden aradın?"
Şeker:"Sorgulamıyorum. Abi,babam ile konuşmam lâzım ve yürüyemiyorum. Bende dedim ki ; benim dağ gibi Ertuğrul abim var. O beni kaslı ve güçlü kolları babamın yanına kadar taşır. "
Ertuğrul:"Tamam geliyorum."
Telefonu yüzüme kapattıktan hemen sonra odaya dalmıştı resmen ayı.
Ellerimi uzattığım anda kucaklamıştı. Kollarımı hızla boynuna doladım.
Yolda giderken birkaç bmuştuk. Babamın odasına geldiğimizde kapıyı tıklayarak içeri girmişti. Babam bilgisayarın önünde oturmuş ve birşeylere bakıyordu.
Göz altları morarmış ve kızarmıştı. Omuzları çökmüştü.
Ertuğrul abim beni indirip odadan çıktı.
Şeker:"Babam ne yapıyorsun?"
Babam onca yorgunluğa rağmen içtenlikle gülümsemişti bana bana kıza.
Ulaş:"Gece eve giren adamı araştırıyoruz ama hâlâ bulamadık. Bir yandan da şirketteki işleri burdan yönetmeye çalışınca biraz karıştı."
Dudağımı ısırmıştım. Hepsi benim içindi. Şirketi saymazsak. Uykusuzluğun ve çökmesinin sebebi bendim.
Kollarımı babama sarıp kafamı göğsüne gömdüm.
Şeker:"Kendini bu kadar yorma baba. Hem sana bir şey göstermem lâzım."
Telefonumu babama uzattığımda kaşları çatık bir şekilde alıp okudu. Bir an gözlerinde bir ifade belirdi ama çok sürmedi ve tekrar kendisini hayal kırıklığına bıraktı.
İlk başta numarayı kontrol etmek için kendi telefonundan baktı. Orda olmadığını görünce kaşları iyice çatıldı.
Ulaş:"Kızım numarayı bana at da araştıralım. "
Başımı sallayıp numarayı babama attığımda başımı öpmüş ve beni göğsüne çekmişti.
Ulaş:"Biraz uyuyalım mı baba kız?"
Başımı hevesle ona çevirip başımı salladığımda beni kucaklayıp bir anda yatağa attı.
Kendisi de yanıma kıvrıldığında kollarımı ona sarıp gözlerimi kapattım.
Uykumdan duyduğum bağrışma sesleri ile irkilerek açmıştım. Kollarımı babama daha sıkı sarıp kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Babamda beni göğsüne bastırmıştı.
Aniden odaya nefes nefese dalan Furkan ile kalp atışlarım daha da hızlandı.
DEVAM EDECEK...
AĞAĞAĞĞAĞAĞA SONUNU BURDA BİTİRMEK BİLİYORUM ÇKO BÜYÜK ŞEREFSİZLİKTİ PUH
AHAHAHSHDHHDJUAHA!!!!!! ~NAZİRE
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
17.25k Okunma |
1.53k Oy |
0 Takip |
22 Bölümlü Kitap |