Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm: Nişan

@tubanurpeker1006

(1 hafta sonra)

 

Bugün benim nişanım var ve şu an yedi kişi kuafördeyiz. Ben, Nehir, Güneş, Işık, Ada, Ilgaz ve Defne tam takım yani. Akşam olmuştu ve ben gelin odasında uzun bir bekleyiş içindeyim.

 

"Sevgilim hadi gel bizi bekliyorlar!" Diyerek içeri girdi Savaş.

 

"Tamam sevgilim." Dedim heyecanlı bir ses tonu ile.

 

"Anne." Dedi içeriye giren Işık Güneşle birlikte.

 

"Güneş anlamıyorum Kerem niye sana izin veriyor mesela yeni eve taşındınız bize yardım ettin bak bana Yağmur hamile değil ama ben yinede ona elletirmedim çünkü Işık var sonuçta Yağmura bir şey olura Işığada olur." Dedi Savaş o an bana bir şey olmuş halim geldi gözümün önüne sonra Işık sonra bir de Karanlık.

 

"Allah Allah makas kesmiyor." Dedi Savaşın amcası elinde tepsi ile duran Nehir bana baktı ve gülümsedi.

 

"İşte şimdi kesti." Dedi amcası.

 

"Gelin hanım bu dansı bana lütuf edermisiniz?" Dedi bir anda Savaş.

 

"Eeee düşünemem lazım listemde kaçıcı sıradasınız acaba." Dedim sonra beni çekiştirerek salonun ortasına götürdü elleri belimi sardı ellerim boynunu sardı.

 

"Söylemek istemiyorum ama bir haftadır böylesin Yağmur sanki her an bir şey olucakmış gibisin ama hiç bir şey olmiyacak sana söz sevgilim seni ve Işığı korucam." Dedi Savaş gerçekten bellimi bir şey olduğu?

 

"Savaş benim korunmaya ihtiyacım yok ve olmayacakta sen kendini koru bizim için yeter bize!" Dedim bir an.

 

"Tamam sevgilim ama inan bana sen bir şeyden korkuyorsun bunu biliyorum inan bana." Dedi Savaş. Eve gelmemizin üstünden bir saat geçti duş aldık Işığı uyuttum odasına koydum şimdi ise pijamalarım ile Savaşın kucağında kitap okuyorum.

 

"Hangi cümledesin?" Diye sordu Savaş.

 

"Hayat bizi ölüme bile itti ama biz durmadık durmicazda çünkü ölmek için yaşamak gerekir biz yaşamadık ki!" Dedim bir an kitap elimde okuyarak. "Sen hangi cümledesin?" Diye sordun Savaşa.

 

"Kitaplar mı gerçek yoksa bizim yaşadığımız mı? Hayat gerçekten bu mu? Diyordum içimde sanki bir umut vardı gözlerinde Karanlık olsa bile her zaman bizi aydınlatan o gözleri." Dedi bir an da.

 

"Güzelmiş sanki beni anlatıyor senin gözlerini anlatıyor." Dedim Savaşın gözlerinin en derinine bakarak.

 

"Yağmur artık yaşayalım mı?" Dedi beni şoka sokarak.

 

"Neyi yaşayalı mı Savaş?" Dedim şok içinde.

 

"Hani okumuştun ya 'ölmek için ilk yaşamak gerekir biz yaşamıyouz ki!' Demiştin o zaman biz yaşayalım Yağmur herkes gibi olmayalım bırak onlar yazı sevsin biz kışı seviyoruz zaten, bırak onlar güneşi sevsin biz ay'ı seviyoruz zaten, bırak onlar aydınlığı sevsin biz zaten karanlığı seviyoruz!" Dedi en etkileyici sesi ile.

 

"Hani biz yaşayan ölüydük!" Dedim bir anda eskiden de demişti 3 yıl öncede dedi işte ben onu bu yüzden seviyorum ben karanlığı severken onun Karanlık olması ben ölüyken omunda ölü olması biz buyuz ikimizde aynıyız.

 

"Hani hatırlıyor musun?" Dedi bir an sonra devam etti. " 'Biz her zaman üç kişiydik sadece kendimizi düşünürdük!' Demiştin ben o gün çok korkmuştum beni hayatına almayacaksın diye!" Dedi Savaş sonra konuşmaya, başladım.

 

"Sen buna inandın mı? Ben, sen, Işık, Güneş, Kerem, Mutlu, Nehir ve Ateş ben ben bu isimler olmadan yapamam tabi Adalar da var ama unutma sevgilim!" Dedim elimi kaldırdı yanağına koydum. "Ben sen, siz olmadan yapamam kaç kere düştüm ama siz olmadaydınız kalkamazdım sen ve Işık." Dedim bir anda.

 

"Ve o." Dedi ama hiç bir şey anlamadım bana bakıyor sadece, sonra dudaklarını dudaklarıma değdirdi, ben kendimi geri çekmeye çalışsam bile olmuyordu, izin vermek zorunda kaldım, zaten öylede yaptım.

 

"O kim?" Dedim dudaklarımı dudaklarından ayırırken.

 

"O dediğim kişi senin bir diğer yarın olucak sen nereye gidersen o oraya gidicek." Dedi Savaş. Hayla anlamamıştım.

 

"Savaş daha net söylermisin." Dedim korku içinde.

 

"Hayla anlamadın mı? Ben anlarsın sanmıştım ama anlayana kadar demicem." Dedi ama hayla anlamamıştım.

 

"İyi geceler sevgilim." Dedi sonra yanağıma kaçamak bir öpücük kondurdu.

 

O gün sabaha kadar düşündüm acaba ne demek istemişti. 'Ay Yağmur çok safsın ben anladım sen anlamadım.' Dedi iç sesim ama hayla anlamış değildim. 'Sen ne demek istediğini anladın mı?' Diye sordum iç sesime. 'Tabikide anladım Yağmurcum anlamamak senin salaklığın.' Bunu bazen seviyorum ama bazen sinir bozucu olabiliyor.

 

"Uyumadın dimi sen?" Diye sordu Savaş gözlerini açmadan.

 

"Uyumadım uyuyamadım bütün gece düşündüm." Sonra bir ağlama sesi geldi Işığın odasından, ayağa kalktım kapıya doğru yürüdüm kapıyı açtım hemen soldaki odaya girdim. Evet villaya taşındık.

 

"Kızım n'oldu?" Dedim sanki cevap verecekmiş gibi.

 

"Güzelim N'oldu?" Dedi Savaş arkamdan.

 

"Bilmiyorum yakışıklım." Dedim Savaşa bakarak. Sonra bir şarkı fark ettimki telefonum çalıyordu.

 

"Yağmur ben Nazlı özürdilerim kızım babanı çok sevdim. Yapacağım bir şey yoktu seni bu kadar üzeceğimide düşünemedim belki beni annen olarak görürsen Ahmet'in benden ayrılmayacağını sanıyordum kızım." Kızım demesi bile sahteydi. Sustum çünkü bazen susmak gerekir aslında sustuğuna konuşur insan, konuştuğundada susar.

 

"Ben senin Kızın değilim bu bir, benim annem var bu iki, bana kızım diyemezsin bu üç, babamın peşininde bırak bu da dört!" Dedim sinirle. O sırada Savaş eliyle o kim der gibi hareket yaptı. Bende ona beklemesi için hareket yaptım o sırada Nazlı konuşmaya başladı.

 

"Savaşı bana getir ondan tek isteğim bana anne demesi!" Dedi bende sinirle konuşmaya başladım.

 

"O sana anne demiyecek ne o senin oğlun olucak nede sen onun annesi." Dedim ve telefonu yüzüne kapattım. Neden böyle olmuştu? Neden biz? Aklımda binlerce soru vardı!

 

"Yağmur n'oldu söylermisin?" Dedi Savaş merak içinde.

 

"Nazlı aradı seninle konuşmak istiyormuş, ona anne demeni istiyormuş." Dedim. Bir an dondu kaldı sonra odadan çıktı yatak odasına girdi, napıyordu? Sonra odadan çıktı üstünde siyah kot üstünde mavi tişört vardı.

 

"Savaş nereye?" Dedim cevap yok sonra merdivenlerden inmeye başladık.

 

"Savaş bir şey de nereye?" Dedim o sırada dışarı çıkıyorduk.

 

"Savaş dururmusun? Benim için beni seviyorsan dur!" Dedim ve durdu.

 

"Nereye?" Dedim.

 

"Yağmur içeri gir kalbini kırmak istemiyorum." Dedi.

 

"Senin olan kalbi nasıl kırıcaksın söylermisin nasıl?" Dedim sonra saki kendine sordu 'benim olan kalbi kırabikirmiyim?' Dedi sanki içinden.

 

"Sen benimsin, Işık benim kısaca ikinizde benimsiniz." Dedi.

 

"O zaman bizi bırakıp gitme!" Dedim ama dinler mi beni? Hayır dinlemez. Mavi arabasına bindi ve gitti. Bende eve girdi yaz olmasına rağmen hava soğuktu. Işık olmasa içeri girmezdim ama Işık için girdim. Ve anında telefonum çaldı.

 

"Yağmur Kızım işin yoksa bizle gelsene kız kıza gezicez Ilgaza da dedik Yağmur izin vermeden çıkamam dedi." Dedi annem.

 

"Tamam anne ben yoldan geçerken onu alırım kaç kişi gidiyoruz?" Dedim merakla ve sinirle.

 

"Sen, ben, Nehir, Güneş, Ada, Ilgaz ve Defene... He bide Işık." Dedi annem.

 

"Tamam hazırlanıp geliyoruz. Yoldan Güneşide alırım gerisi sizde." Dedim.

 

"Tamam kızım." Dedi annem ve telefonu kapatıp yukarı çıktım. Işığın odasına girdim, ve onu hazırlamaya başladım. Üstüne sarı tulum giydirdim. Sonra Işığı kucağıma alıp odama gittim aynı tulumu bende giydim kendime ceket çakardım onu giydim, sonra aynısından Işığada giydirdim beyaz topuklularımı giyip çantama telefonumu koydum ve çantamıda aldım. Işığı bebek koltuğuna koydum kapıları kitledim, evin içindeki bebek arabasını aldım kapıyı kitleyip dışarı çıktım, bebek arabasını bagaja koydum ve şöför koltuğuna oturdum. Yarım saat sonra Ilgazın yanındaydım.

 

"Ilgaz işimiz var benle geliyorsun." Dedim ve odan çıktım aşşağı indim arabaya bindim ve Ilgazı bekledim.

 

"Yağmur camı aç." Dedi Kadir.

 

"N'oldu Kadir?" Dedim endişe ile.

 

"Hami seni vuran adamlar var ya onlar hapisten kaçmış senin peşindeler." Dedi işte o ara deli gibi korkuyordum yanımda o kadar kişi olucak bugün.

 

"Hemen yukarı çık Ilgaza üç tane silah almasını söyle dört tanede şarjör almasını söyle." Dedim telaş içinde bu olayı sadece biz bilicektik bide Savaş telefonumu elime aldım Whatsapp a girdim ve önüme iki gurup çıktı biri hepimizin olduğu gurup ailelerimizinde olduğu gurup diğeri 12 kişinin olduğu gurup hemen altında Aşkım vardı ona tıkladım ve yazmaya başladım. 'Savaş dikkatli ol o adamlar hapisten kaçmış nasıl yaptılar bilmiyorum ama sen dikkatli ol.' Yazdım.

 

Benim hayatıma girdi belki benim hayatıma girmesi tehlikeliydi ama unutmamam gerek bir şey var bir gün her şey güzel olucak.

Loading...
0%