11. Bölüm

11. Bölüm: Seni Seviyorum

Tubanur Peker
tubanurpeker1006

Acı çekmeden yaşanılmaz bu dünyada. Yalanlar ve doğrular bir birine zıttır. Yalanlar, insanların canını yakar. Doğrular, bazen kalp kırar ama çok iyidir insan kendini yalnız hissetmez.

Kalbimin acısı ile oturduğum koltuktan kalkma isteği ile başımın dönmesi beni oturmaya davet ediyordu.

"Annem, babaanneme senin öldüğünü söyledi, babama ise benim öldüğümü söyledi. Ama yalanları ortaya çıkacağını bilmiyordu. Babamı, babaanneme kendi annesi olarak tanıttı. İkimizde annanemiz biliyorduk ama aslında Fatma annem bizim babaannemiz!

Annem hepimizi kandırdı. Babaannemi kaç kere onlarla yüzleştirmeye çalıştım sayılamaz derecede. Ama bu kadın hepimizin mutluluğu için kendi mutluluğunu hiçe saydı.

Babam hep bir yalanla büyüdü. Öz annesini tanımadı, tanıyamadı. Herkes onu kandırdı, en büyüğü ise annemden geldi. Babam annemin kendini kandırdığını öğrenirse neler yapar kimse bilmiyor." Derin bir nefes aldım, derin bir nefes aldık.

"Bana Zelihayı babaannem olarak tanıttılar. Senelerdir bana ve babama oynadılar. Dedem her şeyi biliyordu ve hiç bir şey söylemedi bize.

Babam senelerdir annesi sandı bir kadını. Ama öz annesi o değildi öz annesi benim şu an karşımda.

Annem bana kardeşin öldü diye yalanlar söylerken aslında benim kardeşim yaşıyormuş. Üç yaşında küçük bir çocukken benim kucağıma verilen küçük bebek şu an karşımda. Beş yaşındayken kardeşin öldü denildi bana." Nefesim darlaşmaya başlamıştı.

"O sırada beni Murat buldu ve babaanneme getirdi. Çok küçüktüm iki yaşında küçük bir bebektim. Belki Murat olmasaydı oradan asla kurtulamazdım." Kalbim sıkışmaya başladı. Canımın acısı beni öldürmeye başladı. Dinlemek istiyor ama dinleyemiyordum.

"Bebeğim ben senin babaannenim." Bir damla yaş, bir damla daha, bir damla, bir tane daha. Ağlıyor ve nefes almıyordum. Senelerim yalan üzerine kurulmuş.

Üç saat sonra babaanneme sarılmış bir şekilde ağlıyordum. Bir saatte bu olayı kendime yedirmeye çalıştım, bir saate geçmişimi düşündüm. Annemin bunu yapabilme kapasitesini hesapladım. Yüzde yüzdü, bu yalanı söyleme kapasitesi yüzde yüzdü. Bu kadın yani annem, babama ve bana büyük bir yalan söyledi. Bana, kardeşin öldü dedi. Babama, kızın öldü dedi.

"Babamın her şeyi öğrenmesi lazım." Sesim ser ve sinirli çıkıyordu.

"Sedat sakin kalmaz biliyorsun kızım." Senelerdir görmemesine rağmen oğlunu hatırlaması beni duygulandırdı.

"Merak etme babaanne ben varken sakinliğini koruyacağına eminim." Askılığa yürüyüp montumu aldım. Topuklu ayakkabımın çıkardığı ses vardı ortamda sadece. Sessizlik beni rahatsız etmeyecek derecedeydi. Titreyen telefonumu elime aldım ve Murat'ın mesajlarına cevap verdim.

Murat: Nerdesin?

Murat: Sevda canım üç saattir seni arıyorum ama yoksun.

Murat: Sevda çıldıracağım nerdesin?

Murat: Sen benim ölmemimi istiyorsun?

Murat: Bu son mesajım cevap vermezsen bende sana cevap vermem.

Sevda: Murat, şu an arabaya gidiyorum araba kullanacağım mesaj yazamam!

Murat: Sen beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun?

Sevda: Hayır.

Murat: Kalbim durdu.

Sevda: Hayır, ben yaşıyorum.

Murat: Düştüm.

Sevda: Öyle kal sakın kalkma!

Murat: O zaman trafikten beni al.

Sevda: Kalk!

Murat: Hanım efendi sinirlenmeyin.

Sevda: Murat!

Murat: O ünlem işareti seni öldüreceği anlamına mı geliyor?

Sevda: Cevabını bildiğin soruları sorma!

Murat: Sakin ol bebek.

Sevda: Murat, yüzünü sakın gösterme!

Murat: Tamam hayatım ikimizde araba kullanıyoruz.

Sevda: Görüşürüz.

Murat: Görüşürüz.

Sürücü koltuğuna oturup Hayatın ve babaannemin gelmesini bekledim. Babamın tepkisi çok kötü olacağı için ilk önce bu konuyu Hayat ile açıp babaanneme zarar gelmesin diye onu kapının önünde bekleteceğim.

"Selam." Yanımda oturan Hayatın heyecanı benim içindede oluştu.

"Babaanneme yardım etsene." Dedim Hayata bakarak.

"Anne dikkat eder misin?" Kesinlikle Hayat babaanne demeye üşendiği için anne diyor. Babaannem sonunda arka koltuğa yerleşmişti.

"Hadi abla." Hayatın neden bu kadar heyecanlı olduğunu çok iyi anlıyordum. Babamın sinirine burada ki kimse rastlamak istemiyordu. "Telefonunu versene iki dakika." Yanımda ki telefonu aldı iki saniyede yüzümü okuttu. Bluetooth'a bağladı arabayı ve bir şarkı açtı. Ve yine rap şarkı. Rap hayranı bir kardeşe sahibim ve bu beni delirtiyor.

"Seni rapçi yapmak istiyorum." Gülümsedi.

"Azıcık kısın şu şeyin sesini başım patladı kız." Hayatla bir birimize bakıp bir kahkaha attık.

"Annem zaten rap bu yüksek sesle dinleyeceksin." Babaannem kulaklarını kapatmış bir şekilde bize bakıyor.

"Bu şarkının adı ne?" Diye sordum bağırarak ya da haykırarak.

"Tavşan." Bu şarkıyı biliyordum. Şarkı ise en sevdiğim yere gelmişti 'neden nasıl sormasın dünya bana, sorarsa cevap belli la la la, hiç bir şey umrumda değil bundan sonra, desinler tavşan küsmüş bütün dağlara.'

Yol iki saatlik ve biz daha yarım saatini tamamlamıştık ve daha bir buçuk saatimiz kalmıştı. Babaannem uyuya kalmış. Hayat ise durmadan şarkıları değiştiriyor ve en sonunda 'nabız' diye bir şarkıda kalmıştı.

Bir saat olmuştu ve ben yavaştan yorulduğum için bir yerde durmuştum ve arabayı Hayata vermiştim. Evet Hayat araba kullana biliyor ama çok iyi bilmiyor.

Murat: Araba kullanmanız bitti mi?

Sevda: Hayatla yer değiştirdik, yoruldum.

Murat: Bir saattir yoldasınız, ne kadar zaman sonra evde olursunuz?

Sevda: Bir saat sonra.

Murat: Allah aşkına nerdesiniz siz?

Sevda: Geldiğimizde her şeyi teker teker öğreneceksiniz.

Murat: Yani sadece ben değil.

Sevda: Annemin de babamın da senin de öğrenmesi gereken şey.

Murat: Tamam canım.

Sevda: Seni seviyorum.

Murat: Bende seni seviyorum.

Telefonu kapattım ve torpidodaki kulaklığımı aldım ve şarkı listemden bir şarkı açtım. Ve düşünün bakalım kimin dinlediği şarkılar çıktı? Tabi Hayatın dinlediği rap şarkılar çıktı. Şarkıları atlayıp kendi dinlediğim şarkılar açtım. 'Köşedeki çiçekçi seni sordu bu sabah.' Diyordu şarkı. 'Burda yok dedim selam söyledi tazeymiş gülleri, yokluğun gibi.' Şarkının her bir kelimesi beynimin içinden çıkmıyordu.

"Abla sen bu arabayı nasıl kullanıyorsun?" Hayatın sorusuna gülmek zorunda kaldım.

"Sanada bir tane almayı düşünüyordum ama sana alıştırmadan alamayacağım galiba." Aynı anda kıkırdadık.

"Alıştırırsın beni belki." Dedi gülümseyerek. Benim için en güzel şey Hayatı gülümseyerek görmek.

"Sana bir ev, bir araba ve bir telefon alma gibi planım vardı." Dedim gülümseyerek.

"En üst katta isterim evimi ama." Bir dakka ev alıcam dedim ama malikaneden bahsetmiştim.

"Kaç katlı olsun?" Diye sordum.

"Yedi katlı olsun en üst katta benim." Dedi gülümseyerek.

"Beş katlı olsun belimde seni olsun." Dedim gülümseyerek.

"Ne demek beş katlı olsun ve beşide senin olsun?" Gülümsedim.

"Bel katlı bir malikane olsun mesela, bu arabadan olsun mesela ve benim telefonumdan olsun mesela." Dedim.

"Ya abla." Gülümsedim ve kendimi derin bir uykuya bıraktım.

Gözlerimi açtığımda evin önündeydik. Evin anahtarını çıkardım ve içeri girdim. Benim evimdeydiler.

"Baba, hiç bir şey söylemeyin sana demek istediğimiz bir şey var." Dedim ve devam ettim. "Senin anne zannettiğin o kadın senin hiç bir zaman annen olmamış. Annemin annesi sandığın o kadın aslında senin annen. Fatma senin annen o bizim babaannemiz. Ve annem sana yalan söylemiş."

Her insan acı çeker ama bazıları belli etmez. Yaralar kanar ama hiç bir insan belli etmez.

- - -

Fazla konuşamayacağım ve 9. Bölümü yayınlayacağım. Dediğim gibi bugün üç bölüm paylaşıyorum.

Bölüm : 27.11.2024 18:14 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...