3. Bölüm

Bölüm 3: Kaçış Mümkün mü?

Ecrnn
trickywriter

Alaz, odasına geri götürüldüğünde hâlâ dizlerinin titremesini durduramıyordu. Yaşadıkları gerçek miydi? Yoksa korkunç bir kâbusun içinde miydi? Odaya adımını atar atmaz kapı arkasından kilitlendi. Kendisini yatağın kenarına bıraktı, nefesi kesik kesikti.

 

Gözlerini odanın soğuk duvarlarında gezdirirken, burada ne kadar süre kalacağını düşündü. Bu, bir tür esaret miydi? Atilla’nın kuralları, tehditleri ve o soğukkanlı tavırları, Alaz’i hem korkutuyor hem de içten içe meraklandırıyordu. Kimdi bu adam? Neden bir insan bu kadar acımasız olabilirdi?

 

Saatler geçti. Alaz, duvardaki saatin tiktaklarına kulak verirken, plan yapmaya çalıştı. Buradan kaçmanın bir yolu olmalı. Kapının kilitli olduğunu biliyordu, ama pencere? Yavaşça pencereye yürüdü. Perdeleri araladı ve dışarı baktı. Burası, şehrin dışında bir yer gibiydi. Aşağıda geniş bir bahçe ve bahçenin ucunda, demirden yapılmış yüksek bir çit vardı.

 

Arka tarafta birkaç adam nöbet tutuyordu. Ellerinde silahlar vardı. Alaz’in yutkunması zorlaştı. Bu kadar korunan bir yerden kaçmak mümkün müydü? Ama kendisini böylece teslim etmeyecekti. Bir şansı olmalıydı.

 

Gece yarısını biraz geçmişti. Koridordan ayak sesleri duydu. Alaz, yatağına oturup nefesini tutarak dinlemeye başladı. Kapının önünde durduklarını hissediyordu. Bir anahtarın dönme sesi duyuldu ve kapı açıldı. İçeri, Atilla’nın en güvendiği adamlardan biri olan Selim girdi.

 

“Uyanık olduğunu biliyorum,” dedi Selim, yüzünde sert bir ifade vardı. “Atilla Bey seni görmek istiyor.”

 

Alaz, bir süre duraksadı ama direnmenin anlamı olmadığını biliyordu. Sessizce ayağa kalktı ve Selim’in arkasından yürümeye başladı. Koridorlar karanlıktı, yalnızca birkaç zayıf ışık yanıyordu. İlerledikçe kalbi daha hızlı atmaya başladı.

 

Atilla, büyük bir çalışma masasının arkasında oturuyordu. Masanın üzerinde kalın dosyalar ve telefonlar vardı. Alaz, odaya girdiğinde Atilla başını kaldırmadan konuştu.

 

“Beni şaşırttın,” dedi sakin bir sesle. “Sandığından daha güçlü olduğunu düşünüyorum.”

 

Alaz, bu sözlerin anlamını çözemedi. “Ne demek istiyorsunuz?” diye sordu, sesi titreyerek.

 

Atilla, nihayet ona baktı. “Birçok insan benimle bu kadar kısa sürede konuşmaya cesaret edemez. Ama sen... korkuyorsun, evet. Ama aynı zamanda meydan okuyorsun. Bu hoşuma gidiyor.”

 

Alaz, onun gözlerinin içine bakmaya çalıştı. “Ben size meydan okumuyorum. Tek istediğim buradan çıkmak.”

 

Atilla bir kahkaha attı. Kahkahası soğuk ve ürkütücüydü. “Çıkmak mı? Nereye gideceksin? Dışarıda, benim düşmanlarım seni parçalar. Sana güvenemem. Ama bir şans vermek istiyorum.”

 

Alaz, bu sözler karşısında şaşkınlıkla irkildi. “Bir şans mı? Ne şansı?”

 

Atilla, masanın üzerine doğru eğildi. “Bir anlaşma. Burada kalacaksın, benimle çalışacaksın. Sana zarar vermemek için tek şartım bu. Karşılığında sana koruma ve hayatını garanti edebilirim. Kaçmayı düşünürsen, seni değil, sevdiklerini hedef alırım.”

 

Bu tehdit Alaz’in karnına yumruk yemiş gibi hissettirdi. Ailesi… Tek zayıf noktası buydu. “Onlara dokunmayın,” dedi, sesi neredeyse fısıltı gibiydi.

 

Atilla, gülümsedi. “O zaman kurallara uy.”

 

Alaz, geri odasına götürüldüğünde gözyaşlarını tutamıyordu. Hayatı bir anda nasıl bu hale gelmişti? Buradan kaçmak istiyordu, ama Atilla’nın tehditleri gözünü korkutuyordu. Ya kaçarken yakalanırsa? Ya ailesine zarar gelirse?

 

Ama içinde bir ses, mücadeleyi bırakmaması gerektiğini söylüyordu. Ertesi sabah bir karar aldı:

Bir plan yapmalıydı. Ve bu kez her şey mükemmel olmalıydı.

 

 

Bölüm : 20.11.2024 17:19 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...