Ela hanıma baktım. " İnsan doğurmakla ana doğurtmakla da baba olunmuyomuş bunu çok iyi bir şekilde öğrettin bize " keremle beraber sorgu odasından çıktık.

Benim öz sandığım annem annelik yapmamıştı belki ama şimdi ki annem çok iyi bir anneydi. Güneş....

Güneş gibi bir anne. Lakabım da onun gibi güneş. Saçlarım sarı olunca başka isim bulamadık. Sarışın kereme özgü bir tabir orası ayrı konu tabi.

" Evet herkes geçsin. Başlıyoruz bugün yeni çavuşumuz da başladı herkes tanıyor zaten." Levent tebessüm etti.

Artık tim ikiye ayrılmıştı. Timur abimin timi ve keremin timi. Timur abimin timi şöyleydi.

Timur

Ege

Onur

Eylem 

Umay

Mert

Bizim tim ise

Kerem

Ben

Can

Levent

Deniz

Aksel

" 300 koşu ile başlayın" kereme baktım ben bu kadar vicdansız değildim ya. " Üsteğmenim siz koşmıcaksınız galiba" diyince koşmaya başladım.

" Abi derin üsteğmen bu kadar canımızı okumuyodu ya." Diyen cana güldüm.

" Harbi abi yiğit komutanım da timini götürdü biz bize kaldık zaten." Aksele göz devirdim.

" Of evet burağım gitti ya" cana baktım " hayırdır foçalı bizi ki beğenmedin yoksa?"

" Estağfurullah komutanım" iyi güzel anlamında kafa salladım. Biz çoktan 200 turu bitirmiştik tabi.

" Çok konuşuyorsunuz!" Diye bağıran kereme baktım. Bana bakıp tebessüm etti asla tebessüm etmedim aaa.

" Evet şimdi koşu bittiğine göre üsteğmenimle bir dövüş mü yapsak?" Kıkırdama seslerini duydum. Timura baktım.

" Yüzbaşım canınıza mı susadınız acaba?" Güldü bu halime

" Belki de"

" Sıçtı" diyen canı duydum. " Peki o zaman başlayalım."

Timurun karşısına geçtim. Can levente doğru yaklaştı." Bak şimdi eğer derin yüzbaşım sinirliyse ilk önce başını iki yana ayırır."

Başımı iki yana salladım kıtlattım." Parmaklarını kıtlatcak şimdi." Parmakları da kıtlattım. " Son olarak sol eli yumruk olur." Sol elim de yumruktu. " Ve alaycı bir gülümseme"

Yüzüme gülümse yerleştirdim. Timur ilk atağı yaptı yumruğu savurdu. Yumruktan kaçtım. Bu sefer tekme savurdu bu sefer de tekmeden kaçtım.

Ani atakla yüzüne yumruğu geçirdim. Bu sefer o yumruğu attı ve yumruğunu çevirdim. " Yalancı insanlardan nefret ederim!" Diyip yumruğu geçirdim.

" Ben sana yalan söylemedim!"

" Söyledin!" Bir yumruk daha attım.

Tekme savururken ayak bileğini yakaladım." Yıllarca yalan söyledin yıllarca!"

" Ne yalanı?" Mert'in dediği şeyle Umay cevap verdi. " Babaları yaşıyor."

Yumruk atıcakken bileğimden tutup yere çekti." Ben sana yalan söylemedim abicim!"

" Kardeşler mi?" Umay onayladı.

" Abi deme bana abi deme!" Kasığına tekme attım. Yere düştü. " Abinim senin inkar etsen de öyle!" Beni yatırdı yere."değilsin ula değilsun!" Yüzüme yumruk attı.

Bu sefer ben onu çevirdim. Bir yumruk attım. Bir yumruk daha. " Yalandan nefret ediyorum!" Bir yumruk daha.

Bu sefer o beni yatırdı." Biliyorum!" İttim üstümden. " Bilmen birşeyi değiştirmez!" Kasığına tekme attım yeri boyladı.

" Komutanım bişi yapın" umayın sesini duydum." Karışma asker" diye seslendi kerem.

Tam yumruk atıcakken elimi kavradı." Özür dilerim" yüzüme yumruk attım. Timurun yüzü kan içindeydi.

" Özür dileyen insanları da sevmem!" Beraber takla attık. " Bunu da biliyorum."

" Komutanım"

" Karışma dedim Umay üsteğmen!"

" Birbirlerini öldürecekler"

" Benim askerlerim yapmaz!"

Sinirden gözüm dolmuştu. Tekme attım yüzüne. Burnundan kan aktı." Yeter durun!" Durmadan yumruk attım." Derin yeter!" Diye bağırınca durdum.

Ayağa kalktım. Timur abim yerde yatıyordu." Affetmicem seni asla! Ne seni ne de abilerimi!" Kumsal yaklaştı." Timura bak o iyi bilir birşeyleri yüzünde saklamayı zaten. Bana deniz bakar"

" Emin misin?" Kafamı sallayıp gittim. Göz yaşlarım teker teker aktı. Aktıkça elimin tersiyle sildim. Arabaya atlayıp lojmana sürdüm.

Lojmana gelince indim arabadan gitarımı çıkardım. Çardağa oturdum." Komutanım yok mu bir şarkı söylemeniz?" Bizimkiler ne ara gelmişti buraya ya.

" Söylerim foçalı" çardakta yerlerini aldılar.

Bir derdim var, artık tutamam içimde

Gitsem nereye kadar?

Kalsam neye yarar?

Hiç anlatamadım, hiç anlamadılar

Herkes neden düşman?

Herkes neden düşman?

Unuttuk hepsini, Nuh'un nefesini

Gelme yanıma, sen başkasın, ben başka

Bir derdim var, artık tutamam içimde

Gitsem nereye kadar?

Kalsam neye yarar?

Hiç anlatamadım, hiç anlamadılar

Bak, bu son perde

Oyun yok bundan sonra

Işık yok, hiçbir şey yok

Yok, yok, yok

Bir derdim var

(Bir derdim var)

Bir derdim var

(Bir derdim var)

Bir derdim var, (tutamam) içimde

Bir derdim var, artık tutamam içimde

​​​​​​

​​​​​Gitardan elimi çektim. Göz yaşım düştü. Eve girdim umut yatağıma yatmıştı tebessüm ettim. Şarkı söylemeye başladım.

Dam üstüne çul serer

Leyli de yâr loylu da yâr

Loy loy loy

Bilmem yâr kimi sever

A leylim nenni de kınalım

Nenni de yürürüm nenni de nenni

Bilmem yâr kimi sever

A leylim nenni de kınalım

Nenni de yürürüm nenni de nenni

Beni bir sevdiğim var

Leyli de yâr loylu da yâr

Loy loy loy

Günde on çeşit giyer

A leylim nenni de kınalım

Nenni de yürürüm nenni de nenni

Günde on çeşit giyer

A leylim nenni de kınalım

Nenni de belalım nenni de nenni

Girsem yârin koynuna

Leyli de yâr, loylu da yâr

Loy, loy, loy

Sabahtan öldürseler

A leylim nenni de kınalım

Nenni de belalım, nenni de nenni

Sabahtan öldürseler

A leylim nenni de kınalım

Nenni de yürürüm, nenni de nenni

Küçükten yâr seveni

Leyli de yâr, loylu da yâr

Loy, loy, loy

Cennete gönderseler

A leylim nenni de kınalım

Nenni de belalım, nenni de nenni

Cennete gönderseler

A leylim nenni de kınalım

Nenni de belalım, nenni de nenni

Bitince umutun saçına buse koyup çıktım. Benim için yorucu bir gündü. Deniz yanıma geldi pansuman yaptı.

Saçlarımdan öptü. Bende sarıldım ona. " Deniz"

" Söyle güzelim"

" Tek ihanet etmeyen sensin bu hayatta bana birde keremle kumsal." Yutkundu.

" Kuzum öyle düşünme. Ve haksızlık etme üstler böyle demese söylerlerdi."

" Timur abim yüzbaşı farkında mısın? Hadi en kötü karan abim bilir bu durumda. Albayın üstlerden onay alması lazım söylemeleri için. Bilerek söylemediler deniz."

" Sinirlisin bu yüzden böyle düşünüyorsun yapma."

" Deniz ben gerçekten yoruldum. Aman o haklıymış. Aman o üzülmesin. Aman o kırılmasın. Aman o incinmesin. Ben bunları düşüncek durumda değilim artık."

Keremin ağzından

Muhteşem deneyimimle derinin odasının camından girdim. Deniz derinle konuşuyordu.

" Deniz ben çok yoruldum. Aman o haklıymış. Aman o üzülmesin. Aman o kırılmasın. Aman o incinmesin. Ben bunları düşüncek durumda değilim artık."

Derinin bunu demesiyle göğsüme ağrı saplanmışı sanki." Ben sana haksızsın demiyorum ama önce bir dinle. Sana biz ne diyoruz liseden beri. Önce dinle sonra yargıla. Yargısız infaz yapma."

" Sen konuştun mu?" Biliyordum içten içe merak ettiğini.

" Konuştum."

" Ne dedi?"

" Görevdeymiş babam. Söylememesi gerekiyormuş." Alayla güldü." Peki ben zehirlendiğimde ya ölüm haberim gelseydi ona o zaman da bu kadar rahat olabilir miydi?"

" Derin yeter! Konu vatan!" Diyip yanına geldim. " Vatan için elinden geleni yaptı albayım. Yaptığın şu an şımarıklık."

" Kerem" deniz kereme baktı sakin olması için işaret yaptı." Sende askersin derin! Bu yaptığın askerliğe sığmaz. Sen bir Türk askerisin çocuk çocuk davranmayı kes!" Alayla güldü.

" Karan abim gibi konuştun. Onun gibisin. Onun gibi davranıyorsun. Sağol kerem cidden. Bir an beni her halimle kabul ediceğini sanmıştım."

" Saçmalamayın oğlum."

" Kabul ediyorum ama çocukluğunu değil. Sen bir Türk askerisin derin!"

" Bizim de duygularımız var yüzbaşı kerem! Bizim de canınız acıyabiliyor biz de insanız! Bizim de duygularımız var."

" Duygularını hafifletceksin o zaman asker!" Gözü doldu. " Sesini yükseltme bana!" Bir hafta öncesinde evlilik teklifi etmiştim. Ve kabul etmişti.

" Yükseltirim! Bu şımarıklığa devam edersen askeriye de yerin yok üsteğmen derin!"

" Öyle mi?"

" Öyle!" Elindeki yüzüğe baktı. Hayır derin hayır.

" O zaman hayatında da yerim yok yüzbaşı kerem." Elindeki yüzüğü çıkarıp parmağımın arasına koydu.

" Defol evimden defol!" İttirerek beni kapıdan attı. Gözümden yaş düştü. Çok mu ağır konuşmuştum? Ama o bir Türk askeriydi. Yaptığı çocukluktu.

​​​​​