Yeni Üyelik
20.
Bölüm

Final Bölümü: Düğün

@tubanurpeker1006

Eve vardığımızda Savaş beni direk odaya götürdü ve şok olmayacağınız bir şey yaptı beni odaya götürdü şok olduk mu? Hayır dediğinizi duydum yalan söylemeyin dediniz.

 

"Abi kız çok yolumuş bırakalım uyusun." Dedi Kerem. Evet gözlerim kapalı ve odaya Savaşın kucağında gelmiştim.

 

"Düğün işini napıcaz?" Diye sordu Nehir.

 

"Yakarız." Dedi Güneş. Bir an kalkıp Güneşi boğmak istedim.

 

"Bence." Dedi Savaş. "Yağ-" Susmadı ben o ara uyuya kaldım ama uyurken hep duyduğum şey şuydu 'Bence Yağ-' ne yapacaklardı acaba boşanıcakmı benden saçmalama Yağmur iyice abarttın dedim kendi kendime o kadar duygu yaşıyorumki mutluluk hariç ama.

 

"Sevgilim." Dedi bir ses bana seslendiğini anladım çünkü bu ses hemen yanımdaydı. Gözlerini zar zor açtım o sırada gördüğüm şey Savaştı üstüne bir tişört giyiyordu.

 

"Savaş nereye." Dedim endişeli bir sesle.

 

"Dışarı çıkıyoruz sen, ben, Ada, Işık, annen, baban, Güneş, Güneşin annesi, Güneşin babası, Deniz, Denizin babası, Kerem, Keremin annesi, Keremin babası, Nehir, Nehirin annesi ve babası." Dedi bir an hep birlikte bütün ailemiz olucak orada ciddi değil galiba?

 

"Savaş bugün önemli bir gün mü? Unuttuysam özür dilerim ama bu aralar yorgunum biliyorsun o yüzden he-" Konuşmamın devamı gelmeden Savaş konuşmaya başladı.

 

"Bugün önemli bir gün değil sadece dışarı çakalım dedik." Dedi Savaş.

 

"Nereye gidicez?" Dedim.

 

"İlk önce şu elbiseyi giy." Dedi bana sıfır kol mini etekli bir elbise verdi.

 

"Savaş düğün mü var?" Dedim şok içinde sonra aklıma uyumadan önce dediği kelime geldi. 'Bence Yağ-' Yoksa benim düğünümemi gidiyorduk.

 

"Savaş ben elbise giyicem sen böylemi gidiceksin." Dedim. Sadece güldü.

 

"Ben şimdi başka bir yere gidiyorum sen hazırlan ben sonra gelip hazırlanıcam." Dedi, aklıma takılan bir şey vardı Savaş beni nereye götürüyordu.

 

"Savaş ama nereye gidiceğimizi söylemedin." Dedim ama ses çıkarmadan gitti. Telefonumu aldım Savaştan uzun bir mesaj acaba hangi ara atmıştı. 'Sevgilim şu an bu mesajı okuyorsan ben gitmişimdir sende beni aramak için telefonu eline almışsındır. Şu an aklımda binlerce soru var biliyorum ama en fazla merak ettiğini söylüyorum birazdan kapı çalıcak sana kuaför ayarladım olayda şu: Adanın çalıştığı yerde bir kız lazımmış gelinlik reklamı için bende seni önerdin şu an kapı çalması gerekiyor kapının yanına git.' Ve kapı çaldı telefonu kapatmadan gittim kapıyı açtım ilk önce kuaförecü girdi sonra makyaj malzemeleriyle bir kız girdi.

 

"Yağmur hanım dimi?" Dedi kadın.

 

"Evet benim." Dedim herkese şaşkın bakıyordum.

 

"Buyurun sizi hazırlayalım." Dedi Kadın. Ne yani oyuncu değilim bir şey değilim sonra yine Savaşın dediği cümle geldi aklıma. 'Bence Yağ-' düşündüm sonda aklıma Ada nın düğünü geldi gelinlik reklamı diye kandırışımız. Sonra her şey aklıma yattı süpriz bir düğün organize etmekte onlardan iyisini tanımıyorum ama her şeyi çözme yönünden kendimden iyisini tanımıyorum.

 

Bir saat sonra hazırlanmış bir şekilde arabadaydım üzerimde beyaz kısa bir elbise bakın gelinlik değil elbise inandırıcı olsun diye yaptıklarına bakın şunların. İçeri girdim ve içerde askılı biraz dar kuyruklu bir gelinlik gördüm tam bana göreydi. Gelinliği giyer giymez aynadaki kendime baktım kendime aşık olmuştum.

 

"Yağmur hanım Savaş bey sizi dışarda bekliyor." Dedi çalışan bir Kadın. Sonra elimle gelinliğin önünde ki eteği tutum sonra odadan dışarı çıktım aklımda bir pilan vardı onlar bana oyun oynadıysa bende onlara oynayacaktım.

 

"Sevgilim sadece bir reklam." Dedim ilk başta sonra başka bir şey demeye başladım. "Senide damat olarak mı seçtiler?" Diye sordum.

 

"Ben aslında gerçekten damatım." Dedi ah yakışıklı salak sevgilim anladığımı farketmedi.

 

"Ben seni oyuncu mu yapsam ne ya ama sorun şu benim gibi zekiler anlıyor." Dediğimde Savaşın yüzünde şaşkınlık ve anlamsızlık vardı. Şaşkındı çünkü nasıl anladığımı bilmiyordu, anlamsızlık çünkü bana oyun oynamaya çalışıyor.

 

"Güzelim ne demek istediğini anlamadım." Dedi. Ah beni salak sanıyor. Aşşağı inerken şaşırmadığım şekilde bizim şarkımız çalıyordu.

 

"Gökyüzüm sen." Dedim sonra Savaş devamını getirdi şarkının.

 

"Ay'ı düşürür o gülüşün." Dedi sonra bende devamını getirdim.

 

"Tek sözüm gel kalbimde büyüsün." Dedim şarkıyı devam ettirerek.

 

"Yaş gözümde saçlarımda düğünüm." Dedi sonra sustum sustuk. Ben onun yüzüne bakıyordum o benim yüzüme sonra elimi tutu ve yürümeye başladık. 'Sordum yarenimde kalmamış mı?

Yolsun, yol yokuştu koştum

Sorsun, dertlerinle dolmadın mı?

Yoksun dudaklarım kurur' diyordu şarkı biz masaya vardığımızda şarkı devam ediyordu. 'Ben her gece yokluğunla dertleşince

Buldun beni gözlerinde

Öyleyse yanmaktır aşk özledikçe

Ben yollarında pervane'

 

"Gelin hanım adınız soyadınız?" Dedi memur uzun zaman sonra ilk defa soyadımı değiştirerek söyledim.

 

"Yağmur Atay." Atay, Atay, Atay Yağmur Atay bana en çok yakışan soyadım.

 

"Damat bey adınız soyadınız?" Şimdide Savaşa sordu memur.

 

"Savaş Akış." Dedi şu an bir kenarda annem ve babam diğer kenarda biliyorum şaşırcaksınız Nazlı ve kocası var yani Savaşın annesi ve babası.

 

"Gelin hanım hiç bir baskı altında kalmadan kendi özgün iradeniz ile Savaş Akışı kocanız olarak kabul ediyormusunuz?" Diye sordu bana nikah memuru.

 

"Işık sönene Karanlık yok olana kadar evet." Dedim ışığın dönmeyeceğini karanlığın yok olmayacağını biliyordum ve bilmeye devam edicem.

 

"Damat bey hiç bir baskı altında kalmadan kendi özgün iradeniz ile Yağmur Atayı karınız olarak kabul ediyormusunuz?" Diye sordu memur.

 

"Belki bir gün Güneş söner ama ay doğmaz, ay doğar ama Güneş sönmez imkansız bir şey ama ben imkansızı onla tattım ay sönmeden Güneş batmadan hayat geçmez ben güneşim o ay ben batıcam o doğacak ikimizde sönene kadar evet." Dedi Savaş şimdi şahitimiz olan Nehir ve Ateşe sordu memur Nehirin kucağındada Işık.

 

"Evet." Dedi Nehir.

 

"Evet." Dedi Ateş.

 

"Anne." Dedi Işık. Sonra salonda büyük bir kahkaha fırtınası koptu herkes gülüyordu herkes mutluydu.

 

(2 yıl sonra)

 

"Anne baba." Diyerek yanıma gelen Işığa baktım bana gülümsüyordu üç yaşında olmasına rağmen çok güzel konuşuyordu.

 

"Sevgilim." Dedi Savaş. "Hadi kalk Ada, Deniz bi de Kış aşşağıda bizi bekliyor." Evet Kış Ada ve Denizin kızı isminin kış olmasının nedeni doğduğunda kıştı ve dışarda kar yağıyordu. Ayağı kalktım bu aralar midem biraz bulanıyor başım dönüyor ve çok uykum geliyor. Aslında asıl haberi bilmiyorsunuz ve bunu size söylüyorum ben hamileyim 'yine mi?' Dediğinizi duydum ama bu sefer olayı Savaş bilmiyor. Ayağa kalktım üstüme Mavi bir kazak altıma beyaz bir kot pantolon giydim ve aşşağı indim montumu giydim ve düz botlarımı giydim.

 

"Yağmur kaç haftadır sorucam ama unutuyorum sen niye topuklu botlarını giymiyorsun?" Diye sordu Savaş diyecek bir şeyim yoktu.

 

"Şimdi kış ya karda yağıyor bende ayağım kayıp düşmim diye giyiyorum."

 

Vardığımızda dikkatli bir şekilde aşşağı indim ve Işığı kucağıma alıp arabandan çıkardım sonra yere koydum elini tutum diğer elini Savaş tutu. Adanın kucağında Kış vardı sonra birini gözlerini üstümde hissetim Denizin gözlediydi bu küçük sırrımı Denizde biliyordu.

 

"Ya Işığı ve Kışı anneme bırakıp kardan adam yapalım mı?" Diye sordu Ada bu olayın benim küçük bebeğim için sorunu yoktu.

 

"Olur." Dedim sonra ardından Savaş konuştu.

 

"Olur." Sonra Deniz.

 

"Bebeklere sorunu var mı?" Diye sordu Deniz.

 

"Yokta aramızda hamile yok ki olsada sorun olmaz sevgilim." Dedi Ada. Sonra anneme Işığı verdim ve bir daha şok Denizin babasında burdaydı. Nazlı ve kocasıda.

 

"Anne." Dedi Savaş.

 

"Efendim oğlum?" Dedi Nazlı.

 

"Işığı ve Kışı size bırakıyoruz biz kardan adam yapıcaz." Dedi Savaş ve ikisini bırakıp gittik. Sonra karnımda bir kıpırdanma hissettim elimi karnıma koydum galiba korkmuştu. 'Yok bir şey canım sadece geziyoruz.' Dedim içimden sonra sakinleştiğini hissetim elimi karnımdan çektim sonra karnıma bir soğukluk hissetim.

 

"Savaş sana kızın karnına vurma dedim." Anlamadığım bir şekilde karnımda ağrı hissetim.

 

"Yağmur iyimisin?" Diye sordu Deniz. "Ya Savaş napıyorsun?" Dedi Deniz.

 

"Bir tanem iyimisin?" Diye sordu Ada.

 

"Sevgilim n'oldu?" Diye sordu Savaş. Son gücüm ile Denize tutundum ve kulağına fısıldadım.

 

"Kimse onu bilmeyecek hiç kimse sadece sen ve ben seçim yapmak zorunda kalırsan bırak ben ölim o yaşasın." Dedim sesiz bir sesle.

 

Bizim hayatımız buydu işte bizim masalımız buydu. Bir ailem vardı beni bekleyen, size benim hikayemi anlatmak istemiştim ama zaman yoktu. Ben her zaman üzgün bir kız olmuştum, ta ki o güne kadar benim hikayemi aslında biliyorsunuz bu hikayede beraberdik. Benim hikayem o okulda başladı, o gün o okulda. Sizle beraberdi o kolidorlarda o merdivenlerde o zindanlarda işte şimdi o kolidordayım o kolidora yeniden ayak basıyorum. Şimdi size son kez soruyorum. Sonsuzluğa benle gelmeye varmısınız?

 

- - - 

 

Üzgünmüyüm evet onları bırakmak çok zor onlardan ayrı kalmak çok zor bende size soruyorum sonsuzluğa benle gelmeye varmısınız? Hadi şimdi hayatımızı sonsuzluğa götürecek o kıza o erkeğe sarılalım onla mutlu olalım onla ağlayalım sarıldıysanız ne güzel aşık olup içinde tutanlar korkmayın insana korktuğu şey daha çabuk gelir İlk Masal böyle başlamadı İlk Masal saçma başladı ama sonradan her şey düzeldi şimdi karanlığınızı bulun hadi durmayın kapatın ışıkları kapatın telefonu ve benim karanlığım nerde? Diyin sonra elinizi kalbinize koyun burda diyin benim karanlığım burda. Şarkımızı unutmayalım dinleyelim bu şarkı ile başladı bu şarkı ile bitsin

Loading...
0%