@tubanurpeker1006
|
Hani eskiden demiştim ya bu masal ilk bu masalın sonu olmiyacak! Dediğim gibi bizim masalımız son bulmayacak çünkü bu masalın sonu yok önümüzde uzun seneler var! Ve unutmayın hiç bir masalın sonu olmaz bir masal sonsuzdur ve şimdi size soruyorum. Sonsuzluğa benle gelmeye varmısınız? Ben sizleyim sonsuzluğa sizle geliyorum.
Savaş mesajı atmamdan bir saniye sonra cevap verdi. 'Yağmur her neredeyseniz eve gidin dışarı çıkmayın sakın!' Sonra telefonum çaldı.
"Yağmur hayla dışardasınız çabuk eve gidin emniyetin önünde olabilirsin ama çabuk eve." Dedi endişeli sesle o kadar hızlı konuşuyor ki yetişemiyorum ona.
"Savaş ben her şeyi senden daha iyi biliyorum bana hiç bir şey yapamazlar." Dedim ama sonra arkamı döndüm bana korku dolu gözlerle bakan Işık beni öldürüyordu.
"Bir saat sonra eve gideriz." Dedim ama içimdeki korkuyu kimseye belli etmek istemiyordum.
"Yağmur korkuyorsun, senin titriyor." Dediğinde gözlerimden yaş akmaya başladı. "Şu anda sessizce oturmuş alıyorsun." Dedi doğru diyordu. Arkama baktım onlar oradamı diye. "Aranana baktın çünkü korkuyorsun Yağmur ben senin nefes alışından bile ne yapıyorsun biliyorum." Dedi bende onun her bakışının ne demek olduğunu biliyordum hatta içinden ne dediğini bilir biliyorum.
"Savaş." Dedim sustum bu sefer sesli ağlamaya başladım çünkü onlara bir şey olmasından korkuyordum kendim umrumda değilim ama o ikisi onları korumak istiyorum.
"Bizde seni korumak istiyoruz Yağmur." Dedi nasıl yani beni duymuşmuydu bunları içinden dediğime adım kadar emindim.
"Siz beni koruyamazsınız." Dedim işte o ara nefes alamadığını anladım. "Savaş nefes alırmısın?" Diye sordum ama umrunda değildi. "Savaş Akış nefes al çünkü senin aldığın nefes benim. Sen nefes almazsan bende alamam." Dedim ve sonra nefes sesi duydum.
(1 hafta sonra)
Şu an üstümde bindallı başımda duak vardı. Ve elinde bir tepsi içinde kına ile dolaşan Ada beşinden gelen Güneş onun peşinden Nehir, Nehirin peşinden Defne, Defnenin peşinden Ilgaz. Etrafımda döne döne şarkı söylüyorlar ama Güneş arada sırada saçmalıyor.
"Yüksek yüksek tepelere koz veremesinler annesinin bir tanesini hor görsünler." Dedi Güneş bir ömür geçse bu Kız değişmeyecek. Bir an gözümden bir damla yaş aktı nedenini bilmediğim bir şekilde ağlıyordum galbi psikolojim çok kötü oldu her an tetikteyim dışarıda polisler korumalar olmasına rağmen çok kötü korkuyordum.
"Ağladı ağladı." Dedi Güneş sanki ilk defa ağlarken görmüş beni gibi.
"Anne." Dedi arkamdaki Işık galiba hep anne diyicek.
Kına gecemde bittikten sonra Işığı uyutup dışarı çimenlerin üstünde Savaşın kolunun üstünde yatıyordum.
"Yağmur?" Dedi Savaş bir anda.
"Hı?" Dedim uykum o kadar vardı ki konuşamıyordum.
"Uyukun geldiyse içeri girelim." Dedi bir an.
"Hayır Savaş ne diyeceksen de." Dedim onun yanında yatarken.
"Tamam. Işığın ilk kelimesi anne olduya senin ilk kelimen ne olmuş?" Dedi bir anda, merak ettiği şey bumuydu?
"Karanlık." Dedim bir anda ever ilk kelimem Karanlık olmuştu. "Senin ilk kelimen n'olmuş?" Dedim merak içinde.
"Işık." Dedi bir an. İlk kelimesinin ışık oluğunu anlamamıştım.
"N'oldu Işığa?" Dedim bir an.
"İlk kelimem ışık olmuş." Dedi bir an. Ben bu olayın şoku ile kala kaldım o ara bile geleceğimizi biliyormuşuz Işık diye bir kızımızın olucağını biliyormuşuz.
"Sevgilim bizim hayatımızda Işık olduğu sürece karanlıkta kalmicaz ama şunuda unutmayalım karanlık olmadan Işıkta bir hiç." Dedim bir an aslında dediğim cümlede herkesin kafası karışırdı ama Savaş beni anlıyor. Ben ona bu yüzden de aşığım benim her haraketim ile anlıyor.
Sabah gözlerimi açtığımda odamda yanımda uyutan Savaşı gördüm. Elimi uzattım saçında gezdirdim sanki onları korumak için bir yol arar gibi. Sonra iki tane göz açıldı o gözlere bakmaya ihtiyacım vardı.
"Tacizmi ediliyorum?" Dedi ciddi bir ses tonu ile ama şaka yaptığını biliyordum o yüzden şakasına şaka ile cevap verdim.
"Evet tüm gece boyunca taciz edildin. Şimdide tanıdığım bir savcı var yanına gidicem beni hapishaneye atsın." Dediğimde bana şok içinde bakıyordu sanki bunu gerçekten yapıcakmışım gibi.
"Tamam şaka. Ben aşşağı iniyorum kahvaltı hazirlicam sizi çağrırım." Dedim tam yataktan kalkıyordum ki beni kenidine çekti dudaklarıma dudaklarını değdirdi ama bu sefer bir saniye sürdü kahvaltıyı hemen hazırlamazsam kızıcağımı biliyordu.
Kısa sürede kahvaltıyı hazırlamıştım. Bir an kapı çaldı hemen koşa koşa gittim belime baktım silahım yoktu hemen odaya çıktım silahımı aldım.
"Yağmur kim geldi." Dedi Savaş endişe içinde. Onlar odada bırakmam gerekiyordu.
"Savaş odada kalın!" Dedim ve anahtarı alıp odadan çıktım kapıyı kitledim ve aşşağı indim silahı belime koydum tek elim belimdeki silahta diğer elim kapıda duruyordu. Kapıyı açtığım gibi içeri ilk Güneş ve Kerem girdi ardından Nehir ve Ateş girdi ama bu kadar az değiller devamıda var. Peşinden Ada ve Deniz onların peşinden, Defne ve Barış, sonra Ilgaz ve Berke
"Naber kardeşim?" Dedi Güneş ve bana sarıldı.
"Nasılsın?" Dedi Kerem bana sarıldı.
"İyiyim, hoşgeldiniz!" Dedim bir an.
"Hoşbulduk." Dedi ve bana sarıldı Nehir.
"Selam." Dedi bana sarıldı Ateş. Şu an Güneş değil ben hamile olsaydım veya Işık şu an içimde olsaydı doğmak isterdi o derece.
"Güzelim Işık yok mu?" Dedi Ada ve tahmin edin n'oldu? Sarıldı dediğinizi duydum. Doğru bildiniz.
"Odada babasının yanında."
"İyimisin Yağmur yüzün bem beyaz olmuş?" Dedi Deniz eh tabi olur daha demin beni kaçırmak veya öldürmek için biri geldi sandım.
"Evet bem beyaz!" Dedi Defne ve yine aynı olay bana sarıldılar. Sonra sesizce Barış sarıldı bana.
"Barışın sesizliğide üstünde." Dedi Ilgaz ve yine bana sarıldı.
"Eee kimin kardeşi." Dedi Berke ve bana sarıldı.
"Yağmur bu patates kızartması anca bana yeter siz yiyemezsiniz." Dedi Güneş. Tahmin etmiştim.
"Gelmeden önce deseydiniz yeterdi." Dedim sinir ile. Sonra aklıma Savaş ile Işık geldi hemen yukarı çıktım odanın kapısını açtım.
"Kimmiş?" Dedi Savaş.
"Adalar gelmiş." Dedim sinirle.
"Yani boşu boşuna korktun dimi?" Dedi ben sinirle cevap verdim.
"Evet boşuna diyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun Savaş Akış." Dedim sinirle.
"Öylemi Yağmur Akış." Dedi gülerken.
"Yağmur Atay demek istedin galiba." Dedim ne dediğimi bilemez bir şekilde. Savaşın gülüşü söndü gülmek yerine üzüntü ve öfke geldi yüzüne.
"Savaş özür dilerim öyle demek istemedim. Yanlışlıkla ağzımdan çıktı özür dilerim!" Dedim ama umrunda değildi. Aşşağı inmeye başladı.
"Savaş buraya gel ça-ah." Tam iki merdiveni görmemiştim ve bir an ayağım kayıp düşmüştüm.
"Yağmur!" Dedi Savaş telaş içinde herkes yanıma geliyordu bağıra bağıra yukardan bir ağlama sesi duydum. İşte buna dayanamazdım.
"Yağmur nereye?" Dedi Savaş herkes aynı soru soruyordu ama hiç birine cevap vermedim. Yukarı çıktığımda Işığın gözleri kıp kırmızı olmuştu ağlamıştı ve ben buna asla ama asla dayanamazdım.
"Yağmur gel buraya." Dedi Savaş. Sonra beni kucağına aldı Adaya baktı.
"Ada sen Işığı al peşimizdeki araba ile gel." İşte olay bu parmağım kanasa bile hastaneye götürüyorlardı beni.
"Dayan sevgilim." Diyordu Savaş ben sadece Işık diye biliyordum.
Hastaneden çıktığımda Savaşın kolundaydım sadece ayak bileğim burkulmuş birde kolum çıkmış bir iki hafta ağrıyacağını söyledi doktor. Şimdide arabada eve gidiyorduk.
"Yağmur iki hafta işe gitmiyorsun!" Al işte ben biliyordum böyle olucağını.
"Savaş doğum yapmadım veya beyin tümörü geçirmedim yada kolumdan bir kurşun yemedim ama sen küçük bir çıkma ve burkulma olayını bile bu kadar büyütüyorsun ben binlerce kurşun yedim ama bak hayla ayaktayım ben as-" Derken sözümü Savaş kesti.
"Sen asla yıkılmazsın." Dedi cümlemi devam ettirdi yani.
"Aynen öyle bana bir şey olmaz şunu beynine sok artık." Ve bu arada bu olay kötü oldu bir hafta sonra düğünüm vardı. Sizde bana soru sordunuz neden evliyken yine evleniyorsun ben o gün Savaşa dediğim şeyden sonra Savaş bana evlenme teklifi etmişti hatırlıyorsunuzdur unutmak mümkün değil çünkü o gün ben kurşun yedim. Neyse boş verin konumuza gelelim sonra bunlar pilan yapmış bir gün bende Ada ile Denizin konuşmalarına şahit oldum o bir ay varya işte o zaman olay böyle yani gerisini siz biliyorsunuz peki bunu size niye söylemedim? Bana süpriz olucaktı ama olmadı bağra size süpriz olsun.
Benim hikayemi biliyormusunuz. Size bunu bir gün anlatıcam sma ilk önce şunu diyim ilk başta korktuğunuz şey size mutluluğu gösterir siz mutlu olmak İçin korkmak, üzülmek gibi şeyeler başınıza geldikten sonra mutluluğu bulursunuz benim mutluluğum onlar ilk başta korktum ama sonrası mutlu bitti yani şöyle diyim: Mutluluğu aramadan önce diğer duyguları arayın.
|
0% |