Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16. Bölüm: Evet Mi Hayır Mı?

@tubanurpeker1006

"N'oldu neden kavga ettiniz?" Diye sordu Ada.

 

"Ya Ada buraya gelene kadar atla karayı seçtik ben hazırlandım kuaföre gittim Işığı hazırladım bu kravatını takıyor." Dedim sinirle.

 

"Ya napim kravat takmayı unutmuşum." Dedi Deniz ve Ada kahkaha atarken ben bir anda boşlukta bulundum ve bağırmaya başladım tabi karnımdaki dikişleri unuttum.

 

"Öylemi beyfendi o zaman evlenme tek- Ah." Sinirle gelin odasına girdim ve biraz uzandım. 'Bu kadar bağırırsak böyle olur.' İşte başladı 'benim suçum ne?' Dedim 'bağırman sana bağırmak yasak al acısını çek.'

 

"Deniz koş Güneşi çağır Barışı çağır birini çağır işte." Diye bağırıyordu Savaş. "Özür dilerim güzelim." O kadar canım yanıyorduki ona olan sinirim geçmişti bile.

 

"B-ben i-iyiyim s-sadece u-ufak b-bir a-acıydı." Cümleleri bile toparlayamıyordum canım o kadar çok yanıyordu ki şu an acıdan bayıla bilirdim.

 

"N'oldu?" Diye içeri girdi Barış peşinden Güneş girdi.

 

"Kuzu n'oldu iyimisin?" Diye sordu bu beş yılda en çok Güneş değişmişti.

 

"Dikişleri patlamış dikiş atmam lazım ama nasıl yapabilirim?" Dedi Barış.

 

"Barış sen git dikiş atmak için malzeme bul ben kanamayı durdurim." Dedi en ciddi sesiyle en fazla bir saat sonra eskiye döner. Karnıma giren o büyük acı ile bağırdım hatta çığlık attım neredeyse.

 

"Ah!" O kadar canım yanıyordu ki nerde olduğumu bile unuttum. Sonra gözlerimin önüne bir erkek bebek geldi. Gözlerimi açtığımda tek hatırladığım şeyin bir erkek bebek olduğunu anladım.

 

"S-savaş." Dedim titreyen sesim ile sesim o kadar titriyordu ki ilk defa kendimi böyle duydum böyle gördüm.

 

"Güzelim iyimisin?" Dedi Ada bazen bende karıştırıyorum Ada'mı güzelim diyor Savaş'mı anlayamıyorum.

 

"Sevgilim, iyimisin bir şeyin yok dimi?" Dedi yanımda endişeden deliye dönmüş Savaş. Herkesin gözünde endişe vardı sonra gözlerim Savaşa kaydı saçları darma dağın olmuş elleri bandajla bağlanmış n'olmuştu? Savaşın elleri neden bandajlıydı?

 

"Savaş." Dedim zar zor karnımda ufak bir acı vardı.

 

"Efendim sevgilim?" Sesi bile kısılmıştı gözleri şişmiş ve kıp kırmızı. Acımı hiçe sayarak ayağa kalktım ve Savaşa sarıldım.

 

"Sana n'oldu neden ellerin bandajlı? Neden gözlerin şişmiş? Neden gözlerin kıp kırmızı? Neden saçların darma dağın?" Çok soru sordum ama bu benim hakkımdı. Bir an elini belimden çekti beni kendinden ayırdı ve odadan çıktı ve kendimi yerde dizlerimin üstünde bulduğumda ağlıyordum neydi bu şimdi? Bitti mi? Ayrıldı mı? Daha bir ay önce bana evlenme teklifi etti şimdi terk mi etti?

 

"Yağmur ona zaman tanı İnan bana o da mahvoldu kaç saattir şurada baygın yatıyorsun onuda anla canım." Dedi Deniz ama hiç birini dinlemek istemiyordum. "Ada sen Savaşın peşinden git belki seni dinler ben gidersem benle kavga edebilir ama senle konuşurken kendine hakim olabilir." Dedi Deniz evet haklıydı sinirliydi ama ben Mavi elbisemle yerde oturmuş ağlıyordum makyajımın aktığının farkındaydım paylanço gibi dolaşıyordum.

 

"Canım ona zaman ver sen orada öyle acı çekerken onun ne yapacağını sanıyordun kahkaha atıp burada halay çekmesini mi? Yağmur o seni de Işığıda bırakmaz hem doğru Işık var nasıl gitsin kızını bırakıp gidemez İnan bana o seni, sizi seviyor." Dedi Deniz o an anladım ki beni en iyi tanıyan kişinin Deniz olduğunu anladım. "Gel sarıl ağla hadi." Dedi Deniz sarıldım ağladım ama ne kadar ağlasamda asla sakinleşemiyeceğimi biliyordum hani ben bir aralar zırhtım ya işte o zırh bir gün koruma yetkisini kaybediyormuş ve bu sefer zırh korunuyormuş.

 

"Deniz ya bizi bırakıp giderse ya bir daha gelmezse?" Dedim titreyen sesim ve hıçkırıklarımın ardından.

 

"Gelicek söz gelicek." Dedi Deniz ama gelmeyecek o da biliyor bende.

 

(Yazarın anlatımı ile)

 

Yağmur titreyen sesi ve hıçkırıklarının ardından Denize sarılı bir şekilde konuşurken Savaş Ada ile kavga ediyordu!

 

"Savaş o kız içerde ağlıyor yıkılmış durumda sende mi gidiceksin Işığı ve Yağmuru bırakıp gidecekmisin?" Dedi Ada ama Savaşın umrunda değil.

 

"Evet gidicem belki bir daha gelmicem ama gidicem Işık mı onuda bırakıp gidicem!" Dedi Savaş.

 

"Yağmurun yaşadıklarını mı yaşatacaksın kızına? Kesin öyle yapıcaksın hatta gidip başkası ile evleneceksin çocuğun olucak sonra Işık on sekiz yaşına geldiğinde ona 'ben senin babanım.' Mı diyeceksin? Anlatması kolay var ya peki dinlemesi kolay mı?" Dedi Ada ama Savaş dinlemiyordu bile.

 

"Deniz n'olur düğüne devam edin siz beni bırakın şurada kafamı vurur ölürüm siz mutlu olun!" Dedi Yağmur ama unutuğu kişi var kızı.

 

"Kusura bakmayın kızım Işık bir türlü susmadı ağladı seni istiyor galiba bir baksana." Dedi Bahar her şeyi biliyordu ve saatlerce misafirleri orada tutan tek kişi idi.

 

"Bebeğim." Diyerek ayağı kalktı ve Baharın elinden aldı Işığı. "Güzelim, sen anneyimi özledin prensesim? Babanda gelir birazdan merak etme tamam mı prenses!" Dedi Yağmur o kadar ağlamıştı ki sesi kısılmıştı.

 

"Yağmur sen iyi değilsin canım Işığı bana ver ve sakin ol tamam mı?" Dedi Deniz Yağmur Işığı Denize verdi ve Işık Denizin kucağına geldiği gibi uyuya kaldı.

 

"Deniz neden?" Dedi Yağmur bir anda.

 

"Ne neden Yağmur?" Dedi Deniz.

 

"Neden ben neden biz anlamıyorum aklım almıyor hemde hiç bir şeyi aklım almıyor?" Dedi Yağmur.

 

"İnan bana bildiğim tek şey sen stres yaptığın an Işığın bunu hissetmesi ve senin şuan yatman lazım bir kaç saat önce dikiş atıldı karnına ve sen hayla ayaktasın!" Dedi Deniz ama çok haklıydı dikişleri yeniden patlaya bilirdi.

 

"Umrumda değil inan bana umrumda değil hayta şuan kolum kesilse çıt çıkarmam o derece yani." Dedi Yağmur ve odadan dışarı çıktı bahçeye gitti ve o ara yolda giden Savaşı gördü ne yapması gerekiyor bilmiyordu. Savaş ise o kadar üzgündü ki nedeni de şu: Doktor ona dikişleri iyileşmezse büyük ihtimal bir daha hamile olamaya bilir dedi.

 

"Savaş gitme!" Sesi titreyen Yağmur vardı ve durdu daha fazla gidemedi adım atamadı üzgündü mutsuzdu çünkü arkada bıraktığı tek kişi değildi iki kişiydi kızı ve karısı.

 

"Sevgilim gitme benide kızımızıda bırakma!" Dedi Yağmur. Savaş Arkasını döndü yerde dizlerinin üstünde yıkılmış bir Kadın gördü kendisine çok aşık halbuki Savaşta ona aşıktı hemde çok.

 

"Beni anlayamıyorsunuz dimi bir daha baba olamama ihtimalim var ve Yağmurum mutlu olmasını istiyorum." Dedi Savaş.

 

"Sen gidince daha üzgün olucam daha mutsuz ne dersin mutsuz mu olim istermisin?" Dedi Yağmur ağlayarak.

 

"Benden uzak ol yeterki benim tek isteğim bu!" Dedi Savaş sakin olmaya çalışarak ama olmuyordu sakin olamıyordu şu duvarı parçalamak istiyordu ölmek istiyordu ama olmuyor yapamıyor.

 

"Bu mu? Bebeğini bırakıp gitmek mi istiyorsun?" Dedi Yağmur parmağındaki yüzükle oynayarak.

 

"Evet onuda sana bırakıyorum yeterki mutlu olun!" Dedi Savaş. O ara Yağmur parmağındaki yüzüğü çıkardı Savaşa yürüdü.

 

"O zaman bu sende kalsın belki bir gün gelirsin belki bir gün kızını özlersin o ara gelmen için iki sebep olur." Dedi Yağmur cesaretli bir sesle.

 

"Yağmur yapma güzelim." Dedi Ada arkadan o sırada arkadan bir kız bebek ağlıyordu.

 

(2 ay sonra) (Yağmurun anlatımı ile)

 

İki ay oldu ve Savaş hayla gelmedi belki gelmicek şuan kucağımda Işık ile kendimize düğün için kıyafet bakıyorduk.

 

"Anne." Dedi Işık üç aylık ama sadece 'anne' diye biliyor.

 

"Efendim bebeğim?" Dedim sanki 'babam nerde?' Diye bilir gibi her anne dediğinde aklıma tek bu geliyor. O sırada o küçük eliyle Mavi elbisemi gösterdi o an anladım ki o elbiseyi giymemi istiyor.

 

"Tamam bebeğim onu giyerim." Dedim. Sonra Işığın odasına gittim onada benim elbisemin aynısını çakardım neden bilmiyorum ama benim ne kıyafetim varsa onunda aynı kıyafeyleri vardı.

 

Nikah salonuna vardığımda annemin yanına geçtim.

 

"Analı kızlı He takım olmuşsunuz aynı elbise, aynı ayakkabı, aynı çanta. Takım olmuşsunuz." Gülümsedim iki ayın bir ayı ağlamak ile geçti diğer bir ayı işime geri dönmek ve kızımla iygilenmekle geçti.

 

"Anne ya güldürme işte." Dedim saçma bir cümle kurarak.

 

"Ya kızım gülüşünü özledim ben senin." Dedi annem.

 

"Yağmur, Bahar bi baksanıza Adaya bir şey oldu Deniz onu tutamıyor." Dedi babam bu arada babamı bulduk ve annemle babam evlendi.

 

"Ahmet ne diyorsun sen." Dedi annem.

 

"Baba Işığı al." Dedim endişeli sesle koştura koştura Adanın odasına girdim.

 

"Evlenmicem." Diyordu o ara. Sonra bir ayak sesi bir el omzumda korkudan titriyordum sonra beni şoka sokan o cümle.

 

"Merak etme seni öldürmem!"

 

Bazen hem öfke hem mutluluk hissedersiniz işte ben ikisinide yaşadım ona hem öfkeliyim hem geldi diye mutluyum ama Işığa ne diyicem?

Loading...
0%