5. Bölüm

Bölüm 5: Sessiz İsyan

Ecrnn
trickywriter

Alaz, odasına geri bırakıldığında tüm vücudu sızlıyordu. Acı yalnızca bedeniyle sınırlı değildi; ruhu da paramparça olmuştu. Atilla’nın soğukluğu, Alaz’in benliğine derin bir yara açmıştı. Ama bu sefer farklıydı. İlk kez, korkusunun yerini derin bir öfke almıştı.

 

“Beni ezmeye çalışıyor,” diye düşündü. “Ama teslim olmayacağım. Bu ceza onun kazandığını düşündürse de, içimdeki mücadeleyi asla yok edemeyecek.”

 

Bir sonraki sabah, odasına kahvaltı getiren hizmetlinin ardından dikkatlice kapıyı dinledi. Atilla’nın adamları sürekli koridorda devriye geziyordu, ancak Alaz saatleri takip ettikçe belirli bir düzen fark etmeye başlamıştı. Güvenlik yoğun görünse de, bu adamların her biri rutinlere bağlıydı.

 

Alaz, penceresinin kilitli olduğunu biliyordu. Ancak demir parmaklıkların gevşek bir köşesini fark etmişti. Burası, onun için bir kaçış ihtimali yaratıyordu. Ancak bunu gerçekleştirmek için zamana ve dikkatli bir plana ihtiyacı vardı.

 

O gün öğleden sonra, Atilla aniden odasına geldi. Sert bakışları Alaz’in üzerine dikilmişti. "Hazırlan," dedi. "Bugün benimle geleceksin."

 

Alaz şaşkınlıkla ona baktı. “Nereye?”

 

Atilla alaycı bir şekilde gülümsedi. “Soruların bu kadar ilgilendiğimi düşündürmesin. Bu benim kararımdı, o kadar. Söylediğim gibi yap.”

 

Alaz, itiraz etmenin tehlikeli olduğunu biliyordu. Yavaşça ayağa kalktı ve Atilla’nın ardından yürümeye başladı. Koridorlardan geçip büyük bir garaja vardıklarında, Atilla’nın siyah arabasına bindirildi. Yanlarında Selim ve başka bir koruma da vardı.

 

Araba, şehrin dışındaki bir yere doğru ilerledi. Yolculuk boyunca Atilla hiç konuşmadı, sadece telefonuna bakıyordu. Alaz, yan camdan dışarıyı izleyerek buranın neresi olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bir süre sonra, araç lüks bir malikanenin önünde durdu.

 

Atilla, arabadan inerken Alaz'a dönüp soğuk bir şekilde baktı. “Seni burada tutmak istemezdim. Ama düşmanlarımın seni kolayca bulabileceğini biliyorum. O yüzden yanımda olman gerekiyor.”

 

Alaz, neden burada olduğunu anlamıyordu. Ancak Atilla’nın düşmanları hakkında söyledikleri, onu biraz daha tedirgin etti. Bu adam gerçekten tehlikeli bir dünyada yaşıyordu ve Alaz, istemeden de olsa bu dünyanın bir parçası olmuştu.

 

Malikanenin içinde, büyük bir toplantı masası dikkatini çekti. Atilla, onu masanın başına oturttu ve diğer adamlarıyla kısa bir toplantı yaptı. Alaz, konuşmaları dinlemeye çalışıyordu, ancak Atilla’nın sert bakışları altında başını öne eğmek zorunda kaldı.

 

Toplantının ardından Atilla, Alaz'in yanına yaklaştı. “Sana bir şey anlatacağım,” dedi. “Bu dünyada güvende kalmak istiyorsan iki seçeneğin var: Ya güçlü olursun ya da başkalarının gücü seni ezer. Senin yerin hangisi olacak, Alaz?”

 

Alaz, gözlerinin içine bakarak cevap verdi. “Ben güçlü olmayı seçerim. Ama sizin gibi bir canavar olmadan.”

 

Atilla, bu sözler karşısında gülümsedi. “Canavar mı? Sana şunu hatırlatayım, Alaz: Ben bir canavar olmasaydım, şimdi burada değil, mezarda olurdum. Bu dünyada ayakta kalmanın başka bir yolu yok.”

 

O gece, Alaz odasında otururken bir karar aldı. Atilla’nın oyununa dahil olacak, ama kendi kurallarını koyacaktı. Eğer bu dünyada güçlü olmayı öğrenmek gerekiyorsa, bunu Atilla’nın kurallarıyla değil, kendi yöntemleriyle yapacaktı. Kaçış bir çözüm gibi görünmüyordu bu dünyayı içeriden çökertmek daha mantıklıydı.

 

Alaz, artık bir kurban gibi hissetmiyordu. Bunun yerine, Atilla’nın oyununda bir tehdit haline gelmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdı.

Bölüm : 22.11.2024 20:24 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...