18. Bölüm

18. Bölüm: Fransa

Tubanur Peker
tubanurpeker1006

Doğrular aslında hem yaşatır, hem öldürür beni ise ortasındayım yaşayarak ölüyorum. Beynimin içinde o kelimeler dolaşıyor.

Gerçek babasının benim olduğunu bilmesi lazım...

Notları ona benim yazdığımı bilmesi lazım...

Bilmesi lazım...

"Anne?"

(4 Sene Sonra)

Bembeyazdı bir camdan baktığım dışarısı. Beyazlığın içinde bir kaç tane siyahlık vardı. Zaten dünya zıtlıkla kurulmadı mı? Beyaz ve siyah zıt, ateş ve su zıt, iyi ve kötü zıt, yalan ve doğru zıt.

"Zamanı geldi." Arkamda ki Hayata ve Kübraya baktım.

"Hazır mısın?" Gülümsedim.

"İlk defa bu kadar hızlı alıştım her şeye." Yeniden o camdan baktım ve topuklu ayakkabılarımın çıkardığı sese uyarak merdivenlerden aşağı indim.

Dünya bu kadar kolay mıydı? Evet, dünya bu kadar kolay ama formülü öğrenmek zor. Benim formülüm meğer hep yanımdaymış. Biraz acı, biraz tatlı ve biraz sevgi.

"Gidelim." Dedim gülerek.

"Tamam." Dedi Kübra.

"Abla!" Edanın çığlıkları ile korkmam bir oldu.

"N'oldu?" Diye sordum.

"Babamlar." Dedi Eda.

"N'oldu babamlara." Diye sordum.

"Halay çekiyor." Dedi. Ne? Babamlar halay mı çekiyor?

"Kıyamet kopacak." Dedi Hayat.

"Bu kıyametin sonu iyi ama." Dedi Kübra.

"Hadi inşallah." Dedi Eda.

"Bu kadar iyi arkadaş olacaklarını bilseydim daha önce evlenirdim." Dedim.

"Abla senin 4 sene önce evlenmem daha iyi olurdu bu kadar kargaşa çıkmazdı." Dedi Hayat.

"Hadi ya damat çıldırdı." Dedi Kübra.

"Eylül ya beklesinler az daha." Dedi Hayat.

"Yani haklı bu kadar beklemişler biraz daha bekleyemezler mi yani? Hem ablamın bizim soyadımızı son taşıyışı." Dedi Eda.

"Sevda Canlı, Sevda Gök ve Sevda Sever oluyorum." Dedim.

"Sevda ismini bu üç soyadı da taşıya biliyor kızdaki şansa bak kardeşim." Dedi Kübra. Kahkaha sesler daha fazla yükseldi.

"Şimdi sen oraya gidip 'evet' diyip Sevda Sever mi olacaksın?" Gözlerim dolmaya başlamıştı.

"Hayat ikizim deme şunu zaten zar zor makyajı yapıldı ağlarsa hiç evlenemeyecek." Dedi Eda ama çok geçti.

"Tamam be ağlamayın şurada mutlu günümüzde ağlamak da olmaz ama." Dedi Kübra onun bağırması ile göz yaşı diye bir şey kalmadı.

"Gidelim." Dedim.

"Hoş geldin Sevda Sever." Dedi Hayat.

"Görüşürüz Sevda Canlı." Dedi Eda.

"Görüşürüz Sevda Gök." Dedi hemen sonra Kübra.

"Of ölmüyorum ya kendinize gelin." Diye bağırdım.

Sustuk hepimiz sadece topuklu ayakkabılarımızın zeminde yarattığı sesi duyuyorduk. Murat bizi kapının önünde bekliyordu. Görünüşe Murat, Ali, Mete ve Berat çıktı. 4 kız 4 erkek olarak 8 kişi olmuştuk.

"Çok güzelsin bebeğim." Dedi Mete Hayata bakarak.

"Başımı döndürüyorsun sevgili." Dedi Berat Edaya.

"Gecenin kızısın." Dedi Ali Kübra ya.

"Sen şu ergenlere bakma bebeğim güzel olan, baş döndürücü olan ve gecenin kızı sensin." Gözlerim Gece Mavisine dönüşmüştü.

"Hadi." Dedi Kübra.

"Sizi seviyorum." Dedim. Murat elini uzattı, elini tutum. Adımlarımız birbirine uyuyordu. Nikah masasına gittik şahitlerimiz Kübra ve Aliydi.

"Bugün güzel iki çiftin hayatlarını birleştirdiği gün. Sayın Sevda Canlı hiç kimsenin baskısı ve etkisi altında kalmadan Murat Severi eş olarak kabul ediyor musunuz?" Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu kelimelerim şaşırmamasını engellemeye çalışıyordum.

"Kahve renkler sonsuzdur, o kahve renkli çocuğu eş olarak kabul ediyorum." Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki kalp krizinden ölmek üzereydim.

"Sizden de böyle güzel sözler bekliyoruz." Dedi nikah memuru. "Murat Sever hiç kimsenin baskı ve etkisi altında kalmadan Sevda Canlıyı eş olarak kabul ediyor musun?" Murat gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.

"Gece mavisi olmadan kahve de mavisi olmadan bir hiçtir, geceler sonsuzdur bu yüzden maviler de sonsuzdur. Sonsuza kadar evet." Alkışlar çoğaldı.

"Sizde şahit misiniz?" Dedi Kübra ve Aliye bakarak.

"Evet." Dedi Kübra.

"Evet." Dedi Ali.

"Ayağına bas!" Edanın dediğini yapıp ayağına bastım.

"Bunu gelin hanıma veriyorum." Dedi nikah memuru. 'Aile Cüzdanı' yazısına gülerek baktım. Nikah memuruna tebessüm ettim.

"Gelini öpe bilirsiniz." Dedi nikah memuru. Gözlerim cidden gece mavisi olmuştu. Dudaklarını benimki ile buluşturdu.

"Bu sözü çok beklemiştim." Dedi.

"Peki ya hayır deseydim n'olacaktı?" Gözlerime öyle bir baktı ki yeniden aşık olmuştum ona. Elimi tutup beni dans pistine götürdü.

"Murat." Dedim dans ederken.

"Efendim bebeğim." Dedi.

"Sana bir şey diyeceğim." Dedim tek elimi ondan çekip karnıma koydum.

"De." Diyebildi sadece.

"Paris e giderken başka bir Pariste bizle gelse olmaz mı?" Dediklerimden hiç bir halt anlamamıştı oysa.

"Ne?" Dedi.

"Fransa ya bizden bir Paris götürelim mi?" O an anlamıştı.

"Hamile misin?" Dedi.

"Evet." Oysa Fransa bizden küçük bir Paris bekliyordu.

"Şaka mı bu?" İnanamıyordu.

"Değil." Dedim. Bir an beni bıraktı.

"Baba oluyorum!" Ani bir büyük bir sesle elimi karnıma koydum sanki korkmuştu. Eda, Hayat ve Kübra şok içinde bana bakarken Berat, Mete ve Ali şok içinde Murat'a bakıyordu.

"Sevda?" Diyerek geldiler.

"Hamile misin?" Diye sordu Kübra.

"Evet." Dedim.

"Bebeğim çok mutlu oldum." Dedi annem bana sarılarak.

"Torun geliyor Serkan." Diye bağırdı babam, babama

"Duydum, duydum Sedat." Şok içinde onlara bakıyordum. Bu kadar iyi anlaşacaklarını bilmiyordum.

"Kaç aylık?" diye sordu kızlar bana.

"2 aylık." Dedim. Gözlerimin içinin parladığına emindim.

"Analı babalı büyüsün torunum." Dedi annem "Ay anneanne oluyorum oluyorum." Dedi.

"Ay geç kaldık gördün mü Aydan?" Dedi Murat'ın babası.

"Ay yok yok geç kalmadık Mehmet bey." Dedi Aydan annem.

"Anne, babaanne oluyorsun." Diye bağırdı Murat.

"Sevgilim ister camii ye git anons ettir." Dedim Murat'a.

"Aaaa mantıklı." Dedi.

"Dur bi dur." Dedim. "Delirdin iyicene." Mutluluğu öyle çoktu ki yerinde durmuyordu.

"Halaya geçelim." Dedi ve yanında olan üçlüyü aldı ve halaya gitti.

"En azından kafa biraz yerinde." Dedi Eda.

"Bir öne bir arkaya." Diyerek bağırdı Murat.

"Bir daha düşün ikizim." Dedi Hayat.

"Vazgeçtim ikizim o kadar gitmiş ki yakında geberecek bu beyinle." Dedi Eda

"Hadi bizde." Dedi Kübra. Küçük parmağımı Kübra ya diğerini de Hayata verdim.

Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım 7 ayım kalmıştı dünya ya gelmesine kokusunu içine çekmeme 7 ay kaldı onu görmeme 7 ay kaldı.

(4 ay sonra)

Bebeğim, az zaman kaldı 6 aylık oldun ve şimdi gidip cinsiyetini öğreneceğiz. 3 ay sonra kollarımdasın kokunu o kadar merak ediyorum ki 6 ay öyle bir heyecanlı geçti ki. Babaannen sana kazaklar ördü, anneannen merakla odan için nelere yapacağını hep birlikte merak ediyoruz. Baban durmadan senin için kıyafetler almak derdinde ne aldıysa hem mavi hem pembe alıyor. Şimdilik bu kadar bebeğim ben senin cinsiyetini öğrenmeye gidiyorum.

(Akşam)

Hem pembe hem mavi balonlarla doluydu etraf ortada siyah bir balon vardı. Zar zor yürüyüp balonların yanına gittim elimle iğneyi tutuyordum Murat ise benim elimi.

"3,2,1" Dedi Kübra ve balonu patlattık. Pembe... kızım... benim kızım oluyor...

"Kız." Dedi annem. "Kız anneannesi oluyorum." Annemin sevinci gözlerinden okunuyordu.

"Bebeğim." Dedi Murat elini karnıma koyarken. "Aydınlığımız olarak geldin yanımızda bebeğim. Dedi ve devam etti. "İyi ki geldin, hoş geldin bebeğim."

Mutluluğun formülü herkes için farklıdır benim mutluluğum artık iki kelime 'kızım ve kocam' benim en büyük mutluluğum.

- - -

Kitap biteceği için hepsini bir bölümde yazmak ve diğer bölüme daha güzel başlamayı düşünüyorum. Finale az kaldı 2 bölüm :( üzücü bir durum oldu ama galiba alışmam gerekiyor. Bu kadar kolay alışacağımı düşünmüyorum oysa. İlk biten kitabım değil ama ikinci bir kitabı olmayacağı için tamamen biten ilk kitabımsın.

Sizi Seviyorum

Görüşürüz

<~Tubanur Peker~>

Bölüm : 27.11.2024 18:53 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...