19. Bölüm

19. Bölüm: Paris

Tubanur Peker
tubanurpeker1006

(2 ay sonra)

"Geliyor." Dedi annem.

"Geliyor mu?" Dedim heyecan içinde.

"Çok tatlı." En sonunda kucağımdaydı o kadar küçük ve tatlıydı ki elleri o kadar küçüktü ki ellerimde kayıp oluyordu.

"Bu çok küçük." Dedim göz yaşları içinde.

"Size, sizin kadar bebek vermemizi bekliyordunuz sanırım." Dedi hemşire alaycı bir ses tonuyla.

"Ben beklerdim ama." Dedim bir an. Herkes kahkahalar içinde bana gülmeye başladı.

"Narkozun etkisin de mi acaba?" Dedi annem.

"Yok be dünür narkoz etkisi mi kalır?" Dedi Aydan annem.

"Aslında kalmaz ama annesi siz olduğunuz için daha iyi bilirsiniz." Dedi hemşire. Konu sapmaya başladığını anlamıştım.

"Elleri çok küçük." Dedim göz yaşları içinde. Ellerini yumruk yapmıştı gözleri hayla kapalıydı parmağımı elinin içine koymak için uzattığımda parmaklarını yavaş yavaş açtı. Parmağımı o kadar sıkı tutuyordu ki -abartarak söylüyorum- canımı yakmıştı. "Ayaklara bak ya." Dedim. Gözlerimden yaş akmaya başlamıştı. Annelik hissi gerçekten çok garip bir hismiş ben annelik hissini böyle olduğunu düşünmemiştim. Derler ya 'anne olunca anlarsın' gerçekten anne olunca her şeyi daha iyi anlıyormuş insan, onun kokusunu içine ilk defa çektiğinde anlıyormuş insan.

"Şuna bak ya." Dedi annem ve devam etti. "Küçükken bebeğin olduğunda da böyle ağlarsın demiştim o da bana ben asla ağlamam demişti ah ah insan anne veya baba olunca anlıyor her şeyi." Gülerek annemin yüzüne baktım.

"Biri bana Eyla karşına öyle kadın olarak çıkacak ki sen bile tanımayacaksın dese asla inanmazdım." Dedi Sedat babam.

"İnsan en mutlu olduğu an değişirmiş." Dedi annem, hemen devam etti. "Beni bunlar değiştirdi belki de Serkan gelmeseydi böyle olmayacaktı. İyi ki gelmiş ben bu aileyi bu tabloda görmek isterdim." Gözlerimden yaşlar hızlıca akmaya başladı.

"Anne yapma ya." Diyebildim.

"Şşşş tamam sakin." Dedi Murat.

"Tamam maviş ağlama hemen." Dedi Kübra. Göz yaşlarımı tutamıyordum. Aniden Paris'in ağlama sesi duyuldu.

"Hisseti çocuk." Dedi annem ve Aydan annem aynı anda ve aynı şeyi. Ben ise hem gülüyorum hem ağlıyorum garip duygular içindeyim.

"Bunun kafa güzel olmuş." Dedi kapıdan içeri giren A

"Takma alışırsın bir iki gün sonra sevgilim." Dedi Kübra Ali'ye

"Kolay alışmak ve ben?" Hem gülüyordum hem ağlıyordum. Kucağımda duran Paris ise hayla ağlıyordu. Dışarıda yağan yağmur bana her şeyin yalanlardan ibadet olduğunu hatırlatıyordu.

"Bir kere ya sadece bir kere kolay alışsan olmaz mı odun?" Duygularım daha fazla karışmaya başlamıştı.

"Her şeyin daha başındasınız gençler." Diyerek konuşmaya başladı Mehmet babam. "Evlendiniz tamam dedik, çocuğunuz oldu tamam dedik. Zaten yaşınızda buna uygun ama artık hayatınız eskisi gibi olmayacak! İşinize gideceksiniz mecburen Paris de sizle gelecek buna da tamam ama Paris hasta olduğunda bir anaya babaya ihtiyacı olacak. Siz o ara işte olacağınız için onla ilgilenemeyeceksiniz. Ben size keşke çocuğunuz olmasaydı demiyorum olsun daha fazla olsun." Diyerek devam etti. "Sizde izin verirseniz siz işteyken Paris bizde kalsın." Gözlerim dolmaya başlamıştı. Hem mutluydum hem ağlıyordum.

İç Ses: İnsan mutlu iken ağlayamaz mı?

Sevda: Ağlar, hem de çok ağlar.

İç Ses: Ağlayalım o zaman, üzgün olduğumuz için değil ilk defa mutlu olduğumuz için ağlayalım.

Sevda: İlk ama sonsuz olsun bundan sonra hep mutlu olduğumuz için ağlayalım.

İç Ses: Bundan sonra büyük bir ailen var.

Sevda: Böyle büyük bir ailem olacağını eskiden deselerdi asla inanmazdım.

İç Ses: Artık her şeyden haberimiz var, yalanlar artık yok.

Sevda: Daha yeni alışmıştım oysa.

İç Ses: Yalanlara mı alıştın sen?

Sevda: Yalanların içinde yaşamaya alıştım.

"Dünür bizi küçük düşürdün şimdi." Dedi Sedat babam.

"Yok be dünür bir gün sizde kalır bir gün bizde." Bu kadar büyük ve sevgi dolu bir ailemin olduğu için çok şanslıydım.

"Haklısın be dünür sonuçta doğdu iyi kavgaya gerek yok." Dedi Mehmet babam.

"Bunlar ne zaman iyi anlaşmaya başladı?" Alinin sorusunu ben, Eda, Murat, Hayat ve Kübra duyabilecek şekilde söyledi.

"Salak bu Murat'ın babası Serkan babam değil." Dedim.

"He tamam o zaman." Dedi gülerek.

"Sen buna nasıl aşık oldun?" Diye bir soru yöneltti Eda Kübra'ya.

"Aşk işte bunun gibi salak birine de çarpa bilir Murat gibi zeki birine de çarpa bilir." Hepimiz birlikte kahkahalar ile gülerken karnımda bir acı hissetmem ve Paris'in gözlerini açması bir oldu. Galiba uyandırmıştık.

"Ah!" Aniden dudaklarımdan 'ah' diye bir ses çıktı.

"N'oldu?" Murat telaşla bana baktı.

"Kızım iyi misin?" Annemden, Serkan babamdan, Sedat babamdan, Mehmet babam ve Aydan annem hepsi aynı anda aynı soruyu sordu.

"Abla!" Hayat ve Edanın çığlıkları da kulağıma geldi.

"Maviş?" Kübra'nın bakışları bile korkmama neden oldu.

"Merak etmeyin yarın aynı Sevda olur." Dedi Ali dalga geçerek.

"Ali her şeyin dalgasında olmak zorunda mısın?" Kübra'nın sert sesi ile durumun ciddiyetini anlayıp kendine geldi.

"Noldu bebeğim?" Diye sordu en sonunda Murat.

"Dikiş yerimde bir acı var." Dedim.

"Korkmayın sorun yok daha yeni doğum yaptığı için normal bir şey." İçimde o saniye rahatlama hissetim.

"Ya anne korktum." İki elleri ile yüzünü kapatan Murat'a baktım.

"Korkma oğlum korkma." Dedi Aydan annem.

"Aksiyonsuz günümüz yok." Dedi Eda.

"Bende ikizime katılıyorum." Dedi Hayat.

"Siz birbirinize hak verir miydiniz?" Diye sordu annem.

"Anne burada ben hak vermedim beni katma olaya." Dedi Eda.

"Geri zekalı ilk defa haklısın dedik havalanmasana." Kavgaları hoşuma gidiyordu.

"Mal ilk defa mı dedin?" Büyük bir kavga olacaktı.

"Evet, sana ne zaman hak verdim söylesene o zaman salak?"

"Geçen sene tatile gidelim dediğimde hak vermiştin ya." Dedi Eda.

"Mal ablam o ara beni çağırmıştı ya bana 'tatile gitmek istiyorum Edaya hak ver' demişti bende sana hak vermek zorunda kaldım hemen havalanma!" Evet böyle bir olay yaşanmıştı. Tatile gitmek için Hayatı kullanmıştım.

"Tatile gitmek için sen Hayatı mı kullandın?" Diye sordu Murat.

"Zeki mavişim benim." Dedi Kübra.

"Ne yani Hayat beni haklı bulmadı mı?" Hayal kırıklığı içinde bize baktı Eda. Hayat kahkahalar içinde gülüyordu.

"Niye gülüyorsun ya her şeyi ortaya çıkardın." Dedim sahte bir sinirle.

"Özür dilerim abla ama ben Edayı haklı çıkaramam." Dedi gülerek.

"Sattın beni, konuşma benle!" Dedim. Oysa o kadar da üzülmemiştim.

"Takma hormonların etkisinde." Dedi annem.

"Ben alınmadım." Diye atladı Eda lafa.

"Sus sen şeytan." Dedim.

(2 Hafta Sonra)

"Eda!" Diye bağırken buldum kendimi.

"Efendim abla dedi nefes nefese.

"Su." Dedim sert sesim ile.

"Ya abla Allah aşkına su istemek için doğum yapar gibi çığlık atman gerekmiyor." Sinirlenmişti

"Ablacığım zaten canım yanıyor, akşamda parti var lütfen." Dedim.

Hastaneden çıkalı bir hafta olmuştu ağrılarım yavaş yavaş kayboluyordu.

"Al!" Dedi sert sesiyle.

"Ver!" Dedim aynı sesle karşılık vererek.

"Sevgilim günaydın." Dedi Murat kucağında Paris ile. Paris'i kucağıma aldım.

Elleri ellerime dokunuyordu beni dünyanın en mutlu annesi yapıyordu. Kokusu dünyanın en güzel parfümü gibiydi...

---

Ağlamayacağım, ağlamayacağım ama olmuyor ya Paris doğduuuuuuuuuuuuuuuu hemen tarihimizi veriyorum 1 Haziran 2021 ah ah eskiden bunların sonları böyle ağlayarak biteceğini düşünmüyordum ama ağlıyoruz. Ben şimdi finali yazıyorum hüüüüüüüü bitmesini istemiyoruuuuuuuuuuuuuuuum.

Sizi Çok Seviyorum

Görüşürüz

-Tubanur Peker-

Bölüm : 27.11.2024 18:56 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...