1. BÖLÜM

10 Yaşında

Kapının açılmasıyla büyükanne jami'nin yanına koşmam bir oldu tadı inanılmaz güzel olan tarçınlı kurabiyelerin kokusu üstüne sinmişti annemin arkamdan seslenmesiyle büyükanne jami'ye sarılmayı braktım büyük ihtimale ayakabılarımı düzgün çıkarmak yerine bir tekini merdivenlerde diğer tekini kapının önünde bıraktığım içindir napabilirim ki büyükanne jami'yi çok özlemiştim annem ve ağabeyim benden sonra içeri girdiğinde annem hatamı anlamam uçim yargılayıcı bir bakışta bana bakarken ağabeyim masanın üzerinde duran tarçınlı kurabiyelerin iki tanesini azına atmıştı bile

"Üzünüm anne ama büyükanne jami'yi ve hikayelerini çok özledimştim "

Büyükanne gamı annemin bana attığı bakışı fark edip araya girdi

"Mio çocuktur bu yapmış bir hata eğer üstüne gidersen gül tohumunun büyümesi ve güçlerinin açığa çıkmasını engeler "

"Ama büyükanne jam-"

Annem tam itiraz edicekiken büyükane jami sözünü kesti

"Aması felem yok"

Annem sakin bir şekilde nefesini brakırken bana olan kızgınlından kalkmış olan omuzu yavaş bir şekilde indi ve ağızından

"Tamam"

Kelimesi döküldü anem koltuğa oturunca büyükanne jami en sevdiği yer olan şöminenin önündeki sallanan sandalyesine geçti ben ise oturmadan önce ville ağabeyimin önünde duran tarçınlı kurabiye tabağını olıp şömine önüne oturdun abğabeyim arkamdan

"Soldoo"

Diye bağırdırdı tabiki ne kadar ağızı dolu okduğu için düzgün anlaşılmamış olsa da saldo demek istediğni anlamıstım elimdeki tabakla şömunenin önüne geçip desenli halının üstüne oturdum ağabeyim yanıma oturuncaya kadar büyüksnne jami konuşmaya başlamadı

"​​​​​​Çocukcağazlarım bu hikaye milyonlarca yıl önceye dayanıyor gül kraliçesine"

Merakıma engel olamayarak abime

"Gül kıraliçesi ne"

Diye sordum ağabeyim omzunu bilmiyoyum dercesine sirkti büyükanne jami şamua rengindeki düşünceli anlamına gelen gülünün özeliği olan süper duyu özeliğini kulnarak aramızda geçen konuşmaya şahit olmuştu gülümseyerek anlalatmaya başladı

"Gül kraliçsi renkli güle sahip kişidir bu gül sayesinde diğer bütün gülere hükmediyor"

Ağbeyim en sonunda dinledini beli ederek yüksek sesle

"Hepsinemi "

Diye bağırdı ,annem ve büyükanne jami kıkırdayarak gülüyorlardı büyükanne jami gülmesisi bitiğinde

"Hayır yavrucuğum sadece iki güç bunlardan muhaftı aydınlık ve karanlık "

Bu sefer araya girme sırası bendeydi

"Neden "

Diye bir kelime dudaklarımdan dökülü verdi bütükanne jami eğilerek tarçınlı kurabiyelerden konuşmasını engelemiyecek bir parçasını azına atarak konuşmaya başladı

"Dünyada denge diye bir şey vardır beyaz ve siyah , iğlik ve kötülük sonut kavramlardır yaptığımız şeyleri değerlendirirken kulandığımız kavramlardır ama renli gül soyutur kavramlardan değil duygulardan okuşur bu zamana kadar sadece tek bir gül kıraliçesi hüküm sürdü oda Rose Dainty "

KIraliçenin ismini söyledikten sonra bir anda duraksadı tarçınlı kurabiye yediği için ağızı kurumuş olnalıydı annem eşitlik anlamına gelen şefaf mor renge sahip gülü vardı bu gülın özeliği eşyaları yerinden oynata bilmekti büyükanne jami yerinden kalkmadan su dolu bardak gelmişti bile bükanne jami bardadağındaki suyun yarısına bile gelmemişken merakıma yenik düşüp

"Sonra"

Diye sordum ağabeyim uyarıcı bakışları konuşabilseydi

*Sende hiç vicdan yokmu kızım be ya kaıncağız ölseydi*

Derdi

Üzgünüm ağabeyim ama vicdanlı olamam ne yaprak yeşili bir gül ne de hayvanlarla konuşmak ilgilgimi çekiyor

Kafamdan saçma düşünceleri atmak için tabataki tarçınlı kurabiyelerden birini azıma atana kadar büyükannem suyunu bitirmişti bile kaldığı yerden devam etmeye başladı

"Kıraliçe kışın ortasında şatoşunda ölü bunuyarlar ama kraliçemiz o kadar ileri görüşlüki ölmeden iki gün önce bir vahi yayınıyor "

Abeğim benden önce davranarak

"Ne vahisi"

Diye sordu

"Daha gerçekleşmemiş bir vahi ne zaman nasıl ve nerde olacağı bilnmediği için hiçkinse önemsemedi ve unutuldu vahi şöyleydi

Siyah gül yeniden doğduğunda, Kökleri aslanı boğduğdunda. Bütün duygular yozlaştığında, Kaderi yazılacak son anda. Taç giyecek dikenli yapraktar, Unutulacak doğrular yalanlar ."

Herkes sustuğunda bir ölüm sesizliği oluştu büyükanne jami gergiliği gidermek için

"Yüzünüz niye asıyorsunuz daha olucağı bile belli değil milyonlarca yıl önce verilmiş bir Vahi olacağı olsaydı şimdiye kadar olurdu"

Annemde büyükanne jami'nin olayları idare edemediğini anladığında

"Hadi sizin karnınızı doyuralım"

Diye bir bahane sundu bizde uyum sağlayarak peşine takıldık ağbeyim ve büyükanne jami ile birlikte direk mutfağa giderken ben elimi yıkamak için laboya gitim aynaya bakar bakmaz gözüm karardı ve bayıldım

​​​​

​​

​​​​​

​​​​

​​

​​​​​​