Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3:Bölüm

@tuana_miy

~Süveyda~


Bölüm:3


"O iş olmak zorundamı?"

"Hangi iş "

"Birlikte olmamız şartmı diyorum "

"Güzelim zaten birlikteyiz "

"Onu demiyorum düğün akşamını diyorum "

"Ee nolmuş düğün akşamına???"

"Avşin anladın işte"

"Aa haşa anlamadım cidden"

"Seks diyorum seks yapmak zorundamıyız"

dediğim gibi eliyle ağzımı tutdu kendisi de şaşırmıştı

"Böyle açık-açık söyleyeceğini tahmin etmemiştim"

elini ağzımdan çekdim ve

"Zorundamıyız ??"

"Değiliz toprak gözlüm ne zaman istersen,ne zaman hazır olursan ozaman sen istemeden sana asla dokunmam tamamı? oldumu ?"

"Söz mü?"

"Söz "

"Pekiya nolcak bundan sonra?"

"Ne gibi güzelim?"

"Alânlarla kan davası devam mı edecek zaten çok insanın kanı dökülmedimi neden buna son vermiyorsun ?"

"Toprak gözlüm hiç kimse kan dökülmesini istemez,gaddar lakabını verdikleri bende istemem amma her defasında bunu başlatan Alân aşireti hiç duydunmu Avşin Zemheroğlu Alânlar hiçbir şey yapmasalar bile baskın düzenledi diye?"

"Duymadım"

"Onların döktüğü kanın intikamı alınmalı töre,kanun,örf adet böyle ben böyle gördüm be güzelim"

"İntikam almasan olmuyormu?"

"Yorma kendini gülüm yat uyu"

"Burda mı uyuyacağım?"

"İstersen olur ben daha çok benim koynumda uyumanı isterim amma düğünden önce olmaz derler sen en iyisi bizim kızların odasına geç zaten şimdiden seni sevdiler"

"Aşağı iniyorum ozman"

"İn güzelim"

Evlilikten geri dönemezdim,yada evime gidemezdim,artık boyun eğmek zamanı gelmişti galiba.Okadar esdim gürledim şimdi çaresizdim resmen adamla bana dokunmaması için anlaşma yapmıştım.Ritaj ağa hayatımı tamamile kararmıştı .Pekiya dillerine doladıkları gaddar ağa gerçekden öylemiydi.Gözlerimin içine bakışı,dokunmaya bile kıyamayışı,daha yeni gelmiştim tam olarak tanımıyordum onu doğru amma gözler okadar şeyi anlatıyor ki,aşağı indiğimde herkez bana baktı.Oturanlar arasında bir farklı kadın vardı.Arkadan Avşinin sesini duydum.

"dayê tu li ku bûyî(anne neredeydin)"


"kurê min amcanın ve babanın mezarına gitmiştim duydum ki,meseleler olmuş kızı kaçıracağım dediğinde sana inanmamıştım bir anlık sinirle söyledin sanmıştım"

"dayê benim hiç sinirle karar verdiğimi gördünmü?Jiyan bir anlık sinir değil nefes aldığım her an hem sen söylemiyormuydun evlen diye bak sana Mardinin en güzel kızını getirdim"

"Mardinin en güzel kızı olduğu belli bakallım güzelliği gibide karakteri varmı,bizim aileye layik bir gelinmi"

"Ona hiç şüpen olasın daye"

"Orda öyle durma kızım gelsene hele sende atık bu evin bir kızısın ne derdin olursa burdayım hiç çekinmeden söyle,Avşin biraz kabadır,sinirlidir seni üzecek olursa ilk önce bana söyle tamam mı?"

"Tamam daye"


&


Kızlar masayı hazırlamışlardı ben onlarla birlikde masaya kahvaltı için otururken Avşin ve Avşar ağa yargan çağırdığı için ağalar ve aşiretlerle toplantıya gitdiler.Üzerimde kızların verdiği elbise vardı.Çıkmadan Avşin odada bana özel surpriz olduğunu söyledi bu yüzden bir az heyecanlanmıştım.Yemekleri bitirdikden sonra her kez masadan kalktı, daye salona geçdi ve benden kahve yapmamı istedi.

"Jiyan kızım bana bir kahve yaparmısın kendinede yap 2 lafın belini kıralım şurda"Daye ye onaylıyıcak şekilde seslendim ve masayı topladıktan sonra kahve yapmaya başladım.Dayenin nasıl kahve içtiğini bilmediğim için kızlardan sordum ve sade içtiğini öğrendim.Kahve yapdığımı gören kızlar onlarada yapmamı rica etdiler.Guşa yüzüne kil maskesi sürmüş ortalıkta ruh gibi dolanıyordu.Asiye ise kahvaltıdaki bulaşıkları makineye yerleştiriyordu.

"Bu devirde gelin olmak ne güzel.İyiki çeyizimde makineyi getirmişim"

Cezvedeki kahveyi fincanlara doldurdum ve tepsiye dizdim sonra bardaklara sularını koydum minik bir tabakta hem kurabiye hem de lokum koydum ve salona götürdüm.Daye kitap okuyordu ve bir taraftanda patik örüyordu.Kızlar da içeri geçdiğinde Asiye patiki gördüğünde oflamaya başladı.

"Ah be daye patik koleksiyonu oldu dolap vallaha,ben almaktan yoruldum sen yapmaktan yorulmadın"

"Bunu sana yapmlyorum ki,Jiyan kızıma yapıyordum"

"Ne?banamı?neden?"

"Giy diye töbe estağfirullah kız çocuk için yapıyor daye kim için yapcak"

"Kimin çocuğu?"

"Seninle Avşinin gelecekteki çocuğuna"

"Erken değilmi daha buraya geldiğimin 1 ci günü ve biz daha evlenmedik"

"Ya anne haklı amma kız"

"Allah allah torunum patiktemi yapmayayım"

Çokda üzerine gitmedik,amma baya erkendi adamı tanımıyordum bile şimdiden torun mu düşünüyordu daye.Kahvelerimizi de bitirdikden sonra kızlar odalarına çekildi.Asiye ise bahçede dolaşmaya çıktı.Benimde gelemem için teklif etsede ben gitmedim.Doğrusu Avşin Zemheroğlunun hediyyesini merak ediyordum.Odaya çıkdım yani onun odasına.Kapıyı açdım ve beni iri bir lale buketi karşıladı amma bu sefer buket krem ve kırmızı lalelerle donatılmıştı.Kırmızı lale sevginin ve aşkın simgesiydi,krem renkteki lale ise sonsuz aşkın simgesiydi.Buketin yanında büyük bir kutu ve kutunun üzerinde yüzük kutusu vardı.Kutuyu elime aldım ve açtım kutunun içinde minik bir not vardı.Yüzük ise mavi taşlı bir yüzüktü



notda ise.

"Lalenin anlamını biliyor ola bilirsin toprak gözlüm amma mavi taşlı yüzüğün anlamını muhtemelen bilmiyorsun,mavi taşlı yüzük sadakatin sembolüdür hep sana sadık olacağımdan şüpen olmasın "


Kocan AVŞİN ZEMHEROĞLU


Yüzük çok güzeldi gerçekden,kutusundan çıkarıp parmağıma takacaken yüzüğün takılı olduğu minderin altından bir not daha çıkdı

"Oooo güzelim bu notu gördüysen muhtemelen yüzüğü takmak için kutusun dan almışsındır yani sende boş değilsin mardin güzeli kabul et sevdin sende beni"


Bitanecik Kocan


Ay bu baya delirmiş paronayağa bağlamış bay baya.Amma hakkın yemeyeceğim yüzük çok zarif ve güzel hele anlamı dahada güzeldi.Diğer kutuyuda açtığımda güzel sade bir elbise ve baş örtüsü karşıladı beni tabi yine üsdünde not vardı.

"Akşama nikatımız var toprak gözlüm bunları giyinmeni ve yüzüğü takmanı rica ediyorum"


Bu sefer kocan falan yazmamıştı. Elbise açık bej rengindeydi.Amma asıl sorun nikahın olacağını haber vermemişti.Hiç değilse söyleye bilirdi.Şuan düşündüm de keşke zaman isteseydim.Düğün gecesi için söz verdirdim dokunmaması için keşke nikahıda erteleseydik.Evlenmem için daha çok gencim.Pekiya niye nikahı bu kadar çabuk yapmak kararına geldiler?Laleleri de aldım ve aşağı indim,ilk öne laleleri bir vazoya bıraktım sonra ise salona geçdim.Guşa odasındaydı.Nupel ve Heja dayenin yanındaydı.Asiye ise çay yapmak için mutfağa gitmiştim.Hatda mutfakda karşılaşmış ve laleleri sormuştu..


Daye patiğin bir tekini bitirmiş ve diğer tekini örmeğe başlamıştı.

Bende dayanamayıp sormuştum

"Nikatan haberiniz varmıydı?neden bana söylemediniz?"

"Ne nikahı kızım nikah olsa Avşin bana söylerdi"

"Daye not bırakmış geldiğinde nikah olacakmış"

"Bu günmü"kızlarda şaşırmıştı belliki onlarında haberi yoktu

"Evet toplantıdan döndükten sonra"

"Ritaj ağa rıza vermedi amma rıza vermezse düğün olmaz"

Elinde kahve tepsisi ile Asiye içeriye girdi.

"Ay düğün bir yana yargan neden toplantıya çağırdı bizimkileri?Kesin berdel yapacaklar berdel olmazsada Jiyanı muhtemelen Ritaj ağaya geri verecekler"

"Nasıl yani berdel ola bilirmi?Ya beni yada Nûpeli seçecekler ozaman"

"Ay beni seçsinler yeter 40 yaşım var bir türlü koca bulamadım kendime"

"Her şey iyi olucak hem Avşin izin vermez"

"Ay kocasına nasılda güvenirmiş"

"Yenge allah aşkına abim yargana karşı çıkamaz bedelini çok kötü öderiz,tamam şimdiye kadar çok kararı çiğnedi amma yargan bu sefer aff etmez"

"İyi diğelim iyi olsun Nûpel"

Kesin beni geri vereceklerdi.Beni geri verirlerse bu sefer namus diye kesin canıma kıyarlardı.1 gündür tanıdığım adama çok güveniyordum Avşin Zemheroğluna, güveniyordum beni geri vermezdi,ne yapar ne eder beni geri vermezdi.

Konağın bahçesinde araba sesleri geldi.Bir az sonra Avşin ve Avşar ağa salona geçdi.Avşinin yanında birda imam vardı.Avşin hemen yanıma geldi.

"Güzelim sana hazırlan demişdim"

"Ne bu acele?Noluyor Avşin?!"

"Odaya geçelim söyleyeceğim"

Beni önüne aldı,önde ben merdivenleri çıkıyordum o ise arkamla geliyordu.Kapının önüne geldiğimde durdum arkamı dönüp Avşine baktım.Avşin ise tam dibimde durmuştu,benim dönmem ile elini kapıya kenetledi.

"Hediyyeni beğendinmi?"

"Gerek yoktu"

"Sonrada bana gaddar diyorlar"

"Ne alaka?"

"Bir azdan kocan olacak adama yüz vermiyorsun,insan bir cilve yapar"

"Saçmalama Avşin"kapıyı açmaya çalıştım içeriye geçecekdim amma Avşin beyin eli izin vermedi

"Bir kere öpsene beni"

"Avşin saçmalama!"

"Tamam ben öpsem"

"Havle ve la kuvvete"

"Yanağından ya minicik"

"İmam bekliyor izin verde üstüme değiştireyim"

"Ondan sonra öpe bilirim yani"

"Sen hani söz vermiştin"

"Ben o iş için söz verdim öpmek serbest"

Kapıdan elini çekti bende içeriye geçdim.Kıyafeti giyindim saçımı tarıyordum ki,kapı tıklandı

"Giyindin mi? güzelim"

"Giyindim"

Kapı açıldı ve Avşin içeriye girdi ben aynanın önündeydim tam yanı başıma geldi ve elinde bana alığı yüzük vardı.Saçlarımı taradıktan sonra kapıya doğru yöneldim amma beni durduran bir el vardı ve beni bir anda kendine çekdi.Hızla çekdiği için göğsene çarptım,elleri belime dolandı ve dudaklarıma bakarak konuştu.

"Yarganın kararını merak etmiyormusun?"

Tabi benim kafam yerinde değildi,bu parfüm bu ülkede yasaklanmalıydı resmen kokusu beni azdırıyordu.

"Seni Ritaj ağaya geri vermen gerek"

"Ne?!"

"Bir şey yok korkma,nikah kıyılıcak benim karım olucak sın seni benden kimse alamaz,"

"Pekiya neden geri gönderiyorsun?!"

"Sinirlenme bebeğim,seni geri göndericem akşamda seni istemeye gelicem yargan düşmanlık bitsin diye böyle bir karar verdi "

"Ritaj ağa kabul etmez!"

"Eder,seni benden alamazlar biliyorlar bu evden başka birinde alamazlar onuda biliyorlar,bu yüzden böyle bir karar alındı"

Elindeki yüzük kurusunu açtı ve içerisindeki o güzel yüzüğü aldı.Elimi tutdu ve yüzüğü parmağıma takımdan önce sordu

"İçinde ki yazıyı gördün mü?"

"Evet gördüm notunu"

Elimin içine yüzüğü bıraktı ve

"Yüzüğün içerisine bak"

Yüzüğün içerisine


~AvJin~


yazıyordu 


Yüzüne bakıp sadece gülümsedim o ise önce yüzüğü parmağıma taktı sonra ise yanağımdan öpdü.

"Şimdi hazırsın"

İkimizde indiğimiz görüp her kez hele şükür diye isyan etdi.İner inmez imama nikaha başladı.


B


ir kaç ayet okudukdan sonra Avşinde ne kadar Mehir vereceğini sordu.Daye ise "bu mesele daha önce konuşlumadı gelin kızımız ne isterse o"

bu sefer imam benden sordu

"Gelin kızım damatdan ne kadar mehir istiyorsun"

"Mehir için hiç bir şey istemiyorum"

"Olurmu öyle kızım adettendir"

"Amma Avşin beyden talak hakkı istiyorum "

"Uygunmudur damat bey"

"uygundur"

"ve şahitler huzurunda söz istiyorum"

"Buyur"

"Benden başka bir kadına bakmayacaksın,üzerime kuma getirmeyeceksin söz mü?"

"İki gözüm önüme aksın ki, senden başka bir kadına bakmam söz"

"İsteğim bu kadar"

"Eğer karımdan önce bana bir şey olursa tüm vekaletim onundur.Tüm mal varlığım tüm hakları onundur"

"Ayrıca mehir olarakda ağırlığınca altın"

"Gelinimede benden annemden kalma yüzüğüm,gerdanlığım ve 20 tanede bilezik"

"ozaman sen Ritaj kızı Jiyan Karaman Avşin oğlu Avşin Zemheroğlunu kocalığa kabul ettinmi?"

"ettim"

"ettinmi?"

"ettim"

"ettinmi?"

"ettim"

"Sizlerde şahitmisiniz?"

"şahidiz"

"şahitmisiniz?"

"şahitiz"

"şahitmisiniz ?"

"şahitiz"


"Pekiya sen Avşin oğlu Avşin Zemheroğlu Ritaj kızı Jiyan hanımefendiyi karılığa kabul ettinmi ?"

"ettim"

"ettinmi?"

"ettim"

"ettinmi?"

"ettim"

"sizlerde şahitmisiniz?"

"Şahitiz"

" şahitmisiniz?"

"Şahitiz"

" şahitmisiniz?"

"Şahitiz"

"Bende bu nikahı akt eyledim"

Avşar ağa imamı yolladıktan sonra solana geldi.

"Oğlum anlatacakmısınız niye alel acele nikah yapdınız"

"Daye Jiyanı Ritaj ağaya geri veriyoruz"

"Ne demek veriyoruz olmaz öyle şey ben gelinim hiç bir yere göndermiyorum"

"Daye kısa bir müddet orda olacak"

"Olmaz öyle şey hem sen ne diye gelinimi düşman toprağına gönderiyorsun?!"

"Bak daye yargan düşmanlık olmasın diye Jiyanı Ritaj ağaya geri vermemi söyledi sonra üsulunce gidip istiyeceğiz düğün yapacağız bu düşmanlıkta bitecek"

"olmaz izin vermiyorum"

"Daye eğer Jiyana bir şey olacağını bilsem izin verirmiyim?şimdi Jiyanı Alân aşiretine götüreceğim akşamda gidip istiyeceğiz bukadar"

"Bu akşamı?"

"Evet daye sonra kına gecesiydi,nişanıdı tüm adetleri yapacağız en şanslısından Jiyanı telli duvaklı baba evinden çıkaracağım"

"pekiya yine komplo kuruyorlarsa ozaman nolucak?" diye endişeyle sordum

"Bir şey olmayacak Jiyanım bir şey olmasına izin vermeyeceğim bana inanmıyormusun?"

"İnanmaya çalışıyorum diyelim"


"Hazırlan akşam ne kıyafet giyeceksen al götüreyim seni"

"Yenge bizimde gelmemizi istermisin?" dedi kızlar

"Yok canım Avşin yanımda zaten bir şey olmaz"

Avşinle merdivenleri çıkmaya başladık

"Artık allah huzurunda karımsın nasıl bir hiss?"

"Senin benim kocam olman nasıl bir hisse oda öyle "

"Akşam ne giyineceksin"

"kıyafet"

dedim ve kapıyı suratına kapattım

"A öylemi ne kadar şaşırdım bilemezsin amma benim yanımdayken kiyafet giyinmesende olur hiç itiraz etmem"

A şu an anladım Avşin Zemheroğlu hemde arsızmış.Duymamazlıktan geldim ve yanıma bir elbise aldım ve kapıyı açıp dışarıya çıktım.Kapıyı açtıktan sonra onu dışarıda görmeyince şaşırdım beni beklediğini sanmıştım.Amma kenardan bir çift kol belimi sardı ve beni duvara yasladı.Bir anda olduğu için elimden elbise olan çanta düştü amma buna rağmen beni bırakmadı.

"Anlaşma yapmıştık! bana dokunmayacaktın!"

"Tam olarak sana dokunmuş sayılmıyorum toprak gözlüm zira elim kumaşın üzerinde"

"Avşin lütfen bırak"

"Nazın beni öldürdü be güzelim"

"Naz değil çaresizlik "

Gözlerimin en derinine bakdı,belimdeki eli sıkılştı ve beni kendine daha sert sabitledi.

"Sen benim yanımda ol het türlü çaresizliği birkikte aşalım bebeğim"

İlk defa kalbimi bu kadar hızlı çarpdığına şahit olmuştum,hem kendi kalbim hemde onun kalbinin sesi duyuluyordu sanki her kez susmuş,tüm konak sessizmiş de kalbimizin sesini dinliyormuş gibi.

"Seni asla bir şeye zorlamayacağım,böyle davranmanda normal,her şey bir anda oldu,bende bir anda evlilik istemiyordum,hele ki o evliliği sen istemiyorsan hiç istemiyordum.Sana dokunmasamda,öpmesemde olur sadece yanımda ol,varlığını hiss edeyim yeter.Bir ömür seni beklemek zorunda kalsam bile hiç tereddüt etmeden seni beklerim toprak gözlüm"

"Beklermisin hakikaten?"

"Beklerim güzelim"

"Neden?"

"Sen benim aldığım nefesimken,çarpan kalbimken senden nasıl vazgeçeyim?"

"Beni 1 kez gördün Avşin"

"Toprak gözlüm aşk her gün gördüğün değil,birkez görüp hiç aklından çıkaramadığındır"

Gözlerimin içine öyle bakıyordu ki,kalbim bir buz gibi eriyordu dillere dastan olan gaddar Mardin ağası resmen benim önümde şair olmuştu.23 yıllık hayatımda beni annem bile böyle sevmemişti.Onun aşkına inanıyordum amma benim kalbimde hiç sevgi yoktu onu bir insan olarak seviyordum.Acaba bu sevgi diğer sevgiye dönecekmi yoksa saygı olarak kalacakmı bilmiyordum.Amma bu kadar sevilmenin güzel bir duygu olduğunu anlamıştım.

"Avşin"

"Söyle bitanem"

"Sana sarılabilirimiyim?"

"Güzelim"dedi ve gülümsedi

Zaten yakında olan beni dahada yakınına çekti ve sımsıkı sarıldı.Bu sefer bende karşılık verdim ve bende ona sarıldım.Bu onun hoşuna gitmişti her ne kadar yüzünü görmesem de güldüğünü hiss ede biliyordum.

"İnelim mi ?"

"İnelim bir tanem"

Yere düşen çantayı da aldı ve aşağıya indik.Her kez bizim inmemiz bekliyormuş gibi duruyordu.Her kezle teker-teker vedalaştıktan sonra sıra Asiye geldi

"Yok eltim vedalaşmıyorum ben en kısa sürede geri geleceksin zaten"

Heja:"Hayda 2 gün oldu geldiği baya alışdım ya"

Guşa:"Kız Jiyan senin 3 abin vardı demi?"

Asiye:"Allah aşkına Guşa bir dur a..." sitem edercesine soluk verdi

"Ozaman akşamı iple çekiyorum "dedi Guşa da buna karşılık

Konakdan çıktık Avşinle birlikte arabaya doğru gitmeye başladık.Centilmen Avşin ağamız ilk önce benim kapımı açtı,kemerimi bağladı sonrada kendisi bindi.Güzel bir şarkı açtı tamda en sevdiğim şarkıydı.

"Bu kalsın en sevdiğim şarkı"

"Biliyorum"

"Nasıl?"

"Arada bu şarkıyı mırıldanıyorsun"

"Sen beni gizli-gizli izliyormusun?!"

"Evet,okadar keyifli ki anlatamam"

"Deli"

"Senin delin,senin "


Uzun yolun sonunda Alân konağının önünden durduk.Normalde olsa kesin adamlarıyla gelecek olan Avşin sadece benimle gelmişti.


Arabadan indik ve içeriye geçdik,merdivenlerin başında Ritaj ağa ve Gülizar hala vardı.Merdivenler bana o günü hatırlatyordu.Herkezin izleyişini amma tepkisizliyini.Ritaj Ağanın tekmelerini belimdeki sızıyı.Silahın sesini hepsi tekrar yaşıyormuşum gibi hiss ediyordum.


Elimde bir sıcaklık hiss etdim elime bakdığımda Avşinin elimi tutduğunu gördüm bana bakdı

"Bir şey yok kimse sana bir şey yapamaz yanındayım gel"

Elimden tutdu ve tamda Ritaj ağanın önüne geldi.

"Söz verdiğim gibi Jiyanı getirdim,amma Jiyan artık senin kızın değil! benim nikahlı karım sırf yarganın kararına uymak için geldik eğer olurda bir yamuğunu görürsem bu sefer bir dağla kurtulamazsın Ritaj efendi!!!"

Gülden bana doğru adımlamaya başladı tam yanıma geldi ve elimi tutup götürmek istedi amma Avşin izin vermedi.

"O benim ablam"

"Burdayım içeriye gir öyle gideceğim güzelim"

Kolumu bıraktı ve Güldenle birlikte içeriye geçdi.Ben içeriye geçene kadar Avşin dışarıda bekledi geçtikten bir az sonra oda gitdi.


İçeride Güldenin yanında duruyordum.Abilerim kanepede oturmuştu Ritaj ağada geldi ve geldiği gibi bağırmaya başladı.

"Sen nasıl olurda düşmana boyun eğersin"Yine ayını sızıyı hiss etdim yanağımda.Ritaj Ağanın sert tokadı yine sarsıtmışdı beni.Sarsılmanın etkisiyle 2adım geriledim.

"Seni zorla kaçıran adamla nasıl nikahlanırsın?!"

"Beni zorla kaçırmadı ben kendi rızamla onunla gitdim"

Bu sözü duyar duymaz silahı çekdi bana geçen sefer ateşlenmeyen silahı

bu sefer ateşlemeye and içmiş gibiydi.

Bu sefer ise Gülizar hala engel oldu

"Yarganın kararını biliyorsun hem kız nikahlanmış adetiyle istemesi nişanı olsun insanların ağzına düşmeyelim"

Yine beni düşünen yoktu.Bende daha fazla bu şamatayı dinlememk için eski odama çıkdım.Bir azdan akşam olcaktı ve Avşinler gelecekti.Bu yüzden çıkıp hazırlanmaya başladım.Avşinin aldığı kırmızı elbiseyi getirmiştim onu giyindim sonra saçlarımı açık bıraktım makyaj sadece dudağıma nemlendirici sürdüm.Avşin ben rahat olayım diğe bir kaç kiyafet almıştı 2 gün boyunca kızların kiyafetini giymek zorumda kalmayayım diğe.

Aynaya baktım güzel olmuştum amma Ritaj ağanın tokadının izi duruyordu.Bu sefer kapatıcıyla falan uğraşmadım.Hazırlandıktan sonra yatağın üzerinde oturdum.Kapı tıkladı ve içeri Gülden girdi.

"Çok güzel olmuşsun"

"Teşekkürler"

Gelip yanımda oturdu.

"Cidden kendi rızanlamı kaçtın Avşin Zemheroğluna"

"Evet"

"Nasıl yaparsın bunu düşmanımız nasıl kaçarsın"

"Hiç değilse şerefimle kaçdım mal gibi satılmaya razımı olsaydım ? Hem çok meraklıysan çıkıp deseydin Azad ağaya ben gideyim diye "

"Yardım etmeye çalışdım"

"Benden hesap soramazsın rızamla olmadı Avşin kaçırdı beni amma ben o görüşe Avşin Zemheroğluna evet demek için gitdim"

"O şerefsiz bizim düşmanımız"

Sinirle ayağa kalktım ve sesimi yükselterek

"Doğru konuş bahs eteğin kişi benim kocam"

"Senin beynini yıkamışlar"

"Asıl senin beynini yıkamışlar"

Halam sormadan içeriye girdi.

"2 günde dilin çıkmış qaliba koparırım o dilini"

"Siz bana hiç bir şey yapamazsınız karşınızda Jiyan Zemheroğlu var Avşin Zemheroğlu karısı haddinizi bilin"

"Seni öldürürüm" diye tokat atmak için elini kaldırdı ben ise o kalkan eli tutup savurdum

"Bir adım daha atarsan seni bitiririm Gülizar Karaman! bu son ikazım"

"Terbiyesiz"

bir şey demeden Gülizar hala aşağı indi Gülden se şaşırmış bir vaziyet de bana bakıyordu

"Kısmetimi elimden aldığı yetmezmiş gibi birde gelmiş hanım ağalık yapıyor"

" senin hırsın gözünü kör etmiş"

"Ben mi? az önce ailene,halana nasıl davrandığının haberin var mı?!"

"Benim tek ailem var oda Avşin Zemheroğlu"

"Ben ne yaptım sana ?"

"Beni Azad ağaya istediklerinden sonra epey değiştin Gülden az öncede dile getirdin" bu laflarımdan sonra

Gülden aşağı indikden sonra bende indim mutfakta kalan son bir kaç işi yapmaya başladım o sırada kapı çaldı.Benim gidip açmama gerek kalmadan Güldeni gönderdiler .Kapı açıldığında Avşin Zemheroğlunu gördüm



Baştan aşağı süzdükten sonra içeri geçdi çikolatayı Güldene vermesine rağmen çiçekleri bana verdi ve çiçekler kırmızı laleydi.Bana çiçeği verirken yüzüme dikkatke bakdı belliki yüzümdeki izi görmüştü amma bir şey söylemedi


Onlar içeri geçdikten sonra hiç gevelemeden beni kahve yapmaya gönderdiler.Ben kahveleri hazırlarken içeriden hiç ses gelmemişti.Normalde bize kan yutturan Ritaj ağa kedi yavrusuna dönmüştü.İki tarafında sessizliği benim içeri girmemle bozuldu.

Kahveleri her keze verdikden sonra en sona Avşin kalmıştı .Muhtemelen tuzlu sandığı kahveden küçük bir yudum aldı ve tuz katmadığımı anladı.Birde bu ortamda tuz katacak değildim.Kahveleri içtikten sonra hiç kızınızı veriyormuzunuz diye sormadılar.Direk tepsi geldi ve yüzük takma merasimi başladı.

Daye yüzüğü taktı burada da Avşin bana eşlik etmedi yani kurdele falan kesilmedi



Sonrasında ben yine mutfağa geçtim bu sefer yanıma Asiye geldi ikimiz bir az kunuştuktan sonra oda bu izi sordu ve ona neler olduğunu anlatdım ve son olaraka

"Yani beni Avşine kendi rızamla kaçtığımı sanıyorlar"

"Vay güzelim banamı kaçtın amma ben kaçırmağa alışmıştım"

Kapıya yaslanan Avşin bana doğru gelmeye başladı.Aramızdaki bu yakınlığı gören Asiye tabi hemen aradan sıyrıldı.

"Gel benimle"

"Nereye?"

"Evimize güzelim, seni burda bırakacağımı düşünmedin her halde"

"Nası yani?niye getirdin ozaman?"

"Normalde getirmezdim amma niye kız istemen,nişanın,sözün olmasın ki,şöyle allı şanlı da bir kına gecesi"

"Avşin her kez benim sana kaçdığımı düşünüyor"

"Kimse senin arkandan konuşmaya cesaret edemez,ee gelmiyormusun benimle?"

"Hayır tabikide,kolaysa zorla götür "

"Hay hay bebeğim "

Bir çırpıda beni kucağına aldı

"Avşin ne yapıyorsun"

"Ben hanımcı bir erkeğim karım ne derse o"

"Saçmalama indir beni"

"Nç olmaz"

"Babamlar Avşin indir beni ayıp "

"kime ne benden ve karımdan "

Benim konuşmamı dinlemeden mutfaktan çıktı ve kapıda Asiye ile karşılaştık Asiye şok içerisinde dona kalmıştı Avşin ise kapıyı açmak için beni sırtına aldı ve arabaya kadar öyle götürdü

"Siz neyapıyorsunuz"

diye bir koruma bağırdı ve diğer korumalarda başımıza toplandı.

"Sen yenisin galiba eskiler Azad ağayı iyi bilir "

bir koruma bağıran adamın kulağına bir şeyler söyledi ve tüm korumalar bir şey olmamış gibi çekildi.Avşin beni arabaya bindirdi ve konaktan ayrıldık.


Alân konağı

(Jiyanın kaçma meselesi)


Asiyenin dilinden

Onları öyle görünce şaşırdım ve ilk önce olayı algılamaya çalıştım.Sonra anlıyınca koştura-koştura salona gitdim

"Aney,aney"

"Noldu Asiye ne bağırıyorsun?"

"Aney Jiyan yok"

"Nasıl yok"

"Kaçırdılar"

Guşa-"Hay sıçarım böyle şansın içine ben birini bulamıyorum bu ikincisine kaçtı"

"Ay saçma-sapan konuşma Avşin kaçırdı"

Ferman-"Sen ne diyorsun be kadın hemen korumaları hazırlayın"

"Hele bir dur bakalım düşman yavrusu sen ne yapdığını sanıyorsun oğlum bu evden sizin kızınızı değil!kendi nikahlı karısını götürdü.Sırf düşmanlık bitsin deyu sahte bir isteme yapdık ona şükür edin siz ne sanıyorsunuz gelinimi burada bırakacağımımı!"

Ritaj ağada bir az esip gürlesede sonunda hepsi sustu ve bizde arabalara binip Avşin konağa doğru yol aldık


~Süveyda ~

Bölümün sonu


İnstagram:

@tuana_miy

@suveyda.roman 


Loading...
0%