@toz_seker
|
Hellllllllooooo Yeni Bölüm GELDİ!!!!! 🍬🍭💅🏻🤎
Telsiz:"Tamam." Şeker:"Ben arka taraftan giriyorum. Dedektif Pildo sen de ön taraftan gir. Dedektif Oh sende çatıdan gir çabuk bu uyuşturucu kaçakçılarını yakalamalıyız. Destek ekipte bize yardıma geliyor." Tam arka kapıdan girmiştim o sırada Buray abla diye bağırınca adamlar beni görmüştü. Omzumdan vurulmuştum. Tam o sırada uyandım. Buray:"Abla kalk hadi okul var çabuk hazırlanalım. Wake up wake up!" Diyerek omzumu parmağı ile deşiyordu. Yataktan hemen fırlayıp banyoya koştum. Banyoda işim bittikten sonra üzerimi değiştirip saçlarımı iki taraftan balık sırtı ördüm. Saat 07:50'ydi. Okul saat 08:30'da başlıyordu. Hemen çantamı alıp aşağıya indim. Herkes kahvaltı sofrasına oturuyordu. Bende Duygu hanım ve Buray'ın arasına oturdum. Ulaş:" Pişt! Şekerim heyecanlı mısın okul için?" Heyecan ne kelime amk birazdan altıma sıçıcam heyecandan. Şeker:"Evet baya heyecanlıyım. Uzun bir süre sonra tekrar okulda olacağım için mutluyum." Ulaş:"Güzel güzel. Kahvaltıdan sonra sizi Demir bıraksın malum diperlerinin işi var." Sadece başımı sallamakla yetindim. O kadar heyecanlıydım ki heyecandan çok fazla yemek yemiştim. Ulaş bey hepimize harçlık vermişti. Ne kadar reddettiysem de zorla elime tutuşturmuştu. Buray,ben ve Furkan kahvaltıdan sonra hemen çantalarımızı alıp arabaya binmiştik. Demir hiç konuşmamıştı. Arada dikiz aynasından bize bakıyordu. *** Bir süre sonra büyük bir binanın önüne geldik. Binanın üzerinde 'Barkın Koleji.' yazıyordu. Toprağım da beni kapıda bekliyordu demek isterdim ama ne yazık ki Toprağın nakli daha alınmamıştı. Arabadan hemen inip okula girdik. Buray ile beraber müdürün odasına girip sınıfımı sormuştuk. Sınıfım 11/A'ydı. Buray'ı kendi sınıfına yolladıktan sonra kendi sınıfıma gelmiştim. En arkada boş bir sıra vardı ve çantamı oraya koymuştum. Furkan'da önden bir sıraya çantasını koyup hemen çıktı. Sınıfın içi bomboştu. Sanırım herkes bahçedeydi. Bir baş dakika falan sonra zil çaldı ve sınıf aniden kalabalıklaştı. Herkes gülerek konuşarak sınıfa gelmişti ama kimse beni fark etmemişti çok şükür. Dikkat çeken bir tip olmaktan hep çekinmişimdir. Bu yüzden görülmemek daha iyiydi. Herkes yerlerine oturduktan sonra sınıfa uzun boylu erkek bir hoca girdi. Hoca önce yoklamayı almıştı daha sonradan gözleri benimle kesişti. Hoca:"Evet arkadaşlar sınıfımıza yeni bir arkadaşınız katıldı. Gel kızım. Kendini tanıt." Başımla 'Hocam hiç gerek yok estağfurullah gelmiyim.' der gibi sallamaya çalıştım. Hoca ise eliyle gel hareketi yaptı. Tahtaya doğru gittiğimde niye bilmiyorum ama götüm öyle bir tutuştu ki anlatamam. Tahtanın önüne geldiğimde başladım konuşmaya; Şeker:" Adım Şeker,17 yaşındayım." Hocaya döndüm: Şeker:" Hocam yeter mi bu kadar tanıttığım?" Benim böyle dememle herkes kahkahalara boğulmuştu. Hoca bile gülüyordu. Hoca:" Tamam kızım yeter yeter. Hadi geç yerine." Ben yerime geçip oturduğumda hâlâ bana bakan gözleri hissediyordum. Rüzgar:" Ben de Rüzgar matematik öğretmeninizim aynı zamanda sınıf öğretmeniniz de benim. Umarım iyi anlaşırız Şekerim." *** Ders bitmişti ve tenefüs vaktiydi. İlk tenefüs 20 dakikaydı. Diğer tenefüsler ise 10 dakikaydı. Çok çişşşşşim geldiği için lavaboya gelmiştim. Herhangi bir kabinin kapsını tıklattım ses gelmeyince de girip kapıyı kilitledim. Ben tuvalete girer girmez kapı sesi duyuldu ve iki kız konuşuyordu; 1.Kız:"Kanka cidden kız çok güzeldi. Adı gibi şekerdi." 2.Kız:"Bence de çok güzeldi ama korkuyorum ya. Böyle güzel kızlar hep milletin sevgilisini çalıyor ya. " 1.Kız:"Yok ya bence öyle olmaz kız çok sıcak kanlıydı. Bence öyle bişey yapmaz ama yinede herkese güvenilmez biz yinede tedbiri bırakmayalım." Bir kaç dakika sonra lavabodan çıkmışlardı. Bende hemen kabinden çıkıp ellerimi yıkadım ve tam tuvaletten çıkarken bir el omzumu ittirip beni tekrar tuvalete soktu. Üç kız vardı ve üçü de çakma sarıydı öğğhk! Kızlar üzerime doğru yürüyünce geri geri gitmeye başladım. Gittim gittim gittim ve en son sırtım duvara değince durdum. Kızlar hâlâ üzerime geliyordu. 1.Kız:"Çabuk çıkar paralarını." Şeker:"Ne? Hayır tabiki param falan yok benim bi gidin babanız vermiyor mu size para?" 2.Kız:"Sorgulama çabuk çıkar paralarını." Şeker:"Ynımda para yok şu anda ve olsa da emin olun asla vermem. " İki kız kollarımdan tuttu ve beni duvara yapıştırdı. Diğer kız ise üzerime geliyordu ve karnıma tekme attı. Daha geçmeyen yaralarım tekrar dövülüyordu. Kız arka arkaya tekme,tokat, yumruk atıyordu. Saçımı tutup çektiğinde ağzımdan acı dolu bir inleme çıktı. Ardından yüzüme bir yumruk indirdi. Daha sonra ne olduğunu anlamadım. *** Gözümü açtığımda tuvaletteydim. Her yerim acıyordu yine her zamanki gibi. Sendeleyerek ayağa kalktığımda sadece yanaklarımın kızardığını ve dudağımın patladığını gördüm. Saçım balım dağılmıştı. Gömleğimi kaldırıp göbeğime baktığımda yaralarının tekrar kanadığını gördüm. Vicdansız topuklu ayakkabı ile atmıştı tekmeyi. Gönleğimde kan lekeleri vardı aynı zamanda topuklu ayakkabı ile vurduğu için küçük küçük yırtıklar vardı. Şu halinle biri beni görse kesin zombi filminden falan çıktığımı düşünürdü. Kendimi sendeleyerek tuvaletten dışarıya attım. Konuşma sesleri duyunca başımı o yöne doğru çevirdim. Sanırım tuvalette benim hakkımda konuşan kızlardı bunlar sesleri benziyordu. Yavaş yavaş onlara doğru adımladığımda beni fark edip yanıma geldiler. 1.Kız:"Şeker! Ne oldu sana böyle? Kim yaptı?" Kızların ikisinde koluma girip beni kenarıya merdivenlere oturttular. Başımı bile taşıyacak mecalim yoktu. 2.Kız:"Şeker iyi misin ses ver." Şeker:"Çok iyiyim hatta bombe gibiyim." Dedim çarpık bir gülümseme ile. 1.Kız:"Şeker kim yaptı bunu sana?" Şeker:"Tanımıyorum. Tenefüste lavabofaydım. Çıkarken beni durdurdular ve para istediler. Üzerimde yok deyince dövdüler. Sonrasını hatırlamıyorum. Şu an kaçıncı dersteyiz? 2.Kız:"Şu an 3. Dersteyiz." Derken eliyle karnımı açıyordu. Hiç engel olmadım zaten engel olcak halim yoktu. Gömleğimi sıyırınca ikisinin de gözleri dehşet ile açıldı. 1. Ve 2.Kız:"Oha! Senden sırf para alamadıkları için mi dövdüler?" Başımı sallayarak onayladığımda kızlardan birisi düşünmeye başladı. ¹.Kız:"Kaç kişilerdi?" Şeker:"Üç kişilerdi çakma sarışınlardı." 2.Kız:"Sende düşündüğümü mü düşünüyorsun Tuğba?" Tuğba:"Evet Rabia aynen öyle." Tuğba ve Tuğçe:"Kesinlikle Rümeysa, Hial ve Şeyma." İkisi kollarımdan tutup beni götürmeye başladılar. *** Okulun revirine geldiğimizde yan yana iki tane yatak vardı. Birinde perde çekilikti, diğeri ise açıktı. Hemşire beni açık olana oturtup gömleğimi sıyırıp karnımda ki yaraları açığa çıkardı. Hemşire yaraları görünce şaşırmıştı. Ne de olsa ilk dayak yiyişim değildi. Büyük ihtimalle şu an benim yerimde başka kız olsaydı mızmızlanırdı. Hemşire:"Kızım iki dakika bekle bem dikiş ipi getireyim. Karnının dikilmesi lazım." Diyerek yenımdan kalktı. O uzaklaşınca yatağa kendimi komple atıp uzandım ve gözlerimi kapadım. Gözlerimi tekrar açtığımda yanımda ki perde açılmış ve yatan kişi bana bakıyordu. Beyaz tenli, uzun boylu,yeşil gözlü ve alnına kadar gelen siyah dağınık saçları vardı. Yanıma hemşire geldiğnde önüne döndü. Hemşire:" Buraya dikiş atmam gerekiyor önce uyuşturup sonra dikeceğim." Şeker:"Kaç dikiş atılacak?" Hemşire:" 5 dikiş atılacak ama önce hem önüne hem arkasına uyuşturucu iğne vurmam lâzım." Şeker:"Abla hiç uyuşturma direkt olarak dik gitsin. 15 kere iğne batıp çıkacağına 5 kere batsın bitsin." Hemşire:"Ama acısına dayanamazsın." Şeker:"Dayanırım abla sen dik direkt." Hemşire elindeki ip ile karnımı dikerken bir yandan da yanımda yatan kişiye kaçamak bakışlar atıyordum. Bir kaç kere yarama bakmaya çalışmıştı. Daha sonradan benim baktığımı fark edince önüne dönmüştü. Hemşire dikişi attıktan sonra üzerine sargı sarmıştı. Hemşire:"Biraz dinlen kızım. Eve gidince de pansuman yap." Diyerek perdeyi çekip gitti. Gözlerimi kapatıp uykuya dalmam çok uzun sürmemişti. *** Gözümü açtığımda kimse yoktu. Duvar saatine baktığımda 14:58 geçiyordu. Günün bitmesine bir ders kalmıştı. Hemşire yenıma geldi ve bana rapor verdi. Raporu alıp revirden çıktım. Spor salonunun soyunma odasına girip dolabımdan beden dersi için aldığımız eşofman takımımı aldım ve hemen üzerime giydim. Daha sonra tuvalete gidip elimi yüzümü yıkayıp kurulayın ve dağılan saçlarımı saldım. Ördüğüm için kıvır kıvır olmuştu. Tenefüs zili çalınca herkes koridora çıkmıştı. O an Tuğçe ve Tuğba'yı gördüm. Onlarda beni görünce hemen yanıma geldiler. Tuğçe:"Şeker nasılsın? İyi misin?" Şeker:"İyiyim teşekkür ederim. Sadece 5 dikiş atıldı." Tuğba:"5 dikiş sence çok değil mi?" Şeker:"Boş verin dikişi falan kantine inelim mi? Benim biraz kan şekerim düştü sanırım arada gözüm kararıyo." Tuğçe:"Tamam inelim ama önce sınıfa uğrayıp cüzdanlarımızı alalım." Tuğba bir koluma Tuğçe diğer koluma girdi. Beraber kol kola sınıfa kadar gittik. Üçümüzde cüzdanlarımızı alıp tekrar kol kola kantine indik. Sıra beklerken Buray'ı gördüm. Yanıma doğru geliyordu. Buray:"Abla nerdeydin? Gün boyu seni aradım. Sınıfta yoktun, bahçede yoktun,kantinde yoktun ya kızlara dahi sordum tuvalette de yoktun. Nerdeydin Allah aşkına sen?" Şeker:" Şekerim düştü sanırım gözüm kararınca basamağa basamadım. Merdivenden yuvarlandım. Revirde dinleniyordum." Buray:"İyi misin peki şimdi?" Şeker:"İyiyim ablammmmm. Şimdide acıkınca birşeyler atıştırmaya geldim kabtine." Tuğçe:" Şeker bir şey sorcam siz kardeş misiniz?" Buray:"İvit kendisi öz ve öz ablam olur." Diyerek elini göğsüne koyup böbürlendi. Tuğba:"Nasıl yani? Ben sizin sadece bir kız kardeşiniz var sanıyordum. O da Buse'ydi. İki kız kardeşiniz mi var şimdi sizin?" Buray:"Yoo! Tek kız kardeşimiz var o da Şeker. Buse evlatlıktı evlatlık, zaten belliydi özürlü özürlü hareketleri vardı." Kantin sırası bize gelmişti. Şeker:"Neyse sıra bize geldi yiyeceklerimizi alıp masada konuşalım." Ben çilekli süt, karam ve çubuk kıraker almıştım, Buray muzlu süt almıştı, Tuğçe ile Tuğba ise çikolatalı süt almıştı. Beraber masaya oturduk. Tuğba:"Şimdi olayı baştan anlat Şekerim." Şeker:" Şimdi ben her zaman ki gibi evdeydim üvey babamın telefonu çaldı; birşeyler konuştular ve kapadı. Sonra beni odama yollayıp üvey annem ile konuşmuşlar. Bana da hazırlanmamı söylediler. İşte neymiş ben hastanede karışmışımda başkasının kızıymışımda neymişte. Daha sonra hastaneye gittik ve DNA testi yapıldı. Buse ve ben karışmışım. Olaylar öyle işte. Şimdi de burdayım." Buray:"Valla abla ne yalan söylim hayatın aynı Hint dizisi gibi mübarek." *** Zil çalmış ve hepimiz sınıflara dağılmıştık. Tuğçe ve Tuğba ile iyi anlaşmıştık. Onlara karşı kanım kaynamıştı. Beraber sınıfa girdiğimizde gözler bize çevrildi. Ama ben takar mıyım? Asla. Biraz bekledikten sonra Kısa boylu minyon tipli bir kadın hoca geldi. Şeker:"Hocam revirde ki görevli hemşire bunu vermemi istedi." Diyerek raporu verdim. Hoca da alıp sınıf defterinin arasına koydu. *** Son derste bittikten sonra Buray, ben ve Furkan dışarıya çıktık. Dönüşte Alparslan denen evde kalmış dev alacaktı zkxkckv. Dışarda beklerken önümüzde siyah bir BMW durdu. Bizde arabaya bindik. Furkan öne ben ve Buray ise arkadaydık. Yol boyunca kimseden çıt çıtmıyordu yine. *** Eve geldiğimizde Ertuğrul abi beni tuttuğu gibi çekip sarıldı. Şahtım kaymış nevrim dönmüştü. Bir yandan da yaralarım acıdığı için ağzımdan bir inleme çıktı. Ertuğrul:"İyi misin abim?" Şeker:"İyiyim iyiyim. Bu gün merdivenden yuvarlandım da o yüzden her yerim acıyoğğğğğ!" Diyerek yakındığımda Ulaş Bey ve Duygu Hanım gülmüştü. Ulaş:" Kızım akşam yemeğine arkadaşın Toprağı çağırır mısın? Annen falan tanışmış ama ben tanışmadım hem nasıl arkadaşların olduğunu merak ediyorum." Şeker:" Birazdan arayayım ona göre haber veririm." Diyerek odama çıkmıştım. Telefonumu cebimden çıarıp hemen kendimi yatağa attım ama yaralarım acımıştı. Heyecanla Toprak'ı arama tuşuna bastım. Çaldırıp hemen kapattım. Geriye dönmesi çok hızlı olmuştu. Toprak:"Efendim orangutan götlü lamam." Şeker:"Topitop akşam yemeğine bize gel gülüm. Seni özledim buluşmuş oluruz, hemde seni babamla tanıştırıcam." Toprak:" Kanka daha kaç gün oldu sen oraya gideli? Benim hemen gelip ailenle tanışmam biraz tuhaf olmaz mı?" Şeker:"Ne tuhafı len, hem bak ben olsam çağıramazdım kesin ama babam seninle tanışmak istiyor. İtiraz istemiyorum akşam geliyorsun okeeeeey!" Toprak:"Okeyyyyy! Birazdan damlatın oraya." Diyerek telefonu yüzüme kapattı. İki dakika sonra yine aradı; Toprak:" Kanka ben hemen kapattım heyecandan da sen konum at sana ben evin yerini bilmiyorum ehehehehe." Şeker:"Allah'ımın şizofreni. Attım attım ama dikkat et beş tane abim var artı ikizim ona göre davran tamam mı pokli Caillou." Telefonu kapadıktan hemen sonra whatsapptan konum attım. Yataktan kalkıp banyoya girip işlerimi hallettim. Üzerime yine rahat edeceğim birşeyler buldum. Üzerime yine kahve rengi bol bir kısa kollu t-shirt,üzerine krem rengi kırmızı çiçekli örgü hırka altıma da acı kahve bol paça pantolon giydim. Saçlarımı yine iki yandan balık sırtı ördüm. Tam merdivenlerden inerken zil çaldı. Toprak damlamıştı hemen. Koşarak kapıyı açtım. Şeker:"Hoş geldin Toprağmmmm." Toprak:"Hoş buldum Toz Şeker'im." O sırada Ertuğrul abi kaşları çatık bir şekilde geldi. Ertuğrul:" Şeker sakıncası yoksa bu kim kardeşim." Şeker:"Arkadaşım, İKİZİM, kardeşim, dostum, Toprağğm. Ulaş Bey akşam yemeğine davet etmişti hemen damlamış." Dememle abimin yüzünde bir tebessüm oluştu. Ertuğrul:"Hoş geldin Toprağm ben Şeker'in en sevdiği ve en küçük abisiyim." Diyerek güldü ardından tokalaştılar. Şeker:"Acaba biz Toprak ile odama çıkabilir miyiz? Hem biraz sohbet ederiz." Ertuğrul:" Tabi Toozzzzz Şekerim." Şeker:"Üffff! Toprak seni dövecem amip beyinli orangutan. Senin yüzüden herkes şimid Toz Şeker diyecek bana. Yürü yürü seni dövecem çocuk." Ayağımda ki terliği çıkarıp Toprak'ı odama doğru kovalamaya başladım. Ertuğrul abim bu halimize gülüyordu. Toprak kendini odaya attığında yatağa oturduk. Nefes nefese kalmıştım. Toprak:" Bir dakika lan senin dudağına ne oldu?" Sesini alçaltarak; Toprak:"Yoksa burda da mı dövüyolar?" Şeker:"Yok be Toprağm dövmüyolar. Ama bu gün dayak yedim. Okulda hemde ilk günden inanabiliyor musun?" Toprak:"Çabuk anlat kim dövdü?" Şeker:" Ya işte ben tuvalete gittim okulda o sırada üç kız tuvalete geldi. Birisi para istedi çakma sarışın yelloz. Aynı filizin şarkısındaki gibiydi aşırı iticiydi. ( Sarışın filiz adında yıldız geliyor dkkfkfkv.) İşte benim üzerimde para yok olsada vermem size banane amk dedim. Ondan sonra ikisi kollarımdan tutup beni duvara yapıştırsılar amma nevrim döndü öyle diyeyim kardeşim. O değil vicdansız topuklu giymiş karnıma bir kaç tane tekme attı yaralarımın üzerine daha kötü oldu revirde dikiş falan attılar. " Toprak:"Peki burdakilerin haberi var mı?" Şeker:"Yok sadece patlad dudağımı gördüler onda da merdivenden yuvarlandım dedim." Kalkıp kapıyı kilitledim ardından banyodan ilk yardım çantasını alıp yatağa oturdum. Sargıyı açıp yarayı tüm açtım. Toprak'ın gözleri dehşet ile açıldı. Toprak:"Şeker bu işin şakası yok senin hastaneye gitmen lazım hem şişmiş hem kabarmış. Ve yırtılmış dikiş atmışlar. Hastaneye gitmemiz lazım. " Şeker:"Gerek yok Toprak. Daha kötüleri oldu. Sen sadece pansuman yapar mısın?" Diyerek yatağa uzandım. O da çantadan oksijenli su, tentürdiyot,gazlı bez falan çıkardı. *** Toprak pansumanı bitirince karnımı kapattım. Beraber odadan çıkıp aşağıya salona geçtik. Otururken bir anda odaya Furkan girdi. Sinirle soluyup ikimize bakıp gitti. *** Akşam yemeği saaati gelince hepimiz yemek odasına gelmiştik ve fazladan bir sandalye daha vardı. Toprak ile Buray'ın yanına oturduk. Babamın başlaması ile hepimiz yemeğe başladık. Ulaş:" Ee! Toprak siz Şeker ile nasıl tanıştınız?" O sırada Toprak bana baktı. Göz göze gelmemiz ile benim 'Bamya' deyip kahkahayı basmamız bir oldu. Toprak:"Açıkçası efendim bizim mahallede bir kadın vardı çatlağın tekiydi. Daha 5 yaşında falandık. Kızı da sürekli benle uğraşıyordu. Benden yaşça büyüktü ve bir gün beni dövecekti. Şeker gelip beni kurtarmıştı. Arkamızdan 'Aptallar!' diye bağırdı. Bende o zamanlar bamyadan nefret ederdim. Bende onun arkasından 'Sende bamyasın!" Diye bağırmıştım. Sonra bizi kovalamaya başladı. Soluğu Medine teyzenin evinin orda aldık." Buray:"Şu armut aldığımız ev mi? Hani minnakın olduğu?" Toprak:" Evet Buray. Daha sonra Şeker'in şekeri düştü. Biraz garip bir cümle oldu ama neyse. Medine teyze de bize armut vermişti. Yemek istersek ağaçtan alabileceğimizi söylemişti. Biz de armutları yedikten sonra çok sevdiğimiz için armut almaya çıktık ağaca. O gün ilk defa Minnak'ın kuyruğuna bastım. Ve o gün bizi 10 tur koşturmuştu. Hiç unutmam. Daha sonra beraber armut yemeye başladık o zamandan beride arkadaşız. Haftada en az 1 kere Medine teyzenin bahçesinde buluşuruz." *** Yemek güzel geçmişti. Toprak'ı uğurlamıştık. Ulaş:"Açıkçası arkadaşına karşı ne yalan söyleyeyim biraz ön yargılıydım ama yemekte bütün ön yargılarım kırıldı. Baya iyi çocukmuş. Arkadaşlığınız da 12 yıl sürmüş. Aynı kardeş gibi büyümüşsünüz çok güzel kızım." *** Toprak ile ilgili biraz konuştuktan sonra odama gidip yatmıştım. DEVAM EDECEK... |
0% |