9. Bölüm

9. Bölüm: Görüşürüz

Tubanur Peker
tubanurpeker1006

'Sadece sen, benim nefesim ol. Sadece sen benim hayatım ol. Sadece sen benim dünyam ol.'

Nefesim yavaş yavaş kesildi annemin dediklerini beynim algılanamayan başladı. Hayatın annesini bulduğu gün bugündü ve annesi onu istemiyor.

''Anne lütfen!" Annem Hayatın yüzüne bakmıyor, çünkü biliyor ki bakarsa onu asla bırakamayacak.

''Ben senin annen değilim bana anne deme!" Annemin bu kadar sert olması beni çok kötü bir şekilde korkutmaya başlamıştı bile.

''Eyla sakin olur musun? Biliyorum şu an şoktasın o yüzden yapıyorsun. Ve buradaki herkes onun yaşadığına eminde ölmediğini biliyordu." Annemin öfkesi dolmuş taşmıştı.

''O yaşıyordu bunca zaman Murat'ın yanında sakladım ve hiç birinize göstermek istemedim." Bu bildiğim durumu annemden duymak beni çok ama çok sinirlendirmişti.

''Evet yaşıyordu ve sen anne onu Murat'a bıraktın. Yıllar sonra Murat şirketin ortağı oldu, sonra Fransa'ya gittik ve sen Hayatı orada göreceğimi düşünmedin." Annemin yüzünde sadece öfke vardı. Özlem duygusunu hiç görmedim zaten ve görmekte istemiyorum.

''Eyla bu doğrumu, sen her şeyi bilip benden sakladın mı?" Anneme gülümseyerek baktım.

''Sedat evet, her şeyi biliyordum ama biz bu kadar üçlü aileyi bozamayız. O bizim kızımız hiç bir zaman olmadı ve olmasını da istemiyorum." Anneme öfke ile baktım. Kendi öz kızını hiçe sayıyordu.

(4 saat sonra)

Evimde oturmuş dışarıda yağan yağmuru izliyorum. Üstüme hiç bir şey almadan evden çıktım bahçede yürüdüm. Ayaklarım ıslak çimenlere değdikçe rahatlıyordum. Yağmur yüzümü ıslatmış ama bundan şikayetçi değilim ve olamam da.

''Kendini hala arıyorsun dimi?" Murat'ın sorusu ile ona döndüm. Yüzünde sadece bana olan özlem duygusu kalmıştı.

''Evet, ve bulamıyorum." Yüzüme gülümseyerek baktı.

''İşte sana bu yüzden aşığım." Kurduğu cümle ile hem sırıttım hem anlam vermeye çalıştım.

''Neden bana aşıksın ki?" Neden bana aşıksın mı dedim ben daha önce? Cümlemin saçmalığı ile donup kaldık. ''Murat aklım allak bullak sonra konuşalım olmaz mı?" Murat bana güler yüzle baktı ve göz kırptı.

''Ben eve giriyorum biraz yalnız kalmaya ihtiyacın var. Tabi başına bela açmayacaksan." Biliyorum yalnız kalmayı seven ama yalnız kalınca bela peşini asla bırakmayan bir kız oldum hep, ama ne yapayım bende buyum.

''Astımım tutmaz, nefessiz kalmam, kaçırılmam ve bana karşı bir silah tutulmaz, merak etme." Bir silah tutuldumu ve ya kaçırıldım mı hatırlamıyorum ama yaşamadıysam, yaşamam yakındır. Çünkü ben felaketim.

Ben buydum yalnız, felaket, güçsüz ve her şeyden korkan. Beynimi dinlemem, kalbimi dinlemem ben sadece iç sesimi dinler ve onunla hareket ederim.

Ben Sevda, Sevda Canlı senelerce kaybettiği kardeşini arayan ve asla o kardeşini bulamayan o küçük kız benim. Bir gün aşık oldum ve kardeşimi kazandım. Ben o gün anladım ki yalnız kalmak her şeyden daha güzel. İnsan kendini dinlemek ister, başkasını değil. İnsan kendini duymak ister, başkasını değil. İnsan ağlamak ister, başkasını değil. Bazen güçsüz dediğimiz insan dünyanın en güçlü insanı olabilir. Elinizi kalbinize koyun ve üç defa:

Ben güçlüyüm

Ben güçlüyüm

Ben güçlüyüm

...Güçlüyüm

Diyin hem beyniniz hem kalbiniz sizi dinleyecek. Siz başkasını dinlemeyeceksiniz, başkası sizi dinleyecek. Başkası ağlamayacak, siz ağlayacaksınız. Ağlamak güçlü olmanın başlangıcıdır, ağlamak nefes almaya başlamaktır, ağlamak hayattır.

''Yağmur, yağarken bütün kötülükleri alıp götür bu dünyadan." Fısıltım yağmurla birlikte yok oldu. Gözlerimi kapattım başımı yukarı kaldırdım. Yağmur git gide daha fazla şiddetleniyordu. Aklımda binlerce soru binlerce cevap vardı. ''Belki bir gün beraber akıp gideriz. Belki bir gün beraber yok oluruz."

Bir veya iki saat boyunca yağmurun altında ıslandım. Kendimi rahatlamış gibi hissetmiştim. Şimdi ise eve gelmiş ıslanmış kıyafetlerimi değiştirmiş ve saçlarımı kurutuyordum.

''Üşümedin mi sen?" Murat yanıma gelip elimdeki havluyu aldı ve saçlarımı kurutmaya başladı.

''Evet üşüdüm belki hasta olucam, ama sevdiğim şeyler bana ne kadar zarar verirse versin onu sevmekten vaz geçmeyeceğim." Kelimelerim Murat'ın yüzünde gülümseme oluşturmuştu. Ve ben Murat Severin bu gülümsemesine fena bir şekilde aşık olmuştum.

''Hala kavgalıyız ve küsüz bu olaylar bizi çok yıpratıyor." Biliyorum aptal bir alınganlıkla onun kalbini kırdım. Hemde çok kırdım.

''Bizi öldürdü Murat." Bu konuşmanın sonu ayrılığa daha yakındı.

''O zaman bugün her şey bitsin!" Cidden bitirmek mi istiyor?

''Bitirmek mi istiyorsun?" Yüzünde hafif mutsuz bir gülümseme oluştu.

''Evet," kalbim durmak üzere gibi hissettim.

''Tamam." Bu dünyadaki en sert kelime 'tamam' olabilir.

''Arkadaş kalalım." Arkadaş olmamızı istediğini düşünmüyordum.

''Belki..." dedim üzgün bir ses tonuyla. Elindeki havluyu bana uzattı ve odadan çıktı. Kapıya doğru ilerledim ve anahtarı sağ tarafa çevirdim. Kitlenmişti, bir kaç saniye böyle durdum heykel gibi. Kendimi nasıl yatağa attığımı bilmiyordum. Gözünden bir damla yaş aktı, bir damla yaş daha, bir damla daha ve bir tane daha. Kalbimdeki büyük acı ile nefes alamadığımı hissettim. Aralıksız fazla ağlayıp nefes almayı unuttuğum için astımım tutmuştu.

''Abla?" Kapının önünde duyduğum Hayatın sesi ile zar zor kalkıp kapının yanına gittim ve kapıya vurdum. ''Abla iyimisin?" Nefes almaya çalışıyordum ama sanki biri beni boğuyormuş gibi bir his vardı içimde.

''H-Ha-Hay-Haya-Hayat," zar zor kelime kuruyordum. Sanki kalbim göğüs kafesimden çıkacakmış gibi çok hızlı atmaya başladı.

''Abla ne oldu iyimisin?" Hayata kalırsam burda ölecektim. Gözlerimin önünü kap Karanlık sardı, sonra yavaş yavaş gözlerim kapandı ve sadece sesler kaldı.

''Sevda!" Murat'ın sert sesi ve kapının kırılma sesi aynı anda duyuldu.

''Abla lütfen aç kapıyı!" Hayatın çığlıkları ile gözlerimi açmaya çalıştım ama olmuyordu. Nefes alamıyor ama yaşıyordum. Kapı kırıldığında Murat'ın yanımda değil odayı gezdiğini duydum. ''Murat ne oldu ona?" Ölüyormuşum gibi hissettim. Sanki son kez onların sesini duyuyormuşum gibi. Aniden dudaklarımda hissettiğim kalın bir şeyle nefes almam bir oldu.

''Sakin ol Hayat." Murat'ın uyarıcı sesi ile gözlerimi açmaya çabalamam ama açamam bir oldu.

''Neyi var?" Hayatın sert sesi ile zar zor gözlerimi açtım.

''Murat," dedim zar zor. Hayat her şeyi anlamış ama inanmamıştı.

''Abla, yalan dimi yalan?" Göz yaşlarım beni asla bırakmıyordu. Zaten ölüyüm şimdi yaşasam ne olucak ki?

''Sevda!"

''Bebeğim!" Babamın ve annemin çığlıkları ile ayaklanmaya çalışmam bir oldu.

''Kim söyledi." Murat bana öfke ile baktı. Sanki bana her şeyi anlattığını söylüyordu.

''Sakın Sevda sakın, bana bir daha aynı şeyi söyleme!" Herkesin bilmesine gerek yoktu. Ama Murat'a göre tüm dünyanın bilmesi lazım.

''Bebeğim kalk yerden kalk, geç yatağına uyu dinlen." Annemin beni yerden kaldırıp yatağa yatırması bir oldu. Babamın yanıma gelip saçlarımı okşamadı beni bebekliğine götürdü.

''Senin yüzünden." Dedi annem Hayata bakarak. ''Sen benim kızımın yanına geldiğinden beri başı beladan ayrılmıyor." Annemin sert yüzü ile karşılaşan Hayat ağlamamak için zor duruyordu.

''Eyla kendine gel." Babamın uyarıcı sesini dinlemeyen annem yine Hayata bağırdı.

''Burdan gideceksin!" Hayat artık dayanamıyordu. Yüzüme baktı ve sahte bir gülümseme oluştu.

''Görüşürüz," dedi acı içinde.

''Görüşürüz." Dedim acı içinde.

Prenses kral ve kraliçenin yanında kalır ve kız kardeşi ağlayarak gider. Her masalın sonu acı içinde biter aslında. Her masalın sonunda SON yazısı acı verir. Peki bizim masalımızın sonunda SON yazdığında acı içinde bitecek mi?

- - -

SON yazmasına az kaldı Sevda hemde çok az kaldı.

Bölüm : 27.11.2024 00:12 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...