Yeni Üyelik
12.
Bölüm

11:Bölüm

@tuana_miy

~SÜVEYDA~

 

Bölüm:11

 

(İntahar Meselesi)

 

Sözü aldıktan sonra üzerine bir t-shirt giyinip odadan çıktı ondan hemen sonra bende üzerime doğru düzgün bir şey giyinip çıktım.Aşağı indiğimizde Guşayı kanlar içinde gördük intihar etmişti.Avşin onu böyle görür görmez az önceki oflayan çocuksu hali geride kalmıştı.Guşanın ismini endişe dolu haykırmış koşarak merdivenlerden inerek onun başının üstüne gelmişti.Direk yere çöküp Guşayı kollarına sardı.Saniyeler içerisinde onu arabaya bindirip hastaneye doğru yol aldık.Hiç ambulansa falan arayıp vakit kayıp etmemek için kendileri götürmüşlerdi.Avşar ağa Avşin ve daye bir arabada bizler ise başka bir arabada hastaneye doğru yol aldık.Arabadan indiklerinde Avşinin yüzündeki endişeyi göre biliyordum.Avşar ağa Guşayı kucağına almış koşturarak hastane girişine götürüyordu.Bir taraftan bağırarak yardım istiyor sesinin titremesinde tedirginliyi,boğukluğundan ise üzüntüsü belli oluyordu.Bende arabadan inip hemen Avşinin yanına geçtim.Hemen elimden sıkıca tutdu ve bir az eğilerek kulağıma doğru fısıldadı "Elimi bırakma yanımdan da ayrılma" yüzünü sorgular gibi göz devirdiğimde hiç çekilmeden lafına devam etti "Kimseye güven olmaz benden habersiz alırlar seni,kimseye emanet de edemem güvenemem o yüzden yanı başımdan ayrılma"

 

Bu durumda bile beni düşünüyordu bu bana baya çekici gelmişti ancak hemen aklıma gelen fikirleri bir kenara itip yeniden konuya döndüm.Guşayı yoğun bakıma aldılar.Hem bilekkerini çok derin kesmiş .Bu yetmezmiş gibi odasında bir sürü ilaç kapları bulmuşlar.Üstüne birde sirke de bulmuşlar şükür ki kapağını açamamış olacak içmemişti.Bu kadar canına kast edecek ne vardı ? bunu anlayamıyordum işte.Belkide ben üzerine gitmiştim bilmiyorum eğer benim yüzündense çok ca üzülürdüm.Bir kaç kez içeriden hemşire çıkmıştı ondan Guşa nın nasıl olduğunu sorduk.Çok kan kayıp etmiş ve damarlarına çok zarar vermiş.Korkulacak bir şey olmadığını da eklemişlerdi.Sadece kan çok kayıp ettiği için bizden ona kan vermemizi

s

 

öyledi.Avşinin kanı uymamış sadece Heja ve Ben uyumlu gelmiştik.Aslında Avşinin de kanı uyumluydu sadece sigara içtiği için izin vermediler.Hemşire bize kan almak için bir odaya götürdü ısrarla Avşin de bizimle geldi ilk önce Heja

içeriye geçti bir kaç dakika sonra bembeyaz bir şekilde dışarıya

çıktı.O zaman öğrendim Hejayı kan tutduğunu.Sonra ben içeri geçtiğimde Avşin de gelmek istedi yalnız hemşire nedenini bilmediğim bir nedenden içeriye geçmesini istemedi.

"Büyük bir ameliyat falan yapmıyorsunuz alt tarafı kan alacaksınız"

 

*:Steril bir ortam bu yüzden izin veremiyoruz

 

"Jiyan da steril değil ona kalırsa ve sizde"

 

"Tamam Avşin sorun yok alt tarafı kan alacak"

 

"Ben kapıdayım bir şey olursa seslen sevgilim"

Başımı onaylar şekilde salladım.Her ne kadar basit bir şey olsada Avşinin bu gerginliği ister istemez benide etkilemişti.Avuç içlerim hafif terlemişti.İçeriye geçtik kanepe gibi bir şey vardı ancak kanepe gibi de değil di onun üzerinde oturdum.Kolumu sıkıca bağlayıp elimi açıp kapatmam talimatını verdi.Damarlarımın şişip belirmesi ile iyneyi damarıma yerleştirdi hiç beklemediğim bir anda konuşmaya başladı.

*Sakın sesini çıkarma dediğinde ne anlamda söylediğini bilmiyordum,yüzündeki mimikleri farklı olmuştu bana bir gazap la bakıyordu

*intikam alınacak Avşin ağanın en kıymetlisini elinde alacağız dedi ve sessizliği bozdu damarımdaki iyneyi çıkardı ve aldığı kanı bir kenara koydu.Elindeki pamukla damarıma bastırıp kolumu kavrayarak beni o kanepe gibi bir şeye sıkıştırdı ve devam etti

*Azad ağanın selamı var senin o evden cenazen çıkacak dediğinde hiç bir şey yapamadan Avşine seslendim,avazım çıktığınca bağırmıştım

*O güzel kocanla kendinize mezar bulun

dediğinde hemen Avşin içeriye girmişti bile dışarıdaki hemşire izin vermesede Hejanın sesi de kolidor da yankılandı.Avşin içeriye girdiği gibi o endişeli gözlerle bana baktı kız ise

*Bitdi Jiyan hanım gördünüz mü korkmaya gerek yokmuş

Kızın yüzü iki dakikaya değişmiş az önceki kenafir bakışlardan eser kalmamıştı.Resmen bir şeytan gibi yüz değiştirmişti

Avşin bana bakarak sorgular şekilde "Ne oldu ?"dedi ben sesimi çıkarmadan kız devam etti

*Hanım efendi bir az iğneden korktu her halde dediğinde bir çırpıda yerimden kalktım ve Avşinin yanına geçtim o ise emin olmak isim yeniden gözlerini gözlerime kenetledi

"Hıhı"sesim buğuk ve titrek çıkmıştı

Elini belime sararak saçımdan öptü

"Bir şey yok güzelim geçti"

beni sekinkeştirmek için söylemişti ama benim korkum farklıydı

"Gidelim" diye bildim sadece bu lafıma oda pek bir şey söylemeyerek oradan ayrıldık.Diğerlerinin yanına gelerek deminki yerimizde oturduk.

5-10 dakikada sonra başka bir hemşire çıktı ve durumunun iği olduğunu söyledi sadece 1-2 gün yinede hastanede kalacağını da ekledi.Zehirlendiği için ateşi falan ola bilirmiş.Avşar ağa da Avşine

"İstersen sen kızlarında al eve geç biz dururuz burda"

"Sen nasıl istersena abi"yüzünü dâye ye çevirdi ve devam etti

"Hastahane köşelerinde kendini yorma sen de gel kızlarla"

"Yok oğul emanete ihanet edemem Guşa iği olmadan buradan gidemem"

"Peki anne sen bilirsin "

Artık gece olmuştu biz Heja,Nûpel,ben Avşinle eve dönsek de Asiye Servinaz anne ile birlikte hastanede kaldı.Saat 3-4 sularıydı kızlar arabada çoktan uyumuştum.Ben ise gecenin zifiri karanlığında sokakları ışıklandıran lambalara bakıyordum.Ve Mardinden her ne kadar nefret etsem de hayran kalmaktan kendimi alamıyordum.Gözlerimi merakla açarak etrafa daha net bakmaya başlamıştım.Bir çocuk gibi içim kıpır kıpır dı.Elimle kapıyı sert şekilde sıktım.Sokaklar o kadar güzel görünüyordu ki

"Işıkları çok sevdin galiba"

"Evet bir yıldız gibi parlıyorlar"

"Bu ışıklara baktığın kadar bana böyle anlamlı bakmıyorsun"dedi sırıtarak bunu sadece gerilimi üstümüzden atmamız için yaptığı belliydi

"Avşin"

"Söyle kurban olduğum"

" Azad ağa ölümü ??"

"Nerden aklıma geldi neden soruyorsun ?"

"Hiç hastanede hemşireler konuşurken duydum"

"Ne zaman oldu bu ben niye duymadım ?"

"Bilmem dikkat etmemişsindir"

"Ne söylüyorlardı hemşireler ?"

"Hiç sadece ismini duydum merak ettim"

"Bu beni kıskandırır"

"Neden ? Bir isimden mi kıskandın beni ?"

"Hayır başka bir erkeği merak etmeni kıskandım sen sadece beni merak ede bilirsin"

"Yo o anlamda merak etmedim yani o gün "lafımı yardıma kesti

"merak etme sen yinede"

"söylesen Avşin cidden öldü mü?"

Araba bir anda durduğunda merkala önüme baktım konağa varmıştık bile

"Elin adamını merak edeceğine kızları uyandır" sinirle bana baktı bir şey demeden kızları uyandırdım.Çok derin uyumuşlardı.Zar zor uyandırdım içeriye geçtik Avşin salonda koltukta oturmuştu kızlar odasına çıktıktan sonra Avşinin yanına gelip oturdum.

"Seni kızdıracak bir şey mi yaptım ?"

çok saçma bir soru sormuştum evet yapmıştım ve bu yüzden sinirliydi dahada adana sorup kızdırıyordum

"Kızmadım kıskandım ikisi farklı şeyler hem sana kızamam ki"Dedi gülümseyerek

"Lütfen Avşin söyle"

"Jiyan benim bilmediğim bir şey mi oldu ?"

"oldu ama sen söyle ondan sonra söylerim"kaşlarını çattı ama pek de diretmedi ve söyledi

"O gün onu göğsünden vurdum ölmüştür her halde yani gidip Macit ağadan Macit ağa senin oğlunu gözünün önünde vurdum da ama bilmiyorum öldüm ölmedim ölmediyse tekrar vuracağım mı deseydim ?"

"n-e nasıl yani ?"

"Şaka yaptım hem Noldu neden tedirgin oldu ben bilmediğim ne var Jiyan ?!!"çok sinirlendiği genişlemiş omzundan,hızlanan soluklarından,ateş fışkıran gözlerinden belliydi

"Öyle bakma korkuyorum"

Gözlerini havaya kaldırıp ya sabır dilercesine baktı

"Korkma Jiyan söyle"

"Hastanedeyken"

"Evet !!??"

"Ben kan aldırdığımda o kız bana bir şey söyledi"

"Ne söyledi çatlatma adamı"

"Azad ağanın selamı var ikimizinde o evden ce-sedi çıkacak kendinize mezar arayın"

Oturduğu yerden doğrulara bağırmaya başladı

"Ne!?ne diyorsun Jiyan ?!"

Kolumdan serce tutarak kendine çekti

"Bana bunu niye Orda söylemedin?!"

"Avşin kolumu acıtıyorsun"

"Niye söylemedin diyorum bana cevap ver!?"

"Korktum"

"Ben varken neden korkuyorsun?"

Kolumu daha çok sıktığında istemsizce gözümden bir damla yaş aktı

"Can-ımı acıtıyorsun"

kekeleyerek zar zor bu lafı söyleye bilmişim sanki ne yaptığını fark edip hemen elini çekti.Kurtulan elimi diğer elimle tutdum resmen parmaklarının izi kalmıştı.

"Üzürdilerim,Üzürdilerim Jiyan bir anlık sinirle" Omuzlarımdan tutdu ve beni kendisine çekti lakin bunu umursamadan tekrar onu itdirdim.Onu salonda bırakıp odaya çıkmak için merdivenlere yöneldim ama belimden kavranan el ile olduğum yerde kaldım sadece .Beni kendisine döndürüp dahada kendine kenetledi.

"Avşin bırak beni " diye kendimi ondan uzaklaşdırmaya çalışıyordum

"Üzür dilerim bir anlık si-nir işte "

"Şimdi bunu yapan gelecekte ne."

Parmaklarıyla dudaklarımı kapattı ve o anlamlı gözlerle bana baktı sanki az önce öfkeden deliye dönen adam yokmuş gibi.Hiç bir şey söylemiyordu sadece ne dediğini gözlerinden anlaya bilirdim.O kömür karası gözler gözlerimi delip geçiyordu adete.Belindeki eli beni öyle kavramıştı ki,sanki onunla bir bütünüz.Dudaklarımdaki elini yavaşca çekti.Başını boynuma gömdü derin derin nefes alıyordu.Sanki kokuma doymaya çalışıyordu.

Bir anda boğuk bir ses geldi.Sesi hafif titremiş.Kafasını kaldırdığında gözleri kıp kırmızı olmuştu.Doğrusu çok yorgun görünüyordu.

"Seni kayıp etmekten deli gibi korkuyorum toprak gözlüm her an elimden kayacakmışsın gibi geliyor

adeta." yutkundu,kalbim sanki yerinden çıkacakmış gibi geliyordu.

"Asla korkma ben sadece sana aitim,sadece seninim sevgilim"

Bana daha çok sarıldı ve aniden belimdeki ellerini çekti ve omuzlarımdan tutdu

"Asla yanımdan ayırmayacağım seni asla yalnız bırakmayacağım eğer sana bir şey olursa kendimi asla affetmem"

Korkuyordu ilk defa bana bir şey olmasından biri korkuyordu.Sevilmek ne güzel duygu hele Avşin tarafından sevilmek bana huzur veriyordu lakin bu olayda ona zarar gelmesinden korkuyordum

"Sakın beni bırakma sana bir şey olursa ben yaşayamam bu hayatta ki tek şeyimsin sen bir anlık öfkeyle benim yüzümden sana bir şey olursa kendimi öldürüm Avşin yeminim olsun öldürürüm"

"Saçmalama bir daha senin ağzından böyle laflar duymuyorum anlaşıldım !?"

"Nebi bırakıp ölmek falan yok tamam mı!"

"Jiyan ?"

"Avşin söz ver !"

Sinirle nefes verdi bana göz devirerek başını salladı

"Söz Mardin güzeli söz"

İkimizde yorgunduk odamıza çıktık yatağa yattık bana kollarını sararak uyumaya başladı.Kafasını koyar koymaz nefesinin düzene girmesinden uyuduğunu anlamıştım.Bende kollarımı ona sararak gözlerimi kapattım.

Sabahım ilk ışıklarıyla gözlerimi açmıştım saate baktığımda ise saat daha 7 di.Sırtım diğer tarafa dönüktü Avşin kollarıyla sım sıkı sarmıştı beni zar zor diğer tarafıma döndüğümde Avşin bir az gırlasa da uyumaya devam etmişti.Ben ise şimdiye kadar ne yaşadığımızı kestirmeye çalışıyordum.Benim ani kararım,Avşin i öpmem,oryantel meselesi,kızları kapı dışarı yapmam sahi ne çabuk teslim olmuştum ona hiç diretmeden.Sanki beynim ona muhtaç olduğum üzere kodlanmıştı.Sanki Avşin olmazsa yarım kalırım,yalnız kalırım diye düşünüyordum.O iyi geliyordu bana her şeye rağmen.Az şey yaşamamıştım.Çocukluk travmalarım bana verilen cezalar teker teker aklıma gelirken bile gözlerimin dolmasına sebep oluyordu.Büyük kız oldum ve yinede bana bu cezaları uygulamaya devam etti.Gülizar halanın iğneliyici sözleri,Ritaj ağanın acımasızlığı,abilerimin bana bir eşiyaymışım gibi davranması yanıyordu canım çok yanıyordu hiç olmalığı kadar.En önemlisi bu kafama takılmıştı ya yanlış yapıyorsam.Ya Avşine teslim olmakta yalnış yapıyorsan gerçi başka çarem de yoktu.Diyelim onunla kaçmadım beni kesin Azad ağaya verirler di yada şimdi Avşinle boşandık diyelim nereye gidecektim? Ailem Avşinin intikamını benden almaya çalışırken oraya mı dönecektim.Avşin tek çarem tek yolumdu.Pekiya o beni beklemeyi seçerken ben neden bu aceleci kararı vermiştim? Eğer dün gece Guşa öyle olmasaydı şimdi gerçek karı kocaydık.Belkide korkuyordum.Belkide ona teslim olmazsam vaz geçer diye korkuyordum.En esası ise ya benden başkasına giderse ya beni artık sevmezse düşüncesiydi.Beni tek seven o iken onuda kayıp etmem beni derdinden sarsıtırdı.O nu seviyormuydum pekiya ? Evet seviyordum onu bu kadar kıskanırken sevmemem mümkün değildi.Değil sohbet etmek bir kadının ona baktığını görmek bile beni sinirlendiriyordu.Birden aklıma Guşa geldi acaba şimdi nasıldı düzelmişmiydi.Yada bunu neden yapmıştı acaba bizden saklıyor da Ferman acaba ona bir şey mi yapmıştı .Belkide bu yüzdendi kim bilir.Hastahanedeki olay hatırladığımda ise içime bir ürperme gelmişti sahi böyle bir şey ola bilirmiyi.Ya Avşine bir şey yaparlarsa.Ya onsuz kalırsam diye düşünmek canımı pek ce acımıştı.Bu düşüncelerim beynimi tırmalarken Avşinin sesiyle irkindim

"Sevgilim sen niye uyanıksın uyku mu tutmadı ?"

"Yarım saat falan olur uyandığım uyuyordum"

"Ne düşünüyorsun pekiya ?"

"yaşadıklarımı"

Dudağını yalıyarak,sırıttı ve sesi bir az ihtiraslı gelmişti

"Dün geceyimi?"

Dedi tekrar gülerek.

"Hayır Avşin geçmişte yaşadığım olaylar kafamda dönüp duruyordu"

"Geçmişi geçmişte bırak geçmiş sana ağırlık olmaktan başka bir şey vermez"

"Bırakamıyorum işte "

Bana sarıldı ve saçımı okşamaya başladı sanki her şey geçecek der gibi

"Avşin"

"Efendim?"

"Bu gün söyledim ya sana o meseleye ne yapacaksın?"

"Önlem alacağın güzelim başka bir şey yapmaya elim kolum bağlı"

"Neden ?"

"Gözler çok üzerimizde yârgânın zaten çoktan sabrı taştı eğer bir şey yaparsam bu soysuzlar kendini haklı çıkarır o yüzden bir şey yapamam ama güven bana bir şey olmayacak"

"Güveniyorum hemde kendimden bile daha çok"

"Bak seni uyarıyorum benim haberim olmadan ben olmadan hiç bir yere gitmeyeceksin anlaşıldım ? yanında kim olursa olsun Heja, Nûpel,Asiye hatda Dâye bile olsa bensiz gitmeyeceksin haber vereceksin bana anlaşıldım !?"

"Anlaşıldı"

"Bunu seni korumak için söylüyorum Jiyan beni yanlış anlama"

"Biliyorum"

"Ve en önemlisi bunu dikkatle dinle koruma bile olsa güvenmeyeceksin bir kerelik bir şey olmaz zaten korumayla gidiyorum lafı yok kimseye güven yok ya onların adamıysa? o yüzden tek kelime ile ben nereye sen oraya bu elimi asla bırakmayacaksın buda anlaşıldımı?"

"Anlaşıldı ama çok kısıtlamıyormusun?"

"Jiyan hafife alma ya bir şey olursa !?"

"Tamam korkma anlamdım"

"İği kulağına küpe olsun bensiz bir yere gitmek yok "

Endişeli olduğu her hali ile belliydi.Ellerini belimden çekerek doğrulup elleri ile yüzünü sıvazladı.

"Ve ayrıca Guşayı sana emanet ediyorum Bak Jiyan gözüne ondan ayırma oldumu ? Heja,Nûpel çocuk daha anlamıyor sen göz kulak ol"

"Acaba ben mi çok üzerine gittim ? benim yüzümdenmi oldu?"

"Kendimizi suçlamamızın anlamı yok Guşa her zaman böyledi başına buyruk bu olayın ne seninle nede benimle alakası yok"

"İyi bir azda olsun içim rahatladı doğrusu"

"Kalkalım mı?"

"Kalkalım hem Asiyelerde Gelir bir azdan"

Önce ben yüzümü yıkadım ve çıktım o sırada Avşin üstüne çoktan giymişti bende üzerimi değiştirdim Avşin ise boş olan banyoya girmiş oda elini yüzünü yıkıyordu .Aşağı indiğimde etraf çok sessizdi hali ile.Evde çok fazla hizmetli yoktu evin işlerini kızlar yapardı.Bir kaç tane görevli vardı onlarda haftada gelip ev temizliği yapardı konak büyük olduğu için biz yanlız başımıza temizleyemezdik.Daha önceden de konakta hiç hizmetli çalışmamış Avşinin babası Aziz ağa müsaade etmemiş.Avşin aşiretinin eskiden de düşmanı çokmuş kimseye güvenmemişler bu yüzden evin en katı kuralıdır yabancıya güvenmemek lakin bu kuralı bu evin gelini çiğnemişti.Yani ben Avşinde ilk önce bana yabancıydı ama ben onunla kaçmaya razı oldum o an her ne kadar diretsem de onunla kaçmaktan başka çarem yoktu.

 

Ben mutfağa ilerledim ve yemek hazırlamaya başladım bir az sonra Avşin de aşağıya indi.Ben domates doğrarken o ellerini kavuşturmuş kapının kenarından yaslanmış beni izliyordu.Kafamı kaldırırken onunla göz göze geldiğimizde bir az şaşırdım.Çok geçmedi oda yanıma geldi ve " Yardım etmemi istermisin ne yapayım?"

"Sen ne yapa bilirsin ki" Bu lafımı hem küçümseyerek hemde kinayeli bir şekilde söylemiştim

"Jiyan bende yemek yapa biliyorum "

"Zehirlenmeyiz değilmi?"

"Ha ha ha çok komik Jiyan Zemheroğlu izle ve gör"

Doğrusu eşyaların,kapların yerini bilmesede malzemeleri önüne koyduktan sonra baya baya yemek yapmaya başlamıştı.Yemek demeyeyim de krel yapmaya başlamıştı.Tüm malzemeleri bir kapta karıştırdı sonra ocağa koyduğu tavaya bir az yağ ilave etdi.Az önce küçümsemiştim ama baya baya yapıyordu hatta benden daha iyi.Ben her şeyi hazır etmiştim.Avşin ekmekleride kızartıkdan sonra birlikte sofrayı da hazırlamıştık.

Avşin bir kenarda benim eserim der gibi bakıyordu bir eli belinde diğer elinide masaya yaslamıştı bu hali beni epey güldürmüştü

"Sevgilim ben kızları uyandıracağım her halde geç uyudular diye uyuya kalmışlar"

"Tamam bir tanem sen çağır"

Merdivenleri doğru yöneldim 2 ci kata kızların odasına geldim.Kapıyı bir kaç kez tıkladım ne olur ne olmaz diye ne de olsa onların odası özeli izinsiz girmek etik olmaz diğe düşündüm.Normal olarak uyudukları için bir tepki vermemişlerdi bende içeriye geçtim.İkiside mışıl mışıl uyuyorlardı.İlk önce Hejanın yanına gitdim hafif seslenerek uyandırmaya çalıştım

"Heja güzelim hadi sabah oldu uyan"

"hııhı"

Sadece başından etmek için öyle ses çıkardı lakin yeniden seslenince göz kapaklarını açtı

"Uyan bakalım uyuyan güzel kahvaltı hazır"

"Yaaa yenge 5 dakika daha"

"Avşin abin krep yatı,ekmek kızartıtı bence bunu kaçırmamalısın"

Gözleri fal taşı gibi açılmıştı adete bana öylece baka kalmıştı

"Hadi hadi sallanma uyan "

Dedim ve diğer tarafta uyuyan Nûpellin yanına geçtim

"Hadi Nûpel uyan bakalım kahvaltı hazır"

"Yenge geliyorum şimdi 5 dakika"

"1 dakika bile yok çünki Avşin abin özel olarak hazırladı ayıp olmasın"

Nûpel yine mızmızlanınca bende Hejayı uyandırmasını söyleyip aşağı indim"

"Geliyorlar kızlar bir azdan inerler"

Avşin Masada yalnız oturmuş resmen bizi bekliyordu melül melül

"Onları bekleyemem sende gel başlayalım biz"

"

 

Olmaz öyle kızlarda gelsinler sonra "

Of layarak bana bakıyordu bende daha fazla ayak üste durmayıp Avşinin yanına geçtim çok geçmedi Nûpel ve Heja da geldi masaya oturup kahvaltı etmeye başladık kızlar masadakiler sorgular tipe bakıyordular resmen

"Gözlerinize inanmadınız galiba"

diyip Hafif dudak altından kıkırdamaya başladım

Nûpel:"Ay ne biliyim yenge ben şimdiye kadar abimin yenmek yaptığını görmedim elinden gelmez bence sen uyandırmak için öyle dedin her halde"

"Ne demek bu Nûpel ben beceriksizmiyim? alt tarafı krep ve ekmek kızartdım ne var bunda hem ben universite yıllarında kendim yapıyordum yemeği"

"Tamam kocacığım kızma sen bunlar ne anlar ki ya"

"Aşk olsun yenge teessüf ederim"

"Hiç bakma Heja vallaha senden benden daha iyi yaptı"

Bu lafıma Heja ve Nûpel de gülmesini saklayamayıp kıkırdamaya başlamışlardı bile.

Yemek güzel olmuştu yemekleri yedikten sonra sofrayı kaldırmak için ayaklandık.Biz sofrayı toplarken Avşin kanepede oturuyordu kızlarda ona takılmak için laf atmaya başlamışlardı

Heja:"Abi sen toplamaya da yardım edersin diğe düşünmüştüm"

"Siz bakın dalganızı hem sabah sizin yapacağınız işi yaptım utanmıyorsunuz abinize yemek yaptırmaya"

"İlk önce kocacığım alt tarafı krep yaptı ne var bunda biz her gün yapıyoruz ve sen kızlara değil karına yardım etdin olmazmı?"

"Allah Allah!"diye kinaye ile cevap vermişti yüzüme bakarak

"Şunlara bak gelin baldız birleşmiş bana laf yetiştiriyorlar aklımda tutdum kızlar sizde aşk olsun abinizin tarafını tutmaktansa"

Nûpel:"Malesef abiciğim ama senin papuçunu çok dama attık"

"Hıhı ben odaya çıkıyorum Jiyan için bitikten sonra haber ver hastahaneye gideceğiz bakalım Guşa nasıl olmuş"

"Baş üstüne kocacığım"

"Ha şöyle bir az laf dine"

Sofrayı topladıkdan sonra bulaşıkları makineye attık ve bende odaya çıktım o sırada kapının önünden Avşinin sesi geliyordu belli ki telefonla konuşuyordu içeriye geçtiğimde konuşması bitmişti

"Kiminle konuşuyordun?"

"Avşarla,Guşa iyiymiş taburcu etmişler 1-2 saate gelirler"

"Çok sevindim inşallah tez vakitte kendini toparlar"

"Dediğim gibi Jiyan ona sen göz kulak ol bir şey olursa ya abime yada bana haber ver ne olursa olsun"

"Tamam merak etme gözümü ayırmayacağım ondan"

"Ve bir daha bir şey duyarsan,biri sana bir şey söylerse ilk bana söyleyeceksin ne olursa olsun tamammı? korkmak çekinmek yok"

"Ben sinirlenme diye söylemedim"

"Söyleyeceksin Jiyan kadın seni canın ile tehdit etmiş senin söylediğine bak"

"doğru söy...

"Ben dediğimi dedim Jiyan eğer birdaha benden bir şey saklarsan külahları değişiriz"

Başımla onaylar şekilde salladım.

 

Çok geçmemiş Avşin işleri olduğunu söyleyip gitmiş biz ise kızlarla kalmıştık.Evdeki bir iki işi yaptıktan sonra Guşanın gelmesini bekledik salonda oturmuş kahvemizi yudumlarken kapının çalınması ile hemen kapıyı açtık Asiye ve daye Guşanın koluna girmiş Guşanın sa beti benzi akmıştı.İçeri geçtikten daye salona geçti bende Guşanın koluna girerek odasına çıkardık.Kolları sargılı kıpırdatamıyordu bile.Yatağına yatırdık Asiye aşağı indi ancak ben onunla bir az konuşmak istemiştim

"İği misin ?"

"Konuşmak istemiyorum"

"Benim yüzümdenmi?"

"Hayır"

"Neden pekiya ? neden yaptın ?"

"Konuşmak istemiyorum Jiyan"

"Utanmana çekinmene gerek yok bende senin bir kardeşin bana söyleye bilirsin her şeyi Ferman..

Yutkundum resmen laflar boğazımda takılı kalmıştı

"Ferman sana bir şey mi yaptı yoksa onun içinmi böyle bir

şeye kalkıştın?"

"Onun için ama bir şey yaptığı için değil"

"Neden pekiya"

"İnandım Jiyan şimdi onun olmaması

ölmesi beni bitirdi"

"Ama Guşa bunca

"Jiyan ne olursa olsun ben onu seviyorum

 

~Süveyda ~

BÖLÜMÜN SONU

 

Naber izci kurtlarım?

 

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum 💓

 

 

Loading...
0%